'Fethullah Gülen için kırmızı bülten...'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fethullah Gülen ile ilgili kırmızı bülten çıkarılacağı sorusu üzerine, "Fetullah Gülen ile ilgili de soruşturma neyi gerektiriyorsa yargı onun gereğini yapacaktır'' dedi.
Davutoğlu: 'Fethullah Gülen için kırmızı bülten...'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fethullah Gülen ile ilgili kırmızı bülten çıkarılacağı sorusu üzerine, "Fetullah Gülen ile ilgili de soruşturma neyi gerektiriyorsa yargı onun gereğini yapacaktır’’ dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi danışmanlığını yürüten Binali Yıldırım’ın ’Erdoğan’ın 5 Ocak’ta Bakanlar Kurulu’na Başkanlık edeceği’ yönündeki açıklamasına ilişkin, "Ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne ben bu ilişkilerin herhangi bir şekilde kamuoyu önünde, basın önünde ilişkilerin doğası ve işleyişi ile ilgili müdahil olunmasına izin vermeyiz. Ne yapılacaksa ne konuşulacaksa sadece Cumhurbaşkanımızı ve beni ilgilendirir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ÇAD Başbakanı Kalzeube Payimi Deubet ile Başbakanlık Merkez Bina’da ortak basın toplantısı düzenledi. Pakistan’daki terör saldırısını kınayarak konuşmasına başlayan Başbakan Davutoğlu, "Bugün dost ve kardeş Pakistan’da terör saldırısı nedeniyle öğrenci ve öğretmenlerimize taziyelerimizi iletmek istiyorum. Türkiye ve Pakistan her zaman omuz omuza olmuştur, bu saldırıyı gerçekleştirenleri bir kez daha en şiddetli şekilde kınıyorum. Pakistan’la dayanışmamızı ifade etmek üzere bir günlük milli yas ilan etme kararı aldık. Bu, oradaki hayatını kaybeden öğrencilerimiz için hissiyatımızı paylaşma açısından yapabileceklerimizin en asgarisidir. Bugün Sayın Navaz Şerif ile de görüşmeyi düşünüyorduk. Böyle bir olayın yaşanmaması için herkesi dayanışma içinde olmaya bir kez daha çağırıyoruz" dedi.
Türkiye ile ÇAD ilişkilerinin derin olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, bu ziyaretin Başbakan düzeyinde Türkiye’ye yapılan ilk ziyaret olduğunu hatırlattı. ÇAD Başbakanı Deubet ile yarın Şeb-u Aruz törenlerinde birlikte olacaklarını ifade eden Davutoğlu, Türkiye’nin Afrika açılımına ilk adımı attığında toplam ticaret hacminin yaklaşık 1 milyon dolar olduğunu, 2012 yılında 5 milyon 880 bin dolar, bu sene 10 ayda 30 milyon doları aştığını söyledi. Bunun planlanan bir gelişme olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bu ticaret hacmini 100 milyon dolara çıkarmayı ümit ettiklerini dile getirdi.
İnsani yardımları ve kalkınma ihtiyaçlarını gözeterek TİKA ofisinin açılacağını dile getiren Davutoğlu, ÇAD’ın Ankara’da büyükelçilik açacağını ve bunun ilişkilerin ulaştığı düzey bakımından büyük önem taşıdığını söyledi. ÇAD’ın altyapı konusunda Türkiye’den yardım taleplerinin olduğunu belirten Davutoğlu, madencilik, enerji alanında ortak yatırımları konusunda birlikte çalışma kararları olduğunu açıkladı.
Davutoğlu, Karma Ekonomik Komisyonu’nun Ocak ayında hayata geçeceğini ve böylece ÇAD ile ilişkilerin kurumsal olarak kimlik kazanacağını söyledi.
“BARIŞIN DAHA DA PEKİŞTİRİLME İHTİYACI VAR”
Deubet, bu ziyaret sayesinde ilişkilere yeni bir ivme kazandırabileceğini belirterek, bunun çok köklü bir ilişki olduğuna dikkati çekti. Komşu ülkelerde çatışmaların olduğunu söyleyen Deubet, "Bunların bizim istikrarımız üzerine bir tehdit oluşturduğunu biliyoruz. Barışın daha da pekiştirilme ihtiyacı var. Bütün bu savaşlar, çatışmalar aslında birtakım sefalet durumlarını yarattığı çatışmalar" açıklamasında bulundu.
