Sarıkamış Şehitleri, 107'nci yılında binlerce kişiyle anıldı
107 yıl önce Enver Paşa komutasında düzenlenen Sarıkamış Harekatı sırasında donarak şehit düşen binlerce Mehmetçik, törenlerle anıldı. Hava sıcaklığının eksi 5 derece olduğu Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki törende binlerce kişi, şehitler için yürüdü.
Volkan KARABAĞ
Sarıkamış Harekatı'nın 107'nci yıl dönümü dolayısıyla sabah saatlerinde 'Türkiye Şehitleriyle Yürüyor' etkinliği yapıldı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 65. Dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Kars Milletvekili Ahmet Arslan ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, Kars Valisi Türker Öksüz’ün katıldığı yürüyüş, Kars Müftüsü Yusuf Eviş'in duasıyla başladı.
Türkiye’nin dört bir yanından Sarıkamış'a gelen binlerce kişi, ellerinde Türk bayrakları ile Kızılçubuk zirvesinden yürüyüşe geçti. Protokol ve katılımcılar, yaklaşık 5 kilometre yürüyüşün ardından Ayyıldız tören alanına geldi.
Sarıkamış Harekatı'na katılan askerlerin kıyafetleriyle törende yer alan Sarıkamış 9'uncu Komando Tugay Komutanlığı'na bağlı askerler, alandaki dev Türk bayrağının altında nöbet tuttu.
Milli Savunma Bakanı Akar, Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, Kars Valisi Türker Öksüz ve Sarıkamış Belediye Başkanı Harun Hayali’nin anıta çelenk sunumunun ardından şehitler için saygı atışı yapıldı ve saygı duruşunda bulunuldu. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından da Kur'an-ı Kerim tilaveti sonrası 9'uncu Komando Tugay Komutanlığı'nda görevli Piyade Üsteğmen Mutlu Çelik ile Üstçavuş Emre Gencan, 107 yıl önceki Sarıkamış Hareketi ile ilgili bilgileri paylaştı.
Buradaki törende "Hain saldırıda üç kahraman silah arkadaşımız şehit oldu" ifadesini kullanan Bakan Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Saldırının hemen ardından gerekli operasyonlar başlatıldı. PKK/YPG hedefleri güçlü bir şekilde vuruldu. İlk belirlemelere göre 12 terörist etkisiz hâle getirildi. Cezalandırma operasyonlarımız devam ediyor. Bu sayının artacağını değerlendiriyoruz. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar hainleri bulacağız. Hiçbir zaman şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmadık, bırakmayacağız. Dünkü 3 kahraman silah arkadaşımızla Sarıkamış şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Mehmetçiklerimizin bir asır önce burada ağır kış şartlarına ve her türlü zorluğa rağmen, millî ve manevi değerlerimiz uğruna, emsali görülmemiş bir vazife anlayışıyla şehadet mertebesine ulaşmaları, hafızalarımızda derin izler bırakmıştır. ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!’ dizesinde de ifade edildiği gibi şanlı tarihimiz boyunca kutsal vatan toprağının her karışını mübarek kanıyla sulayan kahraman Mehmetçiğin Sarıkamış Harekâtı’ndaki fedakârlıkları da vatana adanmışlık destanı olarak tarihe geçmiştir. Ayrıca, burada harekât icra eden askerlerimize kışlık giysi, erzak ve mühimmat yetiştirmek için yola çıkan ve Karadeniz’de batırılan Bezm-i Âlem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa gemilerimizin fedakâr personeli de Sarıkamış’ın Deniz Şehitleri olarak tarihimizdeki mümtaz yerlerini almıştır. ‘Şehitler ölmez!’ inancını benimseyen asil milletimiz, emre itaat ve vazifeye sadakat duygularıyla şehit olan on binlerce vatan evladımızın kahramanlık ve fedakârlıklarını nesiller boyu saygı ve minnet duygularıyla hatırlayacak, aziz hatıralarını sonsuza kadar yaşatacaktır. Sarıkamış şehitlerini yâd ettiğimiz bu anlamlı günde, Kafkas Cephesi’nde esir düşen Mehmetçiklerimize Nargin Adası’ndaki esaretleri sırasında yardım eli uzatan Azerbaycanlı gardaşlarımıza da minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Nargin’deki esir kampının son derece olumsuz koşullarında hayat mücadelesi veren Mehmetler, Azerbaycan Türklerinin yardımları sayesinde bir nebze de olsa rahat nefes alabilmiş, hayata tutunabilmiştir. Tarihî süreçte yaşanan felaketleri ve zorlukları, Azerbaycanlı kardeşlerimizle nasıl ki beraber göğüslediysek bundan sonra da ‘iki devlet, tek millet’ anlayışıyla kederde ve kıvançta, bir ve beraber olmaya devam edeceğiz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman personeli de bugün Sarıkamış’taki gibi her türlü fedakârlığı gösteren atalarımızdan aldığı ilhamla, vatanımıza ve asil milletimize yönelen her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içi ve sınır ötesinde azim ve kararlılıkla mücadele etmektedir. Bu çerçevede hudutlarımız; ‘hudut namustur’ anlayışıyla ve Cumhuriyet tarihimizin en yoğun, en etkili tedbirleriyle korunmaktadır. Terörle mücadelemiz ise başta FETÖ, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir. PKK ve onun Suriye kolu olan YPG’ye kim destek verirse versin, bunlar kimden destek alırlarsa alsınlar en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar mücadele etmekte; 84 milyon vatandaşımızı, bu terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Terörle mücadelemizin yanı sıra denizlerimizdeki ve semalarımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi de korumakta azimli ve kararlıyız. Ayrıca Azerbaycan ve Libya başta olmak üzere dost, kardeş ve müttefiklerimize destek verirken; NATO, BM, AB ve AGİT görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında Katar’da, Somali’de, Bosna Hersek’te, Kosova’da ve daha birçok coğrafyada bölge ve dünya barışına katkıda bulunmaktayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen Türkiye, bugün uluslararası ilişkilerde özne hâline gelmiş, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan etkin bir güce ulaşmıştır. Aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri de sahip olduğu nitelikli personelinin yanı sıra yerli ve millî savunma sanayimizin ürettiği yüksek teknoloji ürünü silah sistemleriyle dünyanın sayılı ordularından biri hâline gelmiştir. Geçmişte bütün olumsuz koşullara rağmen canı pahasına egemenlik ve bağımsızlığını, hakkını ve hukukunu koruyan asil milletimiz; genç ve dinamik nüfusu, etkin, caydırıcı ve saygın ordusuyla hakkına, hukukuna dün olduğu gibi bugün de güçlü bir şekilde sahip çıkmaktadır. Bir asır önce atalarının yürüdüğü bu yollarda aynı inanmışlıkla yürüyen gençlerimizin varlığıyla ülkemiz, geleceğe çok daha emin adımlarla ilerlemektedir. Bu vesileyle Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar bin yıldır bize vatan olan bu topraklarda bu günlere, bu seviyelere gelmemizde emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı minnet ve saygıyla anıyorum. Sarıkamış şehitleri başta olmak üzere tüm şehitlerimizi; ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyor, hayatta olan kahraman gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçen başta Gençlik ve Spor Bakanımız Mehmet Kasapoğlu ve Bakanlık mensupları olmak üzere, herkese teşekkür ediyor, sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
107 yıl önce Allahuekber Dağları'nda, kara kışın yüzlerce vatan evladını bağrına aldığını belirten Bakan Yanık "Yıl 1914. Adına sonradan 1'inci Dünya Savaşı denilen bir keşmekeşin içinde birden fazla cephede bağımsızlık savaşı veriyorduk. O yılın ağustos ayında seferberlik ilan edilmiş ve binlerce gencimiz askere çağrılmıştı. Bu çağrıya kulak veren vatan sevdalısı Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez binlerce gencimiz vardı. Sayı çoktu ancak mühimmatımız az, teçhizatımız yetersizdi. Destek için İstanbul'dan 3 gemi yola çıktı; askerlerimize, Trabzon Limanı'na mevsime uygun elbise getirecekti. Ne yazık ki, 3 gemimizi Zonguldak açıklarında batırdılar. Maalesef ne teçhizat gelebildi ne de mühimmat. Henüz Yemen'den yeni dönmüş nice yiğit gencimiz, hiçbir mazeret tanımadan yazlık elbiselerle buraya geldiler. Soğuğa ve düşmana karşı yürürken bir an bile tereddüt etmediler" diye konuştu.
Sarıkamış Harekatı sırasında Mehmetçik'i motive eden tek şeyin vatan savunması olduğunu belirten Bakan Yanık "Temel hedef buydu; mukaddes vatan toprağını korumak, aziz millete uzanan elleri kırmak. 22 Aralık'ta harekete geçen askerlerimiz, yollarını kesen kar ve tipiye rağmen göğüs göğüse çarpışmaktan hiç vazgeçmedi. Soğuk hava nefeslerini keserken dahi yılmadılar, bu dağlarda bembeyaz bir destan yazdılar. Her yıl aralık ayında Allahuekber Dağları'da buzdan abideler haline gelen binlerce yiğidimiz için sönmez bir ateş içimizi yakar. Soğuk, belki de ilk defa bu kadar yakıcı olmuştur" ifadelerini kullandı.
Özellikle anma programlarının gençler için önemli olduğunu belirten Yanık, şunları söyledi:
"Size emanet edilen bu vatanın; Sarıkamış'tan, Çanakkale'ye, Dumlupınar'dan Sakarya'ya ve Kurtuluş mücadelesi verdiğimiz o günlerden 15 Temmuz'a kadar, aziz şehitlerimizin kahramanlıkları üzerinde yükseldiğini lütfen unutmayın. Şartlar ne olursa olsun, bu emaneti korumak ve kollamak için bir an bile tereddüt etmeyeceğinize yürekten inanıyoruz. Nitekim bunu aslında her şartta, her zamanda, gerektiği her anda da ortaya koyuyorsunuz. Özellikle buradaki havayı soluyan bizler, geçmişten geleceğe yürüdüğümüz bu yolların anlattığı özgürlük mücadelesini gelecek nesillere aktarmayı bir görev biliyoruz. Esir olmayı kabul etmeyen bu milletin kahramanlık destanları, her türlü tehdide karşı bize direnme gücü verecek, bizden sonrakiler için de müthiş bir ilham kaynağı olacaktır."
Konuşmasında tüm vatan sathının şehit kanlarıyla yazıldığını ifade eden Bakan Kasapoğlu da "Şanlı ecdadımız; kararlığıyla, fedakarlığıyla, büyük cesaretiyle millet olma şuurunu bizlere güçlü ve kutlu bir emanet olarak bırakmıştır. İnanıyorum ki; bu kutlu coğrafyada bu ruh, bu bilinç, bu iman ve bu büyük istiklal iradesi, ilk günkü canlılığıyla büyük bir emanet olarak ilelebet yaşamaya devam edecektir. Sarıkamış'ın hikayesi, hem şanlı bir destan hem de hüzünlü bir ağıttır. 107 yıl önce Sarıkamış'tan geçen yol, Asya bozkırlarından günümüze uzanan bin yıllık mesafedir. Malazgirt'te Anadolu'nun kapısını açanlar onlardır. Fetih'te peygamberin müjdesine erişenler de onlardır. Çanakkale'de zafer kazanan kahramanlar ile Sarıkamış soğuğunda can verenler aynı ruhu taşıyan farklı bedenlerdir. Hem kurşun yağmuru altında hem de karla kaplı dağlarda şehadete koşan Mehmetçik’ler can vermişlerdir ama istiklal için de gerekli adımları atmışlardır. Tıpkı bugün hep birlikte gurur duyduğumuz Türk SİHA'larının yaptığını dün onlar gerçekleştirmişlerdir. Ahlat'tan, Malazgirt'ten, Niğbolu'dan Sarıkamış'tan, Çanakkale'den geçen yol, bugün de önümüzde duruyor. Bizler bin yıllık cesaretle, ferasetle, sadakatle bir olarak beraber olarak yürümeye devam ediyoruz. Yolumuz Afrin'den, Karabağ'dan geçiyor. Yolumuz ecdadını anmak için yola revan olan gençlerin kalbinden, enerjisinden, zihninden geçiyor" dedi.
Ecdadın canları pahasına koruduğu bayrağı olimpiyatlarda gururla dalgalandıran sporcuları desteklemeye devam edeceklerini de açıklayan Kasapoğlu, şunları söyledi:
"Bu yıl olimpiyat oyunları tarihinde en güzel sonuçlarını alarak gurur dolu tabloya birlikte imza attık. Gencecik pırıl pırıl evlatlarımız, Türkiye'nin yüzünü ağarttı, al bayrağı gururla dalgalandırdılar. Onların her biriyle iftihar ediyoruz. Bu memleketin bütün çocukları, gençleriyle gurur duyuyoruz. Onlarla yol arkadaşlığı yapmaktan aynı yolu katetmekten heyecan duyuyoruz. Başımız dik, alnımız açık milletimizin emrinde dosdoğru çalışmaya, aziz millete hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Dağlarda aslan, dillerde destan olan kahraman Mehmetçik'imizi şehadetlerinin 107'nci yılında rahmetle, hürmetle minnetle yad ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları başta olmak üzere Sarıkamış Harekatı'nın bütün kahramanlarını, bu topraklarda varlığımızı ebedi kılmak için can veren, bedel ödeyen tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz."
Konuşmaların ardından çelik kanatlar gösterisiyle tören sona erdi.