CHP heyeti, çiftçinin sorunlarını Ankara’ya taşıyacak
CHP Milletvekilleri, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevlendirmesiyle aralarında Kars ve Ardahan’ın da bulunduğu 19 ile iklimsel don ve afet nedeniyle yaşanan kuraklığın olumsuz sonuçlarını yerinde incelemek üzere bölgeye çıkarma yaptı.
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut başkanlığında Kars’a gelen Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu ve Ankara Milletvekili Murat Emir, HDP’li Kars Belediyesi, CHP’li Susuz Belediyesi süt ve süt ürünleri işletmecileri ile bazı STK temsilcilerini ziyaret ederek çeşitli incelemelerde bulundu.
Havayolu ile Kars’a gelen CHP heyeti, Harakani Havalimanında CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman, CHP Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur ve parti yöneticileri tarafından karşılandıktan sonra İl Başkanlığına geçti. Burada partililerle bir araya gelen milletvekilleri daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.
CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman, CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut koordinasyonunda Kars’a gelen milletvekillerinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve genel merkezin görevlendirmesi ile Kars ve Ardahan’a çıkarma yaptıklarını söyledi.
Milletvekillerinin Kars ve Ardahan’da ki iki günlük ziyaret ve incelemeleri kapsamında, aralarında Kars ve Ardahan’ın da bulunduğu 19 ilde iklimsel don ve afet nedeniyle yaşanan kuraklığın olumsuz sonuçlarını yerinde incelemek üzere bölgede olduklarını belirtti. CHP heyetinin Kars Belediye Başkanlığı, Susuz Belediye Başkanlığı, Ziraat Odası Başkanlığı ile birlikte Kars ve Arpaçay’da faaliyet gösteren bazı süt ve süt ürünlerini de ziyaretin ardından Ardahan’a geçeceklerini dile getirdi.
ÇİFTÇİNİN VE YETİŞTİRİCİLERİN SORUNLARINI ANKARA’NIN GÜNDEMİNE TAŞINACAKLAR
CHP İl Başkanı Taner Toramanın ardından heyet adına gazetecilere ve partilere açıklamada bulunan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlıu’nun talimatı üzerine milletvekilleri ile birlikte Kars’ta olduklarının söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun görevlendirmesi üzerine Mayıs ayında ülkemizin büyük bölümünde olmak üzere toplamda 46 ilde yaşanan doğal afetler nedeniyle tarımsal üretim ve hayvancılıkta yaşanan olumsuzlukların tespiti için bölgede incelemelerde bulunacaklarını da belirten Barut, tarım ve hayvancılık sektörü ve paydaşlarıyla görüşmeler yaparak, yaşanan tabloyu yerinde görmek ve çözüm önerilerimizi paylaşmak üzere Kars’a geldiklerine dikkat çekti.
"MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZİRAATTİR"
Mustafa Kemal Atatürk'ün miras bıraktığı 'üretime ve üreticiye destek' anlayışının yıllar içerisinde yok edilmek istendiğine de vurgu yapan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut konuşmasında şu ifadeleri kullandı.
"Milli ekonominin temeli ziraattir" diyen ve bu anlayış çerçevesinde hızla kolları sıvayan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün miras bıraktığı 'Üretime ve üreticiye destek' anlayışı; yıllar içerisinde yok edilmek istenmiş, AKP Hükümetleriyle de katledilmiştir.
AKP hükümetlerinin uyguladığı ithalata dayalı tarım politikası sonucu, 18 yılda ülke tarımı çökme noktasına geldi. AKP, ülkede üretim için politikalar bulmak yerine ithalatı tercih etti, çiftçiyi de üretimden uzaklaştırdı.
OECD ile BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun 2019-2028 Tarımın Genel Durumu Raporu'na göre Türkiye'de 2018 yılında yüzde 8.8 olan gıda enflasyonu 2019'da yüzde 31'e fırladı. Türkiye, gıda enflasyonu ile OECD'de lider ülke olmuştur. Gıda enflasyonunda yaşanan tablo, tarım sektöründeki çöküşü en çarpıcı biçimde özetlemektedir. Türkiye, tarım sektöründe ihracatçı konumundan ithalatçı konumuna gelmiştir.
AKP hükümetleri sık sık Tarım bakanı değiştirdi. Biri hariç meslekle ilgisi olmadığı halde bakan yapılan kişiler, "tarımda reform" adı altında farklı bir uygulamaya girişti. Uzun vadeli, üretime dayalı planlama yerine yılı, ayı, günü kurtarmaya dönük uygulamalar yapıldı. Üretimdeki kayıp ithalat ile kapatılmaya çalışıldı. Ülkemiz, AKP iktidarları döneminde tarımsal girdilerde dışarıya tam bağımlı hale gelindi. Girdi maliyetlerindeki aşırı artışa rağmen üretmeye çabalayan çiftçi üründen para kazanamadı ve borç batağına saplandı.
