KAĞIZMANLI RESSAM
Kağızman'ın yetiştirmiş olduğu engelli ressam Şahmettin Tepe İstanbul Sancaktepe Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinliğe davet edildi. Çocuk yaştan beri resimle uğraşan Şahmettin Tepe bu sanatı kendine meslek edinerek Karakalem, Kur
Kağızmanlı Ressam edildiği davet ve etkinlik üzerine şöyle konuştu:
İstanbul Sancaktepe Belediyesi yurt genelindeki engelli ressamlara bir etkinlik çerçevesinde sergi açma olanağı verdi. Bir engelli ressam olarak beni de davet ettiler.
Ben birkaç portre resim yaptım. Bu resimler iş adamlarına ait resimler. Açılacak olan sergimize, etkinliğe geldiklerinde onlara bu resimleri takdim edeceğim.
Ben ortabedik bir engelli ressamım. Resim yaparken bazı sıkıntılar yaşıyorum. Ama kendimce bir yöntem geliştirerek resim yapıyorum. Benim amacım sanat eserlerini ortaya koymaktır. Bir o kadar da engelli olan noksan yanlarımı resim yaparak tamamlamaya çalışıyorum.
Ben basın aracılığı ile Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem’e sonsuz teşekkürlerimi bildiriyorum. Yıllar sonra böyle bir sergiye katılma olanağı verdi bana. İlk defa Kars’tan uçağa binerek İstanbul’a gideceğim. Uçağa binme zevkini de yakalamış oldum. Bu olanağı bize veren Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem’dir. Sağ olsun var olsun diyorum, diye konuştu.
Şahmettin Tepe kendi hayatını kendi kalemiyle şöyle anlattı: 15.08.1958 tarihinde Karsın Kağızman İlçesinde doğdum. İlkokul üç ten sonra menenjit hastalığı sonucu okul hayatım son buldu. 1958 den 1974 e kadar yedi yıl yürüyemedim. O süre içinde hem okuyup hem de çizimler yapıp, akbaba mizah dergisinden etkilenip karikatür çizimimi geliştirdim, ardında da resim yeteneğimi geliştirdim.
Yürüyemediğim yedi yıl süresinde, maalesef ailem ve çevremin yanlış yaklaşımı, ekonomik sıkıntı, imkansızlıklar sonucu "ben engelliyim " diyip boşu boşuna oturmuşum.% 80 engelli raporum var. Ancak 1974 yılında engelli psikolojisini yenerek birden 7 yıl sonra ayaklanıp yürümeye başladım. O gün bugündür hayatımı sağlam insanlar üzerine kurulmuş bu zor ve tehlike dolu dünyada toplumun içine girerek "ben de varım" deyip başta sanatım olmak üzere her dalda gerek özel hayatım içinde gerekse sosyo-ekonomik açıdan girişimlerim oldu. 1980 yılında özellikle ( 70 li yıllarda) Gırgır karikatür dergisine merak sardım. Birçok karikatürüm yayınlandı.1982 de süper spor adlı derginin açtığı spor portresi yarışmasında Türkiye birincisi seçildim. Çarşaf mizah dergisi karikatürcü yarışmasında 25 usta çizerlerden birisi seçildim.
1983 de ilk resim ve karikatür sergimi açtım. İlkokul ortaokul ve lise diploması aldım.
29.06.1983 te Kağızman Yatılı Bölge Okulunda işe girdim. 2 ay sonra Halk Eğitimi Merkezine atandım.
1984 te Kars Halk Eğitimi Merkezinde resim ve karikatür sergimi açtım. 1986 da Kars İli Kültür Müdürlüğünde Kağızman Halk Eğitimi kursiyerlere çizdirip yaptırdığım pano ve kendi karikatürlerimden oluşan karma sergi açtım. Aynı şekilde bu sefer Erzurum Resim Heykel ve Galeri Müdürlüğünde sergi açtım.1983 ten bu yana eğitim öğretim yılı sonunda her yıl resim sergisi açmaktayım.
Sanatsal uğraşsılarımı ve yaşamımı hep şu sözle özetlemişimdir "Bana engelli değil ressam veya sanatçı desinler". Buna layık olmak için canla başla çalışıp, özellikle sağlıklı bir hayat içinde üretken olmaya çalıştım. Resim sanatımla topluma örnek insan olmaya çalıştım.
En büyük hayallerimden birisi yağlı boya resim çalışmalarımı ilerletebilmektedir. Şu anda fiziki ortapedik sorunlarım buna müsaade etmemektedir. Ancak şu andaki ilk hedefim, henüz liseyi bitiren oğluma güzel sanatların resim bölümünü kazandırmak ve onun alacağı bilgi ve ondan alacağım yardımla yağlı boya çalışmalarımı geliştirmektir.
Sulu boya resmi benim özel durumuma teknik açıdan çok elverişli olmakla birlikte bir o kadarda zordur benim için. Ancak büyülü bir güzelliği olan sulu boya benim çok ilgimi çekmiş olup, çok güzel eserler çıkarmışımdır bu alanda.
Karikatür ise asla vazgeçemediğim bir tutku benim için. Resim ve karikatürde kendime has bir uslubum olduğunu söyleyebilirim.
Bugüne kadar çok sayıda portre ve resim çalışmalarım oldu. Sayısını not edebilseydim şu anda sanırım kendi alanımda dünya rekoru kırmıştım. Üzüldüğüm ve sizlerle paylaşmak istediğim bir konu daha var ki, oda şu ana kadar yaptığım çalışmaların ekonomik olarak beni bir yere getirememiş olmasıdır. Yani ne evim, ne gayrı meşgulüm, ne param ne arabam var. Parasal olarak düşünürsek züğürt bir sanatçıyım da diyebilirim.
TOLGA YÜCE /KARS