Örgüt yöneticisi Adnan Oktar'ın cezaevinde örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı ve örgüte üye kazandırmayı amaçladığı iddiasıyla güncel yapılanma davasının görülmesine devam edildi. Mahkeme ara kararında 4 sanığın tahliyesine hükmederken sanık Adnan Oktar'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Silahlı suç örgütü yöneticisi Adnan Oktar'ın, cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı iddiasıyla örgütün 20 sanıklı güncel yapılanmasına yönelik davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar katılmadı.
4 sanığa tahliye
3 gün süren duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, 4 sanığın tahliyesine karar verdi. Sanık Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmeden heyet, duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, aralarında Adnan Oktar'ın da bulunduğu 20 kişi "şüpheli" sıfatıyla yer aldı. İddianamede, silahlı suç örgütü yöneticisi olan Adnan Oktar'ın, cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı anlatıldı. Hazırlanan iddianamede, Adnan Oktar'ın mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edildiği ve cezaevinde bulunduğu fakat örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarını cezaevi dışında yayılmasını sağladığı, bunu yaparken de özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği kaydedildi. Bu çerçevede şüpheli Oktar'ın ana çatı dosyada ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektup ve avukatlar aracılığıyla iletişim kurduğunun aktarıldığı iddianamede, şüphelinin etkin pişman olmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı, özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı, ayrıca dışarıda olan, işlem gören veya görmeyen örgüt üyelerinin bir arada kalması yönünde talimat verdiği belirtildi. Ayrıca, hazırlanan iddianamede, Oktar'ın cezaevinde kaldığı dönemde özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile görüşerek olağan akışa uygun olmayacak şekilde hukuki yardım adı altında görüşmeler gerçekleştirdiği, bu görüşmelerinde örgüte üye kazandırmayı amaçladığı, cezaevine giriş çıkışı kanuni sınırlar çerçevesinde serbest olan avukatlık mesleğinden faydalanmak üzere cezaevi dışındaki örgütsel tavır ve davranışları yönlendirmeye çalıştığı, bu tespit sonucunda ise şüpheli hakkında avukat görüşlerinin kısıtlanması yoluna gidildiği kaydedildi. Hazırlanan iddianamede şüpheliler Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan 5'er yıldan 12'şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, ayrıca, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği bütün suçlarından dolayı fail olarak cezalandırılması istendi. Şüphelilerin bu çerçevede ise "örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçundan 10 yıl 6 aydan 31 yıl 6 aya kadar hapis cezası olmak üzere toplamda 15 yıl 6 aydan 43 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede, diğer 17 şüphelinin ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma', "örgüte yardım" ve "örgütün veya amacının propagandasını yapma" gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.