ARÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zehra Tuğba Abacı oldukça dar bir alanda yetişen meyvelerin nereden nasıl getirildiği, kaç türden oluştuğunu ve koruma yollarının neler olduğuna dair önemli çalışmalar yaptıklarını dile getirerek, “Ardahan’da iklimsel sebeplerin etkisiyle iki bölgede meyve yetiştiriciliği yapılıyor. Meyveler Posof İlçesi ve Çıldır İlçesi Kurtkale Havzasında yetişiyor. Bu alanlarda mikro klima iklim özelliği görülüyor. Halk ile yaptığımız görüşmelerde dikilen bu meyve ağaçlarının özellikle Rusya hâkimiyeti döneminden itibaren var olduğunu öğrendik. Oldukça yaşlı olan bu ağaçların genetik itibariyle Türkiye’ye ait olup olmadığını veya Rusya-Gürcistan gibi ülkelerden getirilip getirilmediğini araştırmak için bir BAP projesi hazırladık. Adnan Menderes Üniversitesi’nden geçen bu proje ile bölgede yetişen ağaçların genetiklerini araştırırken ‘Ağaçları nasıl koruyup ıslah edebiliriz?’ konusunda öneriler hazırladık. Adanan Menderes Üniversitesi akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Emre Sevindik’in yürütücülüğünü yaptığı projede ben araştırmacı olarak görev alıyorum.” şeklinde bilgi verdi.
“Ardahan’da 26 Çeşit Elma, 10 Çeşit Armut Yetişiyor.”
Yaptıkları proje kapsamında yetişen elma ve armutlarda genetik karakterizasyon yapacaklarını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Abacı, “Bu zamana kadar 26 çeşit elma, 10 çeşit armut tespit ettik. Bunlar arasındaki genetik ilişki nedir? Bu türlerin genetik olarak akrabalık ilişkileri nelerdir? Bunları ortaya çıkartmayı amaçlıyoruz.” diyerek, projeyle ilgili bulgu ve amaçlarla ilgili örnekler verdi.
“İçi Kırmızı Elma Şeker Hastalığına İyi Geliyor.”
Yeni geçen projelerinden birinin bölgede yetişen meyvelerin ortaya çıkarılmasına ilişkin olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Zehra Tuğba Abacı, “Burada meyvelerin bioaktif özellikleri dediğimiz toplam fenolik içerikleri, antioksidan içerikleri ve renk değerlerine baktık. Elma türlerinden bölgede içi kırmızı elma oldukça meşhurdur. Şu anda Türkiye gündeminde de sürekli görüyoruz. Yörede bu elmanın şeker hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Yaptığımız çalışmada içi kırmızı elmanın yüksek oranda antosiyanin içerdiğini gördük. Antosiyaninler insülin hormonuyla bağlantılıdır ve şeker hastalığına etkili maddelerdir.” sözleriyle, söz konusu çalışmalarda ulusal ve uluslararası önem arz eden tespitler yer aldığını özetledi.
“Mahara Elması Öksürüğe Birebir.”
Bölgede yetişen bir başka tür hakkında ilginç tespitlerde bulunduklarını açıklayan Yrd. Doç. Dr. Zehra Tuğba Abacı, “Bir de mahara elması isminde bir elma çeşidi var. Bu elma çeşidinin öksürüğe iyi geldiği söyleniyor. Yapıtımız araştırmalarda ‘Neden halk tarafından bu şekilde bilindiğini’ araştırdık. Zaten projenin başlangıç amacı buydu. Mahara elmasında diğer 26 çeşit elmaya göre askorbik asit, yani C vitamininin yüksek olduğunu gördük. Askorbik asit öksürük, soğuk algınlığı gibi durumlarda etkili olan bir bileşendir.” diyerek, bölgede yetişen meylerin içerik olarak oldukça zengin olduğunu bildirdi. Ayrıca çalışmalarda erik meyvesini de incelediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Abacı, bölgede cancur eriği olarak bilinen eriğin yüksek oranda aromaya ve C vitaminine sahip olduğunu kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Abacı bölgede 6 tür kuşburnu olduğunu, bu meyvede antioksidan ve askorbik asitlerinin yüksek olduğunu, bunun temel sebebinin ise yükseklik, iklim ve toprak yapısından kaynakladığını dile getirdi.
Yrd. Doç. Dr. Zehra Tuğba Abacı bölgedeki meyve ağaçlarının ve meyve türlerinin koruma altına alınması gerektiğinin altını çizdi.