Canada Schools uzaktan eğitim süreci ile program tavsiyesi verdi
Canada Schools Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Öğretmeni Yelda Özdemir:- "Uzaktan eğitim sürecine tıpkı olağan okul sürecinde olduğu gibi yaklaşılmalı; okul rutinini tekrar sağlamaya özen gösterilmelidir. Sabah erken saatte uyanmak ve kahvaltı yapmak
İSTANBUL (AA) - Canada Schools Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Öğretmeni Yelda Özdemir, "İçinde bulunduğumuz bu süreçte çocukların endişeli ve kaygılı hissetmesinin oldukça anlaşılabilir bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Bu noktada ebeveynlere düşen en öncelikli görev çocuklarının konuyla ilgili endişelerini dikkatle dinlemek ve sorularına net, içten ve somut yanıtlar vermek olacaktır." ifadelerini kullandı.
Canada Schools Türkiye'den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özdemir, uzaktan eğitim sürecinde velilerin dikkat etmesi gerekenler ve çocukların psikolojik dayanıklılığına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Özdemir, şunları kaydetti:
"İçinde bulunduğumuz bu süreçte çocukların endişeli ve kaygılı hissetmesinin oldukça anlaşılabilir bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Bu noktada ebeveynlere düşen en öncelikli görev çocuklarının konuyla ilgili endişelerini dikkatle dinlemek ve sorularına net, içten ve somut yanıtlar vermek olacaktır. Çocuklar, deneyimledikleri durumlarla ilgili doğru bilgiye erişme hakkına sahiptir.
Ebeveynler, çocuklarıyla konuşmadan önce mutlaka konuyla ilgili güvenilir ve sağlıklı kaynaklardan bilgi edindiğinden emin olmalıdır. İletişim esnasında çocuğun yaşına uygun bir dil seçmeli, ses tonu ve vücut diline dikkat ederek güvenli bir iletişim ortamı oluşturmalıdır. Çocukların, kaygılı olabilecekleri bu süreçte ebeveynlerinin de yoğun kaygı duyduğunu gözlemlemesi, endişe düzeylerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu sebeple ebeveynin duyarlı, tutarlı ve sakin bir tavır benimsemesi gereklidir. Çocukların, deneyimledikleri kaygı, endişe, korku, heyecan gibi duyguların her duygu gibi normal olduğunu bilmesi; bu sürecin geçici olduğuna inanması önem taşımaktadır. Bu noktada çocukların güvende olduğunu hissetmeleri, ebeveynlerinin her koşulda onları desteklediğine inanmaları yine oldukça önemlidir.
Dans etmek, şarkı söylemek gibi çocuğun da sürece katılabileceği yöntemler daha akılda kalıcı ve endişe düzeyinin azalmasında olumlu yönde etkili olacaktır. Çocukların, her zamankinden daha çok ilgi ve şefkate ihtiyacı olduğu unutulmamalı, ailecek nitelikli vakit geçirilebilecek aktiviteler planlanmalı ve günlük rutin içerisinde rahatlatıcı aktivitelere, egzersizlere mutlaka yer verilmelidir. Ayrıca çocukların yanında konuyla ilgili kaygılardan bahsedilmemeli ve ilgili haberlere verilen tepkiler sakin ve kontrollü olmalıdır. Çocuklara, endişe duyduklarında veya herhangi bir soru işareti ile karşılaştıklarında ebeveynleriyle rahat bir şekilde iletişim kurabileceği güveni sağlanmalı, yaşadığı güçlükler mutlaka dikkate alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki bu süreçte çocuğun kendisini güvende hissetmesi ve her an iletişime açık, kaygılarını paylaşabileceği, sorularına yanıt bulabileceği bir ortamda bulunduğuna inanması çok önemlidir."
- "Ebeveynlere büyük bir sorumluluk düşüyor"
Çocukların bu dönemde evde kalma zorunluluğu, arkadaşları ve öğretmenlerinden uzak olma gibi güçlüklerle baş etmek zorunda olduğunu belirten Özdemir, böyle bir durumda ebeveynlere oldukça büyük bir sorumluluk düştüğünü belirtti.
Rutinler ve alıştıkları düzenin çocuklar için oldukça önem taşıdığını kaydeden Özdemir, "Rutinlerinin bozulması güvensizlik hissine sebebiyet verebilir. Bunun önüne geçmek için, düzeni korumak ve