Gaziantep’in son kalaycı ustaları mesleklerini yaşatmaya çalışıyor
Gaziantep'te kalaycı ustaları, yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan kalaycılığı tüm zor şartlara ve mesleklerini öğretecek eleman bulamamalarına rağmen severek sürdürüyor.
Gaziantep'te kalaycı ustaları, yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan kalaycılığı tüm zor şartlara ve mesleklerini öğretecek eleman bulamamalarına rağmen severek sürdürüyor.
Gaziantep'te tarihi Antep Kalesi'nin yanındaki iş yerinde yıllardır birlikte kalaycılık yapan 74 yaşındaki Hacı Ateş ve 50 yaşındaki Levent Alıcı, kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Henüz 7 yaşında iken Bakırcılar Çarşısı'nda mesleği öğrendiği ustasının yanında mesleğe adım atan 74 yaşındaki Hacı Ateş, zamanla kalaycılığın inceliklerini öğrendi. Yıllarca ustasının yanında kalaycılığı sürdüren Ateş, askere gidip geldikten sonra kendi iş yerini kurdu. Çıraklığını ve kalfalığını yaptığı mesleğini yıllardır severek sürdüren Ateş, toz nişadır (amonyum klorür) yardımıyla kendisine getirilen bakır kapları kalaylıyor. Tüm zor şartlara rağmen mesleğini yaşatmaya çalışan Ateş, mesleğini öğretecek ve kendisiyle birlikte çalışacak eleman bulamayınca kendisi gibi kalaycı ustası olan 50 yaşındaki Levent Alıcı ile beraber çalışma kararı aldı. Meslekte çırak bulamamaktan şikayetçi olan Hacı Ateş ve Levent Alıcı, yıllardır birlikte müşterilerinin siparişlerini yetiştirmeye çalışıyor.
İlkokul yıllarında ustasının yanında mesleğe başladığını anlatan Hacı Ateş, küçük yaşlarda öğrendiği mesleğini sürdürmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Kalaycılığa 1968 yılında başladığını anlatan Ateş, "Çocukluğumdan beri çalışıyorum. Ben bu mesleği ustalarımdan öğrendim, Bakırcılar Çarşısı'nda yetiştim. 1968 yılında kalaycılığa başladım ve halende devam ediyorum. Şimdi bakır eşyası fazla kalmadığı için çırak yetişmiyor. Kalaycılık mesleği güzel bir meslektir. Mesleğin hiçbir zaman kötüsü yoktur. Biz esnafız çıraklıktan başlarız ve devam eder gideriz. Şu anda bir çırak veya kalfa gelse yetiştiririm, gelsinler burada çalışıp iş öğrensinler" dedi.
"Mesleği öğretecek elaman bulamıyoruz"
Kalaycılığa ilk başladığı yıllarda bakır kapların çok revaçta ve kıymetli olduğunu anlatan Ateş, zaman içerisinde mesleğin yok olmaya yüz tuttuğunu belirterek, "Biz fazla büyük bir para kazanmıyoruz. Yani biz çıraktık, küçüklüğümüzden beri çalışıyoruz. Bizim zamanımızda her bir dükkanda en az 3 tane çırak vardı, biz de o çıraklardan biriyiz. Çalışıp usta olduk, birkaç kişi de yetiştirdik, onlar da halen çalışıyorlar. Mecbur çalışacağız, boş gezilmez, ne olursa olsun çalışacaksın. Ben okula giderken sabahçı olduğum zaman öğleden sonra dükkana gelirdim, hem okula giderdim hem de işe gelirdim" şeklinde konuştu.
Mesleği sayesinde 3 çocuk büyüttüğünü anlatan Ateş, "Üç tane çocuğum var. Biri üniversiteyi ve biri de liseyi bitirdi. Çocuklarımı evlendirdim. Çok şükür evlerini de aldım. Benim hiç mirasım falan yok ve ben her şeyi çabalayarak kazandım" ifadelerini kullandı.
"Bakır vücuda çok faydalı"
Meslekte çırak bulamamaktan şikayetçi olan Ateş, porselen, çelik gibi tabak ve tencerelerden ziyade bakır kapların daha sağlıklı olduğunu ifade ederek, "Cam, naylon, krom ve alüminyum gibi mutfak eşyaları bakıra rakip olarak çıktı. Biz bu işe başladığımızda bunların hiçbiri yoktu. Bakır olmayan eşyalar çoğalınca hastalık da çoğaldı. Bakır vücuda çok faydalı, vücudun bakır eksikliğini gideriyor" ifadelerine yer verdi.
Ateş, "Tekrar dünyaya gelsem yine bakırcılık yaparım" diyerek mesleğini çok sevdiğini ve bundan dolayı da halen mesleğini sürdürdüğünü söyledi. Son yıllarda sağlıklı olduğu için Avrupa'da bakıra ilginin oldukça arttığını belirten Ateş, Avrupa'nın bakır ürünlere yönelmesiyle işlerinde artış yaşandığını da kaydetti.
"Bu mesleğe ilgi yok"
Mesleğinin zor olduğunu ancak severek yaptığını ifade eden Levent Alıcı ise "Bu meslek benim baba mesleğim. Tabi babam vefat etti, biz mesleği devam ettiriyoruz. Ben bu mesleği 16 yaşında öğrendim, şu an 50 yaşındayım ve halen de mesleğimi yapıyorum. Meslekte yetişen eleman yok ve yeni nesil bu mesleğe pek rağbet etmiyor. Aslında çok güzel, değerli ve kaybedilmemesi gereken bir meslek" diye konuştu.
Kaynak:İHA