Volkan KARABAĞ / KARS MANŞET
Kafkas Üniversitesi Ahmet Arslan Kongre ve Sergi Sarayında Sultan Alparslan'ın doğumunun 990'ncı yıl dönümünde Ebu'l Feth Sultan Alparslan ve Anadolu'nun Fethini anlamak için “Fetihleri Anlamak Fatihleri Anmak 2” konulu panel düzenlendi.
Düzenlenen panele İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, 65. dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Kars Valisi Türker Öksüz, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, Beyoğlu Belediye Başkanı ve Okçular Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Ali Yıldız, AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın, protokol üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Dr. Öğrt. Üyesi Alpaslan Kartal tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla devam etti.
Panelin açılış konuşmasını yapan Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Fetihlerin ve Fatihlerin yanı sıra hüzünlü günlerimizin de olduğunu ifade ederek, “22 Aralık’ta başlayıp 10 Ocak’ta biten 1914 -1915 yılı Sarıkamış Şehitlerimizi de bugünlerde anıyoruz. Allah cümlesine rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Bu tarihsel olaylar bizim geleceğe bakmamız açısından çok önemli. Bunların gerçekleştiği süreçlerdeki ruh halini, şuan ki gençlerimize, nesillerimize aktarmamız açısından da çok önem arz ediyor.” dedi.
“ANİ’NİN FETHİ, İSTANBUL’UN FETHİNE GİDEN YOLDA ATILAN EN ÖNEMLİ ADIMDIR”
Bir Karslı olarak bugün burada olmaktan çok gururlandığını ifade eden Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, “Yaklaşık 50 yıl önce bu şehirden giden bir Karslının evladı olsam da İstanbul’da bir Karslı gibi yaşadım ve bir Karslı gibi de ömrümün sonuna kadar yaşamaya devam edeceğim.” ifadesini kullandı.
“İlklerin diyarı Kars” diyen Oran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün de yine bir ilke hep birlikte şahitlik edeceğiz. Hem topraklarımız için hem de Türk İslam alemi için anlamı büyük olan Ani Kentini bundan böyle bu organizasyonla birlikte her yıl daha bilinir, daha görünür kılacağız. Ben şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. İpek yolunun Anadolu’ya girişteki ilk durağı, Anadolu Türk tarihinde Gazi unvanı alan ilk şehirdir Kars. Onlarca kültürü, medeniyeti topraklarında harmanlamış, ata yurdu, serhat ili, şehr-i dindir Kars. Ancak çok daha büyük bir önemi var, bu toprakların Türklerin Anadolu’ya girişi 1071 Malazgirt Savaşı olarak bilinir. Ancak biz bunu İstanbul’daki bir toplantıda 1064’e götürelim istedik ve nasip bugüneymiş bu programda bir araya geldik. Oysa Malazgirt Meydan Muharebesinden önce en az o zafer kadar değerli ve önemli bir fetih vardır. Bizans ordusu, Selçuklu Sultanı Alparslan ile ilk kez 1064 yılında karşı karşıya gelir. İşte o yer Ani’dir. ve esasen Türklere Anadolu’nun kapılarının açılış tarihi de 16 Ağustos 1064 yılındaki Ani Kalesinin fethidir. Bu zafer her şeyden evvel Türklerin Anadolu’daki istiklal ve istikbal mücadelesinin eşiğidir. Sultan Alparslan tahta geçtiği ilk yıl bu kaleyi alarak “Fethedilmez” dedikleri efsane şehri almıştır ve Anadolu’daki ilk Cuma namazını da burada kılmıştır. İşte bu fetih Türklere Anadolu’nun kapılarını açan, hatta İstanbul’un fethine giden yolda atılan en önemli adımdır. İşte bu nedenle bu diyarlara ilklerin diyarı diyoruz.”
“ASLA VEFASIZLIK GÖSTERMEYECEĞİZ”
Bizlerin Hira Dağında “oku” emriyle başlayan büyük bir medeniyetin çocukları olduğumuzu söyleyen Beyoğlu Belediye Başkanı ve Okçular Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Ali Yıldız ise “Medeniyetimiz Hira’dan, umut eteklerinden Orta Asya’ya, Fergana Vadisine, Horasan’a, 1071’de Orta Asya’dan Malazgirt ile Anadolu’ya, Ani’den Anadolu’ya, Mezopotamya’ya, Kudüs’e uzanan büyük bir medeniyettir. Ve medeniyetimizin sancağının son dikili olduğu yer İstanbul’dur, medeniyetimizin şehri İstanbul’dan siz değerli kardeşlerime sevgi ve selam getirdim. Biz 1071 Anadolu’nun fethiyle Malazgirt’te Selçukluyuz, 1453 İstanbul’un fethiyle 2053 hedefiyle Osmanlıyız, 1923 Kurtuluş Savaşımızla, Cumhuriyetin ilanıyla 2023 hedefiyle ilelebet var olacak Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz. Bu toprakların hikayesi yazılırken burada bir kardeşlik mayalanmıştır. Bin yıl önce bu Anadolu topraklarına kardeşlik tohumu ekilmişti, bu topraklarda bir tarafta kemençeyle, zılgıtla, halayla hep bir ve beraber olduk. Bir ve beraber olduğumuzun teminatını her yıl Malazgirt’te toplanarak ahitleşiyoruz. Onun için bir fetih medeniyeti olan medeniyetimizin fetihlerini ve fatihlerini anacağız, asla vefasızlık göstermeyeceğiz.” ifadesini kullandı.
“21. YÜZYIL TÜRKİYE’SİNİ ŞEKİLLENDİREBİLİRSEK DÜNYAYA DAMGAMIZI VURURUZ”
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan ise yaptığı konuşmasında, “Sarıkamış’ta bu kadar askerin şehit oluşunu sağlayan bir ruh var. İşte bu ruh burada metfun olan 1033’te Bizans askeriyle çarpışırken şehit düşen Ebu’l Hasan Harakani’nin ruhu. İşte Horasan erenleri dediğimiz, bu toprakların vatan olmasını sağlayanlar. Yani okullarda okurken tarih derslerinde maalesef sanki sadece er meydanında bu iş bağlanmış bitirilmiş gibi anlatılıyor. İşte şu kadar asker bu taraftaydı, bu kadar asker bu taraftaydı, biz şu taktiği yaptık, komutanımız filancaydı, işi orada bitirdik. O kadar kolay mı? Eğer kendi geleceğimizi kuracaksak bakın 21. yüzyıl sizin, bugün 20 yaşındasınız dünyaya birçoğunuz 21. Yüzyılın başında ayağını attı ve 21. Yüzyıl Türkiye’si sizlerin eseri olacak, sizlerin yaşadığı ülke olacak. Bu Türkiye kendi kültürüyle, kendi değerleriyle, kendi ilkeleriyle, kendi inancıyla harcıyla yorulmuş bir Türkiye olarak Dünyaya damgasını vurabilir ve vuracaktır. Ama buna inanmak zorundayız. Bunun için çok çalışmak zorundayız, içimize kapalı olmayacağız Dünyayı tanıyacağız ama Dünyada kendi kimliğimizin temsilini en üst düzeyde en iyi şekilde yapmaya gayret edeceğiz. Eğer bunu başarabilirsek bakın Dünyada birçok bunalım var, birçok çatışma var birçok zulüm var, katliam var ve bunların devamı var, bunlar böyle bitecek gibi gözükmüyor. Dünyanın bu bunalımlarına, bu sorunlarına yeni bir soluk getirecek bir anlayışa, bir yaşayışa ihtiyaç var. “Yiğit düştüğü yerden kalkar” demişler o zaman gençler bu huzurun, bu anlayışın baktığı yerde bu güneşin doğması gerekir, yiğitin düştüğü yerden kalkması gerekir. Onun için Kafkas Üniversitesi öğrencileri olarak Ani’yi anlamak, Sultan Alparslan’ın tanımak, Ebu’l Hasan Harakani’yi tanımak, anlamak zorundayız ve onlardan alacağımız ilhamla 21. yüzyıl Türkiye’sini şekillendirebilirsek inanın ki bu dünyaya damgamızı vuracağımız bir yüzyıl anlamına gelecektir.” dedi.
“SULTAN ALPARSLAN, MALAZGİRT’TEN ÖNCE 16 AĞUSTOS 1064 TARİHİNDE ANADOLU’YA KARS’TAN GİRMİŞTİR”
Sultan Alparslan’ın, Malazgirt’ten önce 16 Ağustos 1064 tarihinde Anadolu’ya Kars’tan girdiğini ve Ani şehrini fethettiğini söyleyen Vali Türker Öksüz, “Sultan Alparslan’ın doğumunun 990’ıncı yıldönümünde düzenlenen “Ebu’l Feth Sultan Alparslan ve Anadolu’nun Fethi” konulu etkinliğinin Sultan Alparslan’ın fethiyle hidayet bulan ilimizde düzenlenmesini çok manidar bulduğumu ifade ediyor, etkinliğin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu vesile ile sizleri Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı, Ebu’l Hasan Harakani Hazretlerinin diyarı, şehitler diyarı, serhat şehir, Gazi Kars’ta ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Anadolu’da güneşin ilk doğduğu topraklar olan Kars, aynı zamanda Anadolu’da kullanılan ilk Türkçe isimli şehirdir. Sultan Alparslan, Malazgirt’ten önce 16 Ağustos 1064 tarihinde Anadolu’ya Kars’tan girmiş ve Ani şehrini fethetmiştir. Kars, Ebu’l Menucehr Camii ile Anadolu’da yapılan ilk Türk camii unvanı, 1877 Osmanlı-Rus savaşının ardından Sultan Abdülmecid tarafından verilen ilk “Gazi” unvanı ve milli mücadele döneminde Cumhuriyetimizin ilham kaynağı sayılan Anadolu’da kurulan ilk Cumhuriyet olan Cenub-İ Garbi Kafkas Cumhuriyeti ile ilklerin şehri olmuştur. Anadolu ve Kars’ın manevi mimarı, Sultan Alparslan’dan kırk yıl önce Anadolu’nun fethine zemin hazırlayan büyük veli, mürşid, insan-ı kâmil ve gönüller sultanı, büyük türk mutasavvıfı Ebu’l-Hasan Harakani Hazretleri de Kars’ta katıldığı bir savaşta şehadet şerbeti içmiş ve Evliya camii bahçesinde medfundur. Tarihi M.Ö 5000’li yıllara kadar dayanan Kars; sahip olduğu jeopolitik ve stratejik önem yüzünden tarihi boyunca birçok kültür ve medeniyete beşiklik etmiş, bu medeniyetlere ait birçok tarihi ve kültürel eserlerin yanında eşsiz doğal güzellikleri ile adeta açık hava müzesi konumundadır. Türk milletinin vatanı ve kutsal değerleri uğruna, olumsuz şartlara rağmen neler yapabileceğinin en güzel örneği olan Sarıkamış, 90 bin vatan evladını bağrında yatırmaktadır. Bu vesile ile 3-4-5 Ocak 2020 tarihlerinde 105’inci yıldönümünde anacağımız Sarıkamış Şehitlerimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.” şeklinde konuştu.
“1064 OLMASAYDI, İSTANBUL OLMAZDI”
“Geçmişinizi bilmezseniz, geleceğinizi kuramazsınız” atasözünü söyleyen 65. dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, “Geçmişini iyi bilmeyenler geleceğini sağlıklı kuramaz. Geçmişimizi kötüleyerek, geçmişimizi yıpratarak, kültürümüzü yok ederek bir gelecek kurmamızı istiyorlar. Geçmişinizi bilmezseniz, kültürünüz yok olursa, kültürünüzü bilmezseniz kuracağınız gelecek sizin değil, başkalarının geleceği olur. Bugün de onun mücadelesini veriyorlar. 1064 olmasaydı, İstanbul olmazdı. 1064 olduğu için, 1071 olduğu için İstanbul var, inşallah sonsuza kadar da olacak. İşte o değerlerimizi yok etmek adına biz İstanbul’u ihya edelim Marmaray ve Avrasya projesini yapalım dediğimiz de söyledikleri şuydu; “Sakın ha yapmayın burada tarih var.” Güzel, siz sizin de tarihiniz var, bizim de tarihimiz var. Bu tarihe sahip çıkalım da geleceği kurmayalım mı? istedikleri buydu. Tarihe sahip çıkıp adı altında geleceği kurmayın istiyorlardı. Biz geçmişimizden vazgeçmeyerek geleceğimizi kuracağız, biz tarihi eserlerimizi gün yüzüne çıkartacağız, İstanbul’un bilinen tarihini Marmaray sayesinde 2500 yıldan 8500 yıla çıkarttık. Aynı zamanda ülkenin geleceğine katkı koyacak böyle bir eser kazandırdık.” dedi.
Geçmişimizi iyi bilmemiz gerektiğinin altını çizen Arslan, “Ebu’l Hasan Harakani Hazretlerinin dilini, dinini, mezhebini, ırkını sormayın dediği gibi 15 Temmuz’da gençler hepimizi öyle bir mahcup ettiler ki diline, dinine, etnik yapısına, mezhebine, hangi şehirden olduğuna bakmadan bir oldular, beraber oldular, meydanlara indiler, yüz sene önceki ruhu devam ettiriyoruz dediler, 955 sene önceki Sultan Alparslan’ın Ani’ye getirdiği ruhu devam ettirdiler, Allah onlardan razı olsun. Bize düşen onların sayesinde gelecek nesillere daha iyi bir Türkiye bırakmak, bize düşen şairin söylediği gibi; “Toprak uğrunda ölen varsa vatandır” şiarıyla bu toprakları bize vatan olarak bırakan, bugünden sonra da vatan olarak bırakmak adına şehadet şerbeti içen dünkü ecdadı da, bugünkü Mehmetçiğimizi de hem yad etmek hem dua etmek hem de onların bıraktığı vatanı mamur etmek, imar etmek, daha iyi şartlarda geleceğe taşımak. Daha iyi şartlarda geleceğe taşımak için kesinlikle dünü bilmemiz lazım, dünkü tecrübenin üzerine yarını kurmamız lazım. Elbette ki bunu değerli gençlerimizle yapacağız.” diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından program Oturum Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Yüce ve Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu ve Doç. Dr. Yaşar Kop’un konuşmacı olduğu “Fetihleri Anlamak Fatihleri Anmak 2” konulu panel ile devam etti.