Volkan KARABAĞ / karsmanset.com
Türkiye’nin uzunca bir süredir konuştuğu dev projelerin yürütücüsü, adresi olan Bakanlığın başında bulunan Ahmet Arslan, ilk olarak; “Darbe girişimi ve sonrasındaki günlerde bu projelerle ilgili bir aksama oldu mu, darbe girişiminin bu yatırımlara yansımaları nasıl oldu” sorularını yanıtladı.
İşte Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın program konuşması:
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, tabi siz cümlenizde kullandınız Ulaştırmaz, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı gerçekten ülkenin ekonomik olarak büyümesinin, 2023 hedeflerini, 2053 hedeflerine yürümesinin olmazsa olmaz altyapı Bakanlığı. Hem ulaştırma alanında, hem denizcilik alanında, hem de haberleşme alanında Türkiye’nin her yerinde birçok proje yapıyoruz. Bu birçok projeyi yaparken de bunların kendi arasındaki uyumu, bunların ülkeye, ülke insanına oluşturacağı katma değeri konuşuyoruz ve bunun çok önemli olduğunun da bilincindeyiz. Hal böyle olunca da aslında bu darbe girişiminin de bu işleri özellikle engellemek adına, bu işleri aksatmak adına yapılan atılan önemli adımlardan biri olduğunu biliyoruz. Biz de tam tersine insanımızın refah seviyesinin yükseltilmesi, Türkiye’nin ticaretinin ve ekonomisinin büyüyebilmesi, 2023 hedeflerine sağlıklı yürüyebilmesi için tam tersine ve inadına bu projeleri bir an önce ve zamanında yapmak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz. Bu cümleden hareketle 15 Temmuz darbe girişiminin belki sonrasındaki 1-2 gün denebilir, ama devamında biz hiçbir şekilde bu projelerin aksamaması, tam tersine bir an önce bitebilmesi adına Türkiye’nin her yerinde bütün çalışma arkadaşlarımızla mesaimizi daha da artırarak, daha da yoğunlaştırarak bir gayretimiz var. Dolayısıyla da, hiçbir şantiyeyi yavaşlatmadık, hiçbir projeyi yavaşlatmadık, aksatmadık tam tersine yine sahalardayız, yine şantiyelerdeyiz arkadaşlarımızla birlikte işimizin başındayız ve işlerimizin bir an önce bitmesi gerektiğinin de bilincindeyiz. Tekrar söyleyeyim, bu projelerin bir an önce bitmesi ülkenin büyümesinin olmazsa olmazı çünkü lokomotif sektörü.
SUNUCU- Şimdi o projelere tek tek bakacağız hepsi çok önemli tarihi çok yaklaşanlar var konuşacağız, ama en sıcak gelişmelerin yaşandığı projeye öncelik vermek istiyorum. Üç katlı büyük İstanbul tüneli projesinde bizdeki bilgilere göre dün itibariyle mali teklifleri açtınız. Bu projede süreç nasıl işliyor, ihale bundan sonra nasıl devam edecek ve projenin bundan sonraki takvimi ne olacak?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim özellikle projelerimizi aksatmadan yürüttüğümüzün iyi bir göstergesidir üç katlı büyük İstanbul tüneli, çünkü büyük İstanbul tünelinin şöyle bir özelliği var: Malumunuz İstanbul’da Marmaray projesi yapıldı, Marmaray iki katı denizin altından demir yoluyla birleştiriyor dolayısıyla, demir yolu taşımacılığı yapılıyor. Bu projenin yanı sıra bir de Avrasya Tünelimiz var o da yine denizin altından iki kıtayı birleştiriyor ve otomobillerin geçeceği bir proje. Yeni üç katlı büyük İstanbul tüneli bu ikisinin birleşimi adeta, çünkü proje üç katkı olacak bir katında iki şerit gidiş otomobil, orta katında bir gidiş, bir geliş metro olacak, bir altında da geliş istikametinde bu sefer iki şerit otomobiller kullanacak ve bu proje yaklaşık 6,5 milyon İstanbul’da 6,5 milyon insanın yolculuk yaptığı diğer raylı sistemlerle ve kara yollarıyla entegre olacak, yani Avrupa yakasından İncirli’den başlayarak metro yer altına girecek, gelecek iki köprü arasında karayolu tüneliyle birleşecek, Anadolu Yakasında ise gelip Söğütlüçeşme’de Marmaray’la ve Kadıköy Kartal’la birleşmiş olacak. Ayrıca E-5’ten, TEM’den başlayan E-6’dan TEM’den başlayan bir tünelde otomobilleri getirecek bu tünelle birleşecek, sonra Anadolu Yakasında yüzeye çıkıp Çamlık’ta gelip TEM’le E-6’yla birleşecek. Dolayısıyla, biz bu projeyi çok çok önemsiyoruz, bu projeyle ilgili bütün çalışmalar bitmişti en son sondajlarının yapılması, uygulama projelerinin hazırlanması ve yap-işlet-devret modeliyle ihale edebilecek dosya bütünlüğünün şartnamelerin hazırlanması adına biz müşavirlik ihalesine çıktık, müşavirlik ve uygulama projesi ihalesine. Gelen tekliflerde üç tane firma teknik yeterlilik aldı, çünkü zor bir projedir teknik yeterliliği alan firmanın da çok iyi olması lazım ki projemiz o anlamda sağlıklı olsun. Dün itibariyle de teknik yeterliliği verdiğimiz üç firmadan mali tekliflerini aldık, mali tekliflerin ve teknik yeterliliğe ilişkin puanların ortalamasıyla da firmaya karar verildi ve hemen işe başlanacak. Bir yıl içerisinde de bütün projeleri bitirip yap-işlet-devret modeliyle üç katlı büyük İstanbul tünelinin yapım ihalesine çıkacağız.
SUNUCU-Firmayı bu aşamada açıklamakta bir mahsur var mı kim üstlenecek?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim İtalya’dan, İspanya’dan ve Türkiye’den üç firma başvurmuştu, Türkiye’deki büyük müşavir firmalardan Yüksel Proje ihaleyi kazandı teknik puanı artı mali teklifinin ortalaması ile Yüksek Proje kazandı. Yüksel Proje Türkiye’deki birçok proje, yurtdışındaki birçok projede müşavirlik hizmeti veren Türkiye’nin tecrübeli firmalarından biri onunla birlikte bu süreci yürütüp inşallah ihalesini yapacağız.
SUNUCU- Şimdi yine sıcak gelişme beklediğimiz projelerden ikinci önceliklisi Yavuz Sultan Selim Köprüsü, çünkü 26 Ağustos’ta açılış bekliyoruz daha önce açıklanan takvim bu şekilde. Burada inşaat çalışmaları ne durumda, açılışa hazır hale geldi mi ya da kaç gün içinde tamamlanacak durumda?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Yavuz Sultan Selim Köprüsü tabi İstanbul’daki üçüncü köprü içinden deniz geçen ve iki kıtayı bağlayan gözbebeğimiz İstanbul’un çok önemli projesi. Projenin tabi iki özelliği var birincisi, özellikle büyük ağır kamyonların İstanbul’un içindeki trafiğe girmeden kuzeyden Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak bir güzergah olması ve bu büyük yük hareketini, İstanbul’a yük getirmeden kuzeye çekmiş olmakla birlikte aynı zamanda demir yolu da barındıracak olan proje. Dünyadaki ilklerden biri genişliği anlamında gerçekten çok büyük bir proje. Yavuz Sultan Selim Köprüsü tabi bağlantı yolları da var hem Avrupa Yakasında, hem Anadolu Yakasında gelip TEM’e bağlanacak bağlantı yollarıyla birlikte tamamen bitmiş durumda. Biz geçen Cumartesi Sayın Başbakanımızla birlikte bütün şantiyeyi boydan boya ziyaret ettik, Sayın Başbakanımız brifing aldılar. Bu da bir başka gösterge bu kadar yoğun ülke gündeminin içerisinde Sayın Başbakanımız geldi projeyi bizzat tekrar yerinde inceledi çünkü çok iyi bildiği bir proje herhangi bir aksaklığın olmadığını gördük. 26’sında Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ve dünya çapında birçok misafirimizin katılımıyla Yavuz Sultan Selim Köprüsünü açacağız ancak 26’sına kalmadan 20-21’nde tamamen bütün işler bitmiş olacak ve 26’sında da inşallah Yavuz Sultan Selim Köprüsünü açıp hem İstanbul’un, hem ülkemizin, hem adeta çünkü bir dünya projesi, dünyanın da hizmetine sunmuş olacağız.
SUNUCU- Evet, şimdi biraz önce siz değindiniz kısaca, ama Avrasya Tüneline de belki bir ayrı başlık açmak lazım, çünkü orada da bir 20 Aralık hedefi vardı. Bu yaşadığımız süreç Avrasya Tüneli için bu takvimde bir değişikliğe yol açtı mı?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Hayır, efendim bu süreç dediğim gibi hiçbir projemizde bir takvim değişikliğine yol açmadığı gibi, Avrasya Tünelinde de takvim değişikliğine yol açmayacak. Avrasya Tüneli iki kıtayı denizinde altından birleştiren otomobillerin geçeceği günde 100 binin üzerinde otomobilin geçeceği bir tünel. Ancak insanlarımız şunu bilsinler ki, İstanbul gibi bir tarihi kentte özellikle Sultanahmet ve civarını düşünürseniz Yenikapı’da dahil tarihi Yarımada’daki trafik hareketini en aza indirecek, hemen tüneli alıp Anadolu Yakasına geçirebilecek bir proje. Bu sadece seyahat süresini 100 dakikan 15 dakikaya indirecek bir proje değil. Tarihi Yarımada’daki trafik hareketini yüzde 30’lar, yüzde 40’lar mertebesine indirecek, tarihi Yarımada’daki trafik hareketinin ta Boğaz Köprülerine, işte 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne gidinceye kadar tarihi Yarımada’da oluşturacağı yükü azaltacak bir proje. Proje hem insanlarımızın seyahatini kolaylaştıracak, ama bir o kadar da tarihi Yarımada’nın yükünü alacak bir proje. Anadolu Yakasında ise yine Kadıköy civarında çok gezmeden insanlar hemen tünele girebilecek Karacaahmet Mezarlığının hemen oradan tünele girebilecek ve 1,5 saatlik yaklaşık seyahat süresini de 15 dakikaya indirecek bir proje. Derinlik olarak da dünyanın ilklerini barındıran bir tünel 106 metre derinlikten giden bir tünel. Orada da bütün işlerimiz bitti yakın zamanda otomobille karşıdan karşıya geçilebilecek hale geliyor inşallah onu da Sayın Cumhurbaşkanımızı, Sayın Başbakanımızı ağırlayarak o işlemi de yapacağız ve 20 Aralık’ta da işletmeye açacağız Avrasya Tünelini. Avrasya Tüneli de İstanbullunun hem yaşamını, refah düzeyini artırmak adına önemli, hem de az öncede söyledim onu çok çok önemsiyorum, tarihi Yarımada’nın yükünü alacak bir proje aksamadan yürüyor. 7-20 saat arkadaşlarımız çalışıyorlar bu projede de.
SUNUCU- Şimdi 3. Havalimanını soracağım, ama onu 15 Temmuz sonrasında gündeme gelen bir başlıkla, konuyla sormak istiyorum. Şimdi darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlerden sembol olmuş birinin isminin havalimanına verilmesi önerileri var. Onu soracağım size ulaştı mı böyle bir öneri ya da sizin gündeminize geldi mi, mümkün görüyor musunuz böyle bir isimlendirmeyi?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, şöyle: Sayın Başbakanımızda, Sayın Cumhurbaşkanımızla deklare ettiler tabi o gece 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece gerçekten insanlarımız gözünü kırpmadan tankların önüne mermilerin önüne kendilerini attılar, namluların önüne attılar ve 240 şehidimiz var. Sayı her gün artabiliyor, ama ne yazık ki 240 şehidimiz var. Şu konuşuldu: Her şehidin ismi bir okula, bir yere verilecek. Dolayısıyla bütün şehitlerin ismi bir yerlere verilmiş olacak. Havalimanları da dahil talepler var elbette ki bunları birlikte değerlendirip kararını alacağız ve bütün şehitlerimizin ismini zaten ismini bir yere vermezsek bile onlar tarihe mal oldular, onlar destanlarını yazdılar, 79 milyonun gönlünde yerlerini aldılar. Sadece onların da gönlünde değil, gerçekten bu coğrafyayı umut olarak gören, Recep Tayyip Erdoğan’ı umut olarak gören dünyadaki mazlumların ve mağdurların gönlünde de bizim coğrafyadan beklentisi olan dostlarımızın gönlünde de yerlerini aldılar, ama yine de sembolik olsun diye her birinin ismi bir yere verilecek ve isimleri yaşatılacak, onun bilinmesinde fayda var.
SUNUCU- Bunlar arasında havalimanları da var, sanırım önümüzdeki yeni projelerde bunlar değerlendirilecek.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Elbette ki havalimanları da var, evet.
SUNUCU- Şimdi projeleri konuşmaya devam edeceğiz ama, arada şunu sormak istiyorum: Bu büyük devasa projelerin finansmanında önemli rol üstlenecek bir yeni düzenleme var Meclis gündeminde, Türkiye Varlık Fonu. Düzenlemeyle ilgili ya da fonun kuruluş gerekçesinde otoyollar, Kanal İstanbul, üçüncü köprü, havalimanı gibi dev projeleri finansa etme amacı yer alıyor. Onu soracağım, bütün bu projeleri yürüten Bakanlık olarak Türkiye Varlık Fonu’nu siz nasıl buldunuz, size katkısı ne olacak, beklentiniz ne fondan?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, fona ilişkin hemen şöyle bir cümleyle girmekte fayda var: G-20’yi oluşturan bütün ülkelerin böyle bir fonu var ve bu fonu gerçekten ülkelerinin kalkınması, altyapı projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi adına bir lokomotif sektör olarak kullanıyorlar. Biz bu konuda belki de geç kaldık. Dolayısıyla varlık fonu, varlık kelimesi insanların aklında başka bir şey oluşturuyor ama, bunun insanlarımızın refahını arttırmak adına bir refah fonu gibi düşünülmesi lazım. Dolayısıyla varlık fonu kanunu çıkıyor, bununla birlikte onun alt sektörleri olarak ulaştırma altyapılarına ilişkin de fon bir görev üstlenecek, biz bununla birlikte ülkemizin erişiminin, ulaşımının kolaylaştırılması adına, az önce sizin söylediğiniz büyük projeler de dâhil, yeni büyük projeleri daha hızlı yapabilmek adına, daha hızlı ve daha düşük maliyetle, bu daha doğru, daha düşük maliyetle fonlamak adına bundan kesinlikle çok yararlanacağız. Ve bunun amacı da ne? Bu projeleri bir an önce hayata geçirip insanlarımızın refah düzeyini daha da arttırmak, ülkemize katma değer oluşturmak, bunun böyle bir fonksiyonu var. Ancak bir şey yanlış anlaşılmasın; üçüncü köprü Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya, İstanbul yeni havalimanı, bunlar zaten yap-işlet-devret modeliyle ihale edilmiş, finansları bulunmuş, işler rayında yürüyor. Bizim buradaki amacımız, yeni gündemimizde olan projeleri fonlamaktır. Dolayısıyla mevcut projeler zaten fonlama ihtiyacını karşılamış durumdadır, bunun özellikle bilinmesinde fayda var.
SUNUCU- Evet, mevcut projelerin finansman konusunda zaten sıkıntısı yok, bir kez daha tekrar edelim.
Şimdi Varlık Fonu dışında aslında başka fonlara işaret eden açıklamalarınız oldu geçtiğimiz hafta, onu sormak istiyorum. Yine özellikle ulaştırmadaki altyapı yatırımlarını destekleyecek yeni fonlar olacağını siz açıkladınız. Ne tür bir çalışma devam ediyor? Mesela bu fonlar finans kaynağını nereden bulacak, nasıl işleyecek?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim şöyle: Zaten bu Varlık Fonuna ilişkin kanunun çıkmasıyla birlikte diğer fonların da, yani Varlık Fonu şemsiyesi adı altında diğer fonların da kurulması mümkün hale geliyor ki, ulaştırma altyapılarına ilişkin de fon yapılmış olacak. Şimdi bizim Ulaştırma Bakanlığı da dâhil birçok aslında varlığımız var, bunların teminat gösterilmesi ve bunların bir fona dâhil edilmesi ile orada bir fonlama sistemi olacak, insanlarımız o fondan yararlanabilir hale gelecekler ve bu fonların teminatıyla daha kolay finansman bulabilir hale geçeğiz. Tekrar söyleyeyim, uzun soluklu kredi aldığınız zaman bu kredi kuruluşları uzun süredeki riski dikkate alarak yeni maliyetler, yeni risk faktörü nedeniyle ilave maliyetler bindiriyorlar kredilerin üzerine. Hâlbuki siz bunu bir varlık fonuyla teminat altına almış olduğunuz zaman, bu otomatik olarak riskin azalması, dolayısıyla ne kadar uzun soluklu finansman sağlarsanız sağlayın onun maliyetinin artmaması demek. Dolayısıyla o bu sektörde, özellikle ulaştırma sektöründe büyük projeleri daha hızlı, daha seri ve daha kolay fonlayarak yapabilme imkânı sağlayacak bize. O da 14 yıldır yaptığımız proje hızını daha da hızlandırmak, büyük projeleri daha çok yapabilir hale gelmemiz anlamına geliyor. Bu cümleden hareketle isterseniz şurada bir harita var, belki biraz projelerin başında konuşmamız gerekiyordu ama. Arkadaşlar görürlerse, biz yaklaşık 3- 3,5 saatlik bir uçuş süreciyle 1,5 milyar insanın 31 trilyon dolarlık ticaret hacminin olduğu bir coğrafyadayız. Ve bu coğrafya nedeniyle diyoruz ki, Türkiye, evet, burada ay-yıldızıyla parlıyor ama, aynı zamanda Asya’yla Avrupa arasında bir köprü konumunda. İşte bu köprünün hakkını verebilmek için bizim coğrafyamızda özellikle Asya-Avrupa, Balkanlar-Kafkaslar, Kafkaslar-Ortadoğu arasında dünyanın ana koridorlarının yer aldığı bir coğrafyadayız. Kuzeyden kuzey koridoru, güneyden güney koridoru var. Kuzeyden kastım Rusya üzerinden Avrupa’ya giden, güneyden de Hazar’ın güneyinden, İran’dan Körfezi dolaşarak Avrupa’ya giden bir güney koridoru var. Ama Türkiye’nin üzerinde bulunduğu koridor, ki orta koridordur bu, orta koridor en kestirme ve kapıdan kapıya nakliyatın bir seferde yapılabilme imkânı sağlayan bir pozisyondayız. Hal böyle olunca, biz bu pozisyonumuzdan yararlanmak için büyük projeleri yapmak ve ülkeyi adeta bütün ulaştırma sektöründe demir ağlarla örmek, kara yolu ana koridorlarıyla örmek, doğu-batı eksenli değil, kuzey-güney eksenli de koridorlar yapmak ve de bununla birlikte havaalanlarımızı arttırmak durumundayız. Bu coğrafyanın bizim üzerimize yüklediği başka bir sorumluluk var ki, bu coğrafyanın hakkını vererek dünyanın taşıma ticaretini, 75 milyar dolarlık bu coğrafyadaki taşıma ticaretini Türkiye üzerine çekmek ve bundan gelir elde etmemiz gerekiyor. 14 yıldır yapmaya çalıştığımız bu, ama bunu daha da hızlandırarak 2023 hedeflerine gitmemiz gerekiyor. O yüzden de Varlık Fonu bu anlamda coğrafyamızın hakkını vermek, buradan doğru da katma değer oluşturmak ve insanlarımızın refah seviyesini arttırmak adına bizim için çok önemli.