Pakistan’daki saldırının kabul edilemez olduğunu belirten Deubet, "Ben de Pakistan halkına başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum. Bu şekilde yüzlerce masum çocuğu katletmek gerçekten kabul edilebilir bir şey değildir. Sebebi ne olursa olsun bu şekilde çocukların öldürülmesi kabul edilebilir değil. Dün de Nijerya’da, bugün de yüzlerce çocuk insanların aptallığı yüzünden gerçekten oluyor. Bu tür meselelere karşı işbirliği yapmamız lazım. İşin insani, sosyal yönü ön plana çıkması lazım" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu ve ÇAD Başbakanı Deubet, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Türkiye’nin ÇAD’ın kalkınmasında eşlik etmeye kararlı olduğunu söylediniz. Hükümet, ÇAD’lı öğrencilere verilen burs sayısını artırma kararı almıştı, bu proje ne aşamada" sorusuna Davutoğlu, "Şu anda 198 öğrenci, ÇAD’lı öğrenci öğrenim görüyor. Önümüzdeki yıldan itibaren yılda yüz öğrenciye çıkarılması için gerekli talimatları verdim. Sayıları da zamanla artırırız. Daha çok öğrencimizi Türkiye’de görmek için de elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Bunu daha da artıracağız" cevabını verdi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN, PARALEL YAPININ SINAV SORULARINI ÇALDIĞI YÖNÜNDEKİ AÇIKLAMALARI
Bir gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanı ’paralel yapının sınav sorularını çaldığı’ açıklamasında bulunmuştu. Sizin vereceğiniz detay var mı?" sorusuna Davutoğlu, "Dün tamamıyla yargısal bir süreç olarak yürütülen bu çalışmalar ilgili yürütülen operasyonlar yargı sürecidir. Nasıl olması gerekiyorsa o şekilde yürümektedir. İçeride ve dışarıda spekülasyonlar, son derece haksız yorumlar yapılıyor. Maalesef bu konuda herhangi bir yargı süreci işlediğinde hemen sürecin özünden daha çok bunun siyaset konusu edilerek çabalar görülüyor. Ortada olan şey ne? Tamamıyla mağdur olan bir grup adına bir vatandaşın yaptığı şikayetle başlayan bir süreç. Daha birçok yürüyen soruşturma var. Onlarla ilgili çalışmalar zamanı geldiğinde yargıya intikal edecek. Dün, başlayan yargı süreci hükümetimizle değil Türkiye’de insan hakları ihlali bakımından dönüm noktası olacak bir davadan bahsediyoruz. Bundan 4 sene önce bir grup vatandaşımız, haksız ve tamamıyla temelsiz deliler üretilmek suretiyle son derece masum bir çalışma içindeyken silahlı terör örgütü olarak gösterilip 17 ay haksız yere hapishanede kalıyorlar. Bir de terör örgütü suçlamasıyla karşı karşıya kalıyorlar. Bu şikayet yargıya intikal ettiğinde, yargı süreci bu şikayetle ilgili çalışma yürütüyor. Dünkü çalışma bunun geldiği aşamada yargısal anlamda yapılması gereken bir çalışmadır. Yani siyasi direktifle ya da tamamıyla siyasi mahiyette basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir faaliyet değildir. Yürütülen süreç basın özgürlüğü ile alakalı değildir, basında yapılan bir faaliyet değildir. Özellikle bu vatandaşlarımızın insan hakları ihlali bağlamında mağdur edilen vatandaşlarımızın soruşturma vesilesi atılan adımlar bu suçlamaların üstünün örtülmesi için basın özgürlüğü alanına çekilmeye çalışılıyor" cevabını verdi.
“KİMSE HUKUK DEVLETİNE HESAP VERİLMEZ KONUMUNDA DEĞİLDİR”
"Bütün vatandaşlarımıza, yargıda bu çalışmayı yürüten yetkililere hitaben şunu demek isterim" diyen Başbakan Davutoğlu, "Bu tamamıyla hukuki bir süreçtir. Yapılması gereken neyse yapılacaktır. Özellikle AB’den gelen açıklamalar, olayın mahiyeti ortaya konmadan, soruşturmanın kendisi yürütülürken, soruşturmanın detaylarına vakıf olmadan yapılan açıklamalar da hukuk devleti mantığıyla uzlaşabilir açıklamalar değil. Hepimiz takip edeceğiz, yargı sürecine herkes saygı gösterecek. Sonuçta savcı, iddianamesi hazırlar, oradaki iddialar görülür. Ondan sonra yapılacak yorumlar yapılır. Kimse hukuk devletine hesap verilmez konumunda değildir. Suç işleyenlerin gazeteci, siyasetçi ya da başka bir mesleği icra ediyor olması o suçun gereğinin yapılmaması getirmez. Kim herhangi bir suça iştirak etmişse mesleğinden bağımsız olarak işlem yürütülür ama basın özgürlüğünü kısıtlayan bir şey varsa buna karşı da tavır alırız. Basın özgürlüğü anlamında herhangi bir kısıtlama gördünüz mü? En ağır ifadelerle hükümete dönük olarak ki hükümet bu işin parçası değil en ağır ithamlarda bulunuldu. Herhangi basına bir kısıtlama mı getirildi? Çünkü burada mesele basın özgürlüğü değil. Kimse işlediği eylemlerin getirdiği sorumluluktan kaçamaz" ifadelerini kullandı.
FETULLAH GÜLEN İÇİN KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARILACAĞI YÖNÜNDEKİ TARTIŞMALAR
Fetullah Gülen ile ilgili kırmızı bülten çıkarılacağı ve bu yönde herhangi bir çalışmanın olup olmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, "Fetullah Gülen ile ilgili de soruşturma neyi gerektiriyorsa yargı onun gereğini yapacaktır. Yargı süreci içinde bir talep söz konusu olursa, kırmızı bülten... Herhangi bir suç söz konusu olduğunda hangi işlem yapılıyorsa hiçbir ayrım gözetmeden o yapılır. Bu konuda kararlılığımız kesindir. Bahsettiğiniz diğer konularda da çalışmalar yürütülüyor" şeklinde konuştu.
SURİYELİ MÜLTECİLER
Yabancı basının, "Suriye’den kaçan mülteciler meselesiyle ilgili" sorusunu Davutoğlu, "Gerçekten şu anda bir seferde insanlık tarihin en fazla mülteci akınına uğrayan ülkelerinden birisiyiz. Oluşturduğumuz bir kurum var, AFAD diye adlandırdığımız. İhtiyaçları karşılamak üzere son derece profesyonel kurumsallaşmış bir yapıdır. Mülteciler gelir gelmez kamplarda ağırlanıyor. Kamplar dışında da mülteciler söz konusu olduğunda mültecilerin sağlık eğitim ihtiyaçları ilgili bakanlıklarımız ve AFAD tarafından yürütülüyor. Bilgi ve tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız. Çok acılar yaşamış bir ülke olarak bu konuda bilgi birikimine sahibiz. Biz, bunu insani bir görev olarak yapıyoruz. Kimsenin etnik, mezhebi, dini kimliğine bakmıyoruz. İnşallah Suriye’de barış sağlandığında evlerine dönmeleri için çaba sarf ediyoruz" diye cevapladı.
BİNALİ YILDIRIM’IN AÇIKLAMASI
Başka bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi danışmanlığını yürüten Binali Yıldırım’ın ’Erdoğan’ın 5 Ocak’ta Bakanlar Kurulu’na Başkanlık edeceği yönündeki açıklamasını hatırlatması üzerine Davutoğlu, "Geçen hafta Meclis görüşmeleri esnasında Sayın Kılıçdaroğlu’na söylediğim gibi Cumhurbaşkanımızla bizim ilişkilerimiz siyasetle başlamadı, siyasetle de sürecek ve bitecek ilişkiler değildir. Doğası gereği, tamamıyla ortak bir dava arkadaşlığına ve ortak bir ideale dayanan ilişkilerdir. Aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı olarak da devlet geleneği ve anayasal çerçeve içinde ilişkilerimizi tanzim etme konusunda şu ana kadar herkesin takip ettiği gibi örnek bir tavır sergiledik. Sergilemeye devam edeceğiz. Yine orada vurguladığım gibi bu ilişkilerin doğasından gelen yapısı ile ilgili söylüyorum. Hiç kimse bu ilişkilere nüfuz edemez. Biz ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne ben bu ilişkilerin herhangi bir şekilde kamuoyu önünde, basın önünde ilişkilerin doğası ve işleyişi ile ilgili müdahil olunmasına izin vermeyiz. Ne yapılacaksa ne konuşulacaksa sadece Cumhurbaşkanımızı ve beni ilgilendirir. Hangi adımlar nasıl atılacaksa birlikte istişare içinde karar veririz ve bunu da gerektiğinde kamuoyuyla paylaşırız. Bunun dışında yapılan yorumların anlamı ve üzerinde kişisel fikirlerin bir anlamı ve karşılığı yoktur" açıklamasında bulundu.
Savunma sanayi, vize muafiyeti, sağlık ve tıp bilimleri alanında anlaşmaların imzalandığı toplantıda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de hazır bulundu.