Erdoğan: Bunlar benim gençliğim olamaz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mersin'de17. Akdeniz Oyunları Tesisleri'nin toplu açılış töreninde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin gençlere seslenerek, oyuna gelmemelerini istedi. Eyleme katılarak yakıp, yıkanlara tepki gösteren Erdoğan, "Kendi başbakanına ağza alınmayacak şekilde küfreden benim gençliğim olamaz" dedi.
Başbakan Erdoğan, 20-30 Haziran 2013 tarihleri arasında düzenlenecek 17. Akdeniz Oyunları kapsamında yapımı tamamlanan tesislerin toplu açılışlarını yapmak üzere geldiği Mersin'de, Servet Tazegül Spor Salonu'nda binlerce partili tarafından karşılandı. 7 bin 500 kişilik salonun tribünleri ve sahasını yaklaşık 10 bin kişi doldururken, salon dışında da oldukça kalabalık vatandaş topluluğu Başbakan Erdoğan'ı dinledi.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Gezi Parkı eylemleri üzerinde durdu. 2001 yılından bu yana özellikle kadınlar ve gençleri politikalarının odak noktasına koyduklarını ve birçok proje gerçekleştirdiklerini dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eğer özgürlük deniyorsa, AK Parti iktidarları döneminde verilen özgürlüklerin bu ülkede hiçbir zaman verilmediğini kaydetti. İstanbul Taksim Gezi Parkı olaylarına değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Şu anda Taksim Meydanı'nda bulunanlar, yakıp yıkanlar, ülkenin değişik yerlerinde bulunanlar yakıp yıkanlara soruyorum; bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar? Görüştükleriniz varsa kendilerine sorun, 'siz ne adına bunları yapıyorsunuz?' Demokrasi adına mı? Özgürlükse özgürlüğü istemenin yolları var. Eğer fikrinize güveniyorsanız, düşüncenize güveniyorsanız, düşünce hürriyetinden korkmayın. Siz kendiniz için belli bir özgürlük istiyorsanız başkalarının özgürlük alanına da tecavüz etmeyin. Bu ülkede 10 yıllardır başı örtülü olduğu için üniversiteye giremeyenlerin özgürlüğü noktasında siz ne yaptınız? Soruyorum sizlere. Onların eğitim hakları acaba hak değil miydi? Eğitim öğretim hakkından bu ülkede 10 yıllarca mahrum edilen bu kızlarımıza bu kadar zulmü reva görenler şu anda ne adına acaba meydanlarda dolaşıyorlar? Konuyla ilgili bir ifade kullandığımızda AK Parti'nin kapatılması gündeme geldi. Fakat AK Parti'nin kapatılması gündeme geldiği zaman biz bu ülkede Taksim Meydanı'na çıkmadık, bu ülkede meydanlara dökülmedik. Biz hukuk içinde kalarak mücadelemizi verdi. Hukuk içinde kalarak bu mücadelenin neticesinde hakkımızı aldı. 330 milletvekilimiz vardı bizim o zaman, 330 milletvekilimize rağmen biz seçmenimizi sokağa dökmedik. Ama şu anda bakıyorsunuz ki ana muhalefet sandıkta alamadığını buralarda arıyor. Mersinli kardeşlerime diyorum ki, 7 ay sonra bunlara dersi siz sandıkta vermelisiniz. Türkiye sandıkta vermeli. Onun için oyuna gelmeyeceğiz. Kapı kapı dolaşacağız ve başı açık kardeşim, başı kapalı kardeşim hep beraber bu işi dayanışma içinde çözeceğiz."
"BU OYUNA GELMEYİN"
Bugün 25 yaş ve altında olan gençlerin, Türkiye'nin nereden geldiğini, bugünlere nasıl ulaştığını tecrübe etmediklerini ifade eden Erdoğan, bugünün gençlerinin, uğruna çok büyük mücadele verdikleri demokrasi ve özgürlük ortamında yetiştiklerine işaret ederek, "Kendi başbakanına ağza alınamayacak şekilde küfreden bir gençlik benim gençliğim olamaz. Bunu duvarlara yazan bir gençlik hak arayışı içinde bir gençlik olamaz. Çeşitli işyerlerini, alışveriş merkezlerini basanlar bu ülkenin bu ülkenin hak arayan gençliği olamaz. Kıracaksın, dökeceksin, yakacaksın. Eee hak arıyormuş. Ne hakkı ya? Aklıselim sahibi olan gençlerimize sesleniyorum; bu oyunu bozun. Bu oyuna gelmeyin. Samimi olarak sesleniyorum, eğer siz gerçek manada çevreciyseniz burada çevreci bir başbakan var. Eğer gerçek manada çevreciyseniz siz o caddelerdeki yaya kaldırımlarındaki kilit taşlarını söküp de kamunun araçlarını yakıp yıkanlarla beraber olmamalısınız. İşyerlerini yakıp yıkanlarla beraber olmamalısınız. Sizler, sivil vatandaşın araçlarını molotoflarla taşlarla hatta ellinde baktım ki balyozlarla onları vurarak kırmaya çalışanlarla beraber olamazsınız. Aklıselim sahibi olan gençlerimize sesleniyorum; başını iki elinin arasına al ve düşün, 'Ben ne yapıyorum. 2 milyar 800 milyon fidan diken bir iktidara karşı benim verdiğim bu çevrecilik mücadelesi olabilir mi?' Şu İstanbul'un dili olsa da ayağa kalksa. Çöl, çöl, göreve geldim. O zaman İtalya'dan, Almanya'dan 10 yaş grubu ağaç ithal ettik, İstanbul'u ağaçlandırdık" şeklinde konuştu.
"BURADAKİ NİYET BAŞKADIR"
İstanbul'da yaptığı çevre ve yeşillendirme çalışmalarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geleceksin sen şimdi Gezi Parkı'nda 12-13 tane ağaç sökülecek, bir başka yere dikilecek, bize çevrecilik dersi vereceksiniz. Kusura bakma. Buradaki niyet başkadır. Buradaki niyet bozuktur. Samimi değildir. Eğer bunu çevrecilik adına veriyorsan benim kapım açık. Ama buradaki ideolojik temsil görevi yapanlara katılmayın, kopun onlardan. Eğer çevreciysen bu başbakan senin emrindedir. Demokrasiyse bu başbakan sizin emrinizdedir."
Gençliğe güvendikleri için '3 dönem arka arkaya milletvekilliği yapan 4. dönem milletvekilliği yapamayacak, koltuğunu gençlere bırakacak' dediklerini aktaran Erdoğan, seçilme yaşını da 30'dan 25'e indirdiklerini, şu anda da 18'e indirmenin çalışmalarını yaptıklarını bildirdi. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "Biz gençliği anlamak noktasında asla duyarsız olmayız. Gençlikle yola çıkmış, gençlerle yürüyen, gençler için bu kadar yatırım yapan, büyük imkanlar sağlayan bir kadro olarak gençliğe biz sırtımızı asla dönmeyiz. Bunlar gençlik örgütlerinden gelmedi. Kılıçdaroğlu ne anlar gençlikten? Diğerleri ne anlar gençlikten? Ama bu kardeşiniz 18 yaşından itibaren siyasette gençlik teşkilatlarının içinden geldi. Gençlik nedir, bunu iyi biliriz. Gençlere özgürlük ortamı, demokrasi ortamı kazandıran, bunun için mücadele veren, gençliğe daha büyük, daha güçlü, daha itibarlı bir ülke kazandırmanın çabası içindeki bir hükümet olarak gençliğe asla kulaklarımızı tıkamadık, tıkamayız" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de 1980 öncesinde gençlerin birbirlerine silah doğrulttuğunu, birbirleriyle çatıştığını vurgulayan Erdoğan, "Bütün bu çatışmaların acı bir oyun, acı bir tuzak olduğu sonradan ortaya çıktı. Ardından bu sefer farklı şekilde ama daha büyük bir acıyı yaşamaya başladık. 30 yıl boyunca terör ülkemizde can aldı. Yine gençler öldü. Yine kaybeden gençler oldu. Şimdi çözüm süreci başlattık. Halkımız sahiplendi bunu. Gencecik askerlerimiz, gencecik polislerimiz, korucularımız şehit oldular. Şimdi de bakıyorsun önünde bir tane prof. benim polisime hakaret ediyor. Bu polis Türk milletinin polisidir. Benim polisimdir ve bu polise hakaret etmeye senin hakkın yok. Siyaseti öğren ondan sonra yola çık. Kaldı ki, akademisyensin burada da terbiyeni muhafaza et. Zaten zerre kadar bunların sorumluluğu olsa bu ifadeyi kullanmaz. Ama bunlarda sorumluluk bilinci de yok. Dolayısıyla polisimiz anarşiye, teröre karşı bugüne kadar askeriyle polisiyle nasıl mücadele verdiyse bundan sonra da bu mücadelesini samimi şekilde verecektir. Zaman zaman hataları da olabilir ama şu andaki elimizdeki raporlara baktığımız zaman yaralananların içinde 600'ü aşkın polisim var. Bir de şehidim var. Peki, başkomiserimizi şehit edenler hesabını vermeyecek mi? Onun da hesabını soracağız. Oyun kurucular, tuzak kurucular bu ülkede kazanamayacaklar" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, '10 yıllardır başörtüsü nedeniyle eğitimden mahrum kalan üniversiteli gençlerin özgürlüğü konusunda ne yaptınız?' diye sordu.
Başbakan Erdoğan, 17. Akdeniz Oyunları için yapılan tesislerin toplu açılışı için geldiği Mersin'de halka hitap etti. Servet Tazegül Spor Salonu'nda vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan, AK Parti döneminde verilen özgürlüklerin hiç bir dönemde verilmediğini ifade etti.
Taksim'de yakıp yıkanlar, ülkenin değişik yerlerinde yakıp yıkanların bunu hangi özgürlük adına yaptığını soran Başbakan Erdoğan, "Sorun kendilerine 'siz ne adına bunları yapıyorsunuz? Demokrasi ve özgürlükse onu istemenin yolları var. Eğer düşüncenize, fikrinize güveniyorsanız düşünce hürriyetinden korkmayın, başkalarının özgürlük alanına da tecavüz etmeyin. Bu ülkede 10 yıllardan başörtülü olduğu için üniversiteye geremeyenler gençlerin özgürlüğü konusunda siz ne yaptınız. Onların eğitim hakları acaba hak değimliydi. Konuyla ilgili bir tabir kullandığınızda AK Parti'nin kapatılması gündeme geldi. AK Parti'nin kapatılması gündeme geldiğinde Taksim'e çıkmadık, meydanlara dökülmedik. Hukuk içinde kalarak mücadelemizi verdik. Hukuk içinde kalarak hakkımızı aldık. 330 milletvekilimize rağmen biz seçmenimizi sokağa dökmedik, ama şunda bakıyoruz ki ana muhalefet sandıkta alamadığını buralarda arıyor. 7 ay sonra bunlara dersi siz sandıkta vermelisiniz. Onun için oyuna gelmeyeceğiz, kapı kapı dolaşacağız, hep beraber bu işi çözeceğiz. 20 yaş altı olanlar tabii ki haklı olarak Türkiye'nin nereden geldiğini bu günlere nasıl ulaştığımız tecrübe etmediler. Bizim uğruna çok büyük mücadele verdiğimiz demokrasi üzerene yaşıyorlar. Kendi başbakanına küfreden bir gençlik benim gençliğim olamaz. Bunu duvarlara yazan bir gençlik hak arayışı içinde olamaz. Bu gün çeşitli işyerlerini alışveriş mağazalarını basanlar hak arayan bir gençlik olamaz. Kıracaksın dökeceksin ee.. hak arıyormuş ne hakkı… Ben aklı selim gençlerimize sesleniyorum; bu oyunu bozun, bu oyuna gelmeyin." dedi.
"Siz gerçek manada çevreci iseniz burada çevreci bir başbakan var." diyen Erdoğan, "Gerçek manada çevreci iseniz siz o caddelerdeki yaya kaldırımlarda kilit taşlarını söküp de kamunun araçlarının yakıp yakınla beraber olmamalısınız. Sizler sivil vatandaşın araçlarını molotoflarla, taşlarla hatta elinde aldığı balyozlarla kırmaya çalışanlarla beraber olmazsanız. Başını 2 elinin arasına al ve düşün. Ben ne yapıyorum 2 milyar 800 milyon fidan ve ağaç diken iktidara karşı benim verdiğim bu çevreci mücadelesi olabilir mi? Şunda altında piknik yapılan ağaçlar benim belediye başkanlığı döneminde diktiğim ağaçlardır. İstanbul susuzdu. 180 kilometre uzaklıktan dağları delerek suyu getiren belediye başkanı kimdi? Susuz İstanbul'u CHP belediyesinden 2.5 miyar dolar borçla devraldık. 1.2 milyar dolar borçla devrettik. Çöp dağlarından oluşan İstanbul çevreci miydi? O çöp dağlarını temizleyen başkan kimdir? İstanbullu biz göreve gelmeden önce maskeyle dolaşıyordu. Niye havası kirli bir ildi. Hava kirliliğini kim giderdi? Bu kardeşiniz. Tertemiz bir kent hava kirliliği olmayan bir kent yeşili olan bir kent bıraktık." ifadelerini kullandı.
Buradaki niyetin başka, bozuk ve samimi olmadığına işaret eden Recep Tayyip Erdoğan,"Eğer bunu çevrecilik adına veriyorsa kapım açık. Burada ideolojik temsil görevi yapanlara katılmayın, onlardan kopun. Demokrasi ise sizin emrinizdeyiz." şeklinde konuştu.
Kendi nesillerinin 50 yıl boyuncu siyasette ve idarede hep aynı isimleri gördüğünü anlatan Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "50 yıl aynı kısır döngüyü, gidiş gelişleri yaşadık. 3 dönem arka arkaya milletvekilliği yapan sonraki dönem milletvekili olamaz diyen kim, Tayyip Erdoğan. Bizden önce oralara oturanlar oradan kakmadılar. Şimdi 3 dönem siyaset yapan koltuğunu arkadan gelenlere devredecekler. Türkiye değiştikçe makamlardaki isimlerde değişecek dedik. Gençlere güvendiğimiz için 3 dönem kuralını getirdik. Seçilme yaşını indirdik, 18 yaşına indirmek için çalışmaları yapıyoruz. CHP ve MHP benimle dalga geçti. Avrupa'nın bir çok ülkesinde seçme seçilme hakkı 18. Taksim meydanına 4 ayaklı koysam seçtiririm diyen siyasiler gördük. Seçme yaşı 18 neden seçilme yaşı da olmasın. Seçilme değil seçmek daha zor. Gençliğe kulak vermek noktasında sıkıntı olmaz. Gençliğe sırtımızı asla dönmeyiz. Bunlar gençlik örgütlerinden gelmedi Kılıçdaroğlu ne anlar gençlikten. Ben 18 yaşından beri gençlik teşkilatlarında yetişen biriyim. Gençlere özgürlük ortamı kazandıran bunun için mücadele veren bir hükümet olarak gençliğe asla kulaklarımızı tıkamadık, tıkamayız."
"OYUN KURUCULAR TUZAK KURUCULAR BU ÜLKEDE KAZANAMAYACAK"
Erdoğan, "1980 öncesinde gençler birbirlerine silah doğrulttu, birbirleriyle karşı karşıya geldi. Bunların acı bir tuzak olduğu sonradan ortaya çıktı. Bu sefer 30 yıl boyunca terör çıktı, yine gençler öldü. Gencecik polisimiz, askerimiz, korucumuz şehit oldu. Önünde bir prof. var. İstisnalar kaideyi bozmaz ama benim polisime hakaret ediyor. Bu polis Türk milletinin polisidir, benim polisimdir. Bu polise hakaret etmeye senin hakkın yok, siyaseti öğren sonra yola çık. Kaldı ki akademisyensin terbiyeni muhafaza et, zaten zerre kadar bunların sorumluluğu olsa bu ifadeyi kullanmaz. Polisim askerim teröre ve teröriste karşı mücadelesini sürdürecek. Zaman zaman hatalar olabilir, ama ayrı mesele. Elimizdeki raporlara baktığımızda 600'den fazla yaralı bir şehit polis var. Başkomiseri şehit edenler hesabını vermeyecek mi? Onun da hesabını verecekler. Oyun kurucular tuzak kurucular bu ülkede kazanamayacak." diye konuştu.
PARTİ VATANDAŞLARA KUMANYA VE SU İKRAM ETTİ
Başbakan çok geniş güvenlik önlemleri altında önce yapılan tesisleri havadan inceledikten sonra Mersin polis Okulunun Bahçesine Helikopterle iniş yaptı buradan konuşmayapacağı kapalı spor salonuna geçti. salun önünde Başbakanı dinlemeye gelen vatandaşlarda kumanya ve su ikram edildi.