KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Kıbrıs’ta iki devletin eşit egemenlik temelinde yaşayabileceği bir çözüm öneriyoruz"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York'taki Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında, "Son 4 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle yürüttüğümüz yeni siyaseti kararlılıkla sürdürüyoruz....
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York'taki Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında, "Son 4 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle yürüttüğümüz yeni siyaseti kararlılıkla sürdürüyoruz. Kıbrıs'ta iki devletin eşit egemenlik temelinde, iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliği içerisinde yaşayabileceği bir çözüm öneriyoruz" dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar New York'taki Türkevi'nde basın toplantısı düzenledi. Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu çerçevesinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Tatar, Kıbrıs meselesi, bölgesel güvenlik ve çözüm önerilerine değindi. Tatar, son dönemde Kıbrıs'ta ve bölgede artan gerilimlerin, barışın ve güvenliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirterek, "Kıbrıs Türk halkı olarak bu bilinçle hareket ediyoruz. Son 4 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle yürüttüğümüz yeni siyaseti kararlılıkla sürdürüyoruz. Kıbrıs'ta iki devletin eşit egemenlik temelinde, iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliği içerisinde yaşayabileceği bir çözüm öneriyoruz. Bu, adada kalıcı barış ve istikrar için tek gerçekçi yol" dedi.
"Uluslararası toplumdan adalet bekliyoruz"
Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız izolasyonların sona ermesi gerektiğini vurgulayan Tatar, "Son 60 yıldır Kıbrıs'ta bir işgal varsa, o da Kıbrıs Türk halkının haklarının gasp edilmesidir. Uluslararası toplum, bu haksızlığa artık son vermelidir. Bizim mücadelemiz, halkımızın temel insan haklarını geri kazanmaktır ve bu yoldan asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.
Tatar, Annan Planı'na verilen destekten sonra Kıbrıs Türk halkına verilen sözlerin tutulmadığını hatırlatarak, "Bu izolasyonların kaldırılacağına dair sözler verilmişti, ama hiçbir şey yapılmadı" ifadelerini kullandı.
"Rum kesiminin yatırımcıları tutuklaması kabul edilemez"
Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Kuzey Kıbrıs'ta yatırım yapan yabancı yatırımcıları tutuklamasını da sert bir dille eleştirdi. Bu durumun uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Tatar, "Masum insanların, iyi niyetle yatırım yapan kişilerin bu şekilde mağdur edilmesi asla kabul edilemez. Bu tür uygulamalar, Kıbrıs'taki barış sürecine zarar veriyor. Rum kesiminin bu tutumu, iki halk arasındaki güveni daha da zedeleyecek ve bölgedeki gerginliği artıracaktır" ifadelerini kullandı.
Enerji ve su projelerinde iş birliği çağrısı
Tatar, adadaki enerji ve su projelerinde Rum kesimi ile iş birliği yapma arzularını dile getirerek, "Güney Kıbrıs, Yunanistan üzerinden Avrupa'ya elektrik bağlamayı planlıyor, ancak bu ekonomik açıdan son derece zor ve maliyetli bir proje. En mantıklı çözüm, bu bağlantının Türkiye üzerinden gerçekleştirilmesidir" şeklinde konuştu. Tatar, bu iş birliğinin hem kuzey hem de güney kesimin enerji sorunlarına çözüm getirebileceğini belirtti. Ayrıca, Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a su getirilmesi projesinin başarıyla sürdüğünü hatırlatan Tatar, bu suyun paylaşımı ve yönetimi konusunda da Rum tarafıyla iş birliği yapılabileceğini ifade etti.
"Türkiye'nin desteği hayati önem taşıyor"
Tatar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a BM Genel Kurulu'nda Kıbrıs Türk halkının haklarını savunan açıklamaları için teşekkür ederken, "Sayın Cumhurbaşkanımızın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma, Kıbrıs Türk halkı için büyük bir moral kaynağı oldu. Artık uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkıyla daha yoğun bir şekilde diplomatik, ekonomik ve sosyal ilişkiler kurması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Tatar, Türkiye'nin desteğinin Kıbrıs Türk halkı için hayati önem taşıdığını ve Türkiye ile birlikte hareket etmeye devam edeceklerini vurguladı.
"Bölgesel güvenlik tehdit altında"
Tatar, Kıbrıs'ın mevcut coğrafi konumu nedeniyle, bölgede artan çatışmaların adayı da bir hedef haline getirebileceğini ifade etti. Tatar, "Bölgede yaşanan gerilimler, Kıbrıs'ı da etkileyebilir ve bu durum adanın bir hedef haline gelme riskini artırıyor" diyerek, Güney Kıbrıs'ın silahlanma politikasına da dikkat çekti.
Tatar, "Kıbrıs'ın güneyindeki bu silahlanma faaliyetleri, bölgede barışı tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. Biz, Kıbrıs'ta barış ve huzuru sağlamak için çalışırken, bu tür faaliyetler sadece gerilimi artırıyor" şeklinde konuştu.
"Diyalogdan kaçmıyoruz, egemen eşitlik temel şarttır"
Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını diyalogdan kaçmakla suçlamasını da reddederek, "Biz asla diyalogdan ve iletişimden kaçmadık, ancak Kıbrıs meselesinin çözümünde egemen eşitlik ve uluslararası tanınma temelinde bir çerçeve çizilmeden müzakerelere başlamak istemiyoruz" ifadelerini kulandı.
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının, ancak bu temel şartlar sağlandığında resmi müzakerelere geçmeye hazır olduğunu vurgulayarak, "Ortak zemin olmadıkça, sadece göstermelik bir müzakere sürecine girmek istemiyoruz. Bizim için önemli olan, kalıcı ve adil bir çözüm için sağlam bir zemin oluşturulmasıdır" diye konuştu.
"Doğu akdeniz'deki kaynaklar adil paylaşılmalı"
Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların çıkarılmasına ilişkin süreci de değerlendiren Tatar, bu kaynakların adil bir şekilde paylaşılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM 79. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğal kaynaklar üzerindeki haklarını ve Kıbrıs Türk halkının bu kaynaklardaki meşru çıkarlarını kararlı bir şekilde savunduğunu belirtti. Tatar, bu ifadelerin Kıbrıs Türk halkı için büyük memnuniyet verici olduğunu vurgulayarak, bölgedeki doğal kaynakların çıkarılması ve pazarlanmasının, Kuzey Kıbrıs'ın da bu sürecin aktif bir parçası olmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekti. Tatar, bu kaynakların Avrupa Birliği'ne nakledilmesinde Türkiye üzerinden yapılacak bağlantıların ekonomik ve lojistik açıdan en uygun seçenek olduğunu ifade etti. Kuzey Kıbrıs'ın statüsünün ve pozisyonunun, bu süreçte denge unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Tatar, bu durumun Kıbrıs meselesinin çözümü için de kritik bir rol oynayacağını kaydetti. İki devletli bir çözüm modelinin, hem Kıbrıs'ın ekonomik kalkınmasına hem de bölgesel istikrara büyük katkı sağlayacağını belirten Tatar, bu hedefin gerçekleşmesi için uluslararası toplumun desteğini beklediklerini vurguladı.
"Adil bir dünya için Kıbrıs Türk halkının sesi duyulmalı"
Tatar, BM Genel Kurulu'nda Kıbrıs Türk tarafına da söz hakkı verilmesi gerektiğini ifade ederek, "Daha adil bir dünya kurulacaksa, Kıbrıs Türk halkının da sesi duyulmalı. Biz de uluslararası toplumun bu meseleye adil bir yaklaşım sergilemesini bekliyoruz. Kıbrıs'ta iki ayrı halk var ve bu gerçeğin uluslararası düzeyde kabul edilmesi gerekiyor" dedi. Tatar, Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmaya ve adadaki çözüm arayışlarını sürdürmeye kararlı olduklarını bir kez daha vurguladı.
Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin geçmişten gelen yanlış yaklaşımların terk edilmesi gerektiğini kaydeden Tatar, "Eski anlayışlarla Kıbrıs meselesinin çözümü mümkün değildir. Artık gerçekçi ve adil bir yaklaşım benimsenmelidir" diye konuştu. Tatar, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız izolasyonları sona erdirmesi ve adadaki barış sürecine katkıda bulunması gerektiğini ifade etti.
Kaynak: