Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bilgi ve paranın serbest dolaşımı esasına göre yeniden şekillenen günümüz dünyasında, başta teknolojik, siyasal ve sosyal alanlar olmak üzere, hemen her alanda baş döndürücü gelişim ve değişimler yaşandığını ifade ederek, "Bunların lokomotifini ise hiç şüphesiz ulaştırma sektörü oluşturuyor. Bu noktada ulaştırmanın en önemli kollarından biri olan karayollarının çağın gereklerine, teknolojisine ve elbette insanımızın güvenlik ve rahatlık ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi zorunluluğu göz ardı edilemez bir konu olmuştur. Ülkemizde karayolu taşımacılık sektörü yaklaşık yüzde 94 oranında bir pazar payına sahip. Ancak 2003 yılında 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu yürürlüğe konuluncaya kadar bu alana ilişkin herhangi bir ciddi düzenleme, politika ve strateji oluşturulmadığını görüyoruz. Yıllarca denetime tabii tutulmadan yapılan faaliyetler söz konusu idi. 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bir son verdik. 25 Şubat 2006 tarihinden itibaren Bakanlığımızdan, gerekli ön şart ve kriterleri sağlamadıkça yetki belgesi almadan taşımacılık faaliyetleri yapmayı engelledik. Mesleğe giriş ve faaliyet süresince aranması gereken her türlü mali, mesleki yeterliliğe standartlar getirdik. Kayıt dışılığın önüne geçme noktasında önemli mesafeler kat ettik. Bakın 2002 yılı sonu itibariyle eşya ve yolcu taşımacılığı yapmak üzere toplam 4 bin 176 adet yetki belgesi ile bu yetki belgelerine kayıtlı 97 bin 231 adet taşıt bulunmaktayken, 1 Eylül 2017 tarihi itibariyle, toplam 503 bin 519 adet yetki belgesi mevcut olup, bu yetki belgelerinde kayıtlı 1 milyon 301 bin 148 adet taşıt bulunmakta" şeklinde konuştu.
Son günlerde kamuoyunda mevzu bahis olan okul servis araçları konusuna değinen Bakan Arslan, Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği’nin; ’okul servis araçlarının kiralanması’ başlıklı 7’nci maddesiyle, okul servis araçlarının hangi şartlar altında kiralanabileceği hususlarının düzenlendiğini belirtti. Arslan, "Okul servis aracı işleten kişi ile anlaşma yapılması halinde dahi, taşıma yapılacak taşıtların “Okul Servis Aracı” olması gerektiği, taşıt sahibi firmaların da ilgili yönetmelikte öngörülen tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği açıktır. Söz konusu yönetmelik çerçevesinde öğrenci taşıyacak araçların özel izinli taşıtlar olması şartı aranıyor. Ayrıca servis şoförü ve rehber personeli olunabilmesi için uyuşturucu ile ilgili ve çocuk istismarı suçlarından affa uğrasalar dahi hüküm giymemiş olması gerekiyor. Bunun denetimini de valilikler ve kolluk kuvvetleri aracılığıyla yapılıyor"
"Yine başta İçişleri Bakanlığımız ile paylaşmak üzere gerek ulusal güvenlik, gerek mali takip ve gerekse yatırım programları da dahil olmak üzere, bir çok verinin anlık olarak toplaması ve yararlanılması imkanının sağlayacak çok önemli bir proje üzerinde çalışıyoruz" diyen Bakan Arslan konuşmasına şu şekilde devam etti:
"U-ETDS yani ’Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi’nin yasal zemini hazırlanması çalışmalarına başladık. Şu an oluşturulacak sistemle alakalı, gerek sektör ve gerekse de paydaşların görüşleri alınmak suretiyle ilk prototip çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bu sistem ile ilk defa olarak yolcu, kargo ve eşyaların hareketlerinin takibine ilişkin mevzuat düzenlemesi yapılacak. Yine ilk kez gerçek zamanlı ve doğru olarak sektörel verilere ulaşım, ulusal güvenlik açısından bunların paylaşımı ve veri analizlerine bağlı olarak yol yapımı, taşıma modu seçimi gibi gelecek planlaması imkanı sağlanacak. Yolcular yapacakları seyahatlerin, resmi olarak kayıt ve tescil edilip edilmediğini önceden e-devlet üzerinden görebilecek. Tarifeli taşıma yapan firmalar, taşıma yapacakları güzergahları e-devlet üzerinde elektronik olarak ve yazılı olarak başka bir işleme gerek olmadan belirleyebilecek. Yani U-ETDS ile başta yolcular olmak üzere taşımacılar, devlet ve ulusal güvenlik açısından çok önemli gelişmeler kat edilecek. Tüm bu çalışmaların yanı sıra trafik güvenliğinin artırılabilmesi ile ilgili olumlu kültürel davranış değişikliklerini oluşturarak topluma yerleşmesini sağlamak zorundayız. Yapılan akademik çalışmalar gösteriyor ki insan faktörünün trafik kazalarının oluşmasındaki payı yüzde 90’ların üzerindedir. Bu nedenle birinci amacımız insanların bu hataları yapmasını önlemek olmalıdır. İkincisi ise hata yapsa dahi insanların hayatını kaybetmesini engellemek ve insandan kaynaklanan hataları da affedebilecek önlemleri almaktır. İşte bu noktada son 15 yıl içerisinde yaptığımız tüm yatırımları tek bir insanımızın dahi hayatını kaybetmemesi adına yapıyoruz. 2003 yılına kadar 6 bin 101 kilometre uzunluğundaki bölünmüş yol ağının üstüne 19 bin 307 kilometre bölünmüş yol ekleyerek yaklaşık 25 bin 408 kilometreye çıkardık. Eskiden 6 il birbirine bölünmüş yol ile bağlıyken şimdi 76 ili birbirine bağladık. Bölünmüş yollar sayesinde kafa kafaya çarpışma riskini ortadan kaldırdık. Sürücülerimizin yolculuk esnasında stresini azaltırken, trafik güvenliğimizi arttırdık. Yol kusurundan kaynaklanan kaza oranını neredeyse sıfıra indirdik. Yollarımızdaki hareketlilik 15 yılda 2 kat artmış olmasına rağmen trafik kazalarında yüz milyon taşıt x kilometre başına düşen can kaybını 5,72’den 2.17’e gerilettik."
Trafik güvenliğini arttırmak için başvurulan en önemli tedbirlerden birinin de akıllı ulaşım sistemleri olduğuna dikkat çeken Bakan Arslan, "Bilişim teknolojilerindeki gelişimlere paralel olarak karayollarından maksimum seviyede hizmet alınması ve trafik güvenliğinin sağlanması amacına yönelik olarak akıllı ulaşım sistemlerini yaygın olarak kullanmaya başladık. Otoyollarımızda, İstanbul, İzmir ve Mersin merkezli olmak üzere trafiğin yönetimini ve sürücülerin bilgilendirilmesini amaçlayan sistemlerin uygulamasını başlattık. Trafik güvenliği ve konforlu seyahat için önem taşıyan bir başka konu da yollarımızdaki iyileştirme ile köprü ve tünel çalışmalarıdır. 2003 yılında 8 bin 652 km olan BSK kaplamalı yol uzunluğumuz 21 bin 896 kilometreye ulaştırdık. Yol vermeyen dağları tünellerle aşarak insanımızın güvenliğini tahsis ettik. Bölünmüş yol yapımına ağırlık verdiğimiz gibi tek yolların da geometrik ve fiziki standartlarının iyileştirilmesi çalışmalarına ağırlık vererek son 14 yılda 11 bin 224 kilometre tek yol tamamladık. Bölünmüş yollarla birlikte yürütülen trafik güvenliği çalışmaları ile 2003-2017 yılları arasında bin 384 adet kaza kara noktası ve kaza potansiyeli yüksek kesimde iyileştirme çalışması yaptık. Kazaların yaklaşık yüzde 70’nin meydana geldiği kavşakların trafik güvenliğini arttırmak amacıyla ana koridorlarımız başta olmak üzere gerekli tüm düzenlemeleri yapıyoruz. Gelişmiş ülkelerde bulunan affeden yol uygulamalarını ülkemizde uygulamaya başladık. Hız yönetimi, yolların geometrik standartlarının düzenlenmesi, oto korkuluklarda enerji sönümleyici sistemlerinin uygulanması yani bir çarpma anında oluşacak enerjiyi emerek şiddeti azaltmak, yoldan çıkan araçların tekrar yola dönüşlerinin sağlanması, acil kaçış rampaları. Bunlar affeden yol sisteminin başlıca uygulama alanları olarak söylenebilir. Yine trafiğin diğer temel unsuru olan taşıt güvenliğini sağlamak üzere araç muayene istasyonlarının modernleştirilmesi projesini hayata geçirdik. Avrupa’nın en modern ve en ileri teknolojisine sahip araç muayene istasyonlarını kurduk. Bugün, ülke genelinde bakanlığımız denetimi altında 205 sabit, 76 seyyar istasyon ile 5 adet motosiklet ve 13 traktör muayene istasyonu olmak üzere toplam 299 adet istasyon ile yılda 8 milyonu aşkın araca muayene hizmeti veriyoruz" diye konuştu.
Bakan Arslan son olarak hizmetlerin temelinde insana verilen değer olduğunun altını çizerek, "Bakanlık olarak oluşturduğumuz ulaştırma politikalarıyla hayata geçirdiğimiz ve geçirmeye devam ettiğimiz akıllı ulaşım sistem ve teknolojileriyle en baştaki hedefimiz ölümlü ve ağır yaralanmalı kazaları azaltmak. Artık gidemediğin yer senin değildir demiyoruz; güvenle, konforla ve kısa sürede gidemediğin yer senin değildir diyoruz. Artık yüksek standartlı, akıllı yolları, affeden yolları konuşuyoruz, kilometrelerce uzunlukta ki tünelleri konuşuyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken ’Trafik Güvenliği ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Çalıştayı’nın trafik güvenliğine yönelik çalışmalara çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum" ifadelerinde bulundu.