Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Sosyal medyanın, bir takım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef şahit oluyoruz. Oyun platformları şiddeti teşvik etme yanında, aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Sosyal medyanın, bir takım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef şahit oluyoruz. Oyun platformları şiddeti teşvik etme yanında, aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Türkiye'yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir " dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Öğretim Yılı Açılışı, Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi programına katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını dileyerek, "Pazartesi günü okul öncesi ve ilkokul 1'inci sınıf öğrencilerimiz için düzenlediğimiz uyum programları ile yeni eğitim öğretim yılına başladık. Diğer öğrencilerimiz 9 Eylül günü okullarına kavuşuyorlar. Yaklaşık 3 aylık yaz tatilinin ardından yüreklerinde okul heyecanını yaşayan tüm yavrularımızı sevgiyle kucaklıyor, rabbimde hepsine üstün başarılar niyaz ediyorum. Anadolu'nun dört bir yanında vatanımızın her köşesinde maarifimizi yüceltmek için emek veren eğitim çalışanlarımızı saygıyla selamlıyorum. Sorumluluğu ağır bir mesleği layıkıyla sürdüren tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimizin gelişimi için gösterdikleri fedakarlıklar nedeniyle teşekkürlerimi iletiyorum. Üzerinde emeği olan kendi öğretmenlerimi de hürmetle anıyor, hayata veda edenlere Allahtan rahmet, hayatta olanlar sağlık ve afiyet diliyorum" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında şehit öğretmenleri anan Erdoğan, "Bizler üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapmak ve ebedi vatanımız olarak korumak için yaklaşık bin yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı daha ömrünün baharındayken toprağa verdik. Çanakkale'den istiklal harbimize, bölücü terörle mücadeleden en son 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar istiklalimize yönelik tüm saldırıları aziz şehitlerimizin fedakarlıkları ile püskürttük. Türkiye'yi yüceltme mücadelemizde canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimizdi. Şehit öğretmenlerimizin özellikle de Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi genç yaşta terör örgütlerinin hain saldırıları ile bizden koparılan eğitim neferlerimizi rahmetle yad ediyorum. 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretme ve öğrencilerimizi de unutmayacağımızı da ifade ediyorum" şeklinde konuştu.
Türkiye'de son 22 yılda eğitimde yapılan yatırımlara dikkat çeken Erdoğan, "2002'de 367 bin olan derslik sayımız, 2 kattan fazla arttı. Buna bağlı olarak derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36 dan 23'e, orta öğretimde 30 dan 22'ye indirdik. Böylece evlatlarımız daha kaliteli bir eğitim ortamına kavuştu. 2002'de 540 bin olan öğretmen sayımızı 1,2 milyona yükseldi. Hükümetlerimiz döneminde 800 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri imkanları sunarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. Son 22 yılda yaklaşık 4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık. Özel eğitim ihtiyacı olan 1.2 milyon öğrencimizin evlerinde, hastanelerde, okullarda eğitime erişimlerini sağlıyoruz. Seçmeli ders havuzunu genişleterek insan, bilim, toplum, din, ahlak ve değerler ile kültür sanat ve spor alanlarında yeni dersler ihdas ettik. Kur'an-ı Kerim ve Hz. peygamberimizin hayatı derslerin yanı sıra geçtiğimiz yıl yeni dersler ilave ettik.
28 Şubat döneminde millet üzerinde basık kurmak için yürürlüğe konan vesayetçi uygulamaları kaldırdık. Evlatlarımız arasında adaletsizliğe yol açan katsayı zulmüne ve başörtüsü yasağına son verdik" diye konuştu.
Okulların fiziki altyapıların da güçlendirildiğini vurgulayan Erdoğan, "Sınıflarımızı en yeni teknolojik imkanlarla donattık. Bugün 21 bin 580 okulumuzun ağ alt yapısını tamamlamış bulunuyoruz. 4 bin 800 okulumuzda bu alt yapıyı geliştirerek okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 12 bin 350 okulumuzu yüksek hızlı fiber internet erişimine kavuşturduk. Dijital eşitliği temin adına şu ana kadar 28 bin okulumuza kablolu internet sağladık. Öğrencilerimizin modern, interaktif ve zengin bir öğrenme ortamında ders görmeleri için 626 in 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta olan dünyadaki ilk ve tek ülke Türkiye'dir. İçerisinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar, robotik ve kodlama kitleri, 3 boyutu yazıcıların bulunduğu bilişim teknoloji sınıflarının yanı sıra bu sene itibariyle 500 yenilikçi sınıfı daha okullarımız kazandırdık. 2028 yılına kadar 5 bin 500 e çıkarmayı hedefliyoruz Geleceğin mühendisleri, bilim insanları inşallah bu yenilikçi sınıflarda yetişecek. Bu alanda attığımız adımlar uluslararası alanda karşılığın buluyor. OECD ülkeleri arasında eğitimde teknolojik altyapı sağlama konusunda ilk sıralarda yer alıyoruz. PISA 2022 RAPORUND dijital kaynak eksikliği bildiren okulların oranı OECD ortalamasının çok altında. Dijital öğrenmeye hazır olmak konusunda yüzde 91 gibi bir iyileşme oranıyla OECD ülkelerini geride bırakmış durumdayız. Öğretmenlerimizin dijital cihazları eğitimde kullanabilme becerisi yüzde 88 oranında OECD ortalamasının üzerinde. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün yetiştirilesi için mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alıyoruz Deprem bölgesindeki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Öğretmenlerimizin konaklama ihtiyaçlarından, öğrencilerimizin akademik kayıplarını telafi etmeye kadar yoğun çaba içindeyiz. Depremin yaralarını sarmakla kalmayacak bölgenin eğitim altyapısını eskisinden çok daha güçlü hale getirene kadar durmayacağız" açıklamalarında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan teknoloji ve dijitalleşme ile birlikte gelen risklere de dikkat çekerek, şunları söyledi;
"Teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir dönemdeyiz. Birkaç saatlik internet kesintisi neredeyse hayatın durmasına sebep olabiliyor. Teknoloji ile birlikte bağımlılık başta olmak üzere evlatlarımız karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın, bir takım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef şahit oluyoruz. Oyun platformları şiddeti teşvik etme yanında, aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar vasıtasıyla sadece şiddet ve sapkın akımlar değil ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığı diğer fertlere karşı düşmanlaştıran ırkçı faşizm buralardan besleniyor. Türkiye'yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir. Artan risklere bağlı olarak eleştiriler de yoğunlaşıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde djital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların, düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle batılı devletlerin aldığı çok sert önlemlere dikkat ederseniz kimse özgürlükten, demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımız korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarını hedefi oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından "yasakçı" olmakla suçlanıyoruz. Ülkemizdeki bazı çevreler çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken özgürlük adı altında istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyor. Özgürlük maskesi ile şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez. Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığı her türü hesabın üzerindedir. Çocuklarımızı koruma noktasında hepimiz tek yürek olmalıyız"
Dünyadan yaşanan dijital değişime direnmenin mümkün olmadığını ancak bu değişimin yönetilebileceğini söyleyen Erdoğan, "Sadece iktidarın değil üniversitelerin, okulların, anne ve babaların böyle bir mesuliyeti bulunuyor. Tabii değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına elbette müsaade etmeyeceğiz. Ama bunları yaparken çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceğiz. Teknolojinin bize hükmetmesine çocuklarımıza esir almasına izin verirsek ne kendimize, ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz. Hayattaki herşey gibi teknoloji de insan içindir. Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur insan ile teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa işte o zaman işler çığırından çıkar. Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi iliyoruz. Bilgisayar yüzünden, cep telefonu yüzünde, bilgisayar oyunların yüzünden huzuruz mutsuz olan, öfke nöbetleri geçiren çocuklarımız var. Akranlarını bir tarafa bıraktım aynı yuvayı paylaştığı ebeveyni ile iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında geçirdiği için eğitim aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal alem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşana insanlarımız var. Sadece çocuklar değil her yaş gurubundan vatandaşımız dijital teknolojinin getirdiği sorunlar mücadele ediyor. Olumlu yanları ile birlikte menfi tarafları da olan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu noktada hepimize sorumluluklar düşüyor. Başta öğretmenler, anne babalar olmak üzere kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırma durumundayız. Önce öğretmeleri, anne babaları ve çocukları bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi üreten, geliştiren, bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz teknofest kuşağı diyoruz. Çocuklarımızın kişisel verilerinin kötüye kullanılmasını, çevrimiçi ortamlarda şiddet, zorbalık, cinsel istismar gibi içeriklere maruz kalmalarını önlemek amacıyla gereken tüm yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu konuda ailelerimizin ve öğretmenlerimizin gereken hassasiyeti göstereceklerine, çocuklarımızın çevrimiçi mahremiyetinin korunmasına dikkat edeceklerine inanıyorum" dedi.
Kaynak: