TBMM'de Söz Düellosu
AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Sağlık sektörü Kamu-özel ortaklığı kanun tasarısıyla ilgili TMBB'de konuşma yaptı
Arslan’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 24. Dönem 3. Yasama Yılı 67. Birleşim
Genel Kurul Tutanağına geçen konuşması şöyle:
Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarının tümü üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen Ahmet Arslan, Kars Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ARSLAN (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de 417 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Sizleri elimden geldiğince, alt komisyon Başkanı ve daha sonra da Komisyon üyesi olarak aydınlatmaya çalışacağım. Saygılarımı sunuyorum hepinize.
Tasarıyla ilgili ayrıntılara geçmeden, Cumhuriyet Halk Partisi Sinop Milletvekili Sayın Engin Altay burada bir açıklama yaptılar, Sinop Milletvekilimiz Sayın Mehmet Ersoy’un cevap verebilme şansı o an için olmadığından onun adına bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Sinop’un en büyük ilçesi olan Boyabat’ın gençlik kolları başkanının eylemlere katıldığı yönünde bir ifadede bulunuldu. Ancak, arkadaşımız o gün ilçede görevinin başında ve herhangi bir şeklide bu olaylara karışmamış. Yine bahsettiği diğer kişi ise eski Gençlik Kolları Başkanı olması hasebiyle AK PARTİ ile ilişkilendiriliyor ancak şu an herhangi bir görevi yok. Bunu da sizlerin bilgilerine, özellikle, sunmak istiyorum. Yani olayların, bir şekilde, AK PARTİ’yle ve AK PARTİ’lilerle ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Güzel bir itiraftı.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Şu anda tek suçlu 4 BDP’li milletvekili, Sinop’a gittikleri için.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Biz, Sağlık Bakanlığının yatırımlarının Kamu Özel İş Birliği modeliyle veya yap-kirala-devret modeliyle yapılması ile ilgili…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - BDP’yi görevlendiren AKP. AKP “Git.” dediği için gitti.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan Engin Bey’e sataştı, niye müsaade ediyorsunuz?
AHMET ARSLAN (Devamla) - …gündeminize getirilen bu kanunla ilgili sizlere şunları ifade etmek istiyorum: Birincisi, Plan Bütçe Komisyonu, malumunuz, özellikle bütçeyi ilgilendiren, kanunlar konusunda asli komisyon olarak zaten görev yapıyor. Biz, bu anlamda görev yaptık. Ancak Sağlık Komisyonundan birçok arkadaş Plan Bütçe Komisyonuna gelerek bu kanun çalışmalarında, tasarıda bizlere çok ciddi bir şekilde katkı koydular. Şunu belirtelim: Şu anki Sağlık Komisyonu Başkanımız da dâhil olmak üzere doktor olan 3 tane üye arkadaşımız var. Bunlar da özellikle meslekleriyle ilgili, ziyadesiyle, tasarı komisyonda görüşülürken katkı koydular. Bizler de yap-işlet-devret modellerini geçmiş çalışmaları çerçevesinde bilen ve yine, geçmişte bankacılıkla veya finans sektörüyle ilgilenen birçok arkadaşımız var, mali müşavir arkadaşlarımız var. Bunlar da, bu anlamda, yaklaşık bir buçuk aylık periyotta âdeta her maddesini didik didik irdeleyerek, Bakanlığa sorarak, gerekiyorsa düzeltmeler yaparak katkılar koydular.
Özellikle şunu vurgulamak istiyorum: Kamu Özel İşbirliği, adı üzerinde, kamu sektörünün yapmak istediği yatırımları özel sektörün de dinamiklerini harekete geçirerek, özel sektörün enerjisini, performansını, hızını bu işin içine çekerek onlardan da yararlanmak anlamına geliyor.
Ülkemiz, yap-işlet-devret modeli konusunda özellikle ulaştırmada, enerjide ve birçok alanda dünyada örnek olabilecek hâle gelmiş durumda; örnek projeler yapmakta.
Bugüne kadar 10 milyar doların üzerinde, bu modelle ihale yapmış; 7 milyar doların üzerinde, bu modelle yaptığı ihalelerin ihale süreçleri bittikten sonra imtiyaz hakkı devri ile gelir elde etmiş durumda. Bunu göz ardı etmemek lazım. Nedeni şu: Özellikle Avrupa ülkeleri 1980 yılından itibaren bu modeli örnek almış olmakla birlikte, Türkiye 1994 yılından beri yaklaşık on dokuz yıldır bu modeli ziyadesiyle uyguluyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki Türk insanının aklı, Avrupa’daki insanın veya Uzakdoğu’daki insanın aklından daha farklı ve daha pratik çalışıyor. Bu cümlenin özellikle altını çizmek istiyorum: Daha pratik çalışıyor. Hâl böyle olunca onların yaptığı modelleri örnek alabilirsiniz ancak kendi pratik zekânızı da karıştırarak, katarak Türk modelini gerçekleştirmek durumundasınız. İşte, yap-işlet-devret modelinde ve yap-kirala-devret modelinde Türk modeli dünyada örnek olmuş hâlde. Neden? Nedeni şu: Dünyanın birçok ülkesinden insanlar gelip Türkiye’deki örnek uygulamaları dinliyorlar, görüyorlar; bu konuda konferanslar, seminerler, paneller düzenliyorlar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ahmet Bey, Türklerin aklı çalışmıyor mu? “Avrupalının aklı çalışıyor.” diyorsun!
AHMET ARSLAN (Devamla) - Sayın Aslanoğlu, beni iyi dinlemiyorsunuz!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - İyi dinledim.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Dedim ki: Türk aklı, Türk zekâsı herkesten çok iyi çalışıyor; zira, onların yaptığı projeleri alıyoruz, daha sonra kendi pratiğimizi katıyoruz ve Türk modeli oluşturuyoruz. Bunu tekrar vurguluyorum: Türk modeli oluşturuyoruz. Bunu iyi bilin Aslanoğlu, siz de iyi biliyorsunuz, başkaları da iyi biliyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Onların terk ettiği demode projeler, demode!
AHMET ARSLAN (Devamla) - Yine, yap-kirala-devret projeleri Avrupa’da, Latin Amerika’da, Uzakdoğu’da birçok yerde yaygın olarak uygulanmakta...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Hani, hiçbir yerde yok!
AHMET ARSLAN (Devamla) - …bu konuda birimler açılmakta, bu konuda üniversitelerde birimler açılmakta; bu konuda Türkiye’de gerek kamu sektöründe gerek özel sektörde gerekse finans sektöründe sadece bu işle uğraşan birimler oluşturulmakta ve bunlar yeni modeller, modele katkılar geliştirmekte.
İşte, yap-işlet-devret modeli on dokuz yıldır çıkan bir kanunla, 3396’yla Türkiye’de uygulanmakta ancak günümüzde gördük ki sağlık alanında, özellikle yap-kirala-devretlerde kendine has daha fazla ayrıntı barındıran yeni bir kanun çok daha gerekli diye düşündüğümüz için sağlık alanıyla ilgili böyle bir kanun tasarısı geldi ve biz de Komisyonda buna katkı koyduk. İşte, bugün, yap-işlet-devretten farklı olarak bu kanunun sağlık alanıyla ilgili gelmesinin gerekçesi bu olsa gerek, arkadaşlara özellikle bunu vurgulamış olmak istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - CHP’li hekimler destek vermedi mi Ahmet Bey?
AHMET ARSLAN (Devamla) - Tabii ki Türkiye’de sağlık alanında birçok şey yapılmakta, tabii ki Türkiye’de sağlık alanında hastaneler yapılmakta, hastaneler daha modern hâle getirilmekte. Ancak, AK PARTİ şunu yaptı: AK PARTİ, on yıl içerisinde, ambulans bulamayan
İnsanları, helikopter ambulans, uçak ambulans bulan insanlar hâline getirdi sağlık sektöründe. İnsanımızın beklentisi çok yükseldiği için, hasta başına ortalama -50 metrekareden- 150 metrekare düşen modern hastaneler -modern hizmet verilen hastaneler- yapmak adına Sağlık Bakanlığı, AK PARTİ hükûmetleri önüne bir hedef koydu. Bu hedefi gerçekleştirmek, sizin söylediğiniz gibi kamu bütçesiyle, yatırımlar yaparak olabilir, ancak yirmi yılda gerçekleştirirsiniz. İşte, AK PARTİ’nin farkı şurada: AK PARTİ özel sektör dinamiklerini hayata geçirerek, bu hizmetleri beş yılda insanımızın ayağına götürmek, arada kalan yirmi yılda da bu insanımızın bundan yararlanmaya devam etmesi öngörüyor ve ödemenin ondan sonra yapılmasını öngörüyor. Tabii ki siz özel sektör dinamiklerini hayata geçiriyorsanız, onlarının finansman bulmasını sağlıyorsanız, özellikle, dünyanın geldiği noktada, dünyada krizin olduğu, kredilerin daraldığı, darboğazın oluştuğu bir noktada tabii ki risk paylaşımını getirmek zorundasınız. Siz, risk paylaşımını getirince ne oluyor? Aynı işi yaptırıyorsunuz fakat riski azalttıkça, finans sektörünün buraya verdiği kredilerin, kredilendirebilme olayı… Yani, özellikle, kredi riskleri azalıyor, dolayısıyla daha düşük maliyetle kredilendirebiliyorlar ve hâl böyle olunca da siz daha rahat yüklenici de buluyorsunuz ve işinizi yapıyorsunuz, yapabilir hâle geliyorsunuz. Bunu, özellikle yine vurgulamak istedim.
