)Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Fethullah Gülen ile ilgili açıklamalarını değerlendirirken, "Okyanus ötesinden Fethullah Gülen hoca efendiyi gösteriyorsa çok yanlış yapıyor demektir. Sayın Bahçeli bence çok büyük hata yaptı. Fethullah Gülen hoca efendiyi bizzat kastediyorsa, karşılığını seçimlerde bulacaktır" dedi.
Bakan Arınç, Dedeman Otel'de iş adamları, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle basına kapalı yaptığı toplantının ardından Bağlar ilçesinde Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu'nun vefat eden yakını Mehmet Zeydin Gülsüm'ün taziyesine katıldı.
Daha sonra yerel yayın yapan Kanal 21'de "Perspektif Özel" programına katılan Bakan Arınç, bölgeye özel bir ilgi duyduğunu belirtti. Seçim öncesinde bir gerginlik yaşandığını ve bu gerginliğin seçime yönelik olduğunu düşündüğünü kaydeden Bakan Arınç, "Bu bölgede yaşanan sorunların çözümü konusunda en ciddi adımları AK Parti hükümeti attı. Eminiz ki bu yapılanlar ve halka verdiğimiz güven sayesinde en çok tercih edilen parti olacağız" dedi.
-SEÇİM BÖLGELERİNİN DEĞİŞİMİ-
Bakan Arınç, bazı bakanların seçim bölgelerinin değişimi konusunda yöneltilen soruyu da şöyle yanıtladı:
"Bu kadar kapsamlı ilk kez oluyor. Benim başıma ilk defa geldi. Ben yıllardır Manisa'da siyasete devam ediyordum. Manisa için milletvekili adaylığı başvurusunda bulundum. Doğrusu başka bir şehir düşünmedim. Belki son dönemimdi. Başladığım yerde bitirmek istiyordum ama Sayın Başbakan bizi davet etti, bakanların birçoğunun -ki haklı buluyorum- seçim bölgelerini değiştirdi. Bunun faydalı olduğunu düşündüler. Bu bir sinerji meydana getirir. Özellikle çok milletvekili çıkaran illerimizde böyle bir değişikliğe ihtiyaç olduğu söylendi. Meseleye ben kendi açımdan baktığımda Manisa 11, Bursa 18 milletvekili çıkarıyor. Nüfusu azalan illerimizin milletvekili sayısı da azalıyor. Oralarda bütün milletvekilliklerini AK Parti alsa bile bir büyükşehirde artan milletvekili sayısı kadar. Mesela İstanbul 70'den 85'e çıktı, 15 milletvekili birden arttı. O milletvekili sayısı eksilen bu bölgede en az 10 il demektir. Doğru mu yanlış mı bilemiyorum ama sistem bunu getiriyor bize. Dolayısıyla bakanları yeni illerin başına koymak suretiyle yeni bir enerji, heyecan, katılım düşünüldü."
Diyarbakır'daki milletvekili adaylarının Diyarbakır'ı temsil edecek kabiliyete sahip olduğunu ifade eden Bakan Arınç, "Daha iyi bir liste olabilirdi ama bu bizim doğrumuz. Herkesin doğrusu farklı olabilir" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletini, halkını ve bölgeyi seven, bölgenin sorunlarına en ciddi, en akılcı yaklaşımla koşan biri olduğuna işaret eden Bakan Arınç, "Ondan daha iyi birisini bulabiliyorlarsa ona oy versinler. Söylediği birkaç sözü eleştirmenin ötesinde onun gayretine, memleket sevdasına kimsenin söyleyecek bir sözü yok" dedi.
Bakan Arınç, program sunucusunun Kürt sorununun çözümü konusundaki sorusunu da şöyle cevapladı:
"Elimizden geleni yapıyor, yapmaya da devam edeceğiz. Türkiye'yi ayağa kaldırmanın çözümü bu sorunun çözümüdür. Türkiye, yüzde 9'luk büyüme hızına ulaşmış, dünyadaki ilk 5 devlet arasındayız, ihracat ve sanayide kapasite artmış, milli gelir artmış, GSMH 750 milyar dolara ulaşmış ama bir tarafta terör varsa, bir tarafta Kürt sorunu dediğimiz sorunun hala çözülemiyor olduğunu görmek varsa, bu tamamlanmış bir başarı sayılmaz. Dolayısıyla bir kimlik sorunu, bir ekonomik geri kalmışlık, bir terör sorununu kendi şartları içerisinde çözmek mecburiyetindeyiz.
Terör sorunu şiddete dayanarak, silaha karşı silahla, daha yüksek bir silah gücüyle bastırmaya çalışmanın da 30 sene sonra karşımıza getirdiği fatura, bunun çözülememiş oluşudur. Bu işi bugüne kadar takip edenler de biliyor ki siyasi tedbirlere ihtiyaç var, ekonomik tedbirlere ihtiyaç var ve toplumsal taleplere karşılık vermek var."
