Uzmanından "meme kanserinin erken teşhisinde meme yoğunluğu" uyarısı
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Radyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Irmak Durur Subaşı:- "Artan meme yoğunluğu, kendi kendine muayene sırasında hastaların önemli bulguları fark edememesine sebep olabilir. Ayrıca, mamografide kitle veya kanser bulgularını ört
İSTANBUL (AA) - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Radyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Irmak Durur Subaşı, "Artan meme yoğunluğu, kendi kendine muayene sırasında hastaların önemli bulguları fark edememesine sebep olabilir. Ayrıca, mamografide kitle veya kanser bulgularını örtebilir." ifadelerini kullandı.
Dünya Radyoloji Günü dolayısıyla Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Irmak Durur Subaşı, meme kanserinin erken teşhisinde meme yoğunluğunun önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Meme yoğunluğunun kişiye özel olduğunu belirten Subaşı, "Meme dokusu, genel olarak süt ve yağ bezlerinden ve destek dokudan oluşur. Memenin kompozisyonunu oluşturan bu yapılardan, 'fibroglandüler doku' dediğimiz süt bezlerinin oranı fazla ve dağılımı düzensiz ise sırasıyla yoğun ve heterojen meme yapısından bahsederiz. Meme yoğunluğu ve meme bezlerinin dağılımı, genellikle meme içerisinde düzenli değildir ve kadından kadına da farklılık arz eder." ifadelerini kullandı.
Meme yoğunluğunun, emzirme hacminin iyi olabileceği avantajını taşıyabilse bile bazı olumsuzlukları da beraberinde getirebileceğine dikkati çeken Subaşı, "Hastaları yüksek ya da orta risk grubuna sokmaz ancak meme kanseri ile ilgili hafifçe risk artışı anlamına gelebilir. Artan meme yoğunluğu, kendi kendine muayene sırasında hastaların önemli bulguları fark edememesine sebep olabilir. Ayrıca, mamografide kitle veya kanser bulgularını örtebilir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Deneyimli radyoloji uzmanlarının önerilerine uyulmalı"
Doç. Dr. Irmak Durur Subaşı, her meme kontrolünden sonra çıkan sonuçların mutlaka karşılaştırılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle tamamlayıcı tetkik olarak yapılabilen, özel mamografi projeksiyonları (hastaya özel, radyologlarca önerilen ve özel pozisyonlarda elde edilen grafiler), tomosentez veya ultrasonografi ile bulgular detaylandırılabilir. Ayrıca, düzenli kontroller ve her bir kontrolde eski ve yeni filmlerin yan yana karşılaştırılması da sessiz anormalliklerin saptanmasını kolaylaştırır."
Genellikle mamografi tetkiklerinin başında hastaların meme yapısının ayrıntılı olarak tanımlandığını aktaran Subaşı, hastanın meme yoğunluğuna özellikle değinildiğini vurguladı.
Sadece meme yoğunluğu nedeniyle bile ek tetkiklerin istenebileceğine işaret eden Subaşı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Memeyi görüntülediğimiz, mamografi, ultrasonografi ve ileri görüntüleme yöntemi olarak manyetik rezonans görüntüleme gibi tetkiklerin her birinin fiziksel prensibi, bu tetkiklerde kullanılan enerji türü farklıdır. Bu fark nedeniyle meme ile ilgili bize farklı bilgiler sunabilirler ve burada önemli olan bu tetkiklerle hastalara bütüncül yaklaşım sağlanabilmesidir. Hangi durumda ve hastada hangi görüntüleme yönteminin kullanılması gerektiğine karar verirken mutlaka bu konuda deneyimli radyoloji uzmanlarının önerilerine uyulmalı."