Çok önemli kararları açıkladı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı'ndaki bilgilendirme toplantısının ardından çok önemli açıklamalarda bulundu.
Çok önemli kararları açıkladı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı’ndaki bilgilendirme toplantısının ardından çok önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'nin Kobani şehrindeki IŞİD saldırısını protesto eylemlerine işaret ederek, "Maske kullanarak gösteri yapılamaz. Molotof atamaz. 'Molotof bomba sayılıyor' derse evet bomba sayılacak. Hasta taşınan ambulans yakılıyorsa kimse bize özgürlükten bahsetmesin. Maske takan alınıp götürülecek. Maske takan kişi ben kimliğimi gizliyorum, suç işlemeye hazırım diyor" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı bilgilendirme toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Bakanlar Kurulu oluşturulduktan sonra alınan kararla bütün bakanlıkların ziyaret edileceğini ve brifingler alınacağını hatırlatan Davutoğlu, "İçişleri Bakanımızı ziyaretimde çok kapsamlı bir brifing sunuldu. İçişleri Bakanlığımız ülkemizin huzuru, bekası, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması bakımından önemli bakanlıklardan biridir. Bakanlıklar değişiklik ve sürekliliği bünyesinde barındırır" dedi.
Bugün aldığı brifingin sadece güvenlik odaklı olmadığını anlatan Davutoğlu, Türkiye'nin uluslararası alanda etkin bir yönetim ve yönetişimi, halkla iletişimi sürdüren ve yönetişim imkanlarını kullanan bir yapıya dönüşmek zorunda olduğunu ifade etti.
“YENİ KİMLİKLER SON DERECE KULLANIŞLI”
Nitelikli insan unsurunun devlet hizmetinin en önemli boyutu olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Üzerinde mutabık aldığımız hususlar, kaymakamlarımızın ve valilerimizin uluslararası alandaki hizmetlerini görmek üzere ihtiyaçları neyse giderilecek. Valilerimizin dış tecrübe kazanarak sınır bölgelerimizde faaliyet göstermeleri büyük önem taşıyor. Artık iç ve dış alanlar birbirinden uzak alanlar değil. Genel bir reform anlayışı içinde insan kaynağı itibarıyla eğitimin güçlendirilmesi anlamında neler yapılabileceğini ele aldık. Hizmet anlamında da çok pratik vatandaşımızın hayatını güçlendiren işlemleri ele aldık. Nüfus idaresi ile ilgili, mesela soyadı değiştirmek dilekçe ile soyadı değişimi mümkün olabilecek. Çok uzun mahkeme süreçleri olmayacak. Doğum, adres, ölüm değişiklikleri elektronik ortamda yapılabilecek. Yeni kimlikler son derece kullanışlı, elektronik kimlikler Aralık ayından itibaren verilmeye başlanacak. İfadenin yerinde alınması, vatandaşlarımız yaşlı engelliyse hatta kısıtlayıcı şartlar olmasa dahi ifadeyi evinde verecek. Bunlar hep aslında İçişleri Bakanlığımızın ve hükümetimizin vatandaşımıza dönük felsefesini yansıtan gelişmeler. İçişleri Bakanlığımız vatandaşımızın hayatını kolaylaştırmakla yükümlü. İnsani boyutu çok önemli olan, Anadolu'da Trakya'ya gittiğimde birçok vatandaş gelir. Çocuk kayıplarında SMS mesajıyla İçişleri Bakanlığımız elektronik ortamda o bölgede tüm telefon sahibi kişilere iletilecek. Teknolojik imkanla anında o resimle o telefonlarda görülecek. Temelde devletimizin ve hükümetimizin amacı, insanımızı en iyi şartlarda yaşatmak. Özgürlüklerinin garantisi olmak ve hayatlarını kolaylaştırmak. Ülkemizde genel asayiş durumunu da ele aldık. Kaçakçılık, uyuşturucu ile mücadelede narkotik mücadele bizim odaklandığımız mücadeledir. Uyuşturucuların, uyuşturucu imal edenlerin ya da satanları bir terör suçu işlemişçesine toplumsal açıdan bir tehdit olarak görüyoruz. Bu alanda yapılacak reformları gözden geçirdik" ifadelerini kullandı.
“DEMOKRATİK HAKLARIN KULLANILMASI DA KAMU DÜZENİ İÇİNDE OLUR”
Çevre şartları ve uluslararası alanda gelişen imkanlara bakıldığında özgürlüğü tehdit eden örgütlerin çeşitleri ve kapasitelerinin arttığına dikkati çeken Davutoğlu, "Güvenlik insanoğlunun varoluşsal bir alanıdır, özgürlük ise onurudur. Güvenliği temin edeceğim derken özgürlüğü kısıtladığınızda insanlık onurunu tehlikeye atarsanız. Son dönemde üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformu aslında özgürlüklerimizi korumayı teminat altına alan içerikler barındırıyor. Demokratik hakların kullanılması da kamu düzeni içinde olur. Suriye'nin herhangi bir şehrinde, barışçıl gösteri yapma özgürlüğü var mı yok. Özgürlüğün uygulanmasının teminat altına alınması ancak kamu düzeniyle sağlanıyor. Özgürlüklerin kötü kullanılması başka insanların yaşam özgürlüğünü ortadan kaldırıyor. Vatandaşlarımızı neden kaybettik? Özgürlük gösteri hakkı görüntüsünde tamamıyla şiddet odaklı bir vandalizm sebebiyle kaybettik" diye konuştu.
Mülkiyet özgürlüğünü teminat altına alacak bir gösteri özgürlüğünün olması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, "Salt güvenlik tedbirleri almak değil niyetimiz. Böylesine tahkim etmiş, sağlam temellere oturtulmuş güvenlik ortamı oluşturmak istiyoruz ki gösteri hakkı da korunabilsin. AB standartlarda, temel kriterleri karşılayan, bunları takip eden bir güvenlik reformu çerçevesini oluşturmak üzere çalışmalara devam ediyoruz. Güvenliğin ve özürlüğün korunmasının iki boyutu var, bir insan unsuru. Kademelendirilmiş bir güvenlik stratejisinin oluşturulması. Senaryoya hazır biçimde güvenlik birimlerimizin donanıma sahip olması konusunda ciddi tedbirler alacağız, insan unsurunu takip edeceğiz. İnsan unsurunun müdahale kabiliyetini artıracağız" şeklinde konuştu.
"HERKESİN GÖSTERİ HAKKINI KULLANMASINI TEMİN EDECEĞİZ"
Toplumsal olaylarda gösterilerin kesinlikle hak olduğunu belirten Davutoğlu, "Hiçbir şekilde engellenmeyecek. Herkesin ifade hakkını, gösteri hakkını kullanmasını temin edeceğiz. Toplumsal olayların kitlesel olduğunda onun da bir şekilde öyle tedbirler alınacak ki göstericilerin de can güvenliği alınacak. Gösterilerde en müşvik şekilde güvenlik görevlilerimizi göreceksiniz" ifadelerine yer verdi.
Tespit edilen her türlü eksikliğin giderileceğini anlatan Davutoğlu, insan kaynağının donanımıyla ilgili tedbir alınacağını ve hiç kimsenin halkın barışını tehdit etme cüretini gösteremeyeceğini dile getirdi.
"PARİS'TEN GÖRÜŞ BEYAN ETMEK KOLAY"
Başbakan Davutoğlu, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Kuzey Irak, peşmerge güçlerini Türkiye üzerinden Kobani'ye geçirmek istiyor. Fransa Cumhurbaşkanının da Türkiye sınırlarını açma çağrısı vardı, Selahattin Demirtaş da dün bu konuyla ilgili açıklama yaptı, neler söyleyeceksiniz" sorusuna Davutoğlu, "Her şeyden önce bu açıklamaların hepsinde kafa karışıklığı var. Fransa ile yakın temas halindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Hollande ile daha önce görüşmesi olmuştu. Ancak, tabii Paris'ten görüş beyan etmek kolay da alanda ne olduğu konusunda ne kadar bilgi sahibi. Türkiye sınırları kapalı mı? Sınırları aşmamızdan kasıt Türkiye üzerinde oraya birileri gitsinse, tedbir isteyenler bu tedbirleri kararlı bir şekilde uyguladık. Kimler geçecek Suriye'den Türkiye'ye. Bunu tanımlamadan sanki 'tüm bu kriz Türkiye sınırları açmadı' diye oldu demek kabul edilebilir bir tutum değil. Suriye'deki çatışmaya hiçbir vatandaşımızın gitmesini istemeyiz. İllegal gitmeleri önlemeye çalışıyoruz" karşılığını verdi.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Orayı kendi şehirlerini savunacaklar bıraksalar gidip savaşacağız diyenlere talimatımızla valilerimiz sordu. 'Hayır biz Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliği içinde kalmak istiyoruz' dediler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ki her biri hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun bizim güvencemiz altındadır. Nasıl bir vatandaşımız kaybolduğunda bir yerde gece gündüz çalışıp bu vatandaşları kurtarmaya çalışıyoruz. Her biri içinde Diyarbakırlı, Kırşehirli kardeşimiz de vardı. Şimdi kendi vatandaşımızı biz bilinmezliğe gönderebilir miyiz? Bir; Türkiye, Suriye'deki çatışmalardan hiçbir şekilde mesul değildir. İki; Kobani'de yaşanan gelişmelerden mesul değildir. Fransa gibi dost ülkelerin kanalları var, bize söylerler. Sınırı açtık, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını göndermeyiz. Niye bizim vatandaşımızın bu konuda şeyi olsun. Suriye'den gelenler de istediklerinde geri dönerler. Herkes sloganın ötesine gitsin, somut şeyler söylesin."
İÇ GÜVENLİK REFORMU
İç güvenlik reformuna ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, "Bir reform dedim çünkü günlerdir bu konuyu çalışıyoruz. Polise, demokratik hukuk sistemine sahip Avrupalı ülkelerden farklı hiçbir uygulama getirmeyeceğiz. Avrupa'daki örnekleri karşılaştırdığımızda bizim daha önceki reformlarda çok çok ileri gittiğimiz görülüyor. Avrupa'da polisin savcıya sevk etmeden önce tedbiren 24 saat gözaltına alma yetkisi var. Önümüzde biri molotof kokteyli atsa, içindeki hasta dayansa polis o kişiyi savcıya götürecek o da serbest bırakabilir. O zaman da toplumsal olayları kontrol altına mümkün olmaz. Polisimizin kamu düzenini koruyacak hiçbir yetkiye sahip olmaması kamu düzenini ortadan kaldırır" dedi.
"SAVCININ ŞUNU DEMESİ HAKLIDIR, 'BANA DELİL GETİR"
"Şu anda biz burada otururken bir ihbar gelse, Ankara'dan şu caddeye giden araba o arabayı aramak için savcıdan izin almak lazım" diyen Davutoğlu, "Savcı o izni vermese o araba emniyet birimlerimizin önünden geçer gider. Savcının şunu demesi haklıdır, bana delil getir. Orta yol bulmamız lazım. Acı değil mi? Bingöl'de şehit edilen kardeşlerimiz, şehit edilenlerle ilgili bilgi geldiği halde savcılık işleme koymadı. Suçun işlenmesi cana, mala maloluyor. Uyuşturucu nakline engel olamıyorsunuz. Burada bir çözüm bulmak durumundasınız. Bizim yerimize otursunlar, bir kez de empati yapsın bunu söyleyen muhalefet. Bizim durumumuzda olan birinin görevi uyuşturucunun oraya ulaşmasını engellemesidir. Onu engellemek için ne gerekiyorsa yaparız.
Getireceğimiz önlemle araçlar aranacak, suçu yoksa devam edecek. Emniyet görevlisine bu yetkiyi vermek dünyanın her yerinde vardır. Otoriterleşme gibi iddiada bulunanlar polis sakın elini oynatma dediğinde elini oynatmıyor. Dün ben 70 belediye başkanımızı dinledim. Bir tanesi '3 kez suikaste uğradım' dedi. AK Parti'den istifa etmem için ağabeyimi vurdular dediler. Şimdi bu mudur demokrasi? Bana yakın bütün akrabalarımın iş yerlerini yaktılar dedi. Burada bir tedbir almazsak ne olur? O zaman o şehirlerde bu Vandalların hükmü geçmeye başlar. Maske kullanarak gösteri yapılamaz. Molotof atamaz. Molotof bomba sayılıyor derse evet bomba sayılacak. Hasta taşınan ambulans yakılıyorsa kimse bize özgürlükten bahsetmesin. Maske takan alınıp götürülecek. Maske takan kişi ben kimliğimi gizliyorum, suç işlemeye hazırım diyor. Birçok özgürlük teminatı olacak. Hepsini bir paket halinde getireceğiz, güçlü bir altyapı kurulacak. Yetki denetlenecek. Hak başka özgürlükleri sınırlamadan kullanılacak. Yani polise sınırsız yetki verilmesi söz konusu değil. Tanımlanmış yetkiler olacak."