Muhammet Esiroğlu “Sana nasihat edici olarak ölüm yeter”Hadis-i ŞerifMezarlıklar ölümü hatırlatır. Şimdilerde şehrin en ücra köşelerine itilmiş mezarlıklar var ya; işte onlar. Ecdadın bıraktığı son hatıra ölümü haykıran şehrin merkezindeki mezarları görünce ölümü düşünürüm hemen. Sanki mezarlardan birileri kulağıma “muhakkak öleceksin” diye fısıldıyor.Yüzü kıbleye dönük mezarlar bana namazı, namaz bana secdeyi, secde bana mahşeri, mahşer bana ölümü hatırlatıyor. Ölümün yüzü soğuktur. Mezarların yanından geçerken bir soğuk yel gelir suratıma. Ölüm kokar aldığım nefes. Çünkü ölüler solur mezarlarda. Bin bir çeşit hatıra barındırır mezarlardan sızan hayatlar. Hepsinin bir dünü vardı, bir bekleyeni ya da bir beklediği, hepsinin bir gayesi vardı, hepsinin yapacakları vardı daha, ama bugün mekanları mezarlıklar. Çok mu sessiz mezarlıklar? Hiç sanmam, duyarsanız ölüm haktır diye uyarıyor bizi. Ölümü mezarlıklar hatırlatıyor insanlara. ****Ölümü bedenin zekatı hatırlatır. Rabbimizin sevdiğine verdiği imtihan sorularından bir tanesidir hastalık. Beden zayıftır, ruh güçlüdür bu zamanda. Çünkü Rabbini hatırlar ruh bedeni hasta olunca. Hastalık ölüme yakındır her zaman. Bekli de ondan bu zamanlarda dünyadan uzaklaşıp Rabbine sığınmak. Ölümü hatırlatır hastalık, ölümü hatırlayana da Allah’ı hatırlatır. Beden daraldıkça ruh genişler. Çünkü beden daraldıkça duaya sarılır insan. İnsan duaya sarılınca arşa döner yüzünü. Arşın nuru ruhu aydınlatır.Hastalık ölümü hatırlatır. Hastalığın bir durak sonrasıdır ölüm. Beden aciz olunca ruh yücelir. Çünkü Rabbine karşı acziyet insana şeref verir. En yüce insan Rabbine en iyi kul olan yani en aciz olduğunu bilen insandır. Takva budur zaten.****Ölümü uyku hatırlatır. İnsanın en zayıf anıdır uyku anı. Aslında bir ölüm denemesidir uyku. Gözlerinin hiçsizliğe kapanmayacağını bilir. Sabahla birlikte yeniden uyanacağını bilir insan. Tıpkı ölünce mahşerde tekrar dirileceğini bildiği gibi. Uyku ölümü hatırlatır. Çünkü uykuda ölüm gibi bedenin teslim olmasıdır kadere. Vaktin kesintisiz yaşanmasıdır. Ölüm gibi kalın bir çizgiyle ayrılmıştır hayattan. Uyku küçük bir ölümdür aslında. ****Ölümü güneşin batışı hatırlatır insana. Çünkü dün güneşin batışı ile ölmüştü. Bugün güneşin batışı ile ölüyor. Yarın güneşin batışı ile ölecek. İnsanın gözlerinden ferini alır gibi güneş ışıklarını alıyor günden. Gün geceye bürününce yani ölünce yani gece doğunca yani insan öldüğünde kabir hayatı gece yaptıkları gibi olunca her şey Rabbinin terazisine çıkınca insan ziyana düşünce, bir şans daha isteyip geri çevrilince yani insan hüsrana düşünce... güneşin batışı insana ölümü hatırlatır.****Ölümü ezan hatırlatır. Çünkü insan doğduğunda ezanla nişanlanır ölüme. Cenaze namazı için okunmuştur daha doğduğunda kulağına. Ve her ezan okunuşu insana ölümü muştular. Her ölüm bir doğumdur aslında. Sonsuzluk hayatı için doğar insan ölümle. Ezan çağırır insanı namaza ve felaha. Namaz değil midir insanın Rabbine en yakın olduğu zaman? Ve insan ölümle yaklaşmaz mı bir adım daha Rabbine?Ezan toplanmanın işareti değil midir zaten? Ölümde bir toplantı değil midir mahşerde? Mahşere uzanan yol ölümle başlamaz mı hem? Ezan mahşere çağırıyor bizi ve bize mahşeri hatırlatıyor. Ezan ölümü hatırlatıyor insana.****Ölümü ayetler hatırlatır. “Her nefis ölümü tadacaktır” dediğinde ölüm nöbet tutar zihnimizin bir yerinde. “Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır” ayetini işittiğimizde kaçışın olmadığını tazeler kalbimiz. Ümidini keser ölümsüzlük aşkından. Sanki ölmeyecekmiş gibi dünyalaşan kalplere “Ölüm Var” diye haykırır.“Muhakkak ki öleceksiniz” diyen Rabbimiz bize niçin sesleniyor sanırsınız. Ölümü unuttuğumuz ve sanki ölmeyecek gibi yaşadığımız için sesleniyor Rabbimiz bize Kitabında. Ve daha onlarca ayette Rabbimiz zihnimizi zinde tutmamız için bize öğüt veriyor düşünüp tutalım diye. Ayetler bize ölümü hatırlatıyor Allah’ın kelamıyla.****Ölümü Ka’de-i Ahire hatırlatır. Son oturuş gibidir ölüm. Son defa nasıl oturursak Rabbimizin karşısına, ölümle musalla taşında son defa öyle çıkarız dünyada. Son selamını ayakta verir cemaat. Çünkü Ka’de-i Ahire’de son selamı vermişizdir. Son oturuş namazın bittiğini anlatır bize. Ölüm de imtihanın bittiğini hatırlatır. Namaz imtihanda bir cevap değil mi zaten. Son oturuşla cevabı tamamlamışsak imtihanda bir sorumuz cevaplanmıştır Allah’ın izniyle. Namazda son oturuş, hayatta son oturuşta olabilir. Bunu düşünmek ölümü hatırlatır insana.****Ölümü nokta hatırlatır. Bir cümlenin sonuna konulmuş nokta, cümlenin bittiğine işarettir. Bir ömrün sonuna konulmuş nokta ise ömrün bittiğine. Nokta kendinden sonra cümle gelmeyeceğini göstermez. Sadece yeni bir cümlenin habercisidir. Nasıl ölüm yeni bir hayatın habercisi ise.Ölüm her şeye bir nokta koyar. Harama, sevaba, dünyaya, aşka, gülmeye, zulme, yazmaya aklınıza ne gelirse ölüm hepsinin sonuna iliştirilmiş bir noktadır. Nokta başlangıç için konulmuştur aslında. Ölüm noktayı koymadan hayatımızın olumsuzluklarına biz koyalım noktalarımızı. Böylece nokta hatırlattıkça ölümü pişmanlıklarımızla debelenmeyelim. Nokta kurtuluşumuza başlangıç olsun ateşimize kıvılcım değil...
Ölümü Ne Hatırlatır?
Ölümü Ne Hatırlatır?
11