Başbakan Erdoğan İstanbul'da Konuştu
Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla İmam Hatip okulları kuruluşlarının 100. yılı nedeniyle düzenlenen program başladı.
Açılış konuşmasında ÖNDER başkanı konuştu.
Kadir Topbaş kürsüye çıktı. Topbaş " Kadim medeniyetin mensubu olarak geleceğe emin adımlarla yürümekteyiz. İmam-Hatip nesli olarak içinizden nice devlet adamları çıkacak. İmam-Hatipler'i bugüne getirenlere teşekkür ediyorum.
Başbakan Erdoğan kürsüye çıktı.
Sevgili genç evlatlarım, sizleri en kalbi duygularımla selamlaıyorum. Esselamü Aleyküm ve rahmetullah. ÖNDER'e teşekkür ediyorum. Üsküdar Belediye Başkanı'na teşekkür ediyorum. İmam-Hatipler'de kimlerin emeği varsa hepsine şükranlarımı sunuyorum.
Biz beddularla değil dualarla geldik. Yolumuza da öyle devam edeceğiz. 1951 yılında Adnan Menderes'e Milli eğitim Bakanı Tevfik İleri'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Saadettin Ökten'e şükranlarımı sunuyorum. Tüm İmam-Hatipli gönüllülere teşekkür ediyorum. Rabbim onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun.
Fahri Kainat efendimiz s.a.v buyuruyor " kişi öldükten sona amel defteri kapanır. 3 kişinin amel defteri kapanmaz. Sadakayı cariye verenler, Hayırlı evlat bırakanlar. Hayırlı amel işleyenler. Ben inanıyorum ki; amel defterleri kapanmayacak.
İnanıyorumm ki; imam-hatiplerden yetişen her iyi insan onların kabirlerini pür nur edecek.
Sizlere layık olduğumuz için mutluyum. Kamuda başörtülü çalışmanın önünü açan çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
4+4+4 sistemini getirerek milletin evlatlarını okullarıyla buluşturan arkadaşlarıma teşekkür ederken, sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum.
O yaradanın habibim dediğiydi. O Miraç'ta peygamberlere imamlık yapandı. Dışladılar, hakir gördüler. O çok sevdiği Mekke'yi terk etti. Hz. Ebubekir onun hüzünlendiğini görünce şunu dedi. "Üzülme Allah bizimle beraberdir" dedi.
O sabır ve tahammül Medine'de bir medeniyet nasip etti. O sabır ve tahammül onlara mekke'nin fethini nasip etti.
İmam-Hatiplerin de yolu o yoldur. Siz de çok üzüldünüz ama sabrettiniz. Kaderin üstünde bir kader var dedik. Hiçbir şey yapamadığımız zaman seccademize sığındık.
Elimize silah almadık. Yerin altına inenlerden olmadık. Yerin üstü varken yerin altına inip bünyeyi işgal eden virüslerden olmadık.
Üstat Necip Fazıl'ın bir sözü var ya "Öz vatanında parya" Buradan çıkaracağımız şudur; bu yurt bizim. Biz bu toprakların evlatlarıyız. Biz aziz şehitlerin torunlarıyız. Bu toprak bizim. Bu vatan biizm. Bu şanlı bayrak bizim. Biz kendi topraklarında, kendi öz yurdunda silaha sarılmadık.
Takiyyeyi, maskeyi tercih edenlerden olmadık. Şunu herkesin bilmesini istiyorum. Biz mücadelemiz hak ve hukuk mücadelesidir. Milletin kutsallarını yaşatma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz Büyük Türkiye'dir.
Haklı olduğumuz mücadelede şiddeti, gayri meşru yollara başvurmayız. Türkiye için şahsi çıakrları ön plana çıkartamayız. Biz Allah'ın takdirini haşa yok sayıp menzile gitmek için her yolu mübah sayamayız.
Bize gelen emir gayet açıktır "Emrolunduğu gibi dosdoğru ol." ilke tanımayan bir mücadele vermedik.
Milletten ve milletin öz değerlerinden vazgeçmeyceğiz.
Endülüs Sarayları'nda şunu görürsünüz; "Allah'tan başka galip yoktur"
Sizlerle beraber milletime ve dünyaya sesleniyorum Hangi makamda olursak olalım. Kibri yanımıza yaklaştırmadık yaklaştırmayacağız.
Müslüman o kimsedir ki; onun dilinden ve elinden emindir.
Müslüman müslümana tuzak kuramaz. Bırakın müslümanı başka bir insana da kuaramaz. Bizler özellikle ubudiyet anlayışımızı gözden geçirmek zorundayız.
Biz Allah'tan başka kimseye kul olmayız. Herkesin hatası vardır. Cumhurbaşkanın da, Başbakanın da, Meclis Başkanın da hatası olur.
Allah'a çok şükür harama el uzatmadık. Harama el uzatılmasına da izin vermeyiz. Bir hesap günü var. O gün gelmeden kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Bekir Topaloğlu hocamızın bir anısını anlatıyor. 400 öğrencisiniz ve bahçedeki elma ağacına el sürmediniz. Sizi tebrik ediyorum. İşte imam-hatip budur.
Bu onuru son nefesime kadar onurla taşıayacağım. 4 çocuğum da imam-hatip mezunu. Ben onlardan razıyım. Rabbimde onlardan razı olsun.
Evlatlarımla ilgili olarak ana muhalefet iftira atıyor. Eğer çocuklarımdan bir tanesi yolsuzluğa bulaşırsa yanımda bir dakika tutmam ve evlatlıktan redderim.
Bunların iktidarında halk gidecek hastane bulamıyordu. Yolsuzluğun olduğu bir hükümette bu kadar hizmet yapılabilir mi? Sağlıkta attığımız adımlar ortada. Eğitim'de büyük adımlar attık. 99 üniversite açtık.
Az önce ülkemize gelen öğrencileri gördüm. İmam-Hatip'lerin artık uluslarrası olduğunu gördüm. Şundan emin olun ki; imam-hatip nesline kara çalmasına izin vermeyeceğiz. İmam-Hatipli öğrencilerin de böyle bir şuur olduğunu biliyorum.
Şunu vurgulamak istiyorum; yolsuzluk konusunda atılan bu çamura karşı biz geldiğimizde milli gelir 230 milyar dolardı. 800 milyar doların üzerine çıkardık.
Yolsuzluğun olduğu bir hükümet bunu gerçekleştirebilir mi? IMF'e 23.5 milyar dolar borcumuz vardı. Bunu kapattık. Şimdi biz onlara 5 milyar dolar borç veriyoruz.
Merkez Bankamızda şu an 130 milyar dolar var. Biz Türkiye'de 10 yılda 17 bin km bölünmüş yol yaptık. Bunlar 3. havalimanını çekemiyorlar. Hak tecelli etti tedbirler kalktı.
3. Köprüden rahatsız olanlar var. Bak şimdi yükseliyor. Bunlar bittiğinde istanbul trafiği de rahatlayacak. Bunlar Marmaray'ı çekemiyorlar. Abdülhamid'in rüyasını gerçekleştidik. Şimdi tünel girişi de yapılıyor. 2015'te o da bitecek.
imam-hatipli olarak Fatih'in nesliyiz. O karadan gemi yürüttü. Biz de arabaları denizin altından geçireceğiz.
İlim Yayma'nın başkanı rahmetli Yusuf amca vardı. Alalh ondan onlardan razı olsun.
Paralel devlet oluşturalım demediler. Hükümetler kurup hükümetler devirelim demediler. Sermaye yönetelim demediler. Ananas Cumhuriyet'i kuralım demediler.
Başınız öne eğilmeisn. İnanıyorsanız mutlaka üstünsünüz. Unutmayın her karanlık gecenin sabahı vardır. Her kışın bir baharı vardır.
Yusuf'u kuyudan çıkartıp Mısır'a sultan yapan bir güç vardır. Musa'yı Firavun'un yanında büyütüp hakim kılan vardır.