CHP’nin, 'Köy Enstitüleri' gezisinin 19’uncu durağı Cilavuz oldu
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya başkanlığındaki heyet, Köy Enstitüleri gezisinin 19’uncusunu Erzurum’un ardından Kars’ta gerçekleştirdi.
CHP Kars il Örgütü tarafından organize edilen etkinlik kapsamında, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Muğla Milletvekili Suat Özcan ve Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, eski adı ‘Cilavuz’ olan Susuz ilçesinde kurulmuş olan Köy Enstitüsü yerleşkesini ve 82 yıl önceki kalıntılarını gezdi.
Gezi kapsamında Kars’ın tek CHP’li Susuz Belediyesini de ziyaret eden milletvekilleri, Belediye Başkanı Oğuz Yantemur’dan ilçe hakkında bilgi aldılar. Ardından da ilçe merkezinde esnaf ziyareti yaptı. Belediye Başkanı Yantemur tarafından bir süre ağırlanan CHP milletvekilleri daha sonra panelin yapılacağı Kars’ta ki Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Toplantı Salonuna geçti.
CHP milletvekilleri daha sonra Susuz (Cilavuz) Belediye Başkanı Oğuz Yantemur’un moderatörlüğünde düzenlenen söyleşiye katıldılar. CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman’ın da konuşması olarak söyleşide, “82’inci yılında köy enstitüleri, köy enstitülerinin günümüzdeki önemi ve ‘ya kapatılmasaydı’ konuları masaya yatırıldı. Söyleşide katılımcılar Kars halkının, eğitimcilerin ve bazı STK temsilcilerinin sorularını da cevaplandırdı. Söyleşide Eğitim Sen Kars Şube Başkanı Hakan Topçu ve Eğitim İş Kars Şube Başkanı Ersin Özbey de yaptıkları konuşmalarda taleplerini ve köy enstitülerinin önemini dile getirdiler.
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, heyet adına Cilavuz’da gazetecilere yaptığı açıklamada; "Türkiye de 21 köy enstitüsü var. Bugünkü hali nicedir. Bunları yerinde tespit etmek istiyoruz. Bugün Cilavuz’da 18 yerde olmayan bir şey gördük. Özellikle kendi elektriğini üreten ve kendi ununu üreten, su değirmeni olan daha sonra da orada elektriğini üreten bir yer. Ahırlarının bugün yine hayvan barınağı haline gelmiş olduğunu gördük" dedi.
Kaya açıklamasında; “Bugün Köy Enstitüsü durağımızın 19’uncusundayız. Cilavuz Köy Enstitüsüne geldik. Serhat Şehri Kars’tayız. Susuz olan yeni adı eski adı Cilavuz. Buradaki halk ‘Cilavuz’ olarak söylüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim Kültür Komisyonu üyesi Muğla Milletvekili Suat Özcan, aynı komisyon üyesi Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Kars İl Başkanımız Taner Toraman ve Cilavuz Belediye Başkanımız ve eğitimcilerle birlikte huzurlarınızdayız. Neden 19 durak? Çünkü 21 köy enstitüsü var. Bugünkü hali nicedir. Bunları yerinde tespit etmek istiyoruz. Bugün Cilavuz’da 18 yerde olmayan bir şey gördük. Özellikle kendi elektriğini üreten ve kendi ununu su değirmeni olan daha sonra da orada elektriğini üreten bir yer. Ahırlarının bugün yine hayvan barınağı haline gelmiş olduğunu gördük. Burada yetişmiş, burada okumuş ve yazdığı kitaplarla bu okulda şu anda kütüphanede kitapları olan halini gördük. Ben öncelikle okul müdürümüze, belediye başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Milli Eğitim Müdürü, Vali buraya el uzatmışlar. Sabancı Holding de burada kız öğrencilerin yaşayabileceği bir yurt yapmış. Ayrıca bir erkek öğrenci yurdu da var. Yani yıkmazsanız, korursanız, bakarsanız bağ oluyor. Bakmazsanız dağ oluyor. Cilavuz Köy Enstitüsünde gördüğümüz en önemli özellik yaşayan bir mekan olarak devam ediyor ve ayakta kalmış. Yıkılan yerler yok mu var, onlar onarılmayacak mı? Tabiî ki onarılacak. Oradan bir araç hurda bir şekilde duruyor. Onu da okul idaresi hurdaya vermemiş. Günü gelecek Milli Eğitim Bankalığının katkısıyla orası da onarılacak. 