Türkiye’deki 468 kuş türünün 160 türünü bağrında barındıran Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) kampüsü, Türkiye’nin kuş türü açısından en iyi ikinci kampüsü özelliğini taşıyor. Bir zamanlar sel sularına maruz kaldığından bataklık olan bölgede şimdi adeta cennet görünümünde. Rengarenk çiçekler ve kuş sesleriyle muhtaşam bir doğa harikasına dönüşen sulak alanda şimdi de yapay bir gölet oluşturuluyor.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde KAÜ Sulak Alanında sevindiren gelişmeler yaşanıyor. Kampus alanından geçen Kars çayındaki ıslah çalışmalarının ardından çay kenarına konulan kayaların arasından filizlenen binlerce ağaç bu alanı farklılaştırdı. KAÜ Rektörlüğü, var olan kanalların azaltılması ve su kaybının da önlemesiyle alanın çok iyi bir kuş cenneti olmasıyla bu bölgede konaklayan kuş sayılarını artırmak için doğal gölet yapımına gitti. Gölete Kars çayından yapılacak su takviyesiyle birlikte alanda kuşların üremelerinin de sağlanması hedefleniyor.
KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu ile TEMA Vakfı Başkanı KAÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Kırpık sulan alanda inceleme yaparak kuş türlerini takip ettiler. KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Türkiye’nin en güzel kampüsünden biri olan KAÜ kampusünde 160 kuş türü tespit ettiklerini bunun da Kafkas Üniversitesi’nin kuş türleri açısından Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden sonra Türkiye’nin en zengin 2. kampusu haline geldiğini belirtti. Kafkas Üniversitesi’nin en önemli değeri olan kampüsün sulak alanın kesinlikle korunması gerektiğini de belirten Şekercioğlu, yaklaşık 3 kilometrelik bir alan olan bu sulak alan içinden Kars Çayının geçiyor olmasının ayrı bir güzellik olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Kars’tan güzel bir haber veriyor olmanın sevincini yaşadıklarını kaydederek, “Üniversitemizin ve Rektörümüzün çabaları sonucu burası çok güzel sulak alan oldu. Biz KuzeyDoğa Derneği olarak yıllardır Kafkas Üniversitesi Biyoloji Bölümünden Doç. Dr. Mehmet Ali Kırpık hocamızla birlikte üniversite kampüs alanında bulunan kuşları araştırıyoruz. Şimdiye kadar 160 kuş kampüs alanında barınmaya başladı. Kampüsün kendisi tam bir kuş cenneti olmuş durumda.” diye konuştu.
Şekercioğlu ayrıca, “Sulak alan ve sulak çayır dediğimiz mevsimsel bir sulak alan aynı zamanda da Kars Çayı da içerisinden geçiyor. Kars Çayı ıslahı zamanında bizi biraz endişelendirdi fakat ıslah esnasında beton yerine doğal taş kullandıkları için o taşların arasında ağaçlar birkaç yıl içerisinde çıktı. Şimdi de Kars Çayı boyunca binlerce ağaç var. Burası bir çok kuşun ürediği alan haline geldi ve şu anda Kars Çayı üzerindeki adada bir Poyraz Kuşu var. Büyük bir ihtimalle bunlar burada ürüyor çünkü her gelişimizde oradalar ve göç mevsimi de artık bitti. Bu çok güzel bir işaret, ve önemli bir göstergedir.” şeklinde konuştu.
Rektörlüğün yaptığı göletle ilgili de açıklama yapan Şekercioğlu şunları söyledi:
“Gölen bu sulak alana ayrı bir değer katıyor ve aynı zamanda da Rektörümüz, rica ettiğimiz gibi bu sulak alanı boşaltan direnajı da kapatmış bu sene onu da hocamızla beraber gidip gördük. Yani biz Kafkas Üniversitesi’ndeki kampüsü bu güzel olumlu gelişmelerden çok mutluyuz 5 Haziran Dünya Çevre Gününde de bu bizim için güzel bir haber oldu. Ümit ediyoruz ki buraya daha fazla öğrenci gelir, kuşları inceler ve araştırır. Bu muhteşem Doğu Anadolu’nun kuş cennetinin tadını çıkarır. Şimdi bir kere doğal alan olması doğa koruması açısından kritik bir önem taşıyor. Çünkü özellikle bu tip Doğu Anadolu çayırları giderek bozulmakta, yok olmakta, aşırı otlatmadan zarar görmekte. Yıllardır dikkat ediyorum bu sulak alanın güzelliği eşliğinde üniversite öğrencileri ve hocaları sürekli yürüyüş ve koşu yapıyor. Sırf kampüsün bu tarafından diğer tarafına gidip gelseniz, günlük spor ihtiyacını da fazlasıyla karşılıyor olursunuz. Bütün tarla kuşu, tarla çintesi ve diğer kuş türlerinin sesleri arasında ve sağlıklı doğal bir ortamda spor ihtiyacınızı karşılıyorsunuz ve doğa koruma açısından da çok önemli. Bu bir üniversite olduğu için biyolojik araştırmalar yönünden de çok önemli. Şimdi biyoloji bölümünden Doç. Dr. Mehmet Ali Kırpık hocamızla beraber bu alanın kuşlarını bilimsel anlamda araştırıyoruz. Ümit ediyorum bundan bilimsel makalelerde çıkacak. Yani her açıdan Kafkas Üniversitesi’nin kampüsündeki bu kuş cenneti bilimsel açıdan, doğa koruma açısından, spor açısından, rekreasyon açısından çok önemli. Araştırmalar doğal bir ortamın insanın psikolojik sağlığı açısından çok önemli olduğunu, yeşil alanlar arttıkça psikolojik açıdan sağlığın arttığını, azaldıkça da psikolojik sorunların arttığını gösteriyor. Yani doğal alan; insanın ruh sağlığı içinde çok önemli. Kars Kafkas Üniversitesi bu konuda kuş cennetini koruduğu için Türkiye’nin öncü üniversitelerinden bir olmuş durumunda.”
