İsmi Türkçe Olan İlk Kent Kars
Kars Müze Müdürü Necmettin Alp, Kars'ın Kafkaslardan Anadolu'ya girişte ilk Serhat kenti olduğu gibi adının da Türkçe olan ilk kent olduğunu belirtti.
Kars’ın ismiyle ilk Türkçe isimli şehir olma unvanını taşıyan bir kent olmasının yanında hep ilklerin şehri olduğunu vurgulayan Alp, “1855 Kars zaferiyle ilk gazi madalyasını alan, Anadolu’ya girişte ipek yolu üzerinde ilk ticaret kenti olan, Anı Ören yerinin Kars sınırları içinde bulunması sebebiyle bu ilkler Kars’a hep güzel özellikler kazandırmıştır.” dedi.
Bir başka özelliğinin de tarihsel süreç içerisinde Ebu-l Hasan Harakani Türbesinin Kars’ta bulunması olduğunu kaydeden Alp, “Kars kalesinin Güney eteğinde bugünkü Evliya Caminin haziresi içerisinde yer alan Ebu-l Hasan Harakani Hz. Türbesi Kars’ın geçmiş tarihinde en önemli ayrıntılardan birisidir. 961-62 yılında doğduğu bilinen 1033 tarihinde vefat eden Anadolu’ya gelen ilk Evliya Alperen Ebu-l Hasan Harakani, Tahran’ın 80 kilometre Kuzeybatısındaki Bistan kasabasına bağlı Harakan köyünde dünyaya gelmiş. Orada bir süre yaşadıktan sonra muhtemelen tarihi kaynaklarda Çağrı ve Tuğrul Beylerin Anadolu’ya ilk akınlarının yapıldığı 1018-1021 tarihlerinde Selçuklu Ordusuyla birlikte Kars’a geldiği bilinen Ebu-l Hasan Harakani Hz. Kabri bugün eski Osmanlı keti olan Kaleiçi mahallesinde Evliya Camii haziresi içerisindedir. Evliya’nın en büyük özelliklerinden birisi, Anadolu’nun Türkleşmesinde ilk adımı atan önemli bir şahsiyettir. Bir başka özelliği de kendisinden sonra Anadolu’daki tasavvuf felsefesini yücelten insanların bir nevi hocası olmasıdır. Mevlana Hz. Zaten bunu teyit etmiştir. “Bizim bildiğimiz, gördüğümüz ne varsa Ebu-l Hasan Harakani’den öğrendiklerimizdir.” diye Mesnevisinde bunu açıkça belirtmiştir. Ebu-l Hasan Harakani Hz. Kabrinin bulunuşu da ilginçtir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin 2. cildinde bunu uzun uzun anlatır. 1579 yılında Lala Mustafa Paşa Kars şehrinin yeniden imal ettiği sırada Kaleiçi mahallesindeki Beylerbeyi Sarayı Paşa Sarayı olarak kullanılmakta. Lala Mustafa Paşa’da orada bir süre ikamet etmiştir. Rüyalarına gelmiştir. Aynı rüyayı Yeniçeri Kışlasında kalan Yeniçerilerden biriside görmüştür. Askerler arasında o rüya çabucak yayılmıştır. “Evliya Camii Haziresi içerisinde restorasyonu yapılan kütüphane binası olarak kullanılacak olan büyük burcun olduğu yerden 21 adım kuzeye daha sonra 11 adım doğuya yürü ben oradayım bulunduğum erden beni çıkar.” Lala Mustafa Paşa’nın da Yeniçeri askerinin rüyasına girmiştir. Törenle bu denilen şey 1579 tarihinde yapılmış. Evliya’nın kabri bulunduğu yerden çıkartılmış. Lala Mustafa Paşa’nın bizzat kendisi nahtın kapağını açtığında Alperen’ini hala savaşta yaralandığı, 2 yerinden yaralanmıştır. Sağ bacak pazusu ve sağ kolundan yaralanmıştır. O günkü tarihçiler bu yaraların hala kanadığını kayıt düşmüşler. Evliya’nın kabri bulundu diye derhal padişah 3. Murat’a haber verilmiştir. Padişah fermanında da “Evliya’nın adına bulunduğu yerde hemen bir cami yapılsın ve adı Evliya cami olsun.” diye. Bugünkü Evliya caminin yapılış hikayesi de budur.” diye konuştu.
Alp ayrıca, “Ebu-l Hasan Harakani Hz.lerinin Kars’ta bulunduğu kabri bir müddet biraz bakımsız kalmış ancak 1999 tarihinden sonra camimizin hocası Yavuz Uzgur Beyefendi öncülüğünde Ebu-l Hasan Harakani Hz.lerine yakışır bir şekilde cami yeniden restore edilmiş. Evliya caminin haziresi içerisindeki Hazretin kabri yeniden restore edilmiş. Bu tarihten beride yoğun bir ilgi ile ziyaretçilere açık bulunmaktadır. Aynı zamanda Evliya Cami ve çevresinin çevre düzenleme çalışmaları 10 yıldan fazladır hızlı bir şekilde devam etmektedir. Önemli bir kısmı tamamlandı. Emeği geçenler çok büyük gayretle çalıştılar. Bu son şehrin dış kale surlarını çevreleyen büyük burçlardan birisi olan ve kütüphane binası olarak restorasyonu hala devam etmekte olan burcunda restorasyonun tamamlanmasından sonra oradaki çevre düzenlemesi çalışmaları da önemli ölçüde bitmiş olacak.” şeklinde konuştu.
Alp, Kars’ın tarihi ve turistik özellikleyle ilgili de şu bilgileri verdi: “Evliya cami ve Evliya caminin bulunduğu yerdeki Osmanlı eserleri Ulu cami, Taş köprü, Aliağa cami, hamamlar ve Selçuklular döneminde 1153 tarihinde Melik İzzet’in emriyle Veziri Fürüz Akay tarafından inşa ettirilen Kars kalesi Kars’ın ve Anadolu’nun Türk tarihini en güzel şekilde anlatan ayakta kalmış en önemli tapu belgelerimizdir. Bunlara özellikle son yıllarda çok ciddi şekilde yaklaşılmakta. Mesela 1579 tarihli Taş köprünün yeniden restorasyonu için Karayolları Bölge Müdürlüğü restorasyon projesini hazırladı. Erzurum Bölge Kurulundan proje onaylandı. Akabinde de restorasyonuna başlanacak. Geçen yıl Vakıflar Bölge Müdürlüğü Kaleiçi mahallesindeki yerde bulanan Ulu cami, Aliağa cami ve Kümbet caminin restorasyonları tamamlandı. Bunlar çok önemli gelişmeler. Yine bu bölgedeki vatan şairimiz Namık Kemal’in dedesi Abdullatif Paşa ile birlikte Kars’ta 2,5 yıllık süre içerisinde kaldığı konak onarıldı. Hemen Namık Kemal konağının karşısındaki Cuma hamamı restore edildi. 2 hamamımız daha var orada.
İlbeyoğlu hamamı ya da Muradiye hamamı ve Mazlum ağa hamamı bunlarında restorasyonu Kültür ve Turizm bakanlığımız tarafından tamamlandı. Art arada saydığım kültür varlıklarının tamamı Selçuklu, Osmanlı dönemi Türk tarihinin belgeleri bizim tapu belgelerimizdir. Bunların ayakta kalması, gelecek nesillere aktarılması bizim boynumuzun borcudur. Bir başka önemli kültür varlığımızda Kars şehrinde Türkiye’nin en çok tabyasına sahip olan bir ildir. 46 tane tabyamız var. bu tabyalardan Karadağ tepesindeki Arap baba tabya, gemli tabyanın bulunduğu alan geçen yıl yaptığımız çalışmalar sonucunda tarihi sit alanı olarak ilan edildi. 1855 tarihindeki Kars zaferi ve Kars zaferinin arkasından gelen Kars’a gazilik madalyası kazandıran savaşın kazanılmasına sebep olan tabyaların bir an önce turizme kazandırılması için ciddi çalışmalarımız var. Gerek Kültür ve Turizm bakanlığımız gerek Kars Valiliğimiz ciddi çalışmalar yapıyorlar. Yine şehir içerisinde bulunan 1803 tarihinde Padişah 3. Selim zamanında yapılmaya başlanan 1826 yılında da inşaatı tamamlanan kanlı tabyanın da restorasyon projeleri yapıldı. O da restorasyon aşamasına geçilmek üzeredir. Bu saydığım özelliklerin yanında Kars’ın tarihi kültür turizmi içerisindeki önemini Kafkaslardaki diğer ülkelerle kıyaslanmayacak kadar çok büyük değere sahip kültür varlıkları mevcut. İlçe, köy ve şehirler merkezimizde 460 tane tescilli taşınmaz kültür varlığımız var. Bunların bir kısmı Kars merkez’dedir. Diğer bir grubu da Anı ören yerindedir. Anadolu’nun ilk Türk camisinin olduğu Ebu-l Menüçher cami 1072 yılında Sultan Alparslan’ın 1064’deki fethinden 7 yıl sonra inşaatı tamamlanan Ebu-l Menüçher cami Anadolu’da ilk Türk cami olma unvanını hala taşıyor. Anı ören yerindeki Selçuklu dönemi, saray, kervansaray hamamlar ve diğer yapıların korunması gereklidir. Ören yerini çevreleyen 4,5 kilometrelik sur siteminin ana giriş kapısı olan aslanlı kapıdaki Selçuklu aslanı ve hemen o aslan rölyefinin yanındaki kitabe Anı’nın fethinden sonra Sultan Alpaslan tarafından Anı şehrine bey olarak atanan Ebu-l Menuçher tarafından koydurulan külfi kitabedir. Türkçe tercümesi rahmetli Prof. Fahrettin Irzıoğlu’nun Kars Tarihi kitabındaki tercümesinden aynen aktarayım, “Bismillahirrahmanirrahim Menüçher Han bu burçları baki kalsın diye bina eyledi.” Bu da Kars şehrindeki en eski külfi Selçuklu kitabesidir. Bütün bu saydığım şeyler bizim geleceğimizin teminatıdır, tapu belgesidir bunları korumak hepimizin boynunun borcudur.”