DEVA Partisi Kars basınıyla buluştu
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Partisi Kars İl Başkanı Avukat Güven Özen, il ve ilçe yönetimi Kars basınıyla bir araya geldi.
Volkan KARABAĞ
Ali Babacan liderliğinde kurulan DEVA Partisi’nde Kars İl Yönetimi, Merkez İlçe Yönetim Kurulu, Akyaka ve Susuz İlçe Yönetim Kurulu üye isimlerinin belli olmasının ardından Kars İl Başkanı Avukat Güven Özen Kars’ın yerel ve ulusal basın temsilcileriyle buluştu.
Başkan Özen il ve ilçe yönetim kurulunu basın mensuplarıyla tanıştırdıktan sonra basın açıklaması yaptı.
Başkan Özen yaptığı açıklamada, “Bilindiği üzere Genel Başkanımız Sayın Ali BABACAN önderliğinde kurulan Demokrasi ve Atılım Partisinin kuruluş dilekçesi 9 Mart 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na sunulmuş ve akabinde partimizin teşkilatlanma çalışmaları anlamında Türkiye genelinde 18 bölgeye ayrılan şehirlerde genel merkez tarafından belirlenen komisyon başkanı ve üyelerince çalışmalar başlatılmıştır. Kars ilimiz, içerisinde Ardahan, Erzurum, Ağrı ve Iğdır illerinin de bulunduğu ve komisyon başkanlığını Medeni Yılmaz’ın yaptığı 15. Bölge olarak adlandırılan komisyon bölgesinde yer almış ve komisyon çalışmaları kapsamında Kars ilinde çalışmalar başlatılmıştır. Netice itibari ile 16.07.2020 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın yüksek tensipleri ile Demokrasi ve Atılım Partisi ( DEVA ) Kars İl Kurucu Başkanlığı görevi tarafımıza tevdi edilmiş, Kurucu Üye olarak da Mesut Gül ve Orhan Kemal Oktay yetkilendirilmiştir.” dedi.
“Kurucu Heyet olarak tarafımıza tevdi edilen Kars İli teşkilatlanma çalışmaları kapsamında toplum tarafından gösterilen teveccüh ve yoğun ilgiye layık olacak şekilde toplumun her kesimini kucaklayarak çalışmalar yürütülmeye başlanmış, toplumun her kesiminin düşünce, görüş ve önerilerini almak sureti ile güçlü bir teşkilat kurma yoluna gidilmiştir.” diyen Başkan Özen, “Partimizin temel ilke ve prensipleri ile bağdaşan, özgürlükçü, demokratik ve çoğulcu anlayışı benimseyen, ortak akıl ve istişareye önem veren, insanları kutuplaştırıp ayrıştırmayan, iyi ve dürüst insan olma şiarı ile hareket eden her insanımızın partimiz teşkilatı içerisinde kendine yer bulması temel amacımız olmuş ve bundan sonraki süreçte de temel amacımız olmaya devam edecektir. DEVA Partisi Kars İl Kurucu Heyeti olarak ortak akıl ve istişareler neticesinde Kars İl Yönetim Kurulu, Merkez İlçe Başkanlığı, Akyaka ve Susuz İlçe Teşkilatları kurulmuş olup, kuruluşa ilişkin dilekçelerimiz Kars Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’ne teslim edilmiştir. Bizler Kars İlimize DEVA olabilmek amacıyla bir araya gelmiş, birbirine inanmış, dürüst siyaseti kendilerine ilke edinmiş insanlar olarak Kars’ın makus talihini değiştirmek için bu yolda yürümeye kararlıyız.” ifadesini kullandı.
Kars’ın sosyal ve ekonomik sorunlarının günden güne büyüğünü söyleyen Başkan Özen, “Doğduğumuz, büyüdüğümüz ve yaşadığımız kadim şehrimizin içinde bulunduğu durum hepimizi vicdanen rahatsız etmeye başlamış ve Kars sevdalısı bir birey olarak üzerimize düşen vicdani sorumluluğu bir nebze olsun yerine getirebilmek adına bu yolda güçlü ve kararlı bir şekilde yürümek zorundayız. Şehrimizin sosyal ve ekonomik sorunları günden güne büyümeye başlamış, kişiler toplum için değil kendisi için siyaset yapmayı amaçladığından toplumun sorunları ile ilgilenmemeye başlamış, toplumun sosyal ve ekonomik sorunları göz ardı edilmiştir. Şehrimizin üretime dayalı ekonomisi tıkanma noktasına gelmiş, tıkanan ekonominin önünün açılması için iş istihdamlarının sağlanması yerine kişilerin 6 aylık çalışma süresi için İŞKUR a mahkûm edilmesinin önü açılmıştır. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri ise bitme noktasına getirilmiştir. Son dönemlerde şehrin en büyük gelir kaynaklarından olan Turizm sektörü de maalesef yanlış politikalar sebebi ile tekelleşmeye mahkûm edilmiş ve toplum açısından beklenen seviyeye ulaşamamıştır. Biz DEVA Partisi olarak, ülkemizde yaşanan krizlerin temelinde adalet prensibinden sapmanın yattığına inanmaktayız. Türkiye’nin gelecek süreç içerisinde en büyük önceliğinin demokratik bir Anayasa’yı hayata geçirmek olduğu gerçeği aşikârdır. İnsan onurunun dokunulmazlığını, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını, kuvvetler ayrılığına dayanan demokratik bir düzeni, eşitlik ve adaleti, hukukun üstünlüğünü, devletin tarafsızlığını esas alacak bir anayasa ile toplumun kendisini güvence altında hissedeceği şüphesizdir. DEVA Partisi olarak; özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu demokratik bir yönetim anlayışını egemen kılacağız. Herkesin çekinmeden, korkmadan düşüncelerini ifade edebileceği ve gençlerimizin yarının teknoloji devlerinin temellerini atacağı günlere hazırlanıyoruz. Yakın tarihimizin en büyük ekonomik krizi olan 2001 krizi hepimizin malumu olup bu kriz döneminde 20’ye yakın bankanın battığı, Millî gelirin dörtte birinin kaybedildiği, gecelik faizlerin % 7500’ü gördüğü, yıllık enflasyonun % 70’leri geçtiği, yazar kasaların başbakan önüne fırlatıldığı, insanların açlıkla karşı karşıya kaldığı, hatta tam da bu nedenle iktidarın ekonomiyi düzeltemeyeceğini idrak edip Dünya Bankası’ndan bir başkan yardımcısının ekonominin başına getirildiği bir dönemi hatırlıyoruz.” diye konuştu.
“Halkımız her şeyin en iyisine layık. Bizim kaybedecek tek bir dakikamız yok.” ifadesini kullan Başkan Özen açıklamasını şöyle sürdürdü: “Genel Başkanımızın gerek ekonominin gerekse dış politikanın başında olduğu dönemlerde halkımızın ulaştığı ekonomik refah seviyesi ve ülkemizin kazandığı itibar toplumun her kesimi tarafından iyi bilinmektedir. O dönem dünyada “ Türkiye’nin altın çağı” olarak adlandırılan bir dönemdir.
Bugün ise ülkemiz yeniden derin bir ekonomik krizin içerisindedir, Ülkemiz her geçen gün, her geçen ay fakirleşmektedir. Milyonlarca çalışanımızın alın teriyle biriken ne varsa herkesin gözü önünde erimektedir. Devlet kurumlarının çoğu zafiyet içine düşmüştür. Böyle bir ortamda beklenen laf üretmek değil, iş üretmektir. İktidar ve ortaklarının görevi mazeret veya düşman aramak değil, çözüm üretmektir. Türkiye’nin içi boş tartışmalarla kaybedecek vakti yoktur.
Son günlerde döviz kurlarında yaşanan gelişmeler neticesinde Türk Lirası, geçen yılsonuna göre, Amerikan Doları karşısında yüzde 23, Avro karşısında ise yüzde 29 oranında değer kaybetmiştir. Türk Lirası bahsedilen dönemde gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performans gösteren para birimlerinden birisi olmuştur. Türk Lirası’nın yüksek değer kaybı yaşadığı ve istikrarsız olduğu dönemlerde yatırımcılar risk almak istememektedir. Bu durum, ekonomiyi yavaşlatmakta, yeni işlerin doğmasına engel olmakta ve hatta mevcut işleri azaltmaktadır. COVID-19 ile artan istihdam ve gelir kayıpları bu ortamda daha da derinleşmektedir. Türk Lirası’ndaki değer kaybı toplumun satın alım gücünü azaltmaktadır. Özellikle ücretli kesimin geliri enflasyon karşısında erimekte ve yoksulluk yaygınlaşmaktadır.
Bu tarihsel gerçeklik perspektifinde Demokrasi ve Atılım Partisi olarak kendi alanında her biri ayrı bir başarı hikâyesine sahip olan partililerimizle gece gündüz Türkiye için çalışıyoruz, üretiyoruz. Ülkemizin demokrasi, insan hakları, adalet ve ekonomi alanında içine düşürüldüğü bu durumdan çıkması ve her alanda ilerlemesi için tüm çabamızla çalışmaya devam edeceğiz.
Siyasetin sürekli dışlayıcı, ötekileştirici dil kullanmasına karşıyız. Siyaseti kutuplaştırma, ötekileştirme haline getirmek bizim siyaset lügatimizde kendisine yer bulamayacaktır. İktidarda ve muhalefette siyasi nezaketi korumak, serinkanlı, sakin, incelikli siyasi dil kullanmak bizim önceliğimiz olacaktır. Halkımız her şeyin en iyisine layık. Bizim kaybedecek tek bir dakikamız yok.”