SUNUCU- Şimdi bu son sözleriniz ve özellikle Türkiye’nin köprü pozisyonunu bir görev olarak alıp bunu yerine getirmek ifadelerinizden, demir yollarından da bahsedince Bakü-Tiflis-Kars projesi geldi aklıma, bunu da konuşmakta fayda var gibi. Bu proje ne sağlayacak bütün bu söylediğiniz amaca hizmet açısından?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Az önce söylediğimiz koridorun tam da tamamlayıcısı Bakü-Tiflis- Kars demiryolu projesi. Çünkü biz Marmaray’ı yaparak, üçüncü köprü üzerinden demir yolu yaparak İstanbul Boğazı’nda demir yolunu kesintisiz hale getiriyoruz. Ancak, Kars’tan sonra bir eksik halkası var, yani Orta Asya’ya gidebilmek adına, Orta Asya’daki yük hareketini Türkiye üzerinden elleçleye bilmek adına eksik halka Bakü-Tiflis-Kars’tı. Malumunuz bu proje başladı, zaman zaman mahkeme kararları nedeniyle gecikti ama, şu an sahada çok yoğun bir çalışma var, hem Gürcistan tarafında çok yoğun bir çalışma var, hem Türkiye tarafında çok yoğun bir çalışma var. Bütün amacımız, bu sene sonunda Bakü- Tiflis-Kars demir yolu projesinde de tren yürütmek, yük taşımaya başlamak ve coğrafyamızın hakkını vermek adına bu projeyi devre sokmak. Bu proje tek başına anlamlı değil, Marmaray’la birlikte Kars’tan Halkalı’ya kadar, hatta Kapıkule’ye kadar yapılacak hızlı trenlerle birlikte anlamlı hale geliyor. Dolayısıyla projeyi çok önemsiyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız da, Başbakanımız da bunu çok çok önemsiyor, bu sene sonunda Bakü-Tiflis-Kars’ı da bitirme hedefimiz var.
SUNUCU- Şimdi Osman Gazi Köprüsü’ne geçmek istiyorum. Köprü açılmadan önce geçiş ücreti Hazine garantisi konuları gündemdeydi, tartışılmıştı. Şimdi önceki gün bir haber çıktı, köprüden günlük geçişlerin 5-6 bin araç civarında kaldığı yönünde. Önce şunu sorayım: Bu rakamlar gerçeği yansıtıyor mu? Köprüden geçişlerle ilgili son durum ne?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, Osman Gazi Köprüsü tabi sadece köprü değil, İstanbul-İzmir arası 384 kilometrelik otoyolla birlikte bir bütün, etap etap yapılıyor. Biz köprüyle birlikte 58 kilometrelik kısmı açtık, yani Gebze’den giren biri Osman Gazi Köprüsü’nü geçip, İznik’i geçip Orhangazi’den çıkıyor ve adeta Bursa’ya artık 40 dakika da gidebilir hale geldi. Osman Gazi Köprüsü’nde verdiğimiz garanti 40 bindir, bu hep konuşuluyor da. Yap-işlet-devret projelerinde bu büyüklükteki bir projelerde siz hiçbir para koymadan 6,5 milyar dolarlık bir yatırımı yaptırıyorsanız ve buna da bir finansman sağlanıyorsa, burada verilmesi gereken garantiler var. İnsanlarımız bu projelerin nasıl yürüdüğünü çok bilmediği için doğrusu peşin hükümlü yaklaşıyorlar. Bizim Osman Gazi Köprüsü’nden başlangıçta beklediğimiz trafik 15 bin idi, şu an günde ortalama 20 bin araç geçiyor. Ortalama 20 bin araç geçiyor, bu, yaptığımız fizibilite çalışmasındaki beklentimizin de üzerindedir. Dolayısıyla bu sene sonu Bursa’ya kadar olan otoyolu açtığımızda, 2017 sonunda İzmir’e kadar olan otoyolu açtığımızda, otoyolun tamamı bittiğinde zaten buraya ilave çok yüksek bir araç trafiği oluşturacak. Dolayısıyla çok uzun sürelere varmadan da biz garanti rakamını da aşacağız, beklendiğimiz rakamlar oluşmuş olacak. 5-6 bin doğrusu ya çok maksatlı, ya çok alınan yanlış bilgiler üzerine kurgulanan bir haber. Kesinlikle ortalama 20 binin üzerini şu an yakalamış durumdayız ve bu da beklediğimiz rakamdır. Lütfen Osman Gazi Köprüsü’nü getirip sadece bir araç geçişini endekslemesin insanlar. Osman Gazi Köprüsü ve devamındaki otoyol, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale, hatta Kütahya, Balıkesir, Manisa ve İzmir’de, yaklaşık 30 milyon insanın yaşadığı coğrafyanın tamamında ticareti ve ekonomiyi şu ankinin birkaç katına çıkaracak bir görev üstleniyor. Dolayısıyla biz bir projeyi yaparken, ya 20 bin araç mı geçti, 30 bin araç mı geçti, şu kadar garanti mi verdik, öyle bakmayız. Biz bir projeyi yaparken projenin coğrafyasında oluşturacağı katma değere ve bu katma değerin ülkeye olacak katkısına bakarız. Şunu insanlarımız rahatlıkla bilsinler ki; Osman Gazi Köprüsü ve etrafındaki otoyollar ve bağlantı yolları dâhil oluşturacağı katma değerle 79 milyon insanın refahını arttıracak bir projedir, projeye böyle baksınlar, sadece bir kesimini alıp bir kesimle yorumlamasınlar bence.