Arınç, bu konuda çalışmalar yaptıklarını ancak her gün yatıp kalkıp "sorun vardır" diyenlerin, bu sorunun çözülmesini de aynı ölçüde istemeyenler olduğunu belirterek, "Hükümete haklı taleplerini ulaştırarak, şiddete başvurmadan sadece siyaset konuşarak bunların propagandasını yapmak, bunlara sahip olmak varken, ortalığın ne kadar bir gerilim içerisine sokulduğunu görüyoruz" dedi.
YSK'nın bazı bağımsız milletvekili aday adayları konusunda verdiği kararı da değerlendiren Bakan Arınç, "YSK yanlış bir karar vererek, bağımsız adaylardan bir kısmını seçime girmekten men etti ama bunun faturasını AK Parti'ye çıkardılar. AK Parti 6 Yargıtay, 5 Danıştay üyesini seçen bir kurum değildir. Kendi içerisinde böyle bir yanlış karar almasına rağmen hükümet aleyhinde ne kadar gösteri yapıldı, AK Parti binalarına saldırırız tehditleri oldu, üzerlerine giydikleri kıyafetle hükümete meydan okuma oldu. Burada mesele üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir" ifadesini dile getirdi.
Arınç, tehdit, şantaj ve baskılarla yol almanın mümkün olamayacağını da ifade ederek, "Bu sorunların varlığını ortaya koyanlar siyasi taleplerle, ya şiddet ya siyaset, siyaseti tercih ediyorsak şiddeti reddedeceğiz. Tehditler, şantajlar ve baskılardan yol almamız mümkün değildir. Hükümet olarak gerekenleri yaptık, yapıyoruz ve yapacağız" dedi.
TRT 6'nın yayınlarından bölge insanının memnun olduğunu ifade eden Bakan Arınç, şöyle dedi:
"Biz bunları, -örgütü kastederek söylüyorum- şu istedi veya bu istedi veya onun zorlaması ile yapıyor değiliz. TRT Şeş'i kurduğumuzda örgüt talimat gönderdi 'kimse bunu izlemesin, herkes bunun aleyhinde bulunsun, bu devlettir' dedi. Devlete karşı olmayı kendisine bir yol olarak seçmiş insanlar, devletin yaptığı her şeye, hükümetin yaptıklarına karşı çıktılar ama baktılar ki bu kurumlar tuttu, insanlar bundan memnun. Bu kez 'biz zorlamasaydık bunlar bunu yapmazdı' demeye başladılar."
Arınç, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla yaptığı ve bazı internet sitelerinde yer alan açıklamalarını da değerlendirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hükümet olarak politikalarımız bu konuşulanlara göre değil, o kişiyi muhatap alarak değil, bunu elbette güvenlik güçleri ve istihbarat değerlendirecektir. Anlatılanlar Öcalan'ın ne kadar şahsi görüşleridir, dışarıya ne şekilde aksettirilmiştir, yani bu konulara biraz vakıf bir insanın, elbette dikkate alacak merciler vardır o konuşmaları ama biz güvenlik açısından Türkiye'de bir olumsuzluk yaşanmamasını arzu ediyoruz."
-"SAYIN BAHÇELİ ÇOK BÜYÜK HATA YAPTI"-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Fethullah Gülen ile ilgili açıklamalarını da değerlendiren Arınç, şöyle dedi:
"Okyanus ötesinden Fethullah Gülen hoca efendiyi gösteriyorsa çok yanlış yapıyor demektir. Bu MHP tabanının en az yarısında kabul edilmeyecek bir sözdür. Çünkü Fethullah Gülen hoca efendinin Türkiye için, insanımız için onları birleştirecek, doğru yolda birbirine kenetleyecek, İslam'ın daha iyi anlaşılmasını temin edecek, eğitim hamleleriyle herkesin okuma özgürlüğünün ve daha iyi yetişmesinin önünü açacak çalışmalarına bakarak, bu söylenenlerin ne kadar asılsız, ne kadar yanlış olduğunu düşünecektir. Sayın Bahçeli bence çok büyük hata yaptı. Fethullah Gülen hoca efendiyi bizzat kastediyorsa, karşılığını seçimlerde bulacaktır. Bu sözler topu taca atmaktır.
Biz hiç kimsenin özel hayatının merak edilmemesini, böyle yasa dışı ve ahlak dışı işlerle o görüntülerin tespit edilmemesini isteriz ama bunu yapanlar ne kadar kötü bir iş yapıyorlarsa, bu görüntülerin sahipleri de o kadar yanlış iş yapıyorlar, ahlak dışı iş yapıyor demektir. Burada sadece kadınlarla çirkin ilişkilerin görüntülenmesinin yanında o kişilerin temsil ettiği siyasi zihniyete ne kadar aykırı davrandığı ortaya çıkıyor. Kendi tabanlarına hakaret eden, kendi eşlerine hakaret eden, kendi aile düzenlerini hiçe sayan bu tür davranışların bir siyasi partinin, hele hele üst kademesinde olmasını olağan karşılamak mümkün değildir. Sanıyorum ki Bahçeli de bunun sıkıntısı içerisindedir. Bu kişileri istifa ettirmek yoluyla partisinde bunun benzerlerinin yaşanmayacağını ortaya koymak istemiştir."
AA