İstanbul 2 No’lu Barosu Filistin için yürüdü
Fatih'te İstanbul 2 No'lu Barosu avukatları, Gazze'de yaşanan katliama tepki için Beyazıt Meydanı'ndan Sultanahmet Meydanı'na yürüdü.
Fatih'te İstanbul 2 No'lu Barosu avukatları, Gazze'de yaşanan katliama tepki için Beyazıt Meydanı'ndan Sultanahmet Meydanı'na yürüdü.
İstanbul'un Fatih ilçesinde, İstanbul 2 No'lu Barosu avukatları, Gazze'de yaşanan katliam sebebiyle Filistin halkına destek ve İsrail'e tepki için yürüyüş düzenledi. Düzenlenen yürüyüşte Beyazıt Meydanı'nda toplanan avukatlar, Sultanahmet Meydanı'na kadar slogan atarak yürüdü. Sultanahmet Meydan'ında ise açılan stantta konu ile ilgili destek için imza toplandı.
Yürüyüş sonrası konuşan İstanbul 2 No'lu Barosu Başkanı Avukat Yasin Şamlı, "Gazze'de bebekler, çocuklar, kadınlar katlediliyor. Bebeklerle birlikte insanlık onuru katlediliyor. İnsanlık vicdanı katlediliyor. İnsani değerler katlediliyor. Ahlak katlediliyor. Hukuk katlediliyor. Gazze'de savaş değil; Barbarlık var. Vahşet var. Soykırım var. 7 Ekim'den bu yana 21 bini çocuk olmak üzere 38 bini aşkın insan öldürüldü. Katledilenlerin yüzde 70'inden fazlası kadınlar ve çocuklardır. Yüzde 50'sinden fazlası ise maalesef sadece çocuklardır. Filistin halkını; çocuk ve kadınlarla birlikte toptan yok etmeye yönelik bu soykırım her gün biraz daha artarak devam etmektedir. Bundan daha vahimi ise bu soykırım Filistin ile sınırlı kalmayacaktır. Zira soykırımcılar kendilerinden başkasını insan olarak görmediklerini hem söylemleri hem de eylemleri ile açıkça ortaya koymuşlardır. Bu zihniyet yalnız Filistinliler için değil, bütün insanlık için büyük bir tehlikedir. Tehdittir" dedi.
Gazze'de soykırım yapıldığını belirten Şamlı, "Gazze'de İsrail'in yaptığı vahşet her insanı sorumlu hale getirmektedir. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bu soykırımı duyan herkes soykırımın durması için çaba göstermelidir.
Çünkü Gazze'de çocuklar, kadınlar, siviller, masum insanlar kitle imha silahlarıyla katlediliyor. Pazar yerleri, mabetler, okullar, hastaneler, ambulanslar, mülteci kampları bombalanarak soykırım yapılıyor. Evlerinden çıkartılarak göçe zorlanan savunmasız insanlar bombalarla katlediliyor. Biz İstanbul 2 No'lu Barosu; tüm insanlığın vicdanının sesi olarak, uluslararası hukuk kurumlarını harekete geçirmek için 2023 yılının aralık ayında uluslararası Ceza Mahkemesi ve Birleşmiş Milletlere müracaat ettik. Soykırıma ilişkin toplam 8 klasör delil ibraz ettik. Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı, İsrailli 2 soykırımcı hakkında mahkemenin ön inceleme dairesinden yakalama talebinde bulundu. Ancak özellikle ABD'nin açık desteği ve cesaretlendirmesiyle soykırım devam ediyor. Bu vahim durum karşısında biz baro olarak; çocuk soykırımı ve kadın soykırımı ile ilgili iki ayrı dosya hazırladık. Katledilen 21 bin çocuk için hazırladığımız dosyayı hem Uluslararası Ceza Mahkemesine hem de Birleşmiş Milletler UNİCEF'e teslim edeceğiz. Kadın soykırımı ile ilgi hazırladığımız dosyayı ise Uluslararası Ceza Mahkemesine teslim edeceğiz. Adaletin sesini yükselteceğiz. Dünyaya soykırımcıların hakim olmasına müsaade etmeyeceğiz. Buradan bütün dünyaya şunu ilan etmek istiyorum; hak üstündür. adalet üstündür. Bunun gereğini yapmayan hukuk kurumları ancak kendi meşruiyetlerini bitirirler. Hakka ve adalete zarar veremezler" dedi.
Hukuk ve adalet mücadelelerinin aralıksız devam edeceğini söyleyen Şamlı, "Gazze'de soykırım yapılıyor, Birleşmiş Milletler'in 10'larca görevlisi katlediliyor. Üzüntü ile ifade ediyorum ki dünyanın en büyük uluslararası hukuk kurumu olan Birleşmiş Milletler katliamı ve soykırımı seyrediyor. Bombalarla katledilen Gazzeli çocukların cesetleri altında kalan bozuk dünya düzeninin yeniden ele alınıp baştan sona değiştirilmesi gerekiyor. Biz hukukçular olarak bu çabalarla Allah indindeki ve tarih önündeki sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Hukuk ve adalet mücadelemiz aralıksız devam edecektir. Uluslararası Hukuk kurumlarını hukukçu onur ve cesaretiyle sorumluluklarını yerine getirip adaletin sesini yükseltmeye davet ediyoruz. Bütün insanları bu soykırıma karşı durmaya davet ediyoruz. Tarihi soykırımcılar değil, vicdan sahibi, onurlu insanlar ve aynı niteliklere sahip hukukçular yazmalıdır" şeklinde konuştu.
Kaynak:İHA