SUNUCU- Aslında biraz bu sorunun yanıtını verdiniz ama, önemli olduğu için ayrı olarak soracağım. Hazine garantisi nedeniyle bir yükümlülük oluşur mu kamuya, öngörünüz diye soracağım. Bir de, buradaki teknik uygulamayı belki özellikle vurgulamak lazım, yani şu andaki rakamlar bir garanti yükümlülüğü şu an itibarıyla doğuruyor mu, yoksa yılsonunda ya da bir yıl tamamlandığında mı bakılacak buna?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, yılsonunda yıllık ortalama alınır, ortalama üzerinden buna bakılır. Ve tekrar söylüyorum, siz bir projeyi yap-işlet-devret metoduyla yaptığınızda buna ister istemez bir finans bulunuyor ve bu finansın da bir maliyeti var, bu maliyetinin düşük olabilmesi… Projeden daha fazla fayda elde edebilmek adına bütün projelerimizde garanti vardır, havacılık sektöründe de biz garanti veriyoruz. Başlangıçta bu da eleştiri konusuydu, ancak havacılık sektöründe biz yıllık garantiden kaynaklı 40 milyon Türk Lirası bir ödeme yapıyorken, tam tersine 400 milyon ilave para alıyoruz, 400 trilyon. Dolayısıyla önemli olan, 1 yılda, 2 yılda garantiden kaynaklı ödeyeceğiniz para değil, projenin işletme sürecinde devletin elde edeceği gelir bu çok önemli, bu çok daha büyük, çünkü 6,5 milyar dolarlık bir yatırım ve bu yatırım bizim için yapılıyor. Her ne kadar yükleniciler yapıyorsa da, işletici firma yapıyorsa da bu bizim için yapılıyor ve işletmenin sonunda da havalimanlarında olduğu gibi bu sefer işletmesini kiraya veriyorsunuz, işte havalimanları da yaklaşık 10 milyar dolarlık ilave bir gelir elde ettik. Dolayısıyla Osman Gazi Köprüsü ve bağlantısındaki otoyollarla da biz ülke olarak çok daha karlı duruma düşeceğiz, 1 yıllık bir perspektifle değerlendirmek büyük fotoğrafa haksızlık olur.
SUNUCU- Şimdi biraz yeni projelere de bakalım istiyorum. Yeni projeler portföyünde, listesinde önceliğiniz neler olacak?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, biz zaten Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlantı yollarının dışında Kuzey Marmara Otoyolunu da ihalelerini yaptık yap-işlet-devret modeliyle, biliyorsunuz Avrupa Yakasında Kınalı’ya kadar, Anadolu Yakası’nda Akyazı’ya kadar otoyol birbirini tamamlamış olacak, bu yap-işlet-devret modeliyle ihale edildi ve süreç başladı, işe başlanıyor. Bunun dışında en öncelikli projemiz, 1915 Çanakkale Köprüsü. Ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de süreçlerini başlattık, bu sene içerisinde ihaleye çıkarak önümüzdeki yıl kazmayı vurmak istiyoruz, başlamak istiyoruz. 1915 Çanakkale Köprüsü’yle ilgili de birkaç cümle söylemek isterim ki, o köprünün fonksiyonu sadece Çanakkale’de Gelibolu’dan Lapseki’ye geçiş sağlamak değil. O köprü Avrupa’dan gelen Ege’ye ve Batı Akdeniz’e inecek yük hareketinin İstanbul’a girmeden hemen inebilmesi, seyahat süresini çok kısaltması, dolayısıyla ilave kendi trafiğini oluşturacak bir fonksiyonu var; bu birinci fonksiyonu.
SUNUCU- İstanbul’u da rahatlatacak bir proje.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Böyle rahatlatacak.
İkinci bir fonksiyonu; Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü ve 1915 Çanakkale’yi düşünürseniz, 3’ü birden bittiğinde, üçünün birden otoyolları birbirine bağlandığında biz Marmara Denizi’nin etrafında bir ring oluşturmuş olacağız, işte bu ring de hem seyahat süresini kısaltması, hem vakitten tasarruf edilmesi, -nakit anlamına geliyor bu- yakıttan tasarruf edilmesi ve daha da önemlisi karbondioksit emisyonu anlamında da daha az gaz salınımı nedeniyle çevreye olan katkısını düşündüğünüzde, ayrıca bulunduğu coğrafyada bir ring oluşturarak o da hem ticaretin, ekonominin büyümesi, hem insanlarımızın yaşam standardının çok daha yükselmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla bu sene Çanakkale 1915’i hızlı bir şekilde ihale edip onu da insanlarımızın hizmetine sunacağız.
Onun dışında, yüksek hızlı tren projelerimiz devam ediyor. Şu an yürüyenlerin dışında, mesela Cumartesi günü yine Ankara-Sivas yüksek hızlı trenimizin Elmadağ-Kırıkkale arasında çok büyük viyadükleri yapılıyor, oralarda incelemelerde bulundum. Biz yüksek hızlı tren projelerini de bir an önce hayata geçirmek adına hem şu an inşaatı devam edenlerde yoğunlaşıyoruz, hem yenileriyle ilgili de çalışmalarımıza devam ediyoruz ki, Kapıkule’den Kars’a kadar yüksek hızlı tren ve hızlı tren ağını tamamlamış olalım, bunları İzmir’e bağlayalım, Antalya’ya bağlayalım, Güneydoğu’ya bağlayalım, böyle çalışmalarımız var ama, bütün bunların en önemlisi herhalde Kanal İstanbul projesi.
SUNUCU- Evet, şimdi ben de onu sormaya hazırlanıyordum. Biz epeydir konuşuyoruz ama, orada önemli gelişmeler var, yasal altyapısına yönelik adımlar atıldı. Belki en önemli gelişme de bu güzergah çalışmalarının artık tamamlandığının ilan edilmesiyle olacak. Onun yanıtı da sizde, ne aşamada güzergah çalışmaları?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Kanal İstanbul, tabi o da hem Marmaray’ı Karadeniz’e bağlamak adına, hem İstanbul Boğazı’nın, yani dünyanın incisi İstanbul’un Boğazı’ndaki tehlikeleri azaltabilmek adına çok önemli bir alternatif ve inşallah bittiğinde hem oluşturacağı katma değer, hem insanlarımızın refahına katkısı anlamında çok önemsediğimiz bir proje. Bu projeyle ilgili birçok alternatif güzergah çalıştık, bu güzergahları çalışırken iki şeyi çok önemsedik. Bir; günün sonunda ya şu güzergahla ilgili çalışmaları da sonuna kadar yürütseydik daha mı doğru olurdu diye bir sıkıntı yaşamamak adına, bütün güzergahları sanki o güzergah olacakmış gibi en ince ayrıntısına kadar çalışma yapıyoruz ki, en sağlıklı ve en doğru kararı vermiş olalım. İkincisi; özellikle spekülasyon oluşmaması, işte ne yazık ki bu anlamda birileri konuyu speküle ediyorlar, arazi toplulaştırıyorlar, satıyorlar, alıyorlar, bu anlamda vatandaşın mağdur olmaması adına da güzergahı çok yüzde 100 netleştirmeden açıklamak istemiyoruz ki vatandaş mağdur olmasın. Ancak, güzergahla ilgili çalışmalarımız artık son aşamaya geldi. Ve bu konuda özellikle yaptığımız şudur: Kanal İstanbul gibi devasa bir projeyi, gerçekten çılgın bir projeyi yapacağımız finansal yöntemi şu an çalışıyoruz, hangi yöntemle yapmak ülke ekonomisi anlamında en avantajlıdır, o çalışmaları da bitirme aşamasındayız. Artık onu da bitirdikten sonra inşallah onun da ihale süreçlerini başlatacağız, çünkü Kanal İstanbul’un da daha fazla gecikmeye tahammülü yok, çünkü oluşturacağı bir katma değer var.
SUNUCU- Henüz ilan edilmedi bilmediğim kadarıyla ama, sizin bir takvim öngörünüz var mı? Yani projede ilk kazma şu tarihte vurulmalı diye bir hedefiniz var mı?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Tabi bu büyüklükteki bir proje, artı bugüne kadar yaptığımız finansal yöntemlerin de içinde olduğu ama, daha yeni bir çatı oluşturmaya çalıştığımız bir projede zaman ortaya koymak sonra hem bizi yanıltabiliyor, hem kamuoyunu yanıltabiliyor ama, amacımız artık gecikmeden süreçleri başlatıp ve ihale sürecini de başlatıp kazma vurma gitmek ve bunun da birkaç seneyi aşmaması yönünde bir gayretimiz var. Bu sene sonuna kadar inşallah ihale süreçlerini başlatabilirsek zaten ondan sonra 1,5-2 sene içerisinde de bayağı bir yol almış oluruz diye düşünüyorum.
