Kars kaşar üreticileri, Trakyalı üreticileri dengi görmüyor
Alibeyoğlu, illerin ve bölgelerin pazar oluşturmak adına birbirlerini kötülemesinin doğru bir davranış ve tutum olmadığını, Çapan ise Trakya’dan Kars’a gelen ustalara kaşar yapmayı kendilerinin öğrettiklerini söyledi.
Volkan KARABAĞ
Tat, lezzet ve aroma profilini belirleyen ve muadillerinden ayırt eden aldehitler, ketonlar, esterler, yağ asitleri, terpenler ve hidrokarbonlardan oluşan 32 maddeyi içerisinde barındıran Kars kaşarı ile Trakya kaşarı arasında rekabet başlatıldı. Kars kaşar üreticileri, Trakya’dan Kars’a gelen ustalara kaşar yapmayı kendilerinin öğrettiklerini söyledi.
11.03.2015 tarih ve 29292 sayılı Resmi Gazete ilanı ile 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Kanun Hükmünde Kararname’nin 12. maddesi gereğince 14.02.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere coğrafi işaretli olarak tescil edilen Kars kaşarı rekabet tanımıyor. Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve peynir üreticilerinin Kars kaşarı ile 2017 yılında coğrafi işaret alan Trakya kaşarı arasında başlatılan rekabeti Karslı üreticiler kabul etmedi.
Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Soner Ilık’ın açıklamasının şehrimiz adına üzücü bir açıklama olduğunu söyleyen Kars Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Alibeyoğlu, “Kırklareli’nin yöresel ürünü olan peynirin şehrimizin marka ürünü olan kaşar peyniri ile mukayese edilerek bölgemizin değerini kötülemekle, karalama yaparak kendi ürünlerinin tanıtımını yapması bizler için üzücü bir durum olmuştur. Ülkemizin 81 ilinin farklı farklı yöresel değerleri, markalaşmış ürünleri bulunmakta, hepimiz ülkemizin her ürününe sahip çıkıp, onların daha iyi bir şekilde pazara sunulması, daha itibarlı bir ürün haline gelmesi için çabalayıp, mücadele etmemiz gerekirken, diğer bir ilin emeğini, markasını, geçmişten bugüne kadar korumuş olduğu değerini kötülemek suretiyle kendi ürünün tanıtımını yapmak bir sivil toplum kuruluşuna yakışır bir hareket değildir.” dedi.
İllerin ve bölgelerin pazar oluşturmak adına birbirlerini kötülemesinin doğru bir davranış ve tutum olmadığını kaydeden Alibeyoğlu, “Çünkü basında iki satır metinle kötüleyerek onun içinde bulunan emeği, geçmişi, tarihi, marka değerini tek seferde silip atmak pek de etik bir durum değil. Kars kaşarı ülkenin markası haline gelmiş, yurt içinde pazarda zaten en itibarlı ürünü olmuş, yurt dışına da açılmaya hazır bir ürün ve talep olarak da yüksek oran ve miktarlarda rağbet gören bu ürünü sırf Kırklareli’nin bir peynirini pazarlamak için piyasada kötülemenin veya kötü algı oluşturmanın hiçbir anlamı ve manası yoktur. Kırklareli’nden bazı ustaların bazı ustaların bölgemize gelip çalıştığı doğrudur. Hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, herkes her ilde o bölgeye katma değer oluşturmak için çalışma yürütebilir, orada bir istihdam oluşturabilir, emek sarf edilebilir. Bizim amacımız sadece bölgesel değil, ülkenin marka değerinin oluşması, ülkenin gastronomisinin, gıdasının, ürünlerinin itibarlı olması, ülkenin ürünlerinin piyasada kabul görmesi ve ticari bir pazarın oluşmasıdır. İllerin ve bölgelerin, ellerindeki ürünleri pazarlamak için birbirleri ile rekabete girmesi, rekabete girerken de kötü bir politika gütmesi doğru bir davranış ve doğru bir tutum değildir.” diye konuştu.
“BİLGİ KİRLİLİĞİ VE EMEK HIRSIZLIĞIDIR”
Peynir üreticisi Selami Çapan ise, Trakya ile Kars kaşarının mukayese edilmesinin ya bilgi kirliği ya da bir farkındalık yaratmak anlamında olan bir açıklama olduğunu ifade ederek, “Böyle bir şey olamaz zaten. Kars, apayrı bir şeydir, Kars’ın kaşarı farklı bir şeydir. Kars’ta şuanda 1300’ün üzerinde bitki florası vardır. Kars ile Trakya ile mukayese etmek yanlıştır. Kars’tan sonraki süt rekoltesine baktığın zaman evet Trakya, İzmir, Ödemiş gelir. Biz bu bölgelerin hepsini gittik denedik. Çünkü bizim burada sütümüz yetmiyor, biz döndük o taraflarda da ürün yapmaya çalıştık ama biz burada yaptığımız ürünü orada mümkün değil yapamazsın. Çünkü, üründe nem var, florası düşük, sütteki yoğunluk var, yağ oranı var ve biz bunların hiçbirini o bölgede yakalayamadık. Kars kaşarı ile mukayese etmeleri yanlış onlar ancak batı ile mukayese edebilirler ama Kars’a dönüp baktıkları zaman tarihi iyi okumaları lazım. Kars kaşarı ne zaman yapıldı? Kars kaşarı nasıl yapıldı? diye. Doğdurur, bizim eskilerde biz bu bölgelerde ustalarda sıkıntı yaşadığımız zaman o bölgelerde usta olduğunu söylediler, oradan usta getirdiğimiz zaman da biz burada tamamen onu kendi yöntemlerimizle ‘bunu bu şekilde yapacaksın, bunu bu şekilde yapacaksın’ diyerek yine onlara bu bilgiyi biz verdik. Onlar şuan bizim bilgi ve birikimimizle kaşar yapmayı öğrendiler. Bir Kars ile bir Trakya’yı bir kefeye koymaları yanlıştır, bu tamamen bir bilgi kirliliğidir, bu bir emek hırsızlığıdır.” ifadesini kullandı.