YSK, 16 Nisan referandumunun iptaline ilişkin başvuruların ret gerekçesini açıkladı
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), anayasa değişikliğini içeren 16 Nisan referandumunun iptaline ilişkin CHP, HDP ve Vatan Partisi tarafından yapılan başvuruların ret gerekçesini açıkladı.
YSK’nın resmi internet sitesinde yapılan yazılı açıklamada, “16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşmekte olan oy verme işlemleri sırasında münferit de olsa bazı sandıklarda Yüksek Seçim Kurulunca gönderilen ve sahte olarak benzerlerinin üretilmesinin engellenmesi amacıyla sandık kurullarına filigranlı olarak teslim edilen oy zarfları ve oy pusulalarının sandık kurullarınca mühürlenmeden seçmenlere verildiği, kullanılan oy zarfları ve oy pusulalarının Yüksek Seçim Kurulunca gönderilen filigranlı oy pusulası ve zarfları olduğu, oy pusulası ve zarflarının mühürlenmemesinin sandık kurulunun ihmali veya hatasından kaynaklandığı, bu sorunun yaşandığı sandıkların bağlı olduğu bazı ilçe seçim kurulları tarafından Kurulumuza şifahi olarak iletilmiştir” denildi.
Oy pusulaları ve zarflarının sandık kurulunca mühürleme işleminin yapılmamasının tek başına seçmenin oyunun geçersiz sayılması için yeterli olmadığı belirtilen açıklamada, “Oy kullanma işleminin seçim güvenliğini sağlamaya yönelik ve sahte oy kullanılmasını engellemek amacıyla getirilen kontrol mekanizmalarına uygun olarak Yüksek Seçim Kurulunca üretildiğinden kuşku bulunmayan oy pusulası ve zarf kullanılarak gerçekleşmesi halinde sandık kurulunca mühürleme işleminin yapılmaması tek başına seçmenin oyunun geçersiz sayılması için yeterli değildir. Aksine bir uygulama, bu hakkı korumak için getirilen ve araç niteliğinde olan usul kurallarından sadece birinin ihlalinin, hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde uygulanması sonucunu doğurur ki; bu sonuç beklenilen amaca aykırıdır. Bu nedenledir ki Yüksek Seçim Kurulunca geçmiş yıllarda istikrarlı olarak Yüksek Kurul tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan hallerde sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile seçmene kullandırılan oyların geçerli olduğu kabul edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
"Mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi, anılan kanun ve genelge hükümlerinin amacına aykırılık oluşturmamaktadır"
Mühürsüz oyların geçerli sayılması kararının kanun ve genelgelere aykırılık oluşturmadığı kaydedilen açıklamada, “Anılan karar, sandık kurulunca mühürlenmeyen zarf ve oy pusulası ile kullandırılmış olan oyların belirli şartların gerçekleşmesi halinde geçerli sayılmasını öngören bir karar olup, diğer kontrol mekanizmaları ile sahih olduğu teyit edilmeyen oyların geçerli sayılması sonucunu doğurmamaktadır. Sandık seçmen listesinde yazılı herkesin oy kullanma hakkı bulunmaktadır. Anayasanın 67 ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ek 1 nolu protokolün 3. maddesi serbest seçim hakkı bakımından birlikte değerlendirildiğinde, sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi anılan kanun ve genelge hükümlerinin amacına aykırılık oluşturmamaktadır. Bu karar, mevcut olan yasa hükmünün değiştirilmesi mahiyetinde olmayıp, oylamanın devam ettiği sırada muhtelif ilçe seçim kurullarından somut olarak intikal ettirilen vakıa ile sınırlı biçimde önceki uygulamalara ve kararlara uygun olarak alınmıştır” açıklamasında bulunuldu.
"Alınan bu karar, eşitlik ve tarafsızlık ilkesine de uygun objektif bir karardır"
Açıklamada, mühürsüz oyların geçerli sayılması kararının AK Parti, CHP, HDP ve MHP temsilcisinin de hazır bulunduğu toplantıda henüz hiçbir sandık sonucunun Kurula ulaşmadan alındığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Bu karar, 11 üyeden oluşan Yüksek Seçim Kurulunca dört siyasi parti (AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi) temsilcisinin de hazır bulunduğu kesintisiz devam eden toplantıda ve henüz hiçbir sandık sonucu Kurula ulaşmadan alınmıştır. Henüz sandık sonuçları belirmeden ve tercihler üzerindeki olası etkisi bilinmeden alınan bu karar, eşitlik ve tarafsızlık ilkesine de uygun objektif bir karardır. Bu itibarla Kurul kararının seçimin neticesine tesir eden bir müdahale olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.”