KIRSAL NÜFUS ORANI HER GEÇEN YIL AZALDI
Kırsal nüfus oranı her geçen yıl azaldı. Tarımsal üretimden ve hayvancılıktan kazanamayan üretici-yetiştirici, köylerini terk etmek zorunda kaldı. AKP hükümetleri, 2006 yılında çıkardıkları Tarım Yasası'nın öngördüğü 'tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak pay milli gelirin yüzde 1'inden az olmayacak' hükmüne uymadı. Tarımsal destek milli gelirin yüzde 0,38 – 0,63 aralığında kaldı. Hiçbir zaman yüzde 1'i bulmadı. Çiftçi üretmeye çalıştıkça, emeği karşılıksız kaldı ve daha çok borç batağına saplandı. Ürettiği para etmediği için kredisini ödeyemeyen çiftçiler bu kez icra takiplerine takıldı ve tarlasını, bahçesini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Türkiye nüfusu her yıl 1 milyona yakın artarken, tarım alanları ve tarımsal üretimi geriledi. AKP hükümetleri döneminde ülkemiz tarımındaki gerilemeyi gösteren en önemli göstergelerden biri tarım alanlarındaki daralmadır. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında 26.5 milyon hektar olan tarım alanlarımız 2019 yılına kadar 3.5 milyon hektar daha azaldı. Tarım alanlarındaki daralmayla birlikte çiftçi sayısı da her geçen yıl biraz daha düşüyor. Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) 2003 yılında 2 milyon 765 bin 287 kişi kayıtlı iken bu rakam 2 milyon 100 bine düştü. Çiftçinin o günkü borcu 4.5 milyar lira iken bugün 160 milyar lirayı aştı.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda ülkemizde ana geçim kaynaklarının başında tarım sektörü gelmekteydi. 2002 yılında, tarımsal üretimin Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hâsılasındaki (GSYH) payı yüzde 10.27 iken, bu rakam AKP iktidarında 2019'da yüzde 5'e kadar geriledi.
2003-2019 dönemlerinde; 58 milyon 719 bin ton buğday ithalatına 15 milyar 613 milyon dolar,
3 milyon 398 bin ton arpa ithalatına 838 milyon dolar, 19 milyon 545 bin ton mısır ithalatına 4 milyar 238 milyon dolar, 2 milyon 573 bin ton pirinç ithalatına 1 milyar 420 milyon dolar, 9 milyon 873 bin ton ayçiçeği tohum ithalatına 5 milyar 68 milyon dolar, 25 milyon 873 bin ton soya ithalatına 11 milyar 70 milyon dolar, 12 milyon 866 bin ton pamuk ithalatına 21 milyar 694 milyon dolar, 524 bin ton kuru fasulye ithalatına 571 milyon dolar, 431 bin ton nohut ithalatına 540 milyon dolar ve 3 milyon 313 bin ton kırmızı ve yeşil mercimek ithalatına 2 milyar 300 milyon dolar ödeme yapıldı. 2003-2019 Döneminde sadece 10 üründe 137 milyon 116 bin ton ürüne 63 milyar 352 milyon dolar ödeme yapıldı.
Ülkemiz hayvancılığında da durum hiç iç açıcı değildir. Türkiye, AKP iktidarı döneminde hayvancılıkta izlenen yanlış politikalar sonucu kırmızı et ve canlı hayvan ithalatında rekorlar kırmıştır. Besicinin girdi fiyatları yüzde 200'ün üstünde artarken, besicinin kesim fiyatları ise 3 yıl önceki fiyatlarda durmaktadır. Ülkemizin 1960 yılında nüfusu 27 milyon 754 bin iken hayvan varlığımız 72 milyon 670 bindi ve kişi başına düşen hayvan sayısı 2.6 adetti. 2019 yılı verilerine göre ise nüfusu 83 milyona ulaşan ülkemizde toplam hayvan varlığı 68 milyon 67 bin 286 olarak görülüyor. 2010-2019 yılları arasındaki son 10 yılda kesimlik ve besilik 5 milyon büyükbaş, 3 milyon küçükbaş olmak üzere 8 milyon baş hayvan ithal edilmiştir. Son 10 yıllık dönemde canlı hayvan ithalatına ek olarak yurtdışından 300 bin ton et alınmış, büyükbaş hayvan ve kırmızı et dışalımına toplam 8.1 milyar dolar ödenmiştir. Bu rakamlara küçükbaş ithalatına ödenen rakamlar da eklenince son 10 yılda 8.5 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Hayvan ve et ithalatının, ülke hayvancılığını her geçen gün daha kötüye götürdüğü açıktır. Gıda güvencesinin sağlanması, yurttaşlarımızın sağlıklı ve yeterli et tüketimi için ülkemizde hayvancılık koşulsuz desteklenmelidir. Hayvancılıkta ithalattan kurtulmak için yem başta olmak üzere tüm girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik somut destekleme politikaları açıklanmalıdır.
TOPLAM YÜZ ÖLÇÜMÜNÜN YÜZDE 49'U TARIM ALANI OLAN KARS'TA DA ÜRETİCİLERİMİZ VE YETİŞTİRİCİLERİMİZ BENZER SORUNLARLA KARŞI KARŞIYADIR.
Kars'ta, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı yaklaşık 30 bin üreticimiz bulunuyor. ÇKS'ye kayıtlı yaklaşık 2 milyon 200 bin dekar arazide, ağırlıklı olarak buğday, arpa, yulaf, mısır, şeker pancarı, yonca, fiğ, patates, korunga, elma, kayısı ve balkabağı gibi toplamda 2.5 milyon ton civarında sebze, meyve ve bitkisel üretim gerçekleştiriliyor. Yaklaşık 500 bin baş sığır ve manda gibi büyükbaş hayvan varlığının bulunduğu kentimizde, hemen hemen aynı miktarda da koyun ve keçi yetiştiriliyor. Kars'a sadece süt ürünleri ve balın diyarı olarak bakmamak lazım. Kars denilince akla elbette Kaz geliyor bir yandan da. Kars'ta yaklaşık 300 bin civarındaki kaz varlığımız da kent ve ülke ekonomisi için oldukça önem arz ediyor.
Tarım ve hayvancılık açısından ele alındığında Kars'ın kendine özgü farklılıkları bulunuyor. Ülkemizin bir çok bölgesinde olduğu gibi Mayıs ayının ikinci yarısında Kars'ta da tarımsal üretim, doğal afetten olumsuz etkilendi. Kentte 20-25 Mayıs tarihleri arasında çok etkili olan ve güneyden esen şiddetli rüzgar, bitkisel üretime adeta darbe vurdu. Üzerine yağmur da yağmadığı için kuraklıkla birlikte yeşil ürünleri sarartıp neredeyse kuruttu. Edindiğimiz bilgilere göre yeşil bitkilerde yaklaşık yüzde 30-40 oranında zarar tespit edildi. Özellikle nispeten daha erken ekimin yapıldığı Kağızman, Digor ve Akyaka bölgesinde zarar daha fazla oldu. Erken ekilen 500-600 dönümlük alanda şeker pancarında söküme gidilip yeniden ekim yapılması içimizi acıtmıştır. Verim kaybının hesabını yaparken, üreticinin ne denli büyük bir zarar yaşadığı gözetilmelidir.
Tohumdan gübreye, mazottan zirai ilaca, yemden samana tüm maliyetlerin geçen seneye oranla yüzde 200'den fazla arttığı dikkate alınırsa, Kars'ın derhal afet bölgesi ilan edilerek mağdur olan üreticilerimizin zararlarının karşılanması, borçlarının faizsiz ertelenmesi, ayni ve nakdi destek verilmesi şarttır. Üreticinin ve kent ekonomisinin yaşadığı bu olumsuzluklar, hemen giderilmezse seneye üretici tarlasını ekip dikemeyecektir. Maliyetini karşılayamayan, üretemeyen, ürettiğinden kazanmayan çiftçi ne yapacaktır? Çaresizlik içinde çözüm bekleyen üreticilerimize yardım eli uzatılmasını, acil çare bulunmasını istiyoruz.
Tarımdaki acı tablonun mutlak suretle değişmesi gerekmektedir. Bu acı gerçekleri ortadan kaldırmak, çiftçisinden mühendisine tarımın tüm paydaşlarını mutlu etmek, üretmek ve üretene destek vermek ise ancak 'Ulusal bir tarım politikası' ile mümkündür.
Üreticiden, yetiştiriciden halktan yana, piyasa gerçeklerine uygun, çözüm odaklı, merkezine üretim ve üreticiyi koyan tarım politikaları ile aşılmayacak engel yoktur.
Bu engeli aşmak için ülkemizin yeterli kaynakları, üretim deneyimi ve yetişmiş insan gücü fazlasıyla vardır. Burada eksik olan yalnızca bu doğrultuda adım atacak siyasi iradedir.
Tarihin ve medeniyetin beşiği olan Kars, çok güzel bir geleceği fazlasıyla hak ediyor. Biz aydınlık yarınlara olan inancımızla, değerli Karslı hemşehrilerimizin de desteğiyle güzel bir geleceğe yürüyoruz. Sizlerden iktidar yürüyüşümüze destek bekliyoruz.”dedi.