DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kars basınıyla buluştu

Volkan KARABAĞ

DEVA Partisi Kars İl Başkanlığı binasının açılışını yapan Babacan daha sonra basın mensuplarıyla bir araya geldi. İl Başkanı Güven Özen’in de bulunduğu buluşmada Babacan, basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak sohbet etti.

Bir gazetecinin bölgemiz fabrika anlamında çok zayıf, özellikle Kars Kafkaslara açılan bir kapı ve geçmişte üretim anlamında çok sayıda fabrika vardı, sizin bu bölge için düşünceleriniz, istihdam ağırlıklı çalışmalarınız var mı? sorusuna Babacan, “Hayvancılık Kars’ta çok çok önemli bir sektör ve sanayi de hayvancılık ürünlerinin işlemesine dönük bir sistem. Tabi ki sıkıntılar var, eksiklikler var, sanayicilerimizin maliyetleri çok yüksek, yetiştiricilerimizin ve besicilerimizin maliyeti çok yüksek. Çünkü hem sanayide hem hayvancılıkta hem de tarımda maliyetler dövize bağlı. Döviz kuru artınca bütün maliyetler aşağı-yukarı döviz kadar artıyor. Ama satış fiyatları o kadar artamadı. Çünkü vatandaşın satın alım gücü artmadı. Dolayısıyla hem halkımızda ciddi bir refah ve satın alım kaybı var hem de genel anlamda ülkede ticarette satışlarda bir durgunluk var. Hangi esnafa uğrasak herkes dertli, ‘işim iyi, memnunum’ diyen bir tane esnafa rast gelmedik, Kars’ta da gerçekleştirdiğimiz esnaf ziyaretinde de rast gelmedik. Kars geldiğimiz 38’nci ilimiz ve hiçbir ilde memnun esnaf yok. Sıkıntı büyük, zaten bu sıkıntının olacağını bildiğimiz için, ülkenin bu noktaya geleceğini bildiğimiz için 2 sene önce karar verdik yeni bir parti kurmaya ve DEVA Partisi işte bu problemleri çözmek için çalışan, hazırlanan, kadrosuyla, fikirleriyle gündeme gelen bir parti. Sanayi önemli ama sadece Türkiye içine hitap eden değil de aynı zamanda buradan dünyaya hitap eden bir sanayi olarak düşünmek lazım. Çünkü Kars’ın potansiyeli çok büyük, Kars’ın önemli ürünleri var hem de markalaşmış ürünleri var, dolayısıyla bunun sadece Türkiye değil, dünyanın dört bir köşesinde tanıtılması, anlatılması gerekiyor. Kars için sanayi çok çok önemli.” yanıtını verdi.

Bir gazetecinin “23 Temmuz 1993 tarihinden bu yana kapalı olan ve şuan Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ sorunun kısmen çözülmesinin ardından Kars’ta bulunan Doğu Kapı açılır mı?” sorusuna ise Babacan, “2008-2009 yıllarında Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ile ilgili biz bir çalışma  yaptık. Onun sonucunda da ilişkilerin normalleşmesi anlaşması da imzaladık, fakat uygulamasını da Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözülmesine bağladık. O sorunlar çözülürse bizim Türkiye-Ermenistan ilişkilerimizi nasıl çözeceğimize dair yol haritası hazır. Benim Dışişleri Bakanlığım dönemimde hazırladığımız ve iki ülkenin de imzaladığı anlaşma var. Şuan ki durumun Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunun nasıl bağlanacağına bakmak lazım. Yani şimdilik bir ateşkes var, onun bir barış anlaşmasına dönmesi lazım, barış anlaşmasından sonra da iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ile ilgili bir süreç başlaması lazım. O noktada bizim de dönüp, Ermeniler eğer anlaşmalarına sadık kalırsa, onlarla o anlaşmayı uygulamamız mümkün olur. Ama önce Azerbaycan ile Ermenistan’ın normalleşmesi lazım. Onlar tam anlaşmadan bizim bir adım atmamız açıkçası zor. Aksi halde Ermeniler buradan, Türkiye üzerinden bir nefes alırsa dönüp bir daha Azerilerle anlaşmazlar. Çünkü Türkiye kapısı açıldığı anda onlar çok büyük nefes alacak, Ermenistan ekonomisine Türkiye’nin çok  büyük katkısı olacak. Ben iki defa Erivan’a gittim, orada durum berbat. Nüfus hızla boşalıyor, hızla kaçıyor, çünkü açlık, fakirlik var, kötü. Doğu Kapının açılması nihayetinde çok iyi olur, keşke olsa ama biraz daha beklemek gerekiyor, son savaşın nasıl seyredeceğine, barış anlaşmasının, normalleşmenin izlenmesi gerekecek.” yanıtını verdi.

Bir gazetecinin “Türkiye’de 2002 yılına kadar sürekli tek kişinin ağzından çıkan af yasaları olarak bilinen ‘Rahşan Ecevit’ affı söz konusuydu, 2002 sonrası ise Milliyetçi Hareket Partisi’nin istekleri doğrultusunda çıkan aflar sonrası serbest bırakılan bazı şahıslar ana muhalefet parti liderini tehdit ediyor ve buna müdahale sadece ifade ile kalıyor, sizin bu konuda açıklamanız nedir?” sorusuna da Babacan, “Kabul edilebilir bir şey değil. Hukuk devletinde böyle bir şey olamaz. Ama bunlar kimden güç alıyorlar, hukuksuzluğu yapan birilerinden güç aldığı için yapıyor, yoksa haddine mi? Küçük ortak tamamen bu affı onlar koşturdu ama maalesef büyük ortak da adeta küçük ortağın esiri olmuş gibi. O onun olmaz dediği şeyi yapamıyor, bastırdığı şeyi de yapmak zorunda kalıyor. Düşününki büyük ortağa oy veren vatandaşlarımız dimi AK Parti’ye oy veren vatandaşlarımız onlar AK Parti olduğu için oy verdi, diğer parti bunları esir alsın diye oy vermedi yani. Burada çok ciddi demokrasi sıkıntısı da var yani insanlar ne için oy verdi, memleket nasıl yönetiliyor? Çok ciddi problem yani. Ama hukuka bağlı olmadıktan sonra ülkenin kalkınması mümkün değil, ülkenin problemlerinin çözülmesi de mümkün değil.” dedi.

Bir gazetecinin “Mersin Milletvekilinin “ordu satıldı” diye bir ifadesi mevcut, siz bu ifadeyi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna ise Babacan, “Bizim ordumuz, silahlı kuvvetlerimiz ülkemizin gözbebeği yani en ufak bir olumsuz değerlendirme, en ufak bir hakaret kabul edilecek bir durum değil. Ama öte yandan da bu özelleştirmelere dikkat etmek gerekiyor. Özelleştirme yaparken, özel sektörü işin içine katarken hele hele yabancı ülkeleri ve yabancı yatırımcıları işin içine katarken güvenlik ve savunma alanında çok dikkat etmek gerekiyor. orada çok hassas davranmak gerekiyor, dolayısıyla bizim kendi milli savunma sanayimiz çok çok kıymetli. Bunu devlette yapar, özel sektörde yapar ama özel sektörün yaptığı kısma çok dikkat etmek gerekiyor hele hele işin içinde yabancı sermaye varsa buna daha da dikkat etmek lazım. Kategori olarak teyit etmiyoruz ama çok dikkatli ve sınırlı bir şekilde, iyi sınırlandırılmış bir şekilde o işlerin yürümesi gerektiğini düşünüyoruz.” Yanıtını verdi.