“Türkiye’de sigorta sektörünün milli gelir içindeki payını artırmalıyız”

“Türkiye’de sigorta sektörünün milli gelir içindeki payını artırmalıyız”

Sigorta sektörü üst düzey yöneticileri, Türkiye'de sektörün milli gelire oranının düşük seviyelerde olduğunu kaydederek, bu konuda hizmet üreten şirketlerin ürün tanıtımına odaklanarak gelişim göstermeleri gerektiğini belirtti.

Sigorta sektörü üst düzey yöneticileri, Türkiye'de sektörün milli gelire oranının düşük seviyelerde olduğunu kaydederek, bu konuda hizmet üreten şirketlerin ürün tanıtımına odaklanarak gelişim göstermeleri gerektiğini belirtti.

Türkiye'de sigorta sektörünün gayrisafi milli hasılaya oranı yüzde 1,5 seviyelerinde bulunuyor. Gelişmiş ekonomilerde bu oran yüzde 5 düzeylerinde yer alıyor. Türkiye'de sigorta sektörünün önde gelen temsilcileri sektördeki gelişmeleri ve yakın dönem hedeflerini anlattı.

Türkiye'de İş Dünyası dergisi tarafından ikincisi gerçekleştirilen "Sigortalı Sohbetler" toplantısı, 21 Mayıs Salı günü İhlas Medya Grubu'nda sektörün önde gelen isimlerini aynı masada buluşturdu. Sigortanın bugünü ve geleceğine ilişkin görüşlerini paylaşan sektör temsilcileri, bugün gelinen noktadan memnun olduklarını ancak sigorta penetrasyonunun henüz istenilen seviyeye ulaşamadığı konusu üzerinde durarak neler yapılması gerektiğini paylaştı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye'de İş Dünyası dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak "Sigorta, medya grubu ve dergi olarak çok önemsediğimiz bir konu. Geçtiğimiz sayıda Bireysel Emeklilik Sistemi'nin ne kadar önemli olduğunu derinlemesine incelemiştik. Hem bu dosyamızın çıktılarını sizlerle konuşalım hem de sigorta sektörünün bugünkü durumunu soralım ve fikir alışverişinde bulunalım diye bir araya geldik" dedi.

"Sigorta sektörünün GSMH'ye oranı yüzde 1,5'ler seviyesinde Bu rakamları hızla geliştirmeye gayret etmeliyiz"

Sektörün önde gelen isimlerinden Dr. Alaattin Büyükkaya, Türkiye'de sigortalılık oranlarının düşük olmasının yalnız sigortalıya değil sigorta yapan şirketlere de bağlı olduğunu söyledi.

Büyükkaya, sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Sigorta şirketleri bir ürünü satmak istiyorsa o ürünle ilgili bireyleri uyarmak zorundadır. Müşterilere kızarak "ürünüm satmıyor" denmesi bence çok yanlış. Bu sebeple de birinci kusurun sigorta şirketlerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü satılacak ürünleri tanıtmak, halka bunlarla ilgili bilgi vermek sigortacının görevi. Bunun dışında ülkemizdeki sigorta sektörünün gelişmekte olduğunu söyleyebiliriz. Bu oran ekonomik büyüklüğümüze baktığımızda elbette yeterli değil. Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) yüzde 1,5'ler seviyesindeyiz. Bu oranın dünya ortalaması yüzde 5 seviyelerinde. Bu rakamları hızla geliştirmeye gayret etmeliyiz. Devlet bu gayreti gösterirken sigorta şirketlerinin de bu ürünleri tanıtmaya gayret etmesi gerekiyor."

Ülkemizdeki sigorta şirketlerinin de ciddi oranda artış gösterdiğini aktaran Büyükkaya, "Hükümetin yaptığı en önemli işlerden biri de Türkiye'de sigorta gruplarının ve sektöre ilgi duyan sermayedarların girmesini sağlamak oldu. Satın alma gücü paritesine göre ülkemiz Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın ise 11'inci büyük ekonomisi konumunda. Sigorta fonlarının diğer ekonomideki fonlardan en önemli farklılığı anti enflasyonist, faiz maliyeti olmayan fon olması. Dolayısıyla bizim gibi enflasyonist ekonomiler için en ihtiyaç duyulan sigorta fonlarıdır. Bu pasta ne kadar büyürse ekonomimiz için sağlıklı bir fon üretimini sağlamış oluruz" diye konuştu.

"Sigorta fon biriktirme aracıdır"

Ülkemizdeki sigortacılık potansiyelinin çok yüksek olduğunu ancak sigortalılık oranı ve penetrasyon diye adlandırılan milli gelir içerisindeki payın çok düşük olduğunu ifade eden Ramazan Ülger, şunları söyledi; "Sigortalı sayılarına baktığımızda ağırlıklı olarak zorunlu sigortalar veya riski yüksek olan oto sigortalarının yeni yeni sağlık sigortalarının yapıldığını görüyoruz. Halbuki bunun çok daha ileri seviyesinde olan deprem sigortası noktasında çok eksiğimiz var. KOBİ'lerin yine sigortalılık oranının yüzde 70 oranında eksik olduğunu görüyoruz. Ülkemizde ne yazık ki sorumluluk sigortaları bilinci yok. Bireysel emeklilik hız kazanmakla birlikte uzun vadeli ikinci emeklilik planının alt yapısı hazırlanma aşamasında. Sigorta risk yönetmekle birlikte ayrıca fon biriktirme aracıdır. Sigorta pazarı ne kadar büyürse Türkiye'nin dış borç sorunu azalır ve kendi finansal iç yapısını kurmuş olur."

"Kendimizi daha net tanıtmalıyız"

"Türkiye'de sigorta sektörünün daha çok yolu var" diyen sigorta şirketi üst düzey yöneticisi Murat Şişli, bunun anlayışların değişmesiyle ilgili bir durum olduğunu söyledi.

Şişli, tanıtımın önemli olduğuna değinerek, "Ülkenin gelişmesi, kişi başı milli gelirin yükselmesi, ülkedeki zenginliğin artması ve insanlara sigortayı tanıtmak oldukça önemli. İlk iki madde ülke olarak yapılabilecek iki konu olmakla birlikte sonraki maddeler tamamen sigorta sektöründeki paydaşlara kalan bir durum. Kendimizi daha iyi tanıtmalı ve faydaları daha net belirtmeliyiz. İnsanlara sigorta yaptırdıklarında neler kazanabileceklerini göstermeli, dürüst ve açık olmalıyız. Şu anda geldiğimiz noktadan ve sonrasından oldukça umutluyum" ifadelerini kullandı.

"Hayat dışı branşlarda dünyada 37'nci sıradayız"

Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, ise şunları paylaştı; "Son 10 yılın en yüksek seviyesindeyiz. Penetrasyon oranımız yüzde 2.3'lere ulaşmış durumda. Türkiye Sigorta Birliği'nin beş yıllık stratejisi bu rakamı yüzde 3 seviyelerine getirmekti. Yaklaştık ancak henüz bu rakamı yakalayamadık. Ülkemiz dünyanın en önemli ekonomileri arasında. Hayat dışı branşlarda dünyada 37'inci sıradayız" dedi.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Türkiye Sigorta Birliği seçimlerine de değinen Yaşar, sözlerini şu şekilde tamamladı; "Seçim sonrası makro ajandamızı penetrasyonun artışı başta olmak üzere trafik sigortalarının yeniden yapılandırılması, deprem ve eğitim konularına ayırdık. Bu dört başlıkta faaliyetlerimizi yoğunlaştıracağız. Özellikle bir deprem kuşağında olan ülkemizde beklenen Marmara depremini ve 11 ili kapsayan ve birçok can kaybıyla sonuçlanan depremi düşününce bu konudaki farkındalığı artırmak, bunun için eğitimden faydalanmak ve bu yolla da penetrasyonu artırmak öncelikli hedeflerimizin içerisinde. Umuyorum ki Türkiye bu süreçte hak ettiği yere gelecektir."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde karsmanset.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Önceki ve Sonraki Haberler