Karaman-Mersin Sertavul Tüneli ve Medreselik Viyadüğü temel atma töreni ile Karaman-Konya Hızlı Tren hattında incelemelerde bulunmak üzere Karaman'a gelen Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, partisinin düzenlediği Siyaset Akademisi'nde açılış dersini verdi.
AK Parti İl Başkanlığında düzenlenen Siyaset Akademisi'nde konuşan Bakan Arslan, Siyaset Akademisi'nin bu dönemki ana temasının; dünyanın beşten büyük olduğu temasının işlenmesi, 2023 ve ötesinin hedeflerinin işlenmesi, ayrıca millilik, yerlilik ve buna bağlı olarak Türkiye ekonomisinin işlenmesi olduğunu söyledi. Bunları yaparken bir şeyin unutulmaması gerektiğini ifade eden Bakan Arslan, "Hayatın, insanın cesaretine bağlı olarak şekillendiğinin unutulmaması gerekiyor. AK Parti teşkilatları olarak hep büyük bir cesaretle yol aldık. Bu ülkenin kaderini, bu ülkenin bahtını ak etmeye talip olduk. Özellikle Türkiye’yi kalkındırmaya, demokrasimizi güçlendirmeye, milletimizi yüceltmeye baş koyduk. Kendi kaderimizi milletimizin kaderi ile bir tuttuk. Bu noktada partisine gönül vermiş ekibimizle kar, kış, yağmur, çamur demeden Türkiye için koşturmayı amaç edinmiş, özellikle ak kadroların apayrı bir yeri var" dedi.
"Vatandaşa söz verip yapmama dönemini geride bıraktık"
Karaman'ın Türk diline merkezlik yapmış bir başkent olduğunu dile getiren Bakan Arslan, "Şimdi böyle bir şeyi Karaman’da söylemek herhalde daha iyi olur. Onlar şunu duymuşlar, 'temeli at sonra dursun', 'Temel ve Dursun' olmuş. Temeli at Dursun halbuki bir de Hızır olduğunu unutmuşlar. Hızır'ın da yetişip bitirmesi lazım. İşte AK Parti hükümetleri Recep Tayyip Erdoğan o 'Temeli at Dursun' algısına 'Hızır gibi yetiş gereğini yap' dönemine getirdi bu ülkeyi. Artık eskisi gibi temel at kalsın yol yapma, tünel yapma, baraj yapma ya da bir tane tünel yapmaya kalk Bolu Dağı tüneli gibi bin 250 metre onu da 19 yılda bitir dönemini geride bıraktı. Ve biz onların hayallerine dahi sığmayacak hayaller kurduk, hayaller kurmakla da yetinmedik bu hayallerimizin her birini gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra da gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Dolayısıyla vatandaşa söz verip yapmama dönemini geride bıraktık. Diyoruz ki ya vatandaşa söz verme ya da verdiğin sözü yerine getir. İşte Cumhurbaşkanımızdan aldığımız feyizle biz ya söz vermiyoruz ya da söz veriyor isek bunun gereğini yerine getiriyoruz" diye konuştu.
Bakan Arslan, 2023 hedeflerinin önemli olduğunu vurgulayarak, "Onların başında da dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokmak var. İşte bunun için gece gündüz çalışıyoruz. Bunun için adeta bir seferberlik var. Bu seferberlik kapsamında Türkiye’nin her yerinde birçok proje yaptık. Sadece Türkiye’de 80 yılda 6 bin 100 kilometreye yakın yol yapmışken bugün biz bunu 26 bin kilometrenin üzerine çıkardık. Yani 3 katından daha fazla. Yaklaşık 8 bin kilometre sıcak asfalt varken, bugün 23 bin 500 kilometre sıcak asfalt haline getirdik bu ülkeyi. Elbette ki daha da arttıracağız. Daha da büyük hedeflerimiz var. Tabi Karaman da bundan ziyadesiyle payını aldı. Karaman’da 2002’de 19 kilometre bölünmüş yol vardı. Bugün bu rakam 160 kilometre. Bugün bu rakama geldi. Karaman’da hiç sıcak asfalt yoktu" şeklinde konuştu.
