Görme kaybının yüzde 80’i önlenebilir hastalıklardan kaynaklanıyor
Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında kutlanan "Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası"nın kutlandığını ve körlüğe neden olan hastalıklara dikkat çekmenin amaçlandığını belirten Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan...
Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında kutlanan "Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası"nın kutlandığını ve körlüğe neden olan hastalıklara dikkat çekmenin amaçlandığını belirten Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Güreser, "Dünyada 19 milyon çocuğun görme bozukluğundan etkilendiği tahmin ediliyor. Bunlardan 12 milyonu retina bozukluklarından kaynaklanan sebeplerle görme kaybı yaşarken 1,4 milyonu kalıcı körlükle mücadele ediyor" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünya genelinde yaklaşık 253 milyon görme engelli insan yaşıyor. Daha çarpıcı olan ise bu vakaların neredeyse yüzde 80'inin önlenebilir ya da tedavi edilebilir nedenlerden kaynaklanıyor olmasıdır. Göz sağlığı hayatımızın her alanını etkilerken, küçük ihmaller bile geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabiliyor. Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında "Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası" nın kutlandığını ve körlüğe neden olan hastalıklara dikkat çekmenin amaçlandığını belirten Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Güreser görme kaybının en sık nedenlerini, risk altındaki grupları ve güncel tedavi yöntemlerini anlattı.
Ülkemizde ve dünya genelinde milyonlarca insan, tedavi edilebilir veya önlenebilir nedenlerle görme yetisini kaybediyor. Katarakt, glokom, diyabetik retinopati hastalıkları nedeniyle özellikle çocuk ve yaşlılarda görme kaybı oluştuğunu belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Güreser, bu hastalıklar ve güncel tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
"Beyaz Baston" Görme Engelliler Haftası'nın sembolü
Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası'nın kutlandığını kaydeden Op. Dr. Güreser, görme engelli bireylerin dış dünyada karşılaştığı zorlukları anlamak, destek olmak ve erken teşhisin önemini vurgulamanın haftanın ana temasını oluşturduğunu söyledi. Beyaz bastonun hikayesinin, 1921 yılında İngiliz fotoğraf sanatçısı James Biggs'in bir trafik kazasında görme yetisini kaybetmesiyle başladığını hatırlatan Op. Dr. Güreser, "Biggs, bastonunu beyaza boyayarak yolda dikkat çekmek ve kendini korumak istedi. 1931 yılında beyaz baston "Görme Engelliler Haftası" etkinliklerinin bir sembolü olarak kabul edildi. O tarihten bu yana beyaz baston, görme engelli bireylerin bağımsızlığını ve güvenliğini simgeliyor" ifadelerini kullandı.
"En sık görülen körlük nedenleri tedavi edilebilen hastalıklardır"
Görme kaybının, genellikle önlenebilir ya da tedavi edilebilir nedenlerden kaynaklandığının altını çizen Op. Dr. Serkan Güreser, bu duruma yol açan en yaygın nedenleri şu şekilde sıraladı:
"Dünyada körlük vakalarının en büyük nedenlerinden biri olan katarakt, genellikle yaşlanmayla ilişkilidir. Göz merceğinin bulanıklaşması sonucu görme bozukluğu oluşur. Ameliyat edilmeyen katarakt, yüzde 35 ile kalıcı görme kaybına yol açan en önemli etken olarak kabul ediliyor. Katarakt bilhassa orta ve düşük gelir grubundaki ülkelerde hala yaygın bir hastalık olarak biliniyor. Glokom (Göz Tansiyonu): Bu hastalık, göz içindeki basıncın artması sonucu görme sinirine zarar verir ve genellikle belirti vermeden ilerler. Tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilir. Özellikle ailesinde glokom geçmişi olan bireylerin düzenli kontrol yaptırması hayati önem taşır. Diyabet hastalarında sıklıkla görülen bu durum, kontrolsüz kan şekeri seviyelerinin retina damarlarına zarar vermesi sonucu oluşur. Tedavi edilmediğinde görme kaybına yol açabilir. 60 yaş üzeri bireylerde sık görülen bu hastalık, merkezi görmeyi etkiler. Kitap okuma, yüz tanıma gibi günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Göz Yüzeyi Bozuklukları (Korneal Opasiteler): Korneal opasiteler, gözün en dış tabakası olan korneada meydana gelen saydamlık kaybıdır. Korneanın saydamlığını yitirmesi, ışığın düzgün bir şekilde gözün arkasındaki retinaya ulaşmasını engeller ve görme bozukluklarına yol açar. Bu durum, hafif bir bulanıklıktan tamamen görme kaybına kadar değişebilir. Yaralanmalar, enfeksiyonlar veya genetik faktörlere bağlı olarak gelişen kornea hasarları körlüğe yol açabilir."
50 yaş üstü ve 15 yaş altı kişilerde daha sık ortaya çıkıyor
Görme kaybı riski altında olan grupların özellikle yaşlılar ve çocuklar olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Serkan Güreser, "DSÖ verileri, körlük ve görme kayıplarından muzdarip kişilerin yüzde 81'inin 50 yaş ve üzeri olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla yaş, en önemli risk faktörü olarak öne çıkıyor. Dünya nüfusu giderek yaşlanırken, görme bozuklukları ve körlük riski altındaki nüfusun büyümesi kaçınılmazdır. Diğer bir risk grubunu da 15 yaş altı çocuklar oluşturuyor. Dünyada 19 milyon çocuğun görme bozukluğundan etkilendiği tahmin ediliyor. Bunlardan 12 milyonu retina bozukluklarından kaynaklanan sebeplerle görme kaybı yaşarken 1,4 milyonu kalıcı körlükle mücadele ediyor. Çocukluk çağı görme engelliliğin sebepleri, dünyanın değişik bölgeleri arasında önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Ülkemizde çocukluk çağı körlüklerinin temel sebepleri retina hastalıkları ve prematüre retinopatisi, katarakt ve optik atrofi olarak tespit edilmiştir. Ülkemizde çocukluk çağı körlük nedenleri gelişmiş ülkelerle benzer oranda gözün arka kısmındaki retinaya ait sebeplerle ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
"Teknolojik gelişmeler, göz hastalıklarının tedavisini kolaylaştırdı"
Günümüzde tıbbi teknoloji alanında yaşanan ilerlemeler sayesinde birçok körlük nedeninin tedavi edilebildiğini kaydeden Op. Dr. Serkan Güreser, tedavi yöntemleri ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Körlüğün en sık sebebi arasında bulunan kataraktın göz içi lens değişimi ile görme yetisi büyük ölçüde geri kazandırılabiliyor. Bununla birlikte glokom ve diyabetik retinopati gibi durumlarda lazer tedavileri etkili sonuçlar sağlıyor. Makula dejenerasyonu için kullanılan özel ilaç enjeksiyonları sayesinde görme kayıpları yavaşlatılabiliyor. Ayrıca hasarlı korneaların yerine sağlıklı kornea dokusunun nakledilmesi ile görme yeniden sağlanabiliyor."
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Güreser, düzenli göz muayenesinin önemine dikkat çekerek, göz sağlığının ihmal edilmemesinin ve şikayeti olsun ya da olmasın herkesin rutin göz kontrollerini yaptırması gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak:İHA