17 Nisan 1943’de köy kanunu çıkmadan önce 3 aylık Eğitmen Okulu daha sonra 5 yıllık Köy Enstitüsüne dönüşüyor. İsmail Hakkı Tonguç 1940 Mart ayı başlarında Cilavuz Öğretmen Kursunda çalışmış olan Halit Ağanoğlu’nu Kars Cilavuz Köy Enstitüsü Müdür olarak atıyor. Burada bu okuldan Türkiye’nin onuru ve gururu olan isimler yetişmiştir. Öğretmen hareketinin öncüleri ve ilk sendika yöneticileri Dursun Akçam bu okuldan mezun olmuştur. TÖS’ün ilk başkan yardımcısı daha sonra da TÖS’ün Genel Başkanlığını yapmış. Dursun Akçam İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’tan rica ile bu okula kayıt olmuştur. Kayıt olma hikayesi şöyle; Köy Enstitülerine kayıt olmak için önce köy okulundan mezun olmak gerekiyordu. Ama Dursun Akcan bir nahiye okulundan mezun olduğu için bu okula kaydı yapılmaz. Fakat Dursun Akçam bu okulda okumak ister. İnanç ve kararlılıkla babasının ‘hadi olmuyor’ demesine rağmen yılmaz ve İsmail Hakkı Tonguç’a bir mektup yazar. İsmail Hakkı Tonguç o mektubu alır. Okuma isteği olan bu çocuğun okula kaysı için bir mektup yazar. Mektubun birini Akçam’a, birini de okul müdürüne gönderir. Daha sonra da Dursun Akçam bu okulun öğrencisi olarak hayatına devam eder ve buradan mezun olur. Mezun olduktan sonra kitaplar yazar, romanlar yazar. Ama en önemlisi öğretmen hareketinin en büyük örgütçüsü olarak tarihe adını yazdırır. 1980 yılında katledilen bir aydınımız, yazarımız Cilavuz Köy Enstitüsünden mezun olan gerçekten Türkiye’nin gururu ve onuru olan aynı zamanda da ayıbımız olan ümit Kaftancıoğlu da buradan mezun olmuştur, burada yetişmiştir. Daha sonra radyoculuğu da burada yapmıştır. Bir başka örgütçü de Gültekin Gazioğlu TÖBDER Genel Başkanlığı yaptı. O da buradan mezun olmuştur. Mustafa Turan, Rasim Bakırcıoğlu, İsa Öztürk, Osman Nuri Alper, Nizamettin Göçmen buradan mezundur. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Rusların Kars ve Ardahan’ı istemeleri üzerine dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Kars'a gelir. Bu gezi sırasında Cilavuz’u ziyaret eder. Bu gezi sırasında Cilavuz Köy Enstitüsünü ziyaret eder. Öğrenciler de onun ziyaretinde aynı gün doğum günü olduğunu bilirler. Burada O’na doğum günü kutlaması yaparlar.” Dedi.
TORAMAN “KÖY ENSTİTÜLERİ, YOKSULLUK VE SÖMÜRÜNÜN SON BULDUĞU SICACIK EĞİTİM YUVALARI İDİ”
CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman da yaptığı konuşmada Köy Enstitülerinin kapatılmasından sonra uygulanmakta olan eğitim politikalarını eleştirdi.
Köy Enstitülerinin önemine değinen Başkan Toraman, “Bilimsel çağdaş, laik eğitimi üretim politikalarıyla öne çıkaran Köy Enstitüleri; cevherin ateş ve su ile birleştiği, işlenip, kırılıp bükülmez çeliğin oluştuğu, taşın heykele, sesin nota ile insanın ruhunu canlandıran müziğe, imgeler dünyasının söz ile şiire, romana dönüştürüldüğü; Cumhuriyet Eğitim Devrimi bilincinin adıdır. Yazgı ile bilimin kalın bir çizgi ile ayrıldığı yer, yoksulluk ve sömürünün son bulduğu sıcacık eğitim yuvalarıdır.
Köy Enstitüleri; kavruk tenleri, yarı çıplak, yalınayak, yırtık mintanları ile gelen köy çocuklarının, aş, iş kardeşlik ve eğitim ile uygar insanlara dönüştüğü, insanlaşmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın ve yurttaş olmanın çağdaş adıdır.
Köy Enstitüleri; yazın harmanda çalışıp ekmeğini üreten, tuğlasını pişirip okulunu inşa eden, suyu köye eriştiren, enerjiyi elektriğe dönüştüren, yerelde üreten ve doyuran, emeğinin karşılığını paylaşan, özverili, onurlu, gururlu ve özgür insanların yuvasıdır.
Köy Enstitüleri; Anadolu'da çoban ateşlerinden tutuşan Aydınlanma Işığının meşaleleridir. Henüz tek partili dönemde, günümüzde sıklıkla ifade edilen sözde demokrasi' yerine, gerçek anlamda demokrasinin bütün kurumsal işleyiş ve uygulamalarını kendi özünde gerçekleştiren, eleştirel aklın egemen olduğu özgün eğitim kurumlarıdır. O nedenle Köy Enstitüleri yobazlığa ve gericiliğe karşı demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin, Cumhuriyetin sarsılmaz savunucusudur. Memleket sevdalısı öğretmenlerin, sağlıkçıların yetiştiği; şairleri, yazarları, halk ozanlarını, sanatçıları, mühendis ve mimarlar ile siyasetçileri bağrından çıkaran, parasız, karma, demokratik, laik, bilimsel, iş içinde üretici eğitim modelinin uygulandığı yerlerdir.
Köy Enstitüleri; günümüzdeki; eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim krizleri, ekoloji, tarım ve sağlık sistemi sorunlarının çözümü için örnek aldığımız, geçmişimizdeki yarındır Köy Enstitüleri. Bu duygularla üretimci, katılımcı, demokratik bilimsel laik eğitim sisteminin uygulanmasına olanak sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, şehitlerimiz ve Köy Enstitülerinin kuruluşunu gerçekleştiren Hasan Ali Yücel'i ve İsmail Tonguç'u rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” şeklinde ifadeler kullandı.