Konuşmasında ana muhalefet partisini eleştiren Bakan Arslan, "Diyorlar ki '2019’da seçimi biz kazanacağız. Kazanır kazanamaz da yap-işlet-devret modeliyle yapılan 3. köprü, 3. havalimanı, Avrasya Tüneli, İstanbul-İzmir Otoyolu, Osmangazi Köprüsü dahil yap-işlet ile yapılan bütün projeleri durduracağız.' Durdur da peki onları durdurdun, onlara öz kaynaktan para aktardın, Karaman’ın işini neyle göreceksin. Komşusu Aksaray’ın işini neyle göreceksin? Kırşehir’in, Nevşehir’in ihtiyacını neyle göreceksin? Edirne’nin, Kırklareli’nin, Ardahan’ın, Iğdır’ın, Kars’ın işini neyle göreceksin. Bunun anlamı ne? Eskiye geri döneceğim, geriye döneceğim. Bunun anlamı bu... Ama hesaba katmadıkları, dünyanın da hesaba katmadığı 80 milyonun feraseti var, samimiyeti var, dava şuuru var. Gezi olaylarından sonra 17-25 Aralık’ı yaptılar, baktılar ki bu milleti batıramıyorlar, döndüler 15 Temmuz’u yaptılar. Ama yine bir şeyi hesaba katmamışlardı. Bu milletin Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında nasıl dik durduğunu hesaba katmamışlardı. Bu milletin dinine, diline, ırkına, etnik yapısına, mezhebine bakmadan 80 milyon kardeş olarak, millet olma şuuruyla meydanlara inebileceklerini hesaba katmamışlardı. Allah sizden razı olsun. O gün bu millet olma şuuruyla meydanlara indiniz, birkaç ders birden verdiniz. İçimizdeki hainlere ders verdiniz" ifadelerini kullandı.
"Bugün eğer biz silah için, mermi için onlara muhtaç olsaydık emin olun ki Zeytin Dalı Harekatı’nda elimiz kolumuz bağlanırdı"
Zeytin Dalı Harekatı ve Fırat Kalkanı Harekatı ile yerliliğin ve milliliğin ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Bakan Arslan, "Bakın insansız hava aracı (İHA) üretemiyorduk. Niye çünkü İHA olursa uçuyor, terör odaklarını tespit ediyor. Yok etme şansın var. İHA'yı İsrail'den alıyorduk ya da Amerika’dan alıyorduk. O da verirlerse... Verdiklerinde de diyorlardı ki ‘Şurada kullanabilirsin, şurada kullanamazsın. Şuraya uçabilirsin, şuraya uçamazsın.’ Güzel de kardeş kendi paramla alıyorum. Yok, paran da olsa vermem. Peki silahlı insansız hava aracı? Onu hiç vermiyorlardı. Allah’a şükür şimdi bunları kendimiz üretince televizyonlarda görüyorsunuz. An an saniye saniye en ince ayrıntısına kadar tespit ediliyor ve arkasından da SİHA'lar (Silahlı İnsansız Hava Aracı) gidiyor tepelerine biniyor. Silah vermiyorlardı, mermi vermiyorlardı, kendi silahımızı kendimiz üretiyoruz. Kendi mermimizi kendimiz üretiyoruz. Bugün eğer biz silah için, mermi için onlara muhtaç olsaydık emin olun ki Zeytin Dalı Harekatı’nda elimiz kolumuz bağlanırdı. Bize ne silah verirlerdi, ne mermi verirlerdi. ATAK helikopteri kendimizin. Ne helikopter verirlerdi, ne Altay Tankı verirlerdi. Allah’tan bunları kendimiz üretiyoruz. Yerli ve milli böyle olunca da ister içeride ister dışarıda mücadelemizi yerli ve milli olarak ürettiğimiz silahlarla, helikopterlerle, tanklarla, İHA'larla, SİHA'larla yapıyoruz. Allah herkesten razı olsun bu konuda. Yine yerli ve millilikten söz açmışken geçmişte hep dışarıya bağımlıydık. En ufak şeyi yapmak istiyorsunuz, fabrika kuruyorsunuz kritik 3 tane alet lazım size eğer onu size vermezlerse fabrikayı çalıştıramıyorsunuz. Nitekim Kıbrıs Barış Harekatı’nı düşünün. Ondan sonra bize uyguladıkları ambargo çerçevesinde bütün fabrikalarımız durdu, bütün üretimlerimiz durdu. Niye dışa bağımlısın" şeklinde konuştu.
"Güçlenen Türkiye’nin önünü kesmek için bütün büyük projeler dursun dediler"
Eskiden Türkiye'de 26, şimdi ise 55 havalimanı olduğunu hatırlatan Bakan Arslan, "Eskiden Türkiye’de iç hat, dış hat 35 milyon yolcu yılda uçuyorken şimdi 195 milyon yine 5, 6 kat büyümüşüz. Böyle olunca Türkiye’den 1 buçuk milyar insanın yaşadığı coğrafyaya 3 buçuk saatte ulaşma şansınız var. 3 buçuk saatte eriştiğiniz 1,5 milyar insanın bulunduğu ülkelerdeki yurt içi gayri safi hasılat tam 35 trilyon dolar var. Dile kolay 35 trilyon dolar. Bu 35 trilyon dolardan kaynaklı da bir ticaret var. Bir taşımacılık var bir hareketlilik var. İşte Türkiye dedi ki, madem ben kıtalar arası köprü konumundayım, madem ben kavşak konumundayım. Ben bu pazardan yararlanmak istiyorum. 35 trilyonluk pazardan onun için yollar yapacağım. Şehirleri birbirine bağlayacağım. İnsanların ulaşımını kolaylaştıracağım. Şehirlerimi birbirine bağlayacağım insanlarımın ulaşım standardını yükselteceğim. Bunu yaparken de aynı zamanda uluslararası taşıma koridorlarını yapacağım ülkem bundan daha fazla yararlansın ülkem bundan dolayı daha fazla büyüsün. Güzel de bu uluslararası taşıma koridorlarından kaynaklı pastayı bazı ülkeler kendi aralarında yemeye alışmışlardı. Türkiye bu büyük projeleri yapınca 3. köprü, 3. havalimanı, Osmangazi Köprüsü, Avrasya’yı yapınca uluslararası taşımaları Türkiye üzerinden yapabilir hale ve dünyadaki diğer ülkelerin kendi aralarında paylaştığı pastadan pay alır hale geldi. İşte orada birileri düğmeye bastı. Dedi ki, 'Türkiye’nin bu büyük projeleri yapmasını durdurmamız lazım, Türkiye’nin önünü kesmemiz lazım. Bizim kendi aramızda paylaştığımız pastaya Türkiye ortak olmasın.' Onun için de ne yaptılar? 3-5 ağacı bahane yapıp dediler 3. havalimanının yapımı dursun, Osmangazi Köprüsü dursun, Avrasya dursun, Yavuz Sultan Selim Köprüsü dursun. Bakın nereden nereye? Güçlenen Türkiye’nin önünü kesmek için bütün büyük projeler dursun dediler" dedi.
Tüm bu yatırımları yap-işlet modeli ile yaptıklarını aktaran Bakan Arslan, "Yani ülkemizin kasasından bir para koymadan özel sektöre yaptırıyoruz. Diyoruz ki yap, belli bir süre işlet buradan gelir elde et. Gelirin yaptığın masrafı karşılamazsa ben sana bir garanti vereyim aradaki eksiği de karşılarım diyoruz. Çünkü bu modelin ruhunda bu var. Bazen diyorlar güzel de bunu İstanbul’a yapıyorsun? İzmir’e yapıyorsun, Ankara’ya yapıyorsun, Karaman’a niye yapmıyorsun? Biz diyoruz ki uluslararası taşıma koridorlarının tamamlayıcısı olan bu büyük projeleri Çanakkale Köprüsü'nü o modelle yapalım oralara büyük paralar harcamayalım. O büyük paralar elimizde kalsın biz o parayla Karaman da dahil diğer illerin yatırımlarını yapalım. Diğer illerin projelerini yapalım ve dönelim o paralarla İstanbul’daki 3. havalimanını yap-işlet-devret modeli ile yapalım ama Karaman’daki havalimanını kendi paramızla yapalım, lojistik merkezini kendi paramızla, öz kaynağımızla yapalım. Karaman hızlı trenini öz kaynakla yapalım. Karaman’da tüneller, viyadükler yapalım bunları da öz kaynakla yapalım" diye konuştu.
"Terör örgütünün adı ne olursa olsun bu ülke dün de bugün de yarın da bunlara karşı mücadelesini devam ettirecek"
Bakan Arslan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Baktılar ki öyle baş edemiyorlar. FETÖ ile baş edemiyorlar, PKK ile baş edemiyorlar, şimdi DEAŞ diye birini, YPG diye birini, PYD diye birini çıkardılar. Kim bunlar? Bunlar terör örgütü. Bunlar kana susamış hainler. Bunlar sivil vatandaşın canına katleden kendini bilmezler. Terör örgütünün adı ne olursa olsun bu ülke dün de bugün de yarın da bunlara karşı mücadelesini devam ettirecek. Ne pahasına olursa olsun nitekim şehadet şerbetini içmekte olsa bu millet bu mücadeleyi veriyor. Bundan sonra da verecek. O teröristleri içeride ezdiğimiz gibi o teröristleri içeride yok ettiğimiz gibi eğer onlar dışarıdan bize zarar veriyorlarsa ki öyle o zaman o bataklıkları o zaman orada kurutmamız lazım. O teröristleri orada yok etmemiz lazım. Düşünün, komşunuzda bir yangın var? Şunu diyebilir misiniz? Ya bana ne yangından ne de olsa benim evime sıçramadı. Ee güzel de sen komşuna müdahale etmezsen o yangın büyür biraz sonra senin evine sıçrar. Senin evine sıçradığı zaman da sen o komşuya yardıma gitmediğin için o komşu da senin yardımına gelmez. Böyle deme lüksümüz var mı? Nitekim muhalefet bunu söylüyor. 'Bırakın orada yangın olsun bırakın orada terör bataklık üretsin bırakın teröristler gelsin, Türkiye’de sivil insanların canına kıysın, kast etsin.'"
Siyaset Akademisi dersine AK Parti Karaman milletvekilleri Recep Konuk ve Recep Şeker, Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan ile AK Parti Karaman İl Başkanı Mehmet Er ve partililer katıldı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, daha sonra Karaman Valiliği ile Karaman Belediyesini de ziyaret etti.