Kars’ta 150 Alman asıllı vatandaşın yattığı mezarlık, sahipsizlik yüzünden yok olmaya yüz tuttu. Kars’ın merkeze en yakın olan ve Türkiye’nin tek Alman köyü Karacaören’de, içerisinde 150 Alman asıllı vatandaşın yattığı mezarlık, sahipsizlik yüzünden yok olmak üzere kaderine terk edildi.
Daha geçtiğimiz yıl vefat eden Olga Albuk (69), 12 yıl önce vefat eden eşi Fredirik’in vasiyeti üzerine iki oğlu tarafından bu mezarlıkta yanı başına defnedildi. Türkiye ve Kars’ı Karslılardan da çok sevdiğini vurgulayan 5 kişilik ailenin büyük oğlu August Albuk, mezarlarının yok olmak üzere oluğu için “Türkiye’de yaşamak güzel ama ölmek daha da kötü.” dedi.
Altı kişiden oluşan ailenin en büyüyü olan baba, 12 yıl önce yaşamını yitirdi. Vasiyeti üzerine de bu mezarlığa gömülmek istedi. Ayrıca eşi Olga’da bu vasiyet üzerine geçtiğimiz yıl vefat etti ve oğulları tarafından baba Fredirik’in yanına gömüldü.
Mezarlıktan 10 Gün önce Kars Şeker Fabrikası tarafından açılan sondajdan su çıkartılırken şimdi de mezarlıkta bulunan ağaçlar Kars Belediyesi’ne ait iş makinesiyle sökülerek başka yerlere taşınıyor. Bu duruma tepki gösteren Albuk Kardeşler, daha sonra mezarlıktan çıkarılan sudan mezarlıkta faydalanır diye sondaj yapılmasına izin verdiler. Fakat bu kez de Şeker Fabrikası tarafından mezarlıkta bulunan çam ağaçlarının söküldüğü gören Albuk kardeşler, bu kez de gördükleri manzara karşısında şoke oldular.
ÖLÜLERİMİZE VİZE VERSELER BAŞKA ÜLKEYE TAŞIRIZ
Agust Albuk, son 10 günde yaşananlara tepki göstererek, eğer vize verilse ölülerini başka ülkeye taşıyacağını belirterek, “Burada yatan ölülerimizi dünyanın neresine götüreyim. Dünyanın neresinde vize olmayan bir yer varsa izin verseler oraya taşırım. Yada bu mezarlıkta kendime de bir mezar kazıp kendimi sağ sağ içerisine atayım. Çocuklarıma da Devlet baksın. Mezarlık sürekli olarak tahribat altındadır. Şeker fabrikası, 10 gün önce mezarlığın ortasına su çıkarmak için sondaj vurdu. Bizde suyu verdik ama sondaj için eştiği yerde bile belki dedelerimin kemikleri çıktı. Fakat bu sabah da geldiğimde gördüm ki belediyeye ait ağaç sökme makinesiyle ağaçları söküyorlar. Engel olmaya çalıştım ama bazı fabrika yetkililerinden tepki aldım ve bana “Ağaçları biz diktik siz mi diktiniz?” dediler. Burası Türkiye sınırları içerisinde değil mi? Babam ile annem gibi burada yatan 150 Alman’ın huzur içerisinde yattıklarına inanmıyorum. İnsan toprağın altında bile olmuş olsa birazcık huzuru olmalıdır. Ölüden şeytan bile vazgeçiyor ama bazı insanlar vazgeçmiyor. Ağaçların sökülmesini gördükten sonra artık su da vermeyeceğim ve sondajın çalışmasına artık izin vermek istemiyorum” dedi.
Albuk Kars’ta ki yetkililerden ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan’dan da destek istediklerini belirti. Albuk, ayrıca Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’de bulunan gayrimüslim mezarları ile ilgili olarak bir genelge yayınladığını da hatırlatarak “Mezarlık Kars Belediye’sinin koruması altındadır. Mezarlık ayrıca geçtiğimiz yıl Kars’ta kurulan Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun koruması altında olmasına rağmen mezarlığın korunması için sessiz kalınıyor.” Diye konuştu.
ZAMAN ZAMAN MEZARLIKTA HAYVANLAR OTLUYOR VE ÇÖPLÜK OLMAK ÜZERE
Daha önce özelleştirme kapsamında olan Kars Şeker Fabrikası’nın arazisi içerisinde olduğu için biraz olsun korunan mezarlığı da içerisine alan tel örgüler geri çekilince mezarlıkta hayvanların otladığı bir alan haline geldi. Çünkü mezarlığın hemen yanı başına kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ile birlikte Azerbaycan Petrol Şirketi SOKAR tarafından 32 derslikli Haydar Aliyev Endüstri Meslek Lisesi’nin inşaatları devam ediyor. Bu nedenle içerisinde 150 Alman vatandaşın yattığı mezarlıkta yok olmak üzere. Mezarlara genel olarak mezar taşı yapılmamış. Çünkü Almanların dini inançları ve ritüelleri gereği ölülerini Türklerden farklı bir şekilde gömdükleri için defineciler ve mezar hırsızları yüzünden mezarların yeri belli olmasın diye mezar taşı konulmamış.
Bu nedenle yok olmaya ve çöplük olmaya yüz tutan, şu anda da üzerlerinde hayvanların otladığı, çöplerin atıldığı mezarlarının yetkili ve ilgililer tarafından kurtarılmasını isteyen August ve Pedro kardeşler, anne ve babalarının mezarları başına gelerek sık sık iki dine göre dua ediyorlar.
MEZAR BAŞINDA İKİ DİLDE DUA
“Ey göklerde olan babamız. Adın kutlu olsun. Hükümdarlığın göklerde olduğu gibi yeryüzünde de sürsün. Günlük rızkımızı bugün verip bize karşı günah işleyenleri biz nasıl affediyorsak sende bizim günahlarımızı affet. Bizi günahla deneme, bizi kötülüklerden kurtar. Çünkü hükümranlık, kudret ve yücelik ebediyete kadar senindir. Büyük isminle dua ederiz. Amin” şeklide dua eden Albuk kardeşlerden August, daha sonra şunları söyledi.
“Şu anda içerisinde bulunduğumuz mezarlık, 1877 yıllarında kurulmuş bir Alman mezarlığıdır. Bu güne kadar da Kars Şeker Fabrikası arazisi ve koruması altındaydı. Fakat Şeker Fabrikası’nın yanı başına yapılacak yeni çocuk ve doğum evi hastanesi ve Azerbaycan Petrol Şirketi bir lise yaptırıyor. Bu nedenle de çevrede mezarlığı koruyacak herhangi bir korunakta kalmadı. Mezarlık üzerinde hayvanlar otluyor ve her taraf pislik içerisinde. Sadece şunu söyleyebilirim ki Türkiye’de yaşamak iyi ama ölmek kötüdür. Yetkililerden ve sizlerden bu konuda yardım bekliyorum. Annem geçtiğimiz yıl önce rahmetli oldu ve babamın vasiyeti üzerine yanına defnettik. Şu anda bu mezarlıkta 150’ye yakın Alman mezarı var. Yerle bir olmuş durumda çünkü mezar taşları bile yok. Kars’ta beş nüfuslu bir aileyiz ve işsiziz, maddi imkânlarımız da yok. Bizlerin bu şartlarda mezarlığımızı koruma altına almaya gücümüz yetmez. Bu nedenle mezarlığımıza her gün baka baka kahroluyoruz. Yanı başına yeni yapılan inşaatlar yapılıyor ve bunlarının atıkları da buraya dökülecek. Zaten daha önce dikilen çam ağaçları da buradan sökülerek başka yerlere götürülüyor. Mezarlarımızın üzerlerinde hayvanlar otluyor ve gübrelerini bırakıyorlar.”
KARS’TA Kİ ALMANLAR:
YILLAR ÖNCE GÖÇ EDEN ALMANLAR, KARS’A GELEREK ATALARINA AİT MEZARLARA SAHİP ÇIKSIN
Kars’ta yıllar önce göç eden akrabalarına seslenen Albuk Kardeşler, “Almanlar 1877 yılarında Osmanlı - Rus savaşları sırasında, Kars’ın merkez Karacaören Köyü’ne yerleşmişler ve hemen yakınında bulunan bu bölgeye de ölülerini gömmüşler. Daha sonra da çeşitli nedenlerden dolayı Almanya, Rusya ve bazıları da İstanbul’un Polenezköy’de göç etmişler. Cenaze taşınmaz ki nereye taşıyayım. Buradan özellikle İstanbul Polenezköy’e göçen şu anda da oldukça zengin olan akraba ve soydaşlarımız var ama onlarda çok duyarsız ve geçmişlerini unutmuş ve bir daha da geri dönmemişlerdir. Buradan onlara çağrıda bulunuyorum ve lütfen gelsinler ve yok olmak üzere olan atalarının mezarlarına sahip çıksınlar.”dedi.
KARACÖREN:
Karacaören, 1877 yıllarında Osmanlı - Rus savaşlarının yaşandığı sıralarda, Ruslardan kaçarak Kars’a yerleşen 10 aileden oluşan 60 Alman tarafından kurulmuş. Aynı dönemlerde köye kilise ve bir de mezarlık yapılmış. Bu kilise daha sonra yeniden yapılarak okula çevrilmiş. Babası Rus, annesi Eston olan ve çok iyi derecede Rusça ve Türkçe bilen geçtiğimiz yıl da eden August ve Pedro kardeşlerin annesi Olga Nine de bu köye Kars'ın Arpaçay ilçesinden gelin gelmiş. Almanlar çeşitli nedenlerden dolayı başta Almanya ve Rusya olmak üzere, küçük bir gurup da İstanbul’un Polenezköy ilçesine göç etmiş. Bu göçlerin ardından Albuk ailesi de göç etmeyerek aynı köyde yokluk içerinde günümüze kadar yaşamaya devam etti. Bu nedenle boşalan köye dağ köylerinden gelen Türkmen Aleviler yerleşmiş. Bayramlarda ve pazar günleri ise bu evde halen Türkçe İncil okunur. Ailenin komşularla arası çok iyi ve hiç kimse tarafından ayrım görmediklerini söylüyorlar.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN TÜRKİYE’DE YAŞAYAN GAYRİMÜSLÜMLERE İLİŞKİN GENELGESİ:
“Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Resmi Gazetenin 13 Mayıs 2010 tarihli, 27580 Sayılı ve 2010/13 NO’lu Başbakanlık genelgesine göre; Anayasamızın eşitlik ilkesi çerçevesinde; ülkemizde yaşayan gayrimüslim azınlıklara mensup Türk vatandaşları, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, ayrılmaz parçası oldukları ulusal kültür ve kimlik yanında, kendi kimlik ve kültürlerini yaşama ve yaşatma imkanına sahip bulunmaktadırlar.
Bu vatandaşlarımızın Devlet önündeki iş ve işlemlerinde kendilerine güçlük çıkarılmaması, haklarına halel getirilmemesi, ilgili mevzuat gereği olduğu gibi, Devletimizin ve Türk ulusunun bir parçası olduklarının kendilerine hissettirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Son yıllarda sürdürülen demokratikleşme çalışmaları çerçevesinde ülkemizdeki gayrimüslim azınlıkları ilgilendiren konularda yapılan düzenlemelere rağmen, uygulamadan kaynaklanan bazı sebeplerle bu konudaki sorunların tam anlamıyla giderilemediği görülmektedir.
Bu itibarla, kontrolü belediyelere geçmiş olan gayrimüslim mezarlıklarının korunma ve bakımı konularında gereken özenin gösterilmesi, gayrimüslim cemaat vakıfları lehine sonuçlanan mahkeme kararlarının tapu dairelerince hassasiyetle uygulanması, taviz bedeli ile ilgili uygulamalarda mağduriyetlere sebep olunmaması, T.C. vatandaşı gayrimüslim cemaat liderlerinin protokol uygulamalarında statülerine uygun bir şekilde konumlandırılmaları, gayrimüslim cemaatler aleyhine yapılan kin ve düşmanlığı teşvik edici yayınlara karşı gerekli yasal işlemlerin derhal başlatılması gibi uygulamalar örnek olmak üzere, gayrimüslim azınlıklarla ilgili tüm uygulamalarda yukarıda bahsedilen bilinçle hareket edilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, ilgili kurum ve kuruluşların bu konuda uygulamadan kaynaklanabilecek sorunların tam anlamıyla giderilmesi için gereken hassasiyeti göstermeleri hususunda bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim.”
Tacettin DURMUŞ