Medeniyetler beşiği Kars’ın bahtsız kültür ve turizmine dair
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Doç. Dr. Yaşar Kop Medeniyetler beşiği Kars’ın bahtsız kültür ve turizmine dair açıklama yaptı.
Kop’un yaptığı açıklama şöyle:
Söyleyeni net olmasa da Âşık Şenliğe atfedilen bir dize, konuyu hatta fazlasını öyle manidar bir şekilde özetliyor ki,
“Taş topla taşla Kars’ı,
Bahtı kara listesinde
Başta yazmışlar Kars’ı”
Pandemi öncesi turizm açısından gündemden düşmeyen Kars’ı, daha da ileriye taşıyacak projeler ve fikirler yerine Kars’ın sorunlarını münferit birkaç taksici örneği, kaşar alımındaki bazı sorunlar, fahiş fiyatlar ve kaz yerken ödenen yüklü paralar ile sınırlandırmak kime ne fayda sağlayacaktır?
Öncelikle belirtmek gerekir ki Kars bir turizm şehri değil bir kültür şehridir. Kültür kavramının içerisinde her türlü disiplin neredeyse mevcuttur. Bunların başında da hiç kuşkusuz tarih, coğrafya ve folklor gelmektedir.
Bu nedenle dışarıdan gelen ya da burada bulunan rehberlerin hepsi için geçerli olmasa da güzel Kars’ımızı yukarıda ismi verilen bilim dallarına tam hâkim olup olmadığı tartılmalıdır. Yanlış veya eksik bir şekilde Kars’ın tanıtılmaması için en azından bir sertifika programı düzenlenmelidir.
Taşların bile konuştuğu, özümüzü asla yitiremeyeceğimiz şehir olan Kars’ta; Kale, Kete, Kuyucuk Gölü, Kafkas Çoban Köpeği ve Kayak da, işin içine dâhil edilen Kaşar, Kaz ve Kars Balı dışındaki “K”lar arasında fazlasıyla kendine yer bulmalıdır.
Madem kaşara patent/coğrafi işaretleme alındı o halde tıpkı Malatya’daki Kayısı, Adıyaman’daki Nar heykeli gibi Kaşar heykeli yapılsa şehrin girişi gibi bir yere fena mı olur? Nede olsa Kars’ta her şeyin heykeli var bazen diyorum acaba Afrika gibi farklı bir coğrafya da mıyız?
Niye bunu dedim, çünkü içim yanıyor. Çünkü bir anlam veremiyorum. Kazımpaşa Caddesinin köşede aslan heykelleri var. O caddeye eskiler hariç Kazımpaşa diyen neredeyse hiç yok. “Aslanın orada buluşuruz” vb. ifadeler dillerde dolanıp duruyor. Tamam, Kazımpaşa aslan gibi biri ama ben Paşa’mı aslana yedirtmem.
Benzer bir durum da Atatürk Caddesinin isminin at heykeliyle anılır olmasındadır. “Atın ordayım, atın orada buluşalım” gibi.
EY KARS’IN KÜLTÜR TARİHİNE HİZMET EDENLERİ VE TURİZMİNE KATKI SAĞLAYANLARI gelin bunları buradan kaldıralım, heba etmeden başka yerlere koyalım. Ama onların yerine caddeye isim veren o zatların ya heykelini ya büstünü ya da hiç değilse pirinç tabela ile bilgilendirme panosunu yapalım.
Keza Kars’ın madalyaları var. Onlardan birisi ise Gazilik madalyası. Osmanlı Devleti’nde alınan bir ilk ve bugün kullanamadığımız bir unvan. Bari bunu paralara bastırdığımız gibi şehrin bir yerine yapalım ki gelen bilsin, giden bilsin, burada duran/yaşayan bilsin.
Neyi bilsin diyenler için;
Kars’ımın tarihinin şanlı olduğunu, şehitler diyarı olduğunu, yedi düvele 29 Eylül 1855’de dur dediğimizi,
Yine amaç ilah heykelse eskiden de var olan şimdi ünlenen kaz heykelini uygun bir yere tekrar yapalım.
Sarıkamış boz ayı toplanma alanı olarak belirlenmiş gibi. Mezkûr alan kış sporlarından dolayı turist de alıyor. O halde ayının figürünü şehir girişine bir yere koyalım ki kafalarda yer etsin. Tabii ki de takdir idarecilerimizin olsun …
Keza yapandan, yaptırandan, vesile olandan Allah razı olsun da, keşke başka bir yere yaptırılsaydı ama maalesef Eski Kars olarak bilinen yere yapılan; Evliya Camisi ve Külliyesi içindeki yapıları ile Kümbet Camisi ve Ulu Camii siluetini bozduğu sesli olarak dile getirilmeyen fakat herkesçe konuşulan, üstelik tarihi dokuya uygun olsun diye beyazımsı mermerle yapılan ve dahası Vali diye yanlış bir unvan ile taltif edilen Lala Mustafa Paşa Çeşmesine benzemesin yukarıdaki paragraflarda yapılmasını istediklerimiz.
Öyle şeyler yapalım ki Kars’a gelen her turist bilsin;
• Ünlü Rus şair ve yazar Puşkin’in buraya uğradığını, tarihi hamam da yıkandığını,
• Osmanlı Hanedanının balının genellikle Kars ve Kağızman’dan gittiğini,
• Bale, opera, radyo ve TV’de Cumhuriyet döneminin ilklerinden olduğunu,
• İki il (Ardahan, Iğdır) ve üç üniversite (Artvin, Ardahan ve Iğdır) birden verdiğini,
• İlk Türkçe isimlerden biri olduğunu,
• 7 ya da 8 bin değil, Camuşlu, Borluk ve Doyumlu köyü yazıtlarından hareketle 14-15 bin yıllık bir yerleşim alanı olduğunu,
• Türklere Anadolu’nun açılış kapısı 1071 Malazgirt değil aksine ondan yaklaşık 7 yıl 10 gün önce fethedilen 16 Ağustos 1064 tarihli Anı’nın alınışını,
• Anadolu’daki ilk Caminin burada bulunduğunu,
• Anadolu’daki ilk Cumhuriyetin burada kurulduğunu,
• Evliya Çelebi’nin Kars’a gelip 13 gün kaldığını,
• Katerina Köşkü’nü ama gerçek yapılış nedenini,
• Büyük Abdi Ağa ve Küçük Abdi Ağa camilerinin başından geçenleri,
• Yusufpaşa ile Aliağa ve Hacıseyfi camilerinin yaşadıklarını,
• Bugün garip bir şekilde köşelerine çekilseler de Vaizoğlu ve Laçin Bey camisine isimlerini verenlerin, köprüyle özdeşleşen Karahanoğlu sülalesi gibi geçmişte anlı-şanlı namı olduğunu,
• Karl Mark’ın Doğu Sorunu adlı kitabında “Kars düşerse Erzurum düşer, Erzurum düşerse tüm Anadolu düşer” sözünden hareketle buranın bir anahtar konumunda bulunduğunu, buna dair görsellerin yapılabileceğini,
• 150 yıl önce Kars’a gelip Macar devleti adına çarpışan ve isimleri İsmail ile Hurşit Paşa diye değiştirilen Elçilik nezdinde onlar adına Kars’ta yakın zamanda birçok girişimde bulunulan bu ikili kadar da mı kıymeti yok aşağıda verilecek isimlerin?
• İlk şiirlerini 12-13 yaşlarında Kars’ta mutasarrıf dedesinin yanındayken yazan Namık Kemal’in,
• Kars’tan milletvekili olan Fuat Köprülü’nün Hüseyin Cahit’in,
• Okullara adını verdik diye unutmaya hazır olduğumuz, Deli Halit’in, Mihrali Bey’in, Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın,
• Ya da artık en işlek caddemiz olan Faik Bey’in,
• Kağızmanlı Ali Ataman’ın,
• Cumhurbaşkanı olan Cihangirzâde İbrahim’in,
• Bendenizin çok büyük gayretleri neticesinde ismi Eğitim Fakültesine verilen bir Dede Korkut’un,
• Ve daha nicelerinin kıymeti yok muuuuuuuuu?
• Lütfen biri feryadımı duysunnnnnnnnnnnnnnn.
• Gelenin bilmediği için ağladığı,
• Gidenin ayrılmak istemediği için ağladığı,
• Benim ironik ifademle KAHRAMAN KARS,
• Sadece Sarıkamış, Çıldır ve Anı turlarıyla ibaret bir şehir değildir.
• Çünkü Kars Sarıkamış’la Uludağ’ın muadili, Harakani Hazretleri ile Konya-Mevlana’nın karşılığı, Çanakkale’nin önsözü olan Allah-u ekber Dağlarıyla ile bir bütündür.
• Bunların dışında Kars turizmi, Doğu Ekspresine çok şey borçludur. Kesinlikle doğru bir cümle. Lakin ikinci bir sefer olan ve haftada 3 kez Kars’a gelecek olan Turistik Doğu Ekspresi seferlerinin fiyatlarının yüksek olmasını, VİP (Very Important Person) yani çok önemli kişiler turist olarak geleceği için kaliteyi artıracağız diye açıklarsanız bundan önce 2018’de bu hatla gelen 110 bin kişiye bir hakaret, hem de bundan sonra geleceklere yanlış yaptığı iddia edilen taksici, garson, kaşarcı ve lokantacıdan önce işlenen bir hata olur. Şayet bu konuda Kars’a bir fayda sağlamak adına yatırım yapılacaksa ikinci sefer yine konur, haftalık gelme süresi artırılır, fiyatlar geri çekilir ve acentelerin biletleri karaborsada satmasına mani olunursa turizme daha çok katkısı olur kanaati taşımaktayım.
Netice olarak, varsın da Kars’ın toprağından beş–altı ay kar kalkmasın, bu topraklar hep sıcaktır. Gelin, görün ve anlatın…