Volkan KARABAĞ
Engelliğin bir hastalık olmadığını bir durum olduğunu kaydeden Başkan Ocak’ı yaptığı açıklama şöyle:
“Engellilik hakkında bazı kalıplaşmış mesajlara dikkat çekeceğim haddim olmayarak.
"Engel sizsiniz".
Gereksiz bir cümle.
İnsanları düşündürmek yerine suçlamaktır bu.
Hele ki parmağınızı uzatıp bir kişiye ya da bir gruba karşı bu cümleyi söylüyorsanız, büyük hata. Suçlamayın, anlamalarını sağlayın.
"Engellilik hastalıktır, geçmiş olsun". Yanlış.
Değildir, engellilik bir hastalık değil, bir durumdur.
Toplumsal tutum ve Çevresel şartlardan dolayı oluşan bir durum, engellenmişlik halidir.
"Sevgi her engeli aşar".
Yanlış.
Sevgi her engeli aşmaz.
Kimse engellileri sevmek zorunda değil.
Ancak; saygı duymak zorunda. Düşünsenize, bunca yıldır engeller aşılmadığına göre, kimse sizi sevmemiş.
Keşke sevseydi, öyle mi, Bu mudur? Değil tabi ki.
"Engelliler özel insanlardır".
Yanlış.
Engelliler dahil hiç bir insan, özel insan değildir.
Ancak, her insan biriciktir, eşsizdir. Sırf engelli olmak kişiyi özel yapmaz.
Savunacağımız değer; eşit insanlar olarak kabul edilmek olmalı.
"En büyük engel sevgisizliktir".
Yanlış ve gereksiz bir cümle.
En büyük engel, ön yargılardır.
Engelli bireylere yönelik tüm olumsuz tutumlar, kalıp yargılar; bizim topluma katılımımızın önündeki engelleri besler.
Önyargılar olduğu sürece engeller baki kalır.
"Biz de varız".
Yanlış.
"de" bağlacı kullanmadan" biz varız" yazarsanız, ayrımcılık tuzağına düşmezsiniz.
"Engelliler de var" demek, herkesin var olduğu yerde "onlar dahi var" gibi ayrımcı bir ifadeyi belirtmiş olursunuz.
Gerek yok, biz zaten varız.
"Engelli çocuk".
Engelli Çocuk ifadesi BM Engelli Hakları Sözleşmesinde geçer.
Ancak bu ifadenin Ulusal mevzuat dilinde kullanılmadığını belirtmek gerekir.
Çünkü çocuklar engellilik değerlendirmesi ile değerlendirilmiyor, özel gereksinimleri bakımından değerlendiriliyor.
Bakınız: Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik, 20 Şubat 2019).
"Özel gereksinimli çocuk" ifadesi var artık.
Ailelerin, çocuklarının engelli olarak damgalanmamasını istememesi gayet normaldir.
"Engelli" ifadesinin yarattığı ayrımcılığa ve etiketlenmeye dikkat!
"Herkes bir engelli adayıdır".
Yanlış.
Engelli olabilecekleri ihtimali ile korku salmakla Farkındalık yaratılmaz.
Yaratılsaydı, bunca yıldır bunu başarmış olurduk.
Herkes rahat olsun, tek gerçek; hepimizin bir gün öleceğidir.
"Engelliler Haftanız kutlu olsun". Kutlamak yerine; bu memlekette ve bu koca evrende, tüm insanlığın içinde eşit bireyler olarak var olma mücadelemizin farkında olun yeter.
Bir de "engelli kardeşlerimiz" sloganı var ki, bu ifadeyi kullananlarda merhamet duygusunun tavan yaptığını görüyoruz.
Bakınız, kimse kimsenin kardeşi değildir (kendi kardeşlik bağı hariç).
Söz konusu kanun önünde eşitlik olunca, kardeşlikten değil "eşit yurttaşlık" tan bahsetmek gerekir.
Devlet büyüklerinin bu gerçeği özümsemeleri gerekir.
İnsanların farklılıkları vardır. "Normal" olarak nitelediğimiz bir insan çeşidi yoktur aslında.
İnsanlık; ırk, dil, lehçe, ten rengi, din, inanç, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim (kimileri buna tercih der), yaşam biçimi, medeni hali ya da bu konudaki tercihi, yaş, çocuklu olma ya da olmama tercihi, siyasi düşüncesi, sevdiği ve bağlılığı tercih ettiği siyasi lider, tuttuğu takım, giyim tarzı, ekonomik düzeyi, kültürel aidiyeti, göçmen /mülteci/sığınmacı oluşu, köyde ya da kentte yaşaması, adı, sanı, memleketi, doğduğu ve yaşadığı coğrafya, boyu, kilosu, eğitim düzeyi, işi ve mesleği, görme-işitme düzeyi, bedensel yetileri ve fonksiyonları, algı-zeka düzeyi ve yeterliliği, bir işi yapabilme yeteneği, hatta bir işi yapma isteği ve buna inancı... ve bunlar gibi sayısız farklılıklarla zenginleşir.
Her bir insanın kendindeki farklılığı görüp, diğerine saygı duyması zorunludur...bu zorunluluk, insanlığın tek ortak özelliği olmalı...
Engelliler Haftasında;
BM Engelli Hakları Sözleşmesinin esas alındığı,
insan hakları ve sosyal adalet esasıyla;
ayrımcılığın beslenmediği,
bağımsız yaşamın ve topluma eşit katılımın mümkün olduğu,
tüm insan çeşitliliğinin onaylandığı; özgür, erişilebilir bir ülkede ve evrende yaşamak umuduyla...”