İsrail'den Vatandaşlarına Uyarı: Türkiye'yi Terk Edin
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün akşam ABD basınına sızan BM'nin Mavi Marmara raporuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail Hükümeti'nin gereken adımları atmadığı sürece ilişkilerin normalleşmesinin söz konusu olmadığını belirterek, "İlişkiler 'İkinci Katip' düzeyine indirilecek" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, saat 11.00 olarak planlanan açıklamaya bir buçuk saatlik bir gecikmeyle geldi. Bakan Davutoğlu, açıklamasında 15 ay önce Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisinin uluslararası sularda İsrail'in saldırısına maruz kaldığını belirterek, yaşanan süreçleri tekrarladı. Savaşın meşru sayıldığı dönemlerde dahi sivillerin öldürülmesinin savaş suçu sayıldığını hatırlatan Bakan Davutoğlu, "İsrail ise savaşta değil, barış zamanında, askeri değil sivil bir yardım konvoyunda zalim bir abluka altında inleyen masum bir halka yardım götürmek için barışçıl bir eyleme katılan sivil insanları katletmiştir. Tablo budur" diye konuştu.
İsrail'in işlediği suçun basit bir suç olmadığını kaydeden Bakan Davutoğlu, ne İsrail hükümetinin ne de İsrail askerlerinin hukukun üstünde olmadığını söyledi.
"RAPORUN ERTELENMESİ, İSRAİL HÜKÜMETİNİN TALEBİ DOĞRULTUSUNDA OLDU"
Davutoğlu, Mavi Marmara saldırısına ilişkin Palmer Komisyonu'nun hazırladığı raporun yayımlanmasıyla ilgili ertelemelerin İsrail hükümetinin talebi sonucunda gerçekleştiğini söyledi. Bakan Davutoğlu, "İsrail'in son defa önerdiği 6 aylık uzatma talebi ise tarafımızdan kabul edilmemiştir. Çünkü bu uzatmaların her birinin zamana konuyu yayma amacına yönelik olduğu ortaya çıkmıştır" dedi.
Davutoğlu, daha önce İsrail'in saldırıyla ilgili olarak Türk halkından özür dilmek, saldırılarda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına tazminat ödemek perspektifiyle Türkiye ile görüşmeye hazır olduğunu bildirmesine rağmen dört defa görüşme sürecinin gerçekleştirildiğini ifade etti. Bu görüşmeler sırasında Türkiye'nin özür ve tazminat taleplerini içeren anlaşma metinleri üzerinde Türkiye ve İsrail heyetlerinin mutabık kaldıklarının altını çizen Bakan Davutoğlu şunları kaydetti:
"Nitekim ilk kez 2010 Aralık ayında İsrail'de gerçekleşen orman yangınına Türkiye'nin katkısı üzerine, İsrail Başbakanı'nın talebiyle Cenevre'de gerçekleşen görüşmeler neticesinde iki ayrı anlaşma metni üzerinde, ad referandum mutabakata varıldı. Bu mutabakat İsrail Başbakanı Netanyahu tarafından da onaylandı. Bilahare anlaşmanın imzalanması konusunda İsrail Bakanlar Kurulu içinde anlaşmazlıklar nedeniyle bu anlaşma uygulamaya konulamadı. Bu süreçte Palmer Komisyonu'nun raporunun yayımlanmasındaki
ertelemelerin hepsi, bunu özellikle söylüyorum, çünkü çok ciddi bir basın manipülasyonu ile karşı karşıyayız, Palmer Komisyonu'nun raporunun yayımlanmasındaki ertelemelerin hepsi, İsrail hükümetinin, özür ve tazminat konusunda iç mutabakatı sağlamak için zamana ihtiyacı olduğunu bildirmesi üzerine, yani İsrail hükümetinin talebi sonucunda gerçekleşmiştir. İsrail'in son defa önerdiği 6 aylık uzatma talebi ise tarafımızdan kabul edilmemiştir. Çünkü bu uzatmaların her birinin zamana konuyu yayma amacına
yönelik olduğu ortaya çıkmıştır. Gerek Türkiye'nin gerek İsrail'in taraf olmadığı ve sadece Başkan Palmer ve yardımcısı Uribe'nin imzalarını taşıyan raporun henüz BM Genel Sekreteri'ne resmen sunulmadan önce 1 Eylül günü itibarıyla basına sızdırılmış olması da, kuşkusuz bu bağlamda oldukça düşündürücüdür. Ben bu konuyu BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-moon'la da açık bir şekilde konuştum. Kendisi, kendilerine dahi iletilmemiş bir raporun detaylarını daha bilmediklerini ve bu sızma karşısında gerçekten
büyük bir üzüntü ve şaşkınlık içinde olduklarını ifade ettiler. Maalesef bu süreçte İsrail tarafı hiçbir zaman devlet ciddiyeti içinde ve mahremiyeti içinde davranmamıştır."
İSRAİL'E YAPTIRIM KARARI
Bakan Davutoğlu, tüm bu yaşanan gelişmelere ve dün basına sızan Mavi Marmara raporuyla ilgili olarak Türkiye'nin İsrail'e karşı alınmasına karar verdiği tedbirleri sıraladı. Tedbirler sırasında öncelikle Türkiye-İsrail ilişkilerinin 'İkinci Katip' düzeyine indirileceğini belirten Bakan Davutoğlu, İkinci Katip düzeyinin üzerindeki tüm görevlilerin Çarşamba günü ülkelerine gönderileceğini söyledi.
Türkiye ve İsrail arasındaki askeri anlaşmaların da askıya alındığını ifade eden Bakan Davutoğlu, "Doğu Akdeniz'de en uzun kıyısı olan sahildar devlet olarak Türkiye'nin seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağını" söyledi.
Bakan Davutoğlu ayrıca Türkiye'nin Gazze'ye uyguladığı ablukayı tanımadığını da belirterek, "İsrail'in 31 Mayıs 2010 tarihi itibariyle Gazze'ye yönelik olarak uyguladığı ablukanın Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesini sağlayacaktır. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için girişimlere başlıyoruz" diye konuştu.
Bakan Davutoğlu saldırı sırasında mağdur olan Türk ve yabancı herkesin mahkemelerdeki hak arayışına da gereken her türlü desteğin verileceğini kaydetti.
İsrail hükümetinin artık bir tercih yapması gerektiğini söyleyen Bakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"İsrail'i yönetenlerin, gerçek güvenliğin, ancak gerçek barışın inşa edilmesiyle mümkün olabileceğini görmeleri gerekmektedir. Yine anlamalılardır ki, gerçek barışın inşasının yolu, dost ülke vatandaşlarını katletmekten değil, dostlukların güçlendirilmesinden geçmektedir. Ancak, mevcut İsrail hükümetinin bu yalın gerçeği görmekten, Ortadoğu coğrafyasındaki devasa değişimlerin sonuçlarını idraktan aciz olduğu açıktır. Bu vesileyle, aldığımız ve alacağımız tedbirlerin, sadece mevcut İsrail hükümetinin
tutumuyla bağlantılı olduğunu .nlaşma uygulamaya konulamadı.özellikle vurgulamak isterim."
"AMACIMIZ TÜRK-YAHUDİ DOSTLUĞUNA HALEL GETİRMEK DEĞİL"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, amaçlarının Türk-Yahudi dostluğuna halel getirmek olmadığını, aksine İsrail'in bu istisnai dostluğa sığmayan bir yanlışını düzeltmek olduğunu belirtti. Bakan Davutoğlu, "Bugün geldiğimiz noktanın sorumlusu İsrail hükümetidir. İsrail hükümeti, gereken adımları atmadıkça bu noktadan geri dönülmesi söz konusu olmayacaktır" diye konuştu.