Yüksel Taşkın: "'Türkiye yüzyılı' vizyonu bir iletişim stratejisidir"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Gencay Uğraş partisinin Kars İl Başkanlığını ziyaret etti.
Partisinin bölge illerinden sorumlu milletvekili Yüksel Taşkın, Ardahan ve Kars’ta bir araya geldiği belediye başkanları, il ve ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanları ile bir araya gelerek 2023 yılında yapılması beklenen seçim için toplantılar gerçekleştirdi.
Ardahan’ın ardından Kars’ta CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman, CHP Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur, il ve ilçe teşkilat mensupları ile bir araya gelen Yüksel Taşkın, gazetecilere açıklamada bulundu.
Yüksel Taşkın açıklamasında AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramından 2 gün önce açıkladığı ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunun açık ve net bir şekilde iletişim stratejisi olduğunu ileri sürdü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın konuşmasında şunları söyledi: “29 Ekim’den 2 gün önce Erdoğan ‘Türkiye Yüzyılı’ başlıyor diye bir şey yaptı. Seçim 29 Ekim’de de olabilirdi. Önemli bir gün Cumhuriyetimiz kurulmuş. Onlara şunu soruyorum; 20 yıldır iktidardasınız? 2’inci yüzyıl 22 yıl önce başladı. Ne oldu yani 20 yıldır yapamadığınızı şimdi mi yapacaksınız? Bu açık ve net bir iletişim stratejisidir. O da şudur. Biz 2023’te Cumhuriyetin 2’inci yüzyılında Cumhuriyeti Demokrasi ile taçlandıracağımız için bizim bu güçlü, moral vurgumuzu altımızdan çekmeye çalıştılar. Aslında ‘2’inci yüzyıl’ vurgusunu biz zaten yapmıştık. 2’nci yüzyıl çağrı beyannamemizi de yayınladık. Yani 2023’e geldiğimizde bu ülkeyi hak etmediği tek adam rejiminden kurtaracağız. Esasında bizim vurgumuz daha samimidir. Bizim derdimiz ve davamız var; o da Türkiye’yi düştüğü çukurdan kurtarmaktır. İktidardakilerin derdi ise içine düştükleri bal çanağından çıkmamaktır. Dolayısıyla bu iki mücadele içerisinde halkımız kimin daha ahlaken haklı olduğuna karar verecek”
BİZ ASLINDA İKTİDARIN SEÇİM STRATEJİSİNİ ÇÖZDÜK
Biz aslında iktidarın seçim stratejisini çözdük. Gayet iyi biliyoruz ki birincisi maalesef Türkiye’de toplumu birbirine düşmanlaştırmak ve kutuplaştırmak üzerine bir siyaset izliyorlar. Açık ve net söyleyeyim; Ülkesini ve vatanını seven insan bunu yapmaz. Niye komşuyu komşuya düşman ediyorsun? Dini hassasiyetler üzerinden, etnik hassasiyetler üzerinden buradan oy alsan ülkene ve vatanına bir faydan olacak mı? Biz katiyen bu kutuplaştırıcı siyasetin eline düşmeyeceğiz. Çünkü komşumu ben kendime düşman olarak görmek istemiyorum. Komşumun kimliği doğuştan getirdiği kimliği onun şerefidir. Benim kimliğim de benim şerefimdir. Bunun üzerinden birbirimizle bizi çatıştıramayacaklar. Bu aslında ağustos böceği ile karıncanın hikayesine bir göndermedir. Biz karınca misali çalışıyoruz. Onlar oturdukları yerden bu kutuplaştırma siyaseti ile seçim kazanacaklarını düşünüyorlar. Öyle olsa bu hesapları 2019’ta tutardı. “
BİZ BUNA ‘PARA ALDANMASI’ DİYORUZ!
Stratejilerinin kincisi ayağı ise ‘para aldanması’ diyoruz buna: Seçime yakın Ocak gibi emeklilere ve memurlara enflasyondan daha düşük tabii ki zamlar yapacaklar. Ama enflasyon oranı yapılan zamlar fazla gibi algılanabilir diye bir hesapları var ama o zaman da bir handikapları var. 6 Nisan’dan önce seçimi yapamıyorlar. Mayıs 14 gibi seçim olma ihtimali yüksek. Yine kendi yarattıkları enflasyon canavarı yüzünden zaten aşındırılacaklar. Sosyal yardımları arttırıyorlar ve geçici yardımlar bunlar. Seçim bittikten sonra bu yardımlar ortadan kalkacak. Hani ‘CHP gelince yardımlar kesiliyorlar diyorlar’ ya hayır. Bizim CHP belediyelerimiz geldi ve yardımları 2-3 katına çıkardılar. Asıl yardımları kesen seçim bittiğinde geçici koyduğu yardımları ortadan kaldırarak ve seçmenle dalga geçen bu iktidardır. Biz aslında bu sistemsizliği, halkı bu şekilde kandırmaya çalışan bu tarzı ortadan kaldırıp çok güçlü bir sosyal devlet inşa edeceğiz. Çünkü seçmenin midesi ile duygularıyla böyle oynamasınlar. Yoksulluğu çözemiyorlar ama maşallah istismar ediyorlar. Yani biz bunlara asla geçit vermeyen bir düzen kuracağız.
BU BÜTÇENİN 565 MİLYARI FAİZ ÖDEMELERİNE GİDECEK
Bütçemiz şimdi görüşülüyor ve 4.6 trilyonluk bir bütçe geldi. Sakın paranın büyüklüğüne aldanmayın. Enflasyon nedeniyle böyle büyük görünüyor. Bu bütçenin 565 milyarı faiz ödemelerine gidecek. Yaptıkları yardımlar bunun yarısı bile değil. Öğle ya tercih faiz ödeyerek birilerini zengin etmek, yoksullara destek vererek iş sahibi kılmak. Kaynak var ama kaynağı o yönde kullanmıyorlar. Devamlı emme basma tulumba gibi kaynakları alıyorlar kamu ve özel işbirliği denilen yapılarla, ihalelerle küçük bir azınlığa aktarıyorlar. Aslında bu ülke çok zengin ve ekonomik olarak batırmak siyaseten batırmak çok güçtür. Umarım kısa sürede zaten toparlayacağız ama şunu söylemek istiyorum.
BU ÜLKE FAKİR DEĞİL AMA TERCİHLER HEP KÜÇÜK BİR AZINLIKTAN YANA KULLANILIYOR
Bakın bu ülke fakir değil ama tercihler hep küçük bir azınlıktan yana. Biz gelince halktan yana tercihlerde bulunacağız. Öyle ya ‘bu faizci rantçı düzen’. Bakın bu lafı biz kullanmalıyız. Bu faizci ve rantçı düzen bu kadar parayı birine verdiğinde bu para sizlerden ve bizlerden çıkıyor. Siz küçücük bir su bile aldığınızda dolaylı vergilerle o faizleri finanse ediyorsunuz. Şunu unutmayın Türkiye'de dolaylı vergiler üzerinden bizden alınan paralarla birincisi beceriksizliği örtmeye çalışıyorlar. İkincisi yolsuzluklarını finanse etmeye çalışıyorlar. Bu devletin gelir sorunu çok. Pandemi zamanında bile 1 trilyon geliri olan bir devletimiz var. Şimdi çok daha yüksek gelirleri var. Çünkü vergiler, cezalar, dolaylı vergilerle daha şimdiden ne kadar para toplayacakları belli. Kısacası mesele şu; Helva yapacak malzemeler ama hep aynı kişileri aynı kişileri aynı dünyada en fazla kamu ihalesi alan Türkiye’deki 5 gruptur. Dolayısıyla bu tercihleri değiştirerek kesinlikle Türkiye’de halktan yana bir düzen inşa edeceğiz. Dolayısıyla 2023’te Türkiye ferahlayacak, 2’inci yüzyıla çağrı beyannamemizde vaat ettiğimiz Cumhuriyeti, Demokrasi ile taçlandırma şerefi Cumhuriyet Halk Partisi’nin amiral gemisi olduğu 6’lı masaya ve tabi ki diğer demokrasiden yana güçlere ait olacak. Gerçekten biz buna inanıyoruz ve iktidarın da sadece algıya abanarak algı dünyalarını terk ettiler. Çözüm mercii olduklarını unuttular. İnsanların algılarıyla oynayarak bu seçimleri asla alamayacaklar. Çünkü toplum bu iktidarın kendisini ve mahiyetini çok iyi gördü. Nasıl futbolda bizi 4’üncü ve 5’inci lige düşürdüler. Demokrasi ve ekonomide de bizi aynı lige düşürdüler. Bu güzel ülkeyi bu çukurdan kurtarmak şerefi bizim partimize başta genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve bizim ittifakımıza ait olacak.” dedi.