Kürekle yeğenini darp ederek ölümüne sebep olan dayıya 3 yıl 4 ay hapis
Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde dayısı tarafından kürekle darp edilen ve hastaneden taburcu olduğu gün fenalaşarak hayatını kaybeden gencin davasına ilişkin karar çıktı.
Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde dayısı tarafından kürekle darp edilen ve hastaneden taburcu olduğu gün fenalaşarak hayatını kaybeden gencin davasına ilişkin karar çıktı. Sanık, maktulün delici matkabını aldığını düşündüğünü, bu sebeple aralarında kavga çıktığını, kürekle yeğenine vurduğunu ancak öldürme kastıyla hareket etmediğini söyledi. Adli Tıp raporunda maktulün kalp damar hastalığı olduğu, sanığın eyleminin ölümü tetiklediği belirtildi. Mahkeme heyeti, taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanığa 3 yıl 4 ay hapis cezası vererek tahliye etti.
Olay, 10 Kasım 2023 tarihinde Çukurahmediye Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 44 yaşındaki Yasin T., 24 yaşındaki yeğeni Berat Gülelcin'i kürekle darp etti. Sırtına ve koluna kürek sapıyla vurulan Gülelcin, hastaneye başvurdu. Tedavisinin ardından taburcu olan Berat, bir süre sonra fenalaşarak yere yığıldı. Hastaneye kaldırılan Berat, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olaya ilişkin inceleme başlatan polis ekipleri şüpheli dayı Yasin T.'yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"Küfür ederek üzerime geldi, ben de kürekle vurdum"
"Kasten öldürme" suçundan yargılanan Yasin T.'nin Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde davası görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Yasin T., avukatı Gizem Dirvisoğlu, müşteki avukatı Ali Hayla ile aileler katıldı. Yasin T., "Berat ablamın oğlu olur. Olay öncesinde Berat ile aramızda herhangi bir husumet yoktu. Olaydan önce delici matkabım kaybolmuştu. Berat'ın konuşmalarından matkabı almış olabileceğini düşündüm, bu nedenle aramızda tartışma gerçekleşti. Matkabımı getirmesini söyledim, ancak olaydan önce bağımlılık yapan madde kullandığı için kendinde değildi. Berat küfür ederek üzerime geldi, ben de olay yerinde bulunan kürek ile iki kez Berat'ın koluna vurdum, öldürme kastıyla hareket etmedim. Berat'ın kalp hastalığından haberim yoktu. Berat olay esnasında bana saldırdı, boynumu sıktı, daha sonra ayrıldık. Hatta matkabı geri getireceğine dair aramızda konuşmalar gerçekleşti. Berat kolu ağrıdığı için hastaneye gitti ancak ciddi bir şey olmadığından dolayı eve geri geldi. Akşam Berat'ın fenalaştığına dair haber geldi. Hastaneye gittiğimizde Berat'ın ölüm haberini aldık. Suç işleme kastıyla hareket etmedim, sadece kendimi korumak amacıyla Berat'ın koluna 2 kez kürekle vurdum. Bunun dışında bir eylemim olmadı" diye konuştu.
"Kardeşim bana "matkap istemiyorum, onun ölmesi lazım" dedi"
Sanıktan şikayetçi olan maktulün annesi Derya Gülelcin, "Olay günü Yasin'in matkabı kaybolmuş, bunun sorumlusu olarak da oğlumu gösteriyordu. Ancak oğlumun matkapla bir alakası yoktu, buna rağmen sanık oğlumu suçluyordu. Hatta telefonla birilerini aradı ve "Bu akşam yeğenimi kazığa oturtacağız" şeklinde cümleler kurdu. Daha sonra oğlum, "Dayı ben senin matkabını ne yapacağım" şeklinde sözler söyledi. Oğlum kesinlikle sanığa herhangi bir şekilde saldırmadı, aksi söz kullanmadı. Sanık, oğlumun arkası dönükken kürekle sırtına vurdu. Oğlumun kolu sırtındaydı, "Yapma dayı" şeklinde bağırdı. Dördüncü, beşinci vuruşta küreğin sapı kırıldı, daha sonra oğlum doktora gitti. Berat korktuğu için hastanede olayın aslını anlatmamış. Kardeşime, "Ben senin matkabını alacağım" dedim. Buna rağmen kardeşim bana "matkap istemiyorum, onun ölmesi lazım" dedi. Zaten bir süre sonra da oğlumun ölüm haberini aldım. Oğlumun kalp rahatsızlığından haberdar değildik, olsaydı bunu bilirdik. Olay nedeniyle sanıktan şikayetçiyim" şeklinde konuştu.
"Maktulü öldürme kastıyla hareket etmiştir"
Savunmasında müşteki vekili Avukat Ali Hayla, "Sanığın birilerini telefonla arayarak söylediği sözler de maktulü öldürme kastının bulunduğunu göstermektedir, sanığın üzerine atılı suç vasfı, mevcut delil durumu da göz önüne alınarak sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Sanık avukatı Gizem Dirbisoğlu ise, "Müvekkilim, maktulün kendisine yönelik saldırısından dolayı kendisini koruma kastıyla hareket etmiştir, bunu da öldürme kastıyla değil, sadece saldırıyı bertaraf etmek amacıyla gerçekleştirmiştir. Maktul ve müvekkil olaydan sonra olayı tatlıya bağlamışlardır. Ölüm ile olay arasında herhangi bir illiyet bağı söz konusu değildir. Zira maktulün ölümü olayın hemen akabinde gerçekleşmemesi, müvekkilin eyleminin olsa olsa yaralama hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla suç vasfının müvekkil lehine değişmesi söz konusu olacaktır. Dosyada müvekkil lehine şüphe söz konusudur. "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince de müvekkilin tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir" dedi.
Ölüm kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş
Cumhuriyet savcısı mütalaasında; maktulün ilk yapılan hastane muayenesinde yaralanmasının BTM ile giderilebilir nitelikte olduğunun belirlendiği, yapılan ölü muayene ve klasik otopsi işlemleri sonucunda kesin ölüm nedeninin belirlenemediği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve Sakarya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporlar ile maktulün vücudunda ölüm meydana getirebilecek travma bulgusu ve ölümcül kemik kırığı olmadığının, kan ve idrar örneklerinde harici madde tespit edilmediğinin, ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana geldiğinin belirlendiği belirtildi. Sanığın darp eyleminde bulunduğunu ikrar ettiği ancak öldürme kastının olmadığını beyan ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, suç aleti olan küreğin sapının kırılmasına sebebiyet verecek kadar şiddetle vurduğu anlaşılmış ise de somut olayda ölüm sonucu ile vurma eylemi arasında nedensellik bağının bulunmadığının alınan Adli Tıp raporları ile sabit olduğu, ancak sanığın eyleminin mevcut ölümü tetiklediğinin ve bunun sonucu gelişen kalp damar rahatsızlığı sonucu ölüm olayının gerçekleştiği belirtildi. Sanığın ve katılanların maktulün mevcut kalp rahatsızlığının olduğunu bilmediklerini beyan etmeleri karşısında sanığın meydana gelen ölüm neticesini öngöremediği ve istememesine karşın ölüm olayı yani neticenin sanığın kusurlu hareketi sonucu gerçekleştiği, bilinçli taksir boyutuna varan hareketinin bulunmadığı belirtildi. Taksirle insanın ölümüne neden olma" suçundan cezalandırılması talep edildi.
Tahliye edildi
Mahkeme heyeti, taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanığa 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Tutuklu bulunduğu süre de göz önüne alınarak sanık tahliye edildi.
Kaynak: