Başbakan Recep Tayyyip Erdoğan, ATV'de katıldığı katıldığı programda, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
CHP ile 'terör sorunu' konusunda gerçekleşen görüşmeye ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, "Teşebbüs noktasında CHP'nin attığı adımı olumlu bir yaklaşım olarak görürüm" dedi.
CHP'nin soruna 'Kürt meselesi' olarak yaklaştığını fakat artık Türkiye'de 'Kürt meselesi' olmadığını, 'terör sorunu' olduğunu söyleyen Erdoğan, soruna 'Kürt sorunu' olarak yaklaşılmasının Kürt kökenli vatandaşlara hakaret olduğunu savundu.
CHP'nin 10 maddelik raporuna da değinen Erdoğan, bu 10 maddelik raporun bir öneri paketi olmadığını, burada bir tespit, bir teşhis olduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin konuyla ilgili açıklamalarına değinen Erdoğan, "MHP Genel Başkanı sert bir açıklamayla her tarafı toz dumana kavuşturdu ve ben artık üzülüyorum MHP Genel Başkanı'na. Muhalefetin içinde bir Genel Başkanı'nın ağzından bu tür ifadelerin, 'İhanet üçlüsü', 'Şeytan üçgeni' gibi bu ifadeleri kullanmasını doğrusu kendisine yakıştıramıyorum. Ve böyle bir ziyareti kabul etmeyebilirsiniz. Nitekim ben üç kez randevu talebinde bulundum Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak. Bu randevu taleplerimin hiçbirine olumlu cevap vermedi" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Bahçeli'nin açıklamaları üzerine otomatik olarak Toplumsal Mutabakat Komisyonu'nun düştüğüne dikkat çekerek, "Niye? Çünkü burada, parlamento içindeki gruplar arasında böyle bir mutabakat demek ki sağlanamıyor. Akil İnsanlar Grubu'na gelince o da zaten buna bağlı olarak o da kendiliğinden düşmüş oluyor" dedi.
"AK PARTİ VE CHP ÇALIŞMALARI ORTAK YÜRÜTEBİLİR"
Başbakan Erdoğan, CHP heyetine, TBMM'de Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulamasa bile AK Parti ve CHP'nin çalışmaları beraber yürütebilecekleri teklifinde bulunduklarını söyleyerek, "Gelin, biz CHP ve AK Parti olarak, şuanda yanımdaki üç arkadaşlarım benim bu konularla ilgili çalışan arkadaşlarımdır; sizin de yanınızdaki arkadaşlarınız da bu konularla ilgilenen arkadaşlar olduğuna göre talimatları verelim, iktidar ve ana muhalefet partisi olarak biz bu konudaki çalışmalarımıza başlayalım. Yani nerede iktidar olarak bizim eksiğimiz var, ben bunu göreyim. Siz bu eksiği bize önerdiğinizde biz de bu eksikleri gidermek üzere gayret içine girelim" dediğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, hükümet olarak terör sorunun sadece güvenlik güçleriyle halledilebilecek bir mesele olduğuna inanmadıklarını, bu sorunun çözümü için partinin kurulumundan bu yana Doğu ve Güneydoğu bölgelerine 30 milyar TL'yi aşan yatırımlar yaptıklarını söyledi. Erdoğan ayrıca iktidar oldukları anda bölgedeki olağanüstü hali kaldırdıklarını hatırlattı.
"BU TABLONUN GÜÇLENMESİ EN BÜYÜK İSTEĞİMDİR"
Başbakan Erdoğan, "Karşınızda hakikaten yeni bir CHP, müzakere üslubuyla konuşabileceğiniz bir muhalefet olduğunu görüyor musunuz" sorusuna, "Ben bugünkü tabloyu gördüğüm zaman, bu tablonun daha da güçlenerek devamı, benim en büyük arzumdur, isteğimdir. Onun için zaten o teklifi de kendilerine yaptım" cevabını verdi.
Başbakan Erdoğan, muhalefete karşı üslubunu belli bir ahlak çerçevesinde yürütmeye çalıştığını söyleyerek, "Temenni ederim ki bunu karşılıklı olarak çok daha iyi bir noktaya getirelim. Yani bu tablonun daha da güçlenerek devamı, benim en büyük arzumdur, isteğimdir" dedi.
Başbakan Erdoğan, terör sorununun çözümüne ilişkin olarak parlamentoda uzlaşma sağlanmasının zor olduğuna vurgu yaparak, BDP'nin uzlaşma içinde yer alamayacağına dikkat çekti. Erdoğan, BDP'nin kendi başına hareket edemediğini savunarak, "İnanın, şuanda terör örgütünün parlamentodaki uzantısı, kendi iradesiyle çalışmıyor. Kendilerine gelen talimatlar çerçevesinde çalışıyor. Kendilerine gelen talimatlar çerçevesinde çalıştığı için bunlar demokratik hayata, bir İspanya'da olduğu gibi, bir İngiltere'de olduğu gibi, İrlanda'da olduğu gibi katılamıyorlar. Bunların asıl sıkıntısı burada. Ve bunların çok ciddi buradan derdi var, bunu da biliyoruz, onu da söyleyeyim. Böyle bir durum var. Ve biz sonunda ana muhalefet, iktidar birlikte bir çalışmaya başlasak; diğer muhalefet zaten ciddi bir yanlışın içinde olduğunu o zaman zaten görecek" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, kendilerinin sorunun çözümü noktasında hiçbir ön şartlarının, ön yargılarının olmadığını belirterek, CHP'nin samimi olması durumunda sorunun çözümüne yönelik çalışılabileceğini belirtti ve "Tek bizim oluşturmamız gereken ortak akıl. İktidar-ana muhalefet halledebilir ve bu konuda somut adımı beraber atalım" dedi.
ULUDERE
Uludere'nin farklı bir zemine çekilmeye çalışıldığını kaydeden Erdoğan, "Hatayı kabul ettik. yargı kararını versin, sonuçlarını halkla paylaşırız" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun "Uludere'ye birlikte gidelim" önerisinin sorulması üzerine Erdoğan, "O ifade laf arasında geçti. Ben de kendisine dedim ki, bu işi birlikte yapalım birlikte çok yere gideriz. Sorunlu bölgeleri birlikte gezeriz" diye konuştu.
"ALACAKSANIZ BENİ ALIN"
MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılmasını değerlendiren Erdoğan, "MİT Müsteşarına emri ben verdim. Alacaksanız beni alın" dedi.
Başbakan, özel yetkili mahkemeler ve CMK'nın 250'nci maddesiyle ilgili de açıklamalarda bulundu.
Haklarında soruşturma açılan MİT görevlilerine sahip çıktığını söyleyen Erdoğan, "Alacaksanız o zaman beni alın. Talimatları ben verdim. Ben terörle mücadele ediyorum. Bu kadar önemli olan kurumları endişeye sevk edersek, bu insanlar nasıl çalışacak" diye konuştu.
Erdoğan 250'nci madde ile ilgili olarak da "Bu madde devlet içinde devlet havasına sokuyor" ifadesini kullanarak tutuksuz yargılanması gereken kişiler olduğunu ve bunlardan birinin de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olduğunu aktardı.
'KÜRTAJLA İLGİLİ ADIM ATILACAK'
Erdoğan, programda son günlerde gündemi sıklıkla meşgul eden kürtaj tartışmalarına da değindi.
Kürtajla ilgili mutlaka bir adım atılacağının altını çizen Erdoğan şunları kaydetti:
"Cenin artık senin olmaktan çıkmıştır. Çünkü o da artık bir candır. Sen onu öldüremezsin, öldürdüğün anda bu cinayettir. Engelidir diye yok edersek bu bir ötanazidir. Nice down sendromu çocuğu olan anne çocuklarını sevgiyle büyütüyorlar"