5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
KAÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Kırpık da, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutlayarak, “Tüm dünyanın, ülkemizin ve Kars’ımızın 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutluyorum. Doğal felaketlerin az olduğu, doğanın daha az tahrip edildiği ve daha güzel bir eko sistem için herkesin doğaya karşı duyarlı olmaları konusunda istirham ediyorum.” dedi.
KAÜ Sulak Alanı dere ıslahının Üniversitenin girişimleriyle 7 yıl önce Kars Çayı DSİ tarafından yapıldığını söyleyerek, “İlk başta bizim biraz endişelimiz vardı açıkçası, önce beton ve kum kullanılmamsı yönünde çok ısrarcı olduk. Kars Çayı taban seviyesi aşağı çekildiği için çayırlık alanda su seviyesini aşağı çekti. Bu yüzden çayırlarımızdaki verimlilik yaklaşık %30-%40 oranında düştü. Ama sel baskınlarına karşı da bunun yapılması gerekiyordu. Onun için de çok fazla ısrarcı olmadık açıkçası. Ama zamanlar gördük ki Kars Çayının ıslah edilmesi ile beraber ıslah edilen kısımlarından doğal bir yapılanma oldu. Yani ıslahta doğal bir yapılanma kullanıldığı için çabucak kendiliğinden bir ağaçlandırma oluştu. Bu da diğer hayvanlar ve kuşlar için güzel bir üreme alanı oluşmasına neden oldu. Bu alanda gayet iyi bir eko sistem oluştu. Bu taban suyunun aşağı çekilmesiyle çayırlık alanda meydana gelen doğal gölet bizi sevindirdi.” şeklinde konuştu.
KAÜ’nün oldukça zengin bir kampüs alanı olduğunu da belirten Kırpık, “Sayın Rektörümüzle birlikte karar verdik ve kampüsümüzün bir kısmını bir gölet yapalım dedik ve göründüğü gibi göletimiz DSİ ve Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü işbirliği ile meydana getirilmiş oldu. Su seviyesi az yada taban suyu çok aşağıda olduğu için göleti oluşturduğumuzda taban suyuyla dolacağını tahmin ettik ama maalesef dolmadı. Bizde Kars Çayından su çekerek göletin dolmasını sağlayacağız. Bununla ilgili çalışımlarımız devam ediyor. Yine batı tarafına su deposu, yoluna bir dinlenme odası, bir konferans salonu, bir de gözlem evi olmak üzere bir mini tesis yapmayı planlıyoruz. O zaman gölet tam suyla dolduğunda ve tesislerimiz yapıldığında kampüsümüz belki de biyo çeşitlilik açısından birinci sırada olan bir kampus haline gelebilir. Direnaj kanallarını kapattık şuanda hiçbir direnaj kanalımız yok. Yani biriken su eskiden Kars Çayına boşalıyordu ama şuanda bu su boşalmıyor. Bu tabi geçici olarak yada taban suyu seviyesinin bir müddet daha yüksek seviyede kalmasını sağlayacak ama yetersiz o nedenle göleti suyla doldurmamız gerekiyor. Göle uğrayan kuş sayısı artmakta. Su seviyesi de arttığında yada istediğimiz seviyede olduğunda biz eminiz ki buradaki kuş türü çeşitliliği oldukça fazla olacak.” ifadelerini kullandı.
Kırpık şöyle konuştu:
“Eko sistemler için doğal eko sistemlerin tahrip olduğunu yada bozulduğunu gösteren en büyük indikatör kuşlardır.Yani bir eko sistemin doğal yapısı bozulmuşsa orada var olan kuşları bir sonraki sezonda göremiyoruz. O nedenle bir eko sistemin, bir habitatın doğal yapısının bozulup bozulmadığını kuşların varlığıyla doğrulayabiliriz. Eğer ki var olan kuşlar önceden bilinen kuşlar artık o alana gelmiyorsa demek ki o alanın doğası, eko sistemi tahrip olmuş durumdadır. O nedenle acil önlem almak gerekir. Artık bunu herkes gördü ki hemen hemen her gün dünyanın değişik yerlerinde doğal afetlerle karşılaşıyoruz. Artık dünyamız alarm veriyor o yüzden herkesi doğaya karşı, eko sisteme karşı duyarlı olmaya çağırıyorum.”