"Ülkemizin ve milletimizin, bugün, bağımsız bir şekilde tarih sahnesinde yer alması, aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin eseridir. Bugün, üzerinde özgürce yaşadığımız bu kutsal topraklar, maddi bedeller ödenerek değil, şehitlerimizin ve gazilerimizin kahramanca mücadeleleri sayesinde vatanlaşmıştır.
Asırlarca Kafkasların kilidi, ticaret ve sanatın merkezi, bilginin ve eğitimin köşe taşı olan memleketimiz ise 7 düvelle mücadele eden Osmanlı İmparatorluğu’nun 93 Harbi sonrasında kaybettiği topraklardan biri olmuştur maalesef. Önce 93 Harbi, ardından Birinci Dünya Savaşı’nın ağır yıkımına maruz kalan Kars tam 40 yıl boyunca esaret altında yaşayarak mezarları dahi sahipsiz kalan atalarımız bayrağına, ezanına, insanına hasret kalmıştı.
Ancak 30 Ekim 1920 yılında esaret zincirleri kırıldığında üstümüzdeki bulutlar dağılmış, Kars adeta bir bayram yerine dönmüştür. Bu vesileyle Mithat Cemal’in “Ölmez bu vatan farz ı muhal ölse de hatta/Çekmez kürenin sırtı bu tabut-ı cesimi” dizelerinde karşılığını bulan bir inançla şehirlerine ve ülkelerine sahip çıkan aziz hemşerilerimizin ruhları karşısında bir kez daha saygıyla eğiliyor,
Hayatları pahasına bu topraklara hayat veren şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum."