Şer karargahı Tarabya'da
Başbakan Erdoğan'ın gündeme getirdiği "Alman tezgahı"yla ilgili Almanya "İsim verin bakalım" açıklaması yaptı.
İsim, ilk Yeni Akit'ten geldi. Akit bugün manşetten isim vermekle yetinmedi, adres de gösterdi:
Alman Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Alman vakıflarına yönelik iddialarla ilgili "Somut bilgiler olursa olayın takipçisi oluruz" şeklinde bir açıklama ile "isim verin, bakalım" dedi.
Akit de bugün manşetten,istihbarat birimlerinin, başta Ebert Vakfı olmak üzere 5 Alman siyasi vakfının üst düzey yöneticilerinin 2 ayda bir Tarabya'da toplanıp, Türkiye'deki faaliyetleri hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını tespit ettiğini ifşa etti...
Akit'in haberine göre, Başbakan Erdoğan'ın, büyük ses getiren “Teknik takiple ortaya çıkan bazı noktalar var. Alman vakıfları PKK'ya para gönderiyor” açıklamasının perde arkasına Akit ulaştı. Erdoğan'ın rahatsızlığını dile getirdiği Türkiye'de faaliyet gösteren Alman vakıflarının, BDP'li belediyeler üzerinden PKK'ya para yardımında bulunduğunun, yasal telefon dinlemeleri ve istihbarat birimlerinin teknik takibiyle ortaya çıktığı öğrenildi.
TELEFONDA PKK'YA YARDIMI KONUŞTULAR
Mahkeme kararıyla KCK sanıklarının telefonlarını dinlemeye alan güvenlik güçlerinin, terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak suçlamasıyla yargılanan KCK'lılarla Alman vakıfları yöneticileri arasında gerçekleşen görüşmelerde PKK'ya para aktarıldığını tespit ettikleri belirtildi. Bunun üzerine çalışmalarını derinleştiren güvenlik güçlerinin, elde ettikleri somut bilgi ve belgeleri bir rapor halinde Başbakan'a sunduğu ifade edildi. Başbakan'ın bu rapora dayanarak “Alman vakıfları CHP ve BDP'li belediyelerle çalışıyor. Onlarla kredi sözleşmesi yapıyor. Sözleşmeyi yaparken de şu müteahhit firmaya vereceksiniz diye şart koşuyor. Bu yolla resmen PKK'ya para gönderiyor o vakıflar” böyle bir açıklama yaptığı öğrenildi.
TARABYA'DA TOPLANTI YAPTILAR
Ayrıca Türkiye'yi Avrupa'ya jurnalleyen ve yurtdışında PKK propagandası yapan 5 Alman siyasi vakfı Konrad Adenauer, Friedrich Ebert, Friedrich Naumann, Heinrich Böll ve Rosa Luxemburg'un üst düzey yöneticilerinin, her 2 ayda bir Tarabya'daki Alman Büyükelçiliği rezidansında istişare toplantıları yaptıkları belirlendi. Bu toplantılarda Alman devletinin Türkiye'deki hedefleri, Türkiye'de ne yapılmak istendiği, Türkiye'deki durum ve hangi oluşumlarla, hangi sivil örgütlerle işbirliğine gidileceğinin masaya yatırıldığı bildirildi. Toplantılarda çıkan kararların 5 büyük Alman siyasi vakfı yöneticilerinin oy birliğiyle alındığı ve bu kararlara göre stratejiler geliştirildiği kaydedildi.
TÜRKİYE ALEYHİNE KARAR ALDILAR
İstihbarat birimlerinin, Türkiye aleyhine kararlar alındığını tespit etikleri Tarabya toplantılarını mercek altına aldığı öğrenildi. Türkiye'nin kuyusunu kazan bu Alman vakıflarıyla iç içe olan, birlikte hareket eden STK'lar için de çalışma başlatıldığı belirtildi.
SULTAN 2. ABDÜLHAMİT'İN DOSTLUĞUNA İHANET!
Alman vakıflarının, Türkiye aleyhine kararlar aldıkları rezidansın üzerinde bulunduğu geniş arazi, Türk-Alman dostluğu adına Sultan 2. Abdülhamit tarafından Alman İmparatorluğu'na hediye edilmişti. 2. Abdülhamit'in diplomatik kullanım amaçlı olarak 1880 yılında Almanya'ya verdiği Tarabya'daki araziye, 1887 yılında Osmanlı mimarisi de dikkate alınarak rezidans inşa edildi. Rezidansının merkez odasının sekizgen yapısı ve kullanılan ahşap sütunlar, zamanında Boğaz'da bulunan yazlık evlerin karakteristik özelliklerini yansıtıyor. Ayrıca arazi üzerinde hem Katolik, hem de Protestan kilisesi tarafından kullanılan küçük bir de şapel yer alıyor.