SUNUCU- Sayın Bakan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında devletin birçok alanında bir yeniden yapılanma süreci de devam ediyor kanun hükmünde kararnamelerle. Biz özellikle askeri alanda yapılanları hep konuştuk ama, Sayın Cumhurbaşkanının duyurduğu bir başka konu var ki o da Bakanlığınızla ilgili, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın kapatılması. Şimdi burada tam olarak ne yapılacak? Tamamen bu kurum kapatılmış mı olacak, bu dinlemeler ya da internet takibi konusunda yetki başka bir kuruma mı devredilecek, yoksa TİB Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na mı bağlanacak, böyle bir yapılanma nasıl olacak, onu sormak istiyorum size.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Efendim, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı veya vatandaşımızın bildiği isimle TİB ayrı bir yapıydı, şimdi o yapıyı tamamen alıyoruz BTK’nın, Bilgi ve İletişim Teknoloji Kurum Başkanlığı’nın içine alıyoruz, dolayısıyla BTK tamamen bu işleri yürütecek. Ve son 2 yıldır özellikle 17-25 Aralık sürecinden önce TİB de dahil bu hain yapılanmanın neler yapmaya çalıştığını gördük, dolayısıyla 2 yıldır orada çok yoğun bir adeta yeniden yapılanma yapıldı, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla TİB çok ciddi bir şekilde katkı koyabilir duruma gelmiş bir kurumumuz, BTK’nın içine tamamen alıyoruz, BTK Başkanlığı’na bağlı olarak çalışacak ve yeni bir bina yapacağız, tamamen taşıyacağız, yeniden yapılandıracağız. Ancak, mevcut yasal, legal ülkemizin ihtiyacı olan fonksiyonlarını yerine getirmek durumunda, çünkü yasal fonksiyonlarla ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Bizim bütün sıkıntımız, 17-25 Aralık öncesinde ve 15 Temmuz öncesindeki bu hain yapılanmanın beklentisinin ülke menfaati değil, tam tersine ülke menfaatinin dışına ülkeye hainlik yapabilecek, ülkenin menfaatlerine halel getirebilecek bir yapılanma gayreti olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla amacımız onun önünü kesmek, yoksa ülkemizin ihtiyaçlarını yerine getirmek adına biz gayretimizi sonuna kadar sürdüreceğiz, bu konuda hiçbir sıkıntı yok.
SUNUCU- Aynı isimle ve aynı teşkilat statüsüyle mi, yani bir başkanlık olarak mı korunacak, yoksa?..
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Hayır, tamamen BTK’nın içinde aynı fonksiyonları yerine getirecek ama, BTK Başkanına bağlı yapılanma olacak, TİB Başkanlığı olmayacak artık.
SUNUCU- Şimdi söylediğiniz bir cümle oldukça önemli, yeni bir binaya taşınacak dediniz. Şimdi TİB’in mevcut binasına yönelik geçtiğimiz birkaç yılda dikkat çekici öneriler de gelmişti, orada ucu nereye uzandığı bilinmeyen kablolamalar olduğu, bazı antenlerin sadece veri aktarmaya dönük çalıştığı gibi. Mevcut bina ne olacak? Gömelim önerisi vardı o binayı, hatta o derece ciddi bulgulara ulaşılmıştı.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Özellikle son 2 yıldır tabi yapılan yanlışlıkların önüne geçmek adına arkadaşlar teknik olarak her ne yapılması gerekiyorsa yapıyor, yapmaya da devam ediyoruz, bu konuda hiç insanımızın şüphesi olmasın. Ama vatandaşın aklında o binanın oluşturduğu olumsuz bir algı var, dolayısıyla oradan tamamen taşınacağız, binayı da başka şekilde değerlendireceğiz. Dolayısıyla bir başka şey, işte kablonun ucu nereye gidiyor, geçmişte bu tip hatalar olmuş olabilir ama, önemli olan kablonun ucu nereye gittiği değil, önemli olan siz bağlantıyı kesip yeni bir güvendiğiniz sistem kurabiliyorsanız, ki yapığımız odur, dolayısıyla önemli olan odur, ucu sisteme bağlı olmayan bir kablo nereye gidiyorsa gitsin, hainler o anlamda emellerine ulaşmadılar, ulaşamayacaklar inşallah.
SUNUCU- Peki, çok teşekkür ediyoruz sorularımızı yanıtladığınız için.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN- Çok teşekkür ediyorum. Sadece iki cümle söyleyeyim, aslıda deminden beri söylüyoruz. 15 Temmuz sonrası işler yarım kaldı mı, sorunuzda vardı ama, ben atladım. Mesela özellikle limanları büyütmek adına bir gayretimiz vardı, Karadeniz’de Filyos Limanın ihale sürecini bu dönemde tamamladık, yer teslimi yaptık, işe başlandı, 537 trilyonluk, 537 milyonluk bir iş yaptık ve milli kaynaklarla yapıyoruz, çok önemli. Rize-Artvin havalimanımız var, denizin üzerinde yapılacak bir havalimanıdır, ülkemiz için çok önemlidir, onun ihale süreçlerini yürütüyoruz. Üçüncü havalimanını atladık, aslında siz söylediniz ama, cümlelerin arasında gitti, üçüncü havalimanında işlerimiz hız kesmeden devam ediyor. O da az önce söylediğimiz bizi ulaştırma koridorları anlamında köprü haline getirecek çok önemli bir projedir, 7/24 saat çalışıyor, 2018’in ilk çeyreğinde de inşallah insanımızın hizmetine sunmuş olacağız. Çok teşekkür ederim.
SUNUCU- Peki, kolaylıklar diliyoruz bu çalışmalarda. Evet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki süreci bu kez Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’la konuştuk ve Türkiye’nin dev projelerindeki son durumu değerlendirdik.