Firma İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanından Iğdır’a karşılıklı olarak her gün sefer düzenlemeyi planlıyor.
Dün itibariyle Iğdır’a ilk inişini gerçekleştiren Atlas jet uçağının başta kaptanı olmak üzere tüm mürettebat ve yolcularını Havaalanı Müdürü Fikret Bağca ve havaalanı personeli çiçeklerle karşıladı.
Uçakla ilk kez Sabiha Gökçen’den Iğdır’a gelen yolcular ise, “Atlas jet’in Sabiha Gökçen’den Iğdır’a sefer başlatması çok iyi oldu. Artık firmaların rekabetiyle daha ekonomik fiyatlara uçabileceğiz. İnşallah Iğdır’a hem daha fazla firma gelir hem de sefer sayısı daha artar” dediler.
Atlas Jet yetkilileri ise her sabah İstanbul’dan Iğdır’a uçacaklarını Sabiha Gökçen havaalanından Kadıköy’e kadar ücretsiz servis araçlarının olacağını Iğdır’dan da şehir merkezine ücretsiz servisleriyle yolculara hizmet vereceğini belirttiler.
Atlas jet’in Iğdır’a seferlere başlaması nedeniyle Jetlife dergisinde bir Iğdır’la ilgili yazı yayınladı.Yıllardır Iğdır’da gazetecilik yapan Araştırmacı yazar Serdar Ünsal tarafından kalem alınan ve Iğdır resimleriyle süslenen yazı şöyle:”
NUH’UN ARKA BAHÇESİ
Bu şehre nasıl ve nereden gelirseniz gelin, sizi Ağrı’nın heybeti ve Nuh’un kadim efsanesi karşılayacaktır
YAZI - WORDS / FOTOĞRAFLAR-PHOTOS: SERDAR ÜNSAL
Nuh’un Arka Bahçesi Güneşin Doğduğu Kent’, ‘Tarihin En Kadim Tanığı’, ‘Doğu’nun Çukurovası’, ‘Asya’nın Kapısı’, ‘Kafkasya’nın Merkezi’, ‘Medeniyetler Beşiği’… Bu tanımların hepsi Iğdır’a atfedilse de, o en çok efsanelerin sarıp sarmaladığı Ağrı Dağı’dır. Iğdır’a hangi mevsimde gelirseniz gelin, Ağrı Dağı’nın zirvesi hep karlıdır. Beyazlara bürünen kayısı ağaçları ile şehri sarıp sarmalayan Ağrı Dağı’nın karlı tepesi, ilkbaharda aynı çerçeveye girince mutluluğunuz katlanır bu şehirde. Türkiye’de güneşin doğduğu ilk şehirde, güneşle karlı Ağrı Dağı’nın dansı görsel bir şölen yaşatır insana. Orta Asya’ya; İran’a, Ermenistan’a ve Azerbaycan’a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne üç ayrı kapı birden açılır Iğdır’dan. Böylesi bir konuma sahip Iğdır, yüzyıllar boyunca medeniyetlerin beşiği olmuş, farklı kültür ve inançlara sahip insanlar, bu topraklarda birlikte yaşamıştır.
İNSAN LIĞIN EN ESKİ ADRESİ
Müslümanlık, Hıristiyanlık, Zerdüştlük gibi birçok inanışta kutsal anlamlar atfedilen Ağrı Dağı’nı, farklı kültürler farklı isimlerle anmış, kendi dillerinde özelleştirmiştir. Yakutlar “Ağr”, Selçuklular “Eğri Dağ” ya da “Ağır Dağ”, İranlılar “Kûh-ı Nûh”, Araplar “Cebelü’l-hâris” (Büyük Ağrı) ve “Cebelü’l-huveyris” (Küçük Ağrı), Ermeniler “Masis” ya da Küçük ve Büyük Ağrı’ya atfen “Masik”, eski Azerbaycan Türkleri de yine bu çifti dikkate alarak “Er-Avrat” isimlerini vermiştir ona. Kutsal kitaplara “Ararat” olarak geçen isminin ise Nuh’a kadar uzandığına inanılır. Ahd-i Atik’in ilk kitabı Tekvin’de (Yaratılış) geçen “Ararat Dağları” ibaresinin Küçük ve Büyük Ağrı olduğu düşüncesi bu inancı besler. Ona ne isim verilirse verilsin bu dağ, eteklerine yerleşmiş tüm halkların gözüne, aklına ve yüreğine yerleşmiştir. Nuh’un Gemİsİ Ahd-i Atik’in birinci kitabı Tekvin’de (Yaratılış) Nuh’un Gemisi şöyle anlatılır: “Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat Dağları üzerine oturdu” (8. Bap 4. Ayet)
ARAS NEHRİ VE KUŞLARI
Bu şehrin renklerini, çok sayıdaki kuş türü ve onların doğal yaşam alanı olan Aras Nehri çoğaltır. ‘Kuzey Doğa Derneği’nin 2006 yılından beri yürüttüğü ‘Aras Nehri Kuş Araştırmaları’ kapsamında bölgedeki tür sayısı, Türkiye’de ilk kez halkalanan çulluk, derekuşu ve çam baştankarası ile 227 türe ulaşmıştır. Iğdır şehir merkezine 55 kilometre uzaklıkta, Tuzluca İlçesi sınırlarında, Yukarı Çıyrıklı Köyü’nde bulunan ‘Aras Kuş Araştırmaoah’s Ark ve Eğitim Merkezi’ Türkiye’de düzenli araştırmaların yürütüldüğü üç kuş halkalama istasyonundan biridir. Merkezdeki çalışmalar, Kafkas Üniversitesi ile Türkiye ve dünyadan gönüllülerin işbirliğiyle sürdürülmektedir. Merkez, kuş halkalamasını izlemek isteyen doğaseverlerin de ziyaretine açıktır.
DOĞU’NUN ÇUKUROVASI
Iğdır, Doğu’nun Çukurovası’dır. Bu bereketli topraklarda her türlü sebze ve meyve yetişir. Şehir, bulunduğu coğrafi bölgenin meyve ve sebze ambarıdır. Dünyaca meşhur, tadına doyum olmayan Iğdır kayısısı başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa olmak üzere Türkiye’nin büyük şehirlerine gönderilirken, Erzurum, Ağrı, Kars, Muş, Van ve Bitlis gibi çevre iller, Iğdır’dan gelen meyve ve sebzeyle doyar.
YEREL TATLAR
Iğdır mutfağının en ünlü yemeği, değişik baharatların kullanıldığı etli nohut yahnisi ‘Bozbaş’tır. Eğer Haziran sonu ve Temmuz ayı başında yolunuz Iğdır’a düşerse, sadece bu bölgede yetişen ve “Şalag” denilen sofralık kayısının tadına bakma şansı bulabilirsiniz. Yaz ayları, diğer yerli sebze ve meyvelerin tadına bakmak için de en uygun zamandır. Yolculuğunuz Eylül’e rastlarsa, şehir bu kez size türkülere konu olmuş ‘al alma’sını sunar. Doğal ortamda doğal yöntemlerle yetiştirilen bu sebze ve meyvenin tadına bakmak için bile kalkıp gelinir bu şehre. Ev sahibi leyle k Iğdır’a ilkbahar ve yaz aylarında yapacağınız ziyaret sırasında balıkçıl kuşlarıyla, şehrin ortasına yuva yapan leylekler de size eşlik edecektir.
ŞEHRİN ÇEVRESİ ve tarihin izleri Iğdır şehir merkezine yarım saat mesafedeki Tuzluca’da bulunan ve peri bacalarını andıran tuz mağaraları, ziyaretçilerini şaşırtıp hayran bırakır kendine. Meteor çukurlarıyla Korhan Yaylası, Büyük ve Küçük Ağrı arasında bulunan Şip Şelalesi’nin süslediği Serdarbulak Yaylası, Balıklı Göl, Bulakbaşı Ahura Mazda Suyu, Ahura Buzulu, Cehennem Vadisi, Adem’le Havva’nın yaşadığına inanılan İrem Bahçesi, şehrin görülmesi gereken doğal güzellikleri arasında yer alır.
12. Yüzyıl’da Selçuklular döneminde inşa edilmiş olan ‘Ejder Kervansarayı’, Kara Kilise, Zerdüşt tapınakları, Süreyya Çeşmesi, Hakmehmet Beraderi Şemsi Tebrizi Türbesi, Melekli Kültepe, Karakoyunlu Babek Mağarası ile koçbaşlı mezar taşlarının yer aldığı Karakoyunlu Açık Hava Müzesi de şehir ve çevresinde ziyareti hak eden tarihi çekim noktalarıdır. İnanç turizmine açıl malı !
Tüm bu özellikleriyle Iğdır’a olan ilgi her geçen yıl artıyor olsa da, şehirde turizmin bir sektör olarak geliştiğini söylemek zordur. Ancak bu yönde yürütülen çalışmalar kapsamında, Ağrı Dağı›nın inanç turizmine açılması, var olan kış sporları tesislerinin güçlendirilmesi, doğa yürüyüşü, tırmanma ve mağaracılık gibi tüm yıla yayılan spor faaliyetlerinin desteklenmesi, yayla, kuş gözleme ve sağlık turizminin geliştirilmesi dikkat çeken hedefler arasında yer almaktadır.
ŞEHİT TÜRKLER ANITI
1999 yılında açılan ‘Şehit Türkler Anıt ve Müzesi’ ile müze bahçesine yerleştirilen Nuh’un Gemisi maketi ziyaretçilerin ilgi gösterdiği yerler arasındadır.