Digor’da Empati Uygulamaları

Digor’da Empati Uygulamaları

Kars Digor Türk Telekom Yatılı Bölge Okulu Konferans Salonu'nda Dolunay Derneği tarafından Digor Anadolu Lisesi son sınıf öğrencileri ve öğretmenleri için empati uygulamaları günleri düzenlendi.

Digor’da Empati Uygulamaları

Kars Digor Türk Telekom Yatılı Bölge Okulu Konferans Salonu’nda Dolunay Derneği tarafından Digor Anadolu Lisesi son sınıf öğrencileri ve öğretmenleri için empati uygulamaları günleri düzenlendi. Milli Eğitim Müdürü Yasin Çalışır’ın da katılımlarıyla gerçekleşen programda bazı öğrencilerin gözleri kapatılarak bazılarının da tekerlekli sandalye ile empati kurması büyük ilgi gördü.

Programa KAÜ Atatürk Sağlık MYO Öğretim görevlisi Metin Atay’ın konuşmasıyla başlandı. Öncelikle dernek hakkında bilgiler verilerek Kars Dolunay Derneği’nin bir engelli derneği değil engellilerle beraber toplumun her kesiminin ihtiyaçlarına çözüm bulmak için mücadele eden bir STK olduğu dile getirildi.

Dernek Başkan yardımcısı ve Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak da derneğin amacı ve engellilerin yaşadığı sıkıntılar üzerinde durdu. Ocak, “Türkiye’nin yüzde %12’si engelli ama bu nüfusun %90’ı eğitimsiz. Neden? Nedenini büyüklerimize sormalı ki cevabı verelim. Mesela tüm zorlukları aşıp LYS’ye girmek isteyen engelliye ne dendi biliyor musunuz? Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS), sağlık ve engel durumu nedeniyle sınav güvenliğini zedeleyecek nitelikte alet, araç gereç ve cihaz kullanmak zorunda olan adayları, dışarıyla iletişimi kesilmiş yüksek güvenlikli binalarda sınava alacak. 2015-ÖSYS kılavuzunda yer alan bilgiye göre, ilk defa yapılacak uygulamayla sağlık veya engel durumu nedeni ile bir alet, araç gereç ve cihazla sınava girmeleri gereken adayların, sınav konforunu temin etmek ve daha rahat koşullarda sınavlarını gerçekleştirmelerini sağlamak amacıyla cihazlarıyla sınava girmelerine izin verilecek.” dedi.

Ocak daha sonra şunları söyledi:

“Bu kapsamda, adaylar ÖSYS sınavlarında sağlık veya engel durumu nedeniyle gözlük tipi işitme cihazı, işitme cihazı, biyonik kulak, tekerlekli sandalye, atel, elektronik büyüteç, oksijen tüpü, masa lambası, koyu renk camlı gözlük, bilgisayar, braille daktilo, kalp pili, kağıt torba, insülin iğnesi, insülin kalemi, enjektör, şırınga, şeker ölçüm cihazı, protez, ortez, diren, kateter, boyunluk veya destek malzemesi, eldiven, havlu, peçete, bez, hasta bezi, bere, şapka, bandaj, saç tokası, astım ilacı ve spreyi, göz damlası, ek gıda, oturma simidi, yastık, maske, pant, dizlik gibi araç ve gereçleri kullanabilecek. Adayların, bu cihazları kullanabilmesi için ilgili sağlık raporlarını, durumlarını ve taleplerini başvuru süresi içerisinde ÖSYM’ye iletmesi ve raporlarında, kullanacakları alet, araç gereç ve cihazın ne olduğunun ve engelleri nedeniyle ilgili alet, araç gereç ve cihazı kullanmalarının zorunlu olduğunun açıkça belirtilmiş olması gerekiyor. Bize bunun teklifi oturun evinizde yaşarken ölün demektir ki bu sınava girecek arkadaşlarımızın maddi kayıplarını ÖSYM karşılar mı sorarım size. % 12 olan engelli nüfusunun %80 işsiz devlete yük. İşte bundan dolayı Sayın Bakan’ın boş engelli kadroları ile ilgili şunları söyler: ‘Kamuda 23 bin küsür boş engelli kadro var. Ama; MEB’deki kontenjan, 15 bin engelli öğretmen yok, onun için atanamıyor. Adalet Bakanlığı için engelli hakim, savcı, mübaşir yok! Diyanet’teki boş kadrolar için yeterli İlahiyat mezunu yok!’. Sayın Bakan, ‘Nereden bakarsanız bakın, engellerin kaldırılması 10 yıllık mevzudur’ ifadelerini kullandı. Bu bile nitelikli engelli yetişmemesinin en büyük kanıtıdır. Buna rağmen, başta sayın Bakan ve devlet yetkililerinin hala ‘nitelikli kadro, nitelikli engelli’ konusunda diretmesi düşündürücü. Bakan hanımın unuttuğu veya görmemezlikten geldiği bir unsur da var ki o da EKPSS yönetmeliği. 07.02.2014 tarihinde resmi gazetede imzalanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 3. bölümünde yer alan madde 10’un 3. fıkrasında “Engellilerin istihdam edileceği uygun münhal kadro bulunmadığı takdirde hizmet gereklerine ve genel hükümlere göre diğer münhal kadrolarda değişiklik yapılarak gerekli kadrolar temin edilir. Engelli personelin istihdam edileceği birimler engellilerin engel durumları dikkate alınarak ilgili kamu kurum veya kuruluşunca belirlenir.” ifadeleri yer almaktadır. Buradan da görülmektedir ki nitelik konusu engellilerin sorunu değildir, asıl sorun engellilerin niteliğine göre kadro açılamamasıdır. Maalesef çıkan kanunları bilmeyenler bizim hayata bakışımımızı bilmez bizlere uzak durmayın biz olalım beraber yaşayalım. Bana söz verin herkes üniversiteyi kazanmak için ellerinden geleni yapacak.” kha

Önceki ve Sonraki Haberler