Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "7 yılda 7 kıtada iz bırakan Sıfır Atık Hareketimizle; daha temiz bir dünya için çalışıyoruz. Ulusal Depozito Yönetim Sistemi'ni de hayata geçirerek; 2035 yılında ülkemizdeki geri kazanım oranımızı yüzde 60'a yükseltmeyi hedefliyoruz. 2053 net sıfır emisyon hedefimize en hızlı şekilde ulaşarak gerçekleştirmekte kararlıyız" dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Avrupa ve Asya Zirvesi'ne katıldı. Bakan Kurum, programda yaptığı konuşmada iklim değişikliği konusuna karşı alınacak aksiyonlardan bahsetti. Kurum, "Türkiye insanlığı bekleyen tehlikelerde, başını kuma gömenlerden, sorunları görmezden gelenlerden olmamıştır. İklim politikalarını belirlerken açıklık, şeffaflık, katılımcı bir anlayış benimsedik" diye konuştu.
2022 yılındaki İklim Şurası'nda yeni döneme ilişkin yol haritasının belirlendiğini hatırlatan Bakan Kurum, "Bilim insanlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, kamu kurum kuruluşlarımızla, özel sektörümüzle yeni bir yol haritası çizdik. Burada alınan kararlar doğrultusunda Ulusal Katkı beyanımızı, İklim Kanunumuzu, uzun dönem stratejimizi oluşturduk" dedi.
İklim değişikliği ile mücadele konusunda özel sektöre büyük önem verildiğini belirten Bakan Kurum, "Özel sektör hammadde demektir, üretim demektir, tüketim demektir. Her üretim ve tüketim süreci de iklimi doğrudan etkilemektedir. Örneğin; sera gazları çoğunlukla enerji üretiminden kaynaklanır. Çimento, demir çelik gibi fosil yakıtların kullanıldığı sektörler doğrudan iklimle ilişkilidir. Tarımdan kaynaklanan emisyonlar gıda politikalarımızı etkiler. Ormanlarımızın kullanımı, yutak alanlarının arttırılması açısından iklim siyasetimizde önemli bir yer tutar" şeklinde konuştu.
'2053 net sıfır emisyon hedefimize ulaşmakta kararlıyız'
Net sıfır emisyon hedefinden de bahseden Bakan Kurum, "2053 net sıfır emisyon hedefimize en hızlı şekilde ulaşarak gerçekleştirmekte kararlıyız. Bu yolda; Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde başlattığımız, 7 yılda 7 kıtada iz bırakan Sıfır Atık Hareketimizle; daha temiz bir dünya için çalışıyoruz. Ulusal Depozito Yönetim Sistemi'ni de hayata geçirerek; 2035 yılında ülkemizdeki geri kazanım oranımızı yüzde 60'a yükseltmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
'Atık suların yeniden kullanım oranını 2030'da yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyoruz'
Atıksu yönetiminde yenilikçi uygulamaları hayata geçireceklerini de ifade eden Bakan Kurum, "Ülkemizde 2018 yılında yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını yüzde 5,5'e çıkardık, 2030 yılında ise yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Son 22 yılda sosyal konut ve kentsel dönüşüm çalışmalarıyla üretilen 3.3 milyon konutun çevreye saygılı ve sıfır atık uyumlu olacak şekilde inşa edildiğini aktaran Bakan Kurum, "Bugün deprem bölgesinde de 452 bin yeni konut ve işyerimizi iklim değişikliğine uyumlu şekilde inşa etmeye devam ediyoruz. Enerji verimliliğini, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislerimize, "Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi" düzenliyoruz. Bu belgeyi alan tesislerin, çevre yatırım fonlarından faydalanmaları için gerekli tüm adımları atıyoruz. Sanayi sektöründe, Düşük Karbonlu Yol Haritalarımızla; 2053 yılına kadar alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 emisyon azaltımı sağlayacağız, gübre sektöründe ise sıfır emisyona ulaşacağız" açıklamasında bulundu.
'Enerji sektöründe, toplam elektrik kurulu gücü içerisindeki yenilenebilir enerjinin payını 2035'te yüzde 65'e yükselteceğiz'
Bakan Kurum sözlerini şöyle sürdürdü: "Enerji sektöründe, toplam elektrik kurulu gücü içerisindeki yenilenebilir enerjinin payını 2035'te yüzde 65'e yükselteceğiz. Ülkemizde yeni uygulanmaya başlayacak Emisyon Ticaret Sistemi ve karbon kredileriyle ilgili düzenlemeleri yapıyoruz. İşletmelerin sera gazı emisyon izni almalarını zorunlu hale getiriyoruz. Bu sistemden elde edilen geliri, kamu eliyle tekrar özel sektöre aktaracağız. Ulusal Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız. Bu sayede özel sektörümüzün, esnek finansal yapılara daha kolay erişmesini sağlayacağız. Orta Vadeli Programımızda belirttiğimiz; Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planını süratle uygulayacağız. Afetler başta olmak üzere tedarik zincirinde kırılmalara neden olabilecek risklere karşı sektörel dayanıklılık stratejilerimizi geliştireceğiz. Özel sektörümüzü, her açıdan desteklemeye, şirketlerimizin yanında dimdik durmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.