Polis memuru Hakan Telli’nin şehit edildiği saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı

Polis memuru Hakan Telli’nin şehit edildiği saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı

Kağıthane'de polis memuru Hakan Telli'nin şehit edildiği, 1 polis memurunun ise ağır yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.

Kağıthane'de polis memuru Hakan Telli'nin şehit edildiği, 1 polis memurunun ise ağır yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, 51 şüphelinin 5'er yıldan 146'şar yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Kağıthane'de 25 Ağustos 2023'te uyuşturucu ticareti yapıldığı ihbar edilen adreste düzenlenen operasyon sırasında kendilerine açılan ateş sonucu polis memuru Hakan Telli'nin şehit edildiği, polis memuru A.Y.Ç.'nin ise ağır yaralandığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şehit polis memuru Hakan Telli "maktul', aralarında olayda ağır yaralanan polis memuru A.Y.Ç.'nin de bulunduğu 15 kişi "müşteki" ve 51 kişi ise "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.

Vatandaşın ihbarı üzerine adres izlenmeye alındı

Hazırlanan iddianamede, olay günü bir vatandaşın bir adreste uyuşturucu madde ticaretine yönelik faaliyetler yapıldığını ihbar ettiği, ihbar üzerine görevli polis memurlarınca adresin izlenmeye alındığı, adres izleme ile takip çalışmalarını aynı ekipte görevli polis memurları Hakan Telli, A.Y.Ç. ve B.Ö. tarafından yapıldığı, 25 Ağustos günü şüpheliler Görkem Doğan ve Kadir Taşdemir'in adresin bulunduğu binanın önüne geldikleri, şüpheli Taşdemir'in elinde beyaz bir poşetle binadan dışarıya çıkıp kendisini bekleyen motosiklete doğru yöneldiğinin görülmesi üzerine polis memurlarınca müdahale edildiği anlatıldı.

Pizza kutusunun içinden otomatik silah çıktı

Şüpheli Taşdemir'in elindeki poşetin içinde pizza kutusu olduğunun aktarıldığı iddianamede, pizza kutusunun içerisinde ise "UZİ" olarak bilinen otomatik tüfeğin olduğunun görüldüğü, bunun üzerine şüpheliler ile otomatik silahın muhafaza altına alındığı, şüphelilerin kelepçelenerek binanın kamera odasında geçici olarak muhafaza edildiği, polis memurları Hakan Telli ile A.Y.Ç.'nin yakalanan şüphelilerin tarif ettiği dairenin önüne geldikleri, olayın acil olmasından dolayı kapının çalınıp görevlilerin kendilerini polis diye tanıttıkları, kapının açılmayıp, içeriden koşuşturma ve su seslerinin gelmesi üzerine polis memuru Telli'nin takviye ekip için telefon görüşmesi yaptığı kaydedildi.

'Ateş etmeyin, polis" uyarısına rağmen ateş edilmeye devam edildiği belirtildi

İddianamede, elinde bulunan silahla şüpheli Ozan Anacur'un kapıyı yarım şekilde araladığı, silah olduğunu gören polis memuru A.Y.Ç.'nin silahı almak için hamle yaptığı, yaşanan boğuşmada şüpheli Ozan Anacur ile polis memuru A.Y.Ç.'nin dairenin içine doğru düştükleri, polis memuru Hakan Telli'nin de daire içine doğru hamle yaptığı, bu sırada daire içerisinden, dairenin giriş kısmında bulunan polis memurlarına doğru ateş edilmeye başlandığı ve "ateş etmeyin, polis" uyarısına rağmen ateş edilmeye devam edildiği belirtildi.

Polis memuru A.Y.Ç.'nin kafasına doğrultup tetiğe bastığı ancak silahın ateş almadığı aktarıldı

Şüpheli Ozan Anacur'un, A.Y.Ç.'nin beylik silahını almak için boğuşmaya devam ettiğinin aktarıldığı iddianamede, evde bulunan diğer şahısların da şüpheliye yardım ettikleri, silahın şüpheliler tarafından alındığı, şüpheli Anacur'un silahı polis memuru A.Y.Ç.'nin kafasına doğrultup tetiğe bastığı ancak silahın ateş almadığı, açılan ateş sonucu vurulan polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç.'nin yaralı şekilde daire dışına çıktıkları, şüpheliler Ozan Anacur, Diyar Anacur ve Akın Arsakay'ın ise silahlı şekilde binanın otoparkından çıktıkları, binanın çevresinde beklemekte olan polis memurlarının şüphelileri fark ettikleri, şüphelilerin ellerindeki silahları polis memurlarına doğru doğrultarak polis memurlarının bulunduğu yöne doğru hareket ettikleri, bunun üzerine açılan ateşte şüpheli Diyar Anacur'un vurulduğu, diğer 2 şüphelinin ise binanın girişine giderek orada bulunan memurlara teslim oldukları kaydedildi.

Anacurlar ile Gündoğmuşlar suç örgütlerinin kanlı hesaplaşmasının olduğu vurgulandı

Hazırlanan iddianamede, olayın yaşandığı evin Sinan Anacur liderliğindeki suç örgütü tarafından uyuşturucu ve silah ticaretini takip etmek ve örgüt mensuplarının saklanmasını sağlamak amacıyla hücre evi olarak kullanıldığının tespit edildiği, örgütün zaman içerisinde uyuşturucu ağlarını güçlendirerek hem uyuşturucu madde üretimi hem de yurt dışından kaçak yollarla ülkeye çeşitli uyuşturucu maddeler sokmaya başladıkları, uyuşturucu madde satışından doğan rantı kaybetmek istemeyen Uğurcan Gündoğmuş liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü ile aralarında düşmanlığın başladığı, Anucurlar ve Gündoğmuşlar isimli silahlı suç örgütleri arasında meydana gelen Mehmet Emin Kalkan ve Ramazan Arslan isimli şahısların öldürülmesi ile sonuçlanan çatışmalardan bahse konu rant kavgasının kanlı bir hesaplaşmaya dönüştüğünün anlaşıldığı kaydedildi.

Örgüt liderinin kardeşi olduğu öğrenildi

Örgüt lideri Sinan Anacur'un, saldırının gerçekleştiği evde bulunan Ozan Anacur'un ağabeyi olduğunun aktarıldığı iddianamede, şüpheli Ozan Anacur'un, ağabeyi Sinan Anacur'un yurt dışına çıkması ve diğer örgüt yöneticisi olan Serhat Anacur'un ise cezaevinde olması nedeniyle suç örgütünün uyuşturucu madde ve silah ticaretini yönettiği, husumetli grup olan Gündoğmuşlar isimli gruba yönelik gerçekleştirilecek saldırı öncesi bu grup üyelerini takip ettirdiği, polis memurlarına yönelik silahlı saldırının gerçekleştirildiği daireyi kendini gizlemek amacıyla başkalarına kiralattığı kaydedildi.

4 şüpheliye 146'şar yıla kadar hapis talebi

Hazırlanan iddianamede şüpheliler Ozan Anucur, Sinan Anucur, Serhat Anucur ve Yılmaz Burak'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma', "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme', "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs', "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama', "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma imal etme, nakletme ve satma', "resmi belgede sahtecilik', 4 kişiye karşı "kasten öldürmeye teşebbüs', "mala zarar verme', "görevi yaptırmamak için direnme', suçlarından ayrı ayrı 107'şer yıl 4'er aydan 146'şar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İddianamede, 47 şüphelinin ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma', "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma imal etme, nakletme ve satma', "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama', "parada sahtecilik', "suç delillerini yok etme', "mala zarar verme', "kasten öldürmeye teşebbüs', "resmi belgede sahtecilik', "sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması" suçlarından ayrı ayrı 5'er yıldan 97'şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Şüpheliler yargılanmasına önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nce başlanacak.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde karsmanset.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Önceki ve Sonraki Haberler