17 yıl (149 Bin 022 Saat) bekleyen Pınar, Ankara’daki hastaneye 6 saat içinde ulaşamadığı için hayati fırsatı kaçırdı ve karaciğer başka bir hastayla nakledildi. Pınar ise sevinç ve hüznü bir arada yaşadığını, başka bir hastanın sağlığına kavuşmuş olduğunu bilmesinin ise en büyük tesellisi olduğunu söyledi.
Pınar Kadirhan (36); astım hastası annesi Semahat (60) ve babası İlyas (65) ile merkeze bağlı Çakmak köyünde ikamet ediyor. Karaciğer yetmezliği nedeniyle ilaç tedavisi gören Pınar’a, doktorlar tarafından karaciğer nakli olması gerektiğini söylendi. Bunun üzerine Pınar ve ailesi gerekli başvuruları yaptılar ve Sağlık Bakanlığı’nın acil organ bekleme listesine alındı. Ardından uzun bekleyiş süreci başladı. 3 kez nakil için müjdeli haber gelmesine rağmen bir türlü karaciğere ulaşamadı. Nakillerin biri organ uyuşmazlığı diğerlerinde ise ulaşım sıkıntılarıyla hayallerine kavuşamadı.
17 YILLIK UMUDUN 6 SAATLİK SONU
Tam 17 yıldır uygun organı bekleyen Pınar Kadirhan’a nihayet beklediği müjdeli haber 2015 yılının Temmuz ayında Ankara’dan geldi. Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’ndeki doktorlar Pınar’ı telefonla arayarak, uygun organ bulunduğunu söylediler. Bunun üzerine Pınar, ağabeyi Cenk ile birlikte ulaşım sıkıntısını çözmek ve 6 saat içinde Ankara’ya gidebilmek için büyük çaba harcadı. Pınar ve yakınları hava ambulans hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıkları için bu fırsattan faydalanamadılar. Ardından Erzurum’a gitmek zorunda kaldılar. Erzurum’dan uçakla Ankara’ya giden Pınar ve yakınları 6 saat içinde hastaneye ulaşamadığı için kız nakil hakkını kaybettiğini öğrendi. Büyük üzüntü yaşayan Pınar Kadirhan, tek sevincinin başka bir hastanın sağılığına kavuşmuş olduğunu bilme olduğunu belirterek çünkü onun çektiği acıları iyi bildiğini söyledi.
Pınar Kadirhan, ““Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nden ağabeyimi (Cenk) arayarak müjde verdiler. Organ nakli için 5 kişi çağrılıyor ve en uygun donör kimdeyse nakil ona yapılıyor. Ben yetişemediğim için bu fırsatı kaçırdım. Bizim için 6 saat içerisinde orada olmak önemliydi. Biz daha sonra Erzurum’a gittik, daha sonra Ankara’ya geçiş yaptık fakat gittiğimizde doktorlar bize geç kaldığımızı söylediler. Biz gittiğimizde başka bir ameliyatın gerçekleştiğini söylediler ve o anda insan kendisini çok kötü hissediyor. Buradan her şeye hazırlıklı ve olacak, o ağrılardan acılardan kurtuluyorum ümidiyle gidiyorsunuz ama olmuyor. Sürekli kullandığım ilaçlar daha sonra benim midemde tahrişlere yol açtı. Sürekli mide kanamaları geçiriyorum ve bu nedenle de birçok kez yoğun bakımlarda kaldım. Ayrıca bende Çölyak hastalığı var bu hastalıkta buğday ürünlerine karşı ve bu tür ürünleri tüketemiyorum, bunun verdiği psikolojik rahatsızlıkta eklenince insan iyice kötü hissediyor kendini. Karaciğer, mide ve bu hastalık. Gelince her şey üst üste geliyor. Doktorumla görüştüğümde karaciğer nakli sonrasında mide rahatsızlığının da geçeceğini söylemesi gerçekten çok güzel bir şey. Yürüyemiyorum. Şişkinlik, asit, yorgunluk, sürekli halsizlik gibi sorunlar yaşıyorum. Öyle bir an geliyor ki bir kağıdı dahi kaldıracak gücü bulamıyorum kendimde. Ayaklarımda çok rahatsızlıklar var. Kalkamıyorum, yürüyemiyorum. Geçen yıl evde bakım için müracaat ettim ama faydalanamadım. Bazı zamanlarda gerçekten bakıma muhtaç oluyorum. İnsanlardan 1 bardak suyu bile bir kez istiyorsun ikincisinde isteyemiyorsun, bu annen, baban da olsa.” dedi.
Sık sık gözyaşlarına boğulan Pınar daha sonra şunları söyledi:
“Benim şuan çektiğim bu zorlukları başka birinin de çektiğini düşünüyorum ve o naklin ona gerçekleştiğini de düşündüğümde mutlu oluyorum. Benim doktorlarım çok iyi insanlardı ve demek ki o hasta benden daha kötü durumdaydı ve daha çok ihtiyacı vardı diye düşünüyorum, bu da bana yetiyor. Annem ve babamla yaşıyorum. Tedavilerimde maddi sıkıntılar yaşıyorum. Bu söylediğim yanlış anlaşılabilir belki ama ailemin kömür alma durumu yok, yeşil kartlılar ve ben şu anda üşüyorum. Ben geçen ay evde sürünerek ilerliyordum. Ailem de evde bakım ücretinden faydalanamıyor. Ben sadece 3 ayda bir maaş alıyorum. O aldığım para benim ilaç masraflarımı karşılamıyor ne yazık ki. İlaçlarım raporlu olduğu halde haftada 50 TL gibi bir miktar ilaçlara ödeme yapmak zorunda kalıyoruz. İnsanların bağış konusunda duyarlı olmalarını istiyorum. İnanın bu bağışlar kendilerine zarar vermeyecek aksine yaşam verecek. Bir çiçeği yaşatmak nasılsa bir insanı da yaşatmanın ne demek olduğu duygusuna varsınlar. Beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınlarından da yardım istiyoruz, biraz daha duyarlı davranmalarını istiyoruz. Toprağa gidecek bedenler organ bağışı sayesinde birçok insana hayat verebilecek.”
kha