Tabii, yine, vurgulamak istediğim bir başka şey, tabii ki Kamu İhale Kanunu’ndan istisna getiriyoruz ama neden istisna getiriyoruz? Getirmek istediğimiz model, dünyanın birçok yerinde Kamu İhale Kanunu benzeri kanunlardan istisnadır, kendisiyle ilgili düzenlemeler vardır. Kamu İhale Kanunu’nun dışına çıkarmak demek…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ticari alanlar ne olacak Ahmet Bey, ticari alanlar?
AHMET ARSLAN (Devamla) - ...alıp ihaleyi birilerine direkt verebilmek değildir. Neden değildir? Kanun tasarısının 10’uncu maddesini okursanız, bu kanunla ilgili usul ve esaslar, yönetmelikler çıkarılması gerekir, onlar da işte bundan sonra düzenlenecektir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ticari alanlar, ticari alanlar kime gidecek kime?
AHMET ARSLAN (Devamla) - Onlar çerçevesinde ihale edilecektir, rekabet içerisinde ihale edilecektir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kime ihale edecek?
AHMET ARSLAN (Devamla) - Her kim gelir bu rekabetin içerisine katılır ve şartları sağlarsa, bunu kazanır.
Peki, ticari alanlarla ilgili… Sizi kırmayayım Sayın Aslanoğlu, sizi kırmayayım, ticari alanlarla ilgili konuya geleyim
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - He, kırmayın… Helal olsun sana!
Ticari alanlar ne olacak?
AHMET ARSLAN (Devamla) - Şimdi, ticari alanlarla ilgili konuya da geleceğim…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kim ihale edecek, para nereye gidecek?
AHMET ARSLAN (Devamla) - Lütfen bir müsaadenizle o konuya da geleceğim.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sayın Başkan…
AHMET ARSLAN (Devamla) - Bir defa, ihalesiz verilemediğini özellikle ifade ettim bir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - İhalesiz…
AHMET ARSLAN (Devamla) - Bir şeyi daha arkadaşlar karıştırıyor: Bu kanun, bu tasarı kanunlaştıktan sonra usul ve esaslar çıkacak, yönetmelikler çıkacak…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Buraya koy, buraya…
AHMET ARSLAN (Devamla) - …bunlara bağlı olarak da ihale dokümanları yani şartnameler…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kanuna koyun Ahmet Bey kanuna…
AHMET ARSLAN (Devamla) - …sözleşmeler, sözleşme taslakları hazırlanacak. Birtakım detaylar orada olacak. Neye göre? Sözleşme ve şartname usul ve esaslarınızın ve kanunun size verdiği çerçeve dâhilinde olacak.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kanunda olmayan bir şey yönetmelikte olmaz.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Usul ve esaslar ise, kanunun size verdiği yetkiler çerçevesinde olacak dolayısıyla siz bir sözleşmenin, bir dokümanın ayrıntısı olması gereken şeyleri getirip “kanunda dercedin” diyorsanız, e, kusura bakmayın ama bu da kanun yapma etiğine ve şartlarına uygun değildir Sayın Aslanoğlu.
Bir şey daha söyleyeyim, bir şey daha söyleyeyim…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Allah Allah! Ahmet Bey ilk defa kanun yapıyoruz ya, ilk defa kanun yapıyoruz ya! Her şeyi getirip koyuyorsunuz, burada ilk defa…
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, Sayın Aslanoğlu…
AHMET ARSLAN (Devamla) - Sayın Aslanoğlu, rahat olun bu konuda.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Cevap vermeyin Ahmet Bey.
BAŞKAN - Lütfen…
AHMET ARSLAN (Devamla) - Dünyada kriz yaşanıyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ticari alanlar ne olacak?
BAŞKAN - Sayın Arslan, lütfen siz Genel Kurula hitap edin.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Siz de söylediniz, AK PARTİ diyor ki “Bizim hükûmetlerimizle birlikte biz kriz yaşamıyoruz ancak kriz teğet geçti.” Bunun anlamı ne? Yüzde 8 büyümeniz yüzde 3’e düşer, dünyadaki kriz hafifledikçe, sizdeki kriz zaten geçmiş durumda, bu tekrar yükselir. Yani, o kadar büyük rakamlara alıştınız ki, AK PARTİ’nin başarıları kendi içinde biraz aşağıya indiği zaman bunu başarısızlık gibi ifade ediyorsunuz. Dolayısıyla, bunu getirip özellikle özel sektör dinamiklerini bu işin içine katmayı bütçe açığının yükselmesine gerekçe, başka şeylere gerekçe lütfen saymayınız.
Yerli üretimi çok çok önemsiyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonunda da bu ifade edildi, burada da ifade edildi. Özellikle tıbbi cihazların ve tefrişatın bütün yatırım içerisindeki payı yüzde 15’tir. Öyle söylendi ki sanki paranın yüzde 85’i bundan… Hayır, yüzde 15’tir ve Bakanlığa şöyle bir yetki verilmiştir: Asgari yüzde 20. Neden? Bugün için yüzde 20 geçerli olur, iki sene sonra Türkiye’deki yerli üretim geliştikçe bu oran daha da yükselir. Bunu da özellikle bilgilerinize sunmak istiyorum.
“Kira dışı işlerle ilgili ödemeler var.” dendi. İşte burada sizin sorunuza geleyim. Yüklenici hastaneyi yapacak, hastaneyi üç sene içerisinde bitirecek ve hastaneyi işletmeye hazır hâlde tutacak. Ne kadar? Yirmi beş yıl boyunca. Farkı ne? Farkı şu: Biz kamu yatırımları yaptırıyoruz. Kamu yatırımı başlıyor, arada bir sürü problemler çıkıyor. Tekrar idame yatırıma çık, tekrar ikmal inşaatı yap, şunu yap bunu yap deyince üç yıl dediğimiz süre bazen yedi yıla, bazen sekiz yıla çıkıyor. Bizim o işten beklediğimiz katma değer de sosyal sorumluluk anlamında yerine getirmemiz gereken şeyler de otomatik olarak üç beş sene atıyor. Hâlbuki bizim amacımız o değil. Bizim amacımız, sistemin üç sene içerisinde bitirilerek hizmete girmesi ve yirmi beş yıl boyunca bakımlı, tutumlu, onarılmış ve günün teknolojisine uygun olarak modernleştirilmiş hâlde tekrar sistemin teslim edilebilmesi, idareye devredilebilmesidir, zira sistem idare adına yapılmaktadır. Yine, işletmeye geçildikten sonra bir sürü hizmetin aynı anda yapılması… Neler? Kafeterya olabilir, ticari alanlar olabilir, otel olabilir. Ama oradaki amaç nedir? Oradaki amaç, bir defa 200 veya 400 yatak kapasiteli bir hastane yapmıyorsunuz, hastane kompleksi veya kampüsü içerisinde birçok hastane yapıyorsunuz. Hastaneler birbiriyle entegre, her biri kendi alanında ihtisaslaşmış. Hastanız kampüs içerisindeki ihtisas alanında eğer yerini değiştirecekse değiştirecek. Yoksa Etlik’ten kalkıp Yüksek İhtisasa, oradan kalkıp Onkolojiye gitmeyecek, hepsi komple bir kompleks içinde olacak. Hâl böyle olunca da bu kadar büyüklükte bir kompleks ve kampüs yapıyorsanız, burada, gelen ailelerin, hasta yakınlarının kalabileceği bir otel yapmak kadar doğal bir şey yok, bir restoran yapmak kadar doğal bir şey yok, bir kafeterya yapmak veya onların ihtiyaçlarının giderilebileceği bir ticari alan oluşturmak kadar doğal bir şey yok. Zira, kanunda da ifade edildi, bu çerçevede olmazsa olmaz olan mecburi ticari alanlar var, bir de “Olsa daha iyi olur.” denen ihtiyari ticari alanlar var. Bunları böylece birbirinden ayırıyorsunuz ama bunların hepsine birden de “ticari alan” diyorsunuz, böyle tanımlamanız gerekiyor.
Saygıdeğer milletvekilleri…
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Niye gerekiyor?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ahmet Bey, biraz ticari alan kiralarından bahset.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Kiralardan bahsedeyim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ha, ondan bahset.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Yatırımcı hastane yatırımı yaptığında kampüs içerisinde ticari alan yapacağını…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kirayı kim alacak?
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kirayı kim alacak Sayın Başkan? Kirayı kim alacak?
BAŞKAN - Lütfen…
AHMET ARSLAN (Devamla) - Sayın Başkan…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Tak tak tak kirayı kim alacak?
BAŞKAN - Sayın hatibin sözünü kesmeyelim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sözünü kesmiyoruz, açıklayıcı soru soruyoruz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Açıklama istiyoruz, açıklama Sayın Başkan.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın Arslan, lütfen Genel Kurula hitap edin. Karşılıklı konuşmayalım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kirayı kim alacak? Kim ihale edecek o ticari alan kiralarını?
AHMET ARSLAN (Devamla) - Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonundaki arkadaşlar dahi bir buçuk aylık tartışma sürecinde bunu anlayamamışlarsa Genel Kurula anlatma konusunda müsaade edin sorularına cevap vereyim daha iyi olur.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sataştı bana.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Soru şu: “Kiralar ne olacak? Ticari alan ne olacak?” Ticari alan şöyle olacak: Yüklenici gelecek hastaneyi yapacak.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, sataştı, beni anlayışsızlıkla itham etti.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Bu hastaneyi işletirken devletten ne kadar para alacağını bilecek ve bu kampüs içerisinde ne tür ticari alanlar olduğunu bilecek, bu ticari alanlarda ne tür gelir elde edeceğini bilecek. Dolayısıyla, daha teklif verirken diyecek ki: “Ey Sağlık Bakanlığı, ben sana 1 birim iş yapıyorum, 2 birim kira alacakken bunun 1 birimini ticari alanlardan elde ettiğim için düşüyorum ve sana 1 birimlik kira bedeli veriyorum.” Siz Sağlık Bakanlığı ve ihale komisyonu olarak bütün teklifleri alıyorsunuz, inceliyorsunuz, eğer ticari alanla ilgili düşükse düştüğü kira vermezsiniz çünkü böyle bir hakkımız bu kanunda var, vermek zorunda değilsiniz. Sonuçta bir komisyon oluşturacaksınız, komisyonunuz 1 kişiden, 2 kişiden değil, birçok kişiden oluşan uzman bir heyet olacak, onlar çalışmasını yapacak eğer Sağlık Bakanlığının menfaatine bir durum varsa ihaleyi sonuçlandıracak, değilse sonuçlandırmayacak veya ticari alanı ayırarak sonuçlandırabilecek.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Yaz, yaz, kanuna yaz.
AHMET ARSLAN (Devamla) - Özetle, Sayın Aslanoğlu, şunu gördük ki: Bir buçuk aylık komisyon tartışması sürecinde herkes ciddi katkılar koydu, iktidar milletvekili, muhalefet milletvekili fark etmez. Yine, milletvekilleri gözüyle Bakanlığın da ola ki atladığı veya “Değiştirilirse daha iyi olur.” dediği birçok şey vardı ve birçok önergeyle tasarı son hâline geldi.
Ezcümle şunu söylemek istiyorum: Siz Sağlık Bakanlığı olarak yirmi beş yılda yaptıklarınızı beş yılda yapacak duruma gelirseniz insanımıza yirmi sene daha fazla hizmet verirsiniz. Siz ülkenin yarısında bu yöntemi kullanırsanız geriye kalan yarısına da işte bütçenizi ayırabilirsiniz. İşte bu bütçeyle Kars’ın merkezinde 200 yataklı daha Kars Devlet Hastanesi yaparsınız. Yine, Kafkas Üniversitesinde 200 yataklı üniversite hastanesi yaparsınız, onkoloji hastanesi planlarsınız. Sarıkamış ilçesinde 50 yataklı daha devlet hastanesi yaparsınız, Kağızman ilçesinde 50 yataklı daha devlet hastanesi yapmayı planlarsınız. Selim’de, Digor’da, Arpaçay’da, Akyaka’da, memleketin ücra köşesinde, uzak köşesinde sanki “Onlar bizden değil.”miş gibi davranmazsınız, onlara da 10’ar yataklı entegre ilçe hastaneleri yaparsınız, işte, onların da ihtiyaçlarını ziyadesiyle görürsünüz.
Onun için biz AK PARTİ’yiz, onun için on yıldır oylar giderek artıyor, onun için daha iyi hizmetler vermeye çalışıyoruz, daha iyi hizmetler vereceğiz. Bu tasarıda umarım kanunlaşacak ve daha iyi hizmetler vereceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.