Tarih boyunca birlik ve beraberliğimizi yıkmaya tevessül eden her türlü girişimi, her türlü saldırıyı boşa çıkaran aziz milletimiz, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da elde ettiği büyük zaferle birlikte ayrılmaz bir bütün olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. 30 Ağustos’ta elde edilen destansı zaferle birlikte, hepimizin ortak mirası olan Cumhuriyetimizin temelleri de atılmıştır.
Bu bakımdan, 30 Ağustos aziz milletimiz için çok özel bir anlam ve öneme sahiptir, hepimizin ortak bayramıdır, hepimiz için bir iftihar vesilesidir.
Bugün, bizlere düşen görev, bütün imkânsızlıklara, bütün yokluklara rağmen türlü zorlukları aşarak kurduğumuz Cumhuriyetimizi, birlik ve beraberlik içinde daha da yüceltmek, daha da güçlendirmek olmalıdır.
15 Temmuz gecesi de göstermiştir ki; ülkemizin varlığına, demokrasisine ve milli iradeye karşı girişilen hain darbe teşebbüsüne karşı koymak için silahlara ve tanklara karşı hiç tereddüt dahi etmeden canını ortaya koyarak, vatanını ve milletini koruyan vatandaşlarımız var olduğu sürece bu millet ve devlet ilelebet payidar kalacaktır.
Türkiye, milletiyle bölünmez bir bütün olarak, bugün kardeşliğimize kasteden terör ve benzeri tüm tehditlerin üstesinden gelecek, çok daha parlak, çok daha aydınlık bir geleceğe kavuşacaktır.
Bu anlamlı gün dolayısıyla, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarını, dünden bugüne tüm şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, aynı şekilde, bugün, yurt içinde teröre karşı üstün bir mücadele yürüten Türk Silahlı Kuvvetlerimiz mensuplarına da şükranlarımı sunuyorum.
Büyük Zafer'in 94’üncü Yılı münasebetiyle milletimizin Zafer Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyorum.