Gazi torunu Erbaş, Sarıkamış Şehitlerini andı
Başkan Erbaş, “Benim hem annemin hem babamın babaları buralarda 6 yıl boyunca savaştıklarına göre Anadolu’ndan burada şehit olmayan gazi olmayan hiçbir ev yok anlamına geliyor.” dedi.
Volkan KARABAĞ
Dedelerinin Sarıkamış Harekatında gazi olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kars’ın Sarıkamış ilçesinde Şehitleri Anma etkinliğine katıldı. Başkan Erbaş, “Benim hem annemin hem babamın babaları buralarda 6 yıl boyunca savaştıklarına göre Anadolu’ndan burada şehit olmayan gazi olmayan hiçbir ev yok anlamına geliyor.” dedi.
Sarıkamış Şehitlerinin 107’inci yılı anma etkinlikleri kapsamında Kazım Karabekir Paşa Camii’nde düzenlenen Kur’an-ı Kerim ve Mevlit programına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Vali Türker Öksüz, AK Parti Kars Milletvekilleri Ahmet Arslan ve Yunus Kılıç, İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, İl Jandarma Komutanı Albay Hıdır Ayçiçek ve davetliler katıldı.
Ankara Yenimahalle İlahiyat Fakültesi Cami İmamı Hasan Özayrancı ve İstanbul Üsküdar Büyük Çamlıca Cami Müezzini Hüseyin Akbulut’un Sala’sının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti ve ilahiler okundu.
İl Müftüsü Yusuf Eviş tarafından başta Sarıkamış Şehitleri olmak üzere tüm şehitler için okunan duanın ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş yaptığı konuşmada, “107 sene önce bu topraklarda binlerce dedemiz şehit oldu, binlercesi gazi oldu. Elhamdülillah babamın babası bu topraklarda şehit olmak üzereyken ölmediği tespit edilip de kurtarılan gazilerden. Annemin babası da öyle. Demek ki benim hem annemin hem babamın babaları buralarda 6 yıl boyunca savaştıklarına göre Anadolu’ndan burada şehit olmayan gazi olmayan hiçbir ev yok anlamına geliyor. Allah hepsine rahmet eylesin, hepsinden razı olsun. Onlarla cennette buluşmayı nasip eylesin. Rabbimiz şöyle buyuruyor; şehitler, Allah’ın nimetine, keremine ve Allah’ın mümbitlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler. Onlar öyle önemli bir iş yapmışlardır ki vatan için, ezan için, namus için, bayrak için, millet için en değerli varlığı olan canını vermiştir. Bundan daha önemli bir iş olur mu? Yeryüzünde bir insanın bundan daha önemli yapacağı bir iş var mıdır? en kutsal varlığı olan canını Allah yolunda vatan uğruna, bayrak uğruna vermekten daha değerli var mıdır? İşte onun için efendimiz şöyle buyuruyor; şehit olsam tekrar diriltilsem tekrar şehit olsam bunu 4 kere tekrarlıyor. Hepimiz ölmeyecek miyiz? Şehit olarak ölmek ölümlerin en faziletlisi, en şereflisi. Ondan sonra onların bekledikleri binlerce şehidimiz daha oldu. 107 senedir bu topraklarda belki her güne birkaç şehit düşüyor, her güne düşünebiliyor musunuz? Bu topraklar şehit kanlarıyla sulanmış. Onun için her gencimizin, her çocuğumuzun ezberlemesini istediğimiz İstiklal Marşına İslam Şairi, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy işte bu yüzden hocalarımızın makamla okuduğu o dörtlükleri koymuş, “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun yazıktır incitme atanı. Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanı uğruna olmaz ki feda şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Huda, etmesine beni tek vatanımdan dünyada Cuda.” Sonunda hepimizin Amin dememiz gereken mısralardır bunlar. Öğle alelade yazılmış bir şiir değil. Bir duadır. Bu duayı bütün gençlerimize öğretmemiz lazım. İstiklal Marşı ezberleme yarışmalarını hiçbir okulumuz ihmal etmemeli. İlkokulda ezberlemelidir. Bizim şehitlerimizi anmak, anlamak için ayetlerden, hadislerden, şiirlerden, romanlardan istifade etmemiz lazım. Roman değince anmadan geçemeyeceğim. “Umutlar tükenince” romanı. 23 yaşında dul kalan annemin öz teyzesi, eşi ve kaynı Ordu’nun Mesudiye ilçesinden çıkıyorlar buraya geliyorlar. Kendisi ve kaynı burada şehit oluyor. İşte onun üzerine yazılan bir roman ‘Umutlar Tükenince’ işte böyle her evden nice şehitler bu topraklarda can vermiştir. O yüzden diyorum ki romanlardan, kitaplardan gençlerimizi beslememiz lazım. Şehitliği, vatan ve bayrak sevgisini anlatan gençlerimiz, çocuklarımız askere giderken düğüne gider gibi gidiyor. Annesi ardından ‘ya şehit olursun ya gazi’ diye dua ediyor. Böyle bir ruh hangi millete nasip olur. Bu ruhu çocuklarımıza küçük yaştan itibaren aşılamamız gerekiyor. Onların ruhlarına ve kalplerine yerleştirmemiz gerekiyor. Çünkü bizim dedelerimiz bu ruhla şehit oldular, gazi oldular. Bugün şanlı ordumuz, Mehmetçik vatan savunmasında belki onlar gibi dış düşmanlarla cephelerde savaşmadılar ama bugün yine o dış düşmanların desteklemiş olduğu maşaları terör örgütleriyle yıllardan beri savaşıyor. Bizim Mehmetçiğimiz, polisimiz, askerimiz, şanlı ordumuzdan Allah onlardan razı olsun, onlara güç kuvvet versin. Her zaman sadece kalbi dualarımızla değil fiili dualarımızla da şanlı ordumuzun, güvenlik güçlerimizin yanındayız. Dua en büyük güçtür.” dedi.
Havanın soğuk olması nedeniyle vatandaşların üşümemesi belli aralıklarla ateşler yakıldı. Mevlid ve yürüyüş etkinliğine katılan 150 kişilik Kızılay ekibi çorba ve çay ikramında bulundu.
Sarıkamış Şehitlerini anma etkinlikleri daha sonra 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı’nda devam etti. Meydanda toplanan binlerce kişi soğuk havaya aldırış etmeden Sarıkamış Şehitlerini andı. Türk Bayrakları ve meşalelerle 7’den 70’e binlerce vatandaşın katıldığı Meşaleli yürüyüşte “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez”, “Şehit Sarıkamış” sloganları atarak yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Yukarı Sarıkamış Şehitliğine gittiler. Meşaleli yürüyüş ‘Ruhunuz Şad Olsun’ adlı yazının protokol üyeleri tarafından yakılması ve duaların edilmesiyle sona erdi.