Kars’ın tarlalarından İstanbul’un sofralarına
Kars’ın tarlalarından yetişen organik buğday İstanbul’da sofralara ekmek oluyor.
Volkan KARABAĞ / KARS MANŞET
Kars’ın Digor İlçesine bağlı Kocaköy’de üretilen organik “Beco Usta” diye bilinen Bezostaja ekmeklik buğday, Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük tahıl arazine sahip. Organik Tarımda Yönetim Kurulu Üyesi, Kars Digor Ziraat Oda Başkan Yardımcısı ve Kocaköy çiftlerinden Mehmet Çağin, “Ermeni zamanında bu köyde Ruslar, Ermeniler yaşıyormuş ve bu köyü buğday ambarı olarak kullanıyorlarmış.” dedi.
Yaklaşık yılda 400 bin ile 1 milyon ton arasında üretilen organik buğday İstanbul Halk Ekmek Fabrikasına gönderiliyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi, Doğu Anadolu Bölge Sorumlusu ve Kars Ziraat Odası Başkanı Adem Ertaş, buğdayı ile ünlü Kocaköy’de buğday hasadı hakkında açıklama yaparak, şunları söyledi;
“Biz şu an Kars'ın Digor ilçesine bağlı Kocaköyü’ndeyiz. Kocaköy buğdayı ile meşhur bir köydür. Ermenilerden kalma Beco Usta marka yani Beco Usta çeşidi olan buğday yetişmekte bu bölgede, yaklaşık yüzlerce yıldır bu bölgede halen aynı şekilde üreticimiz tarafından üretimi devam etmektedir. Buğday organik olarak ekilmekte ve Kocaköy’ün yaklaşık 1000 - 1500 tane organik üreticisi var. Ekilen organik buğdayın yaklaşık hemen hemen 400 bin ile 1 milyon ton arası bir buğday ekimi söz konusu oluyor, yıldan yıla farklılık gösteriyor. Burada üretilen bu 400 bin ton bu yılki buğday İstanbul Halk Ekmek Fabrikasına gidecek. Her yıl aşağı yukarı organikçiler buradan buğday toplar, bunun başında da İstanbul Halk Ekmek Fabrikası gelmektedir. Onların tedarikçileri dışarıdan gelip buradan buğdaylarını alıp, götürüp organik bir vaziyette taş değirmenler de, su ile çalışan değirmenler de öğütmekle olanlar var. Onu organik buğday olarak organik un olarak satanlar var. Bir de fabrikasyon sisteminde çalışan fabrikalar var. Bunlar da götürüp burada organik olan buğdayı eritip normal una çevirmekte. Ama bunun en makbulü bölgemizde de eskiden vardı, taş değirmen. Taş değirmen, su değirmenleri ile öğütülüp hemen hemen yaklaşık yüzde 50 - 60'a yakın oranda bir kepek oranı var. Bu kepekle beraber öğütülürse daha güzel olur. Doğal olarak yapılan ekmeğin lif oranı yüksek olur, bağırsaklarda herhangi bir sıkıntı yaratmaz. Hem organik hem de taş değirmende öğütüldüğü için bu buğday çok değerli olur piştiği zaman. İnsan ekmeğin kokusuna ve tadına doyamıyor. Şu anda bulunduğumuz bölgede yaklaşık 50 bin dönüm arazi ekilebiliyor. Bunun yıldan yıla farklılık göstermekte. Üretici karşılığını alamadığı senelerde tabi buğday ekimi düşmekte, bu yıl olduğu gibi. İstanbul Halk Ekmek Fabrikası buradaki buğdayı aldığı zaman çeşitlendiriyor. Organik buğdayın pastası yapılmakta, böreği yapılmakta sadece ekmek olarak sofraları gelmemekte İstanbul Halk Ekmek Fabrikası birinci derecede hem buğdayın genetiği değiştirilmemiş buğday olması hem de organik olarak ekilmesi burada herhangi bir kimyasal ilaç ve gübre ekimi yapılmamaktadır. Ama organik olarak ekim yapıldığı için herhangi bir gübre atılmadığı, katılmadığı ve herhangi bir işlem kimyasal işlem yapılmadığı için buğdayın boyu kısa olarak yetişmiş durumda. Başak sayısındaki dane ne sayısı da az zaten. İstanbul Halk Ekmek Fabrikası özellikle bunun lezzeti ve organikliği için buraya talip. Ankara Halk Ekmek Fabrikasını da son yıllarda organik üretimine başladı. Bunlar da inşallah gelir üreticiyi bulurlar, üretici eğer para kazandığı sürece buğday ekimini sürdürür.”
Organik Tarımda Yönetim Kurulu Üyesi, Kars Digor Ziraat Oda Başkan Yardımcısı ve Kocaköy çiftlerinden Mehmet Çağin de “500 dönüm araziye sahip olan bir çiftçiyim. Buğday ve arpa ekiyoruz. Maalesef bundan 10 - 15 sene önce 15 bin – 20 bin dönüm buğday ekerken, buğdayımız son zamanlarda para etmediği için ekimini azalttık ve çiftçilerimiz komple arpaya döndü. Son zamanlarda buğday ekimini 15 – 20 bin alandan 2 - 3 bine alana düşürdük. Kocaköy, 70-80 bin dönüm araziye sahip olan bir köydür. Maalesef suyumuz yok. Kocaköy’de su sorunu büyük bir sorundur. Yanı başımızda bir çay akıyor. Ermenistan'a akıyor ama ondan faydalanamıyoruz, 1 kilometre yakınımızda suyumuz olsa 500 dönüm ekeceğime 100 dönüme ekerim, masrafında fazla olmaz, daha fazla da gelir alırım. Buğdayımız ekmeklik buğday. Rus Bezosu ekiyoruz. Daha iki, üç çeşit diğer buğday da ekiyoruz. Bu köy aslında buğday ambarıdır. Ermeni zamanında bu köyde Ruslar, Ermeniler yaşıyormuş ve bu köyü buğday ambarı olarak kullanıyorlarmış. Ama maalesef buğday ekemiyoruz. Buğdayımız para etmiyor. Burada ekilen buğdayları İstanbul Halk Ekmek Fabrikasına gönderiyoruz. Yalnız az ekiyoruz. Şimdi şu anda Kocaköy’de 17 tane biçerdöver çalışmaktadır. Diyarbakır'dan gelen biçerdöverlerimiz, büyük arazilerimizde çalışıyorlar. Tek tarlamız 100 ila 300 dönüm arasındadır. Yani bu köy Kars Ardana ve Iğdır’ı besliyor.” ifadesini kullandı.