Kars'ta 5 Haziran Çevre Günü Ziyareti

Kars'ta 5 Haziran Çevre Günü Ziyareti

Kars Valiliği Çevre ve Orman İl Müdürü İsmail Ersoy, personeliyle birlikte, 5 Haziran Çevre Günü nedeniyle Kars Valisi Ahmet Kara'yı makamında ziyaret etti.

 

Ersoy, çevre günüyle ilgili çeşitli dallarda yapılan yarışmalarda dereceye giren 2 öğrenci ve personeliyle birlikte yaptığı ziyarette Çevre Günü’nün önemine değindi.

 

Ersoy, daha sonra günün önemine binaeyn şu açıklamayı yaptı:

“5 Haziran 1972 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Stocholm’de düzenlenen çevre konferansı, küresel çapta çevre sorunlarının tanındığı ve kabul edildiği tarihtir.

 

Bütün ulusların çevre sorunlarının çözümüne dönük adımlar atmaya ve önlemler almaya davet edildiği konferans sonrasında “birleşmiş milletler programı oluşturulmuş” ve konferansın başlangıç tarihi olan 5 Haziran tüm dünyada “Dünya Çevre Günü” olarak kabul görmüştür.

 

2011 yıl Birleşmiş Milletler çevre programı tarafından Dünya Çevre Günü’ nün teması “Forests: Nature At Your Service” yani “Ormanlar: Doğa Sizin Hizmetinizde” başlığı ile sürdürülebilir doğal hayat olan ormanlar olarak ilan edilmiştir.

 

Yine ayrıca bu yıl, Birleşmiş Milletler Uluslararası Ormancılık Yılı’dır. Birleşmiş Milletler tarafından; doğa tarafından bizlere sunulmuş olan orman ekosistemlerinin ve sağlıklı ormanların, insanın yaşam kalitesi ile doğrudan bağlantılı olduğu vurgulanmıştır.

 

Çevre denildiğinde; insanların ve diğer canlıların hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır.

 

İçinde bulunduğumuz çağda gelişmişlik düzeyi, ülkelerin çevrelerine gösterdikleri önemle ölçülmeye başlanmıştır. Gelecek nesillere daha yaşanır bir ülke, daha yaşanır bir dünya bırakmak insanların temel felsefesi haline gelmelidir. Güzelliklere güzellikler katmak, gelecek nesillere temiz, huzurlu ve yaşanır bir çevre bırakmak sorumluluk taşıyan her vatandaşın görevi olmalıdır.

 

Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir” denilmektedir.

 

Bu doğrultuda çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda devlete ve vatandaşlara çeşitli görevler düşmektedir.

 

İçinde bulunduğumuz yüzyıl; birçok teknolojik imkânları insanlığın hizmetine sunarken, bir yandan da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirilmesi zor, hatta imkânsız olan varlıkları da alıp götürmektedir.

 

Göçler ve düzensiz şehirleşme, kişi başına kullanılan enerji ve doğal kaynak miktarlarındaki artış, ormanların tahribi, yangınlar ve erozyon, aşırı otlama ve doğal bitki örtüsünün tahribi, ev ve işyerindeki ısınmadan kaynaklanan hava kirliliği, motorlu araçlar ve deniz araçlarından kaynaklanan kirlilik, maden, kireç, taş ve kum ocaklarından kaynaklanan kirlilik, bilinçsiz şekilde gübre ve zirai mücadele ilaçları kullanımı, atmosferik olaylar ve doğal afetler, kanalizasyon sularının arıtılmaksızın alıcı ortamlara verilmesi ve sulamada kullanılması, her türlü atıklar, sulak alanların ve göllerin kuruması, yanlış arazi kullanımı, kaçak ve bilinçsiz avlanma, televizyon, bilgisayar gibi elektronik cihazlar ile röntgen , tomografi vb.tıbbi cihazların yaygınlaşması ile meydana gelen radyasyon, endüstriyel ve kentsel kaynaklı gürültü, hızlı nüfus artışı ile buna bağlı olarak beslenme, enerji ve eğitim konusunda yaşanan problemler, sağlıksız sanayileşme, nükleer denemeler, bölgesel savaşlar, gerekli çevresel tedbirler alınmadan ve arıtma tesisleri kurulmadan yoğun üretime geçen sanayi tesisleri,

bunların hepsi çevre kirliliğini tehlikeli boyutlara çıkarmıştır.

 

Yapılan araştırmalar dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin %50’sinin, son 40 yılda meydana geldiğini ortaya koymaktadır.

 

Doğayı kirleten ve ekolojik dengeyi bozan başlıca etken insan unsurudur. Normal şartlarda kendi kendini temizleme özelliği olan doğa, insanların çeşitli faaliyetleri sonucu aşırı kirlenmekte ve kendi gücünü aşan bu kirlenmeyi temizleyememektedir.

 

Azalan ve tükenen canlı türleri, artan kirlilik ve iklim değişikleri, dünyamızın en önemli çevre sorunlarını oluşturmaktadır.

 

Doğanın temel fiziksel unsurları olan hava, toprak ve su üzerinde zararlı etkilerin oluşması ile ortaya çıkan ve canlıların hayati faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyen çevre sorunlarının tamamı çevre kirliliğini meydana getirdiği birikimlerdir.

 

Atıkların kaynağında azaltılması, geri dönüşümlü ambalajların kullanılması, atık suların arıtılması, kaliteli çevre dostu yakıtların kullanılması, yenilenebilir temiz enerji kaynaklarının kullanılması, enerji kaynaklarımızı tasarruflu kullanılması gibi birçok tedbirle bu başarılabilir. Tüm bireyler ihtiyacı kadar tüketmelidir. unutulmamalıdır ki en büyük zenginlik de tasarruftur.

 

Serhat ilimiz Kars’ta; Karsçayı, Arpaçayı, Aras Nehri ile; Selim, Kars ve Arpaçay Ovaları ile; Susuz Şelalesi ile; Plato ve Yaylaları ile; çıldır, Karzak, Aygır Çenklice, Erhan, Turna, Çengilli Gölleri ve Ramsar Alanı olan Kuyucuk Gölü ile Flora ve Fauna açısından büyük bir zenginliğe sahip Allahuekber Dağları Milli Parkı ile Sarıkamış ilçemizdeki Sarıçam Ormanları ile ülkemizdeki bu çevre çeşitliliği içerisindeki özel yerini almaktadır.

 

Doğa sevgisi ve çevre hassasiyeti tarihimiz boyunca bizim kültürümüzün önemli parçası olmuştur. “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur” atasözümüz emekle, sevgiyle yaşanılan bir yerin cennet köşesine çevrilebileceğini, en iyi şekilde anlatmaktadır.

 

 

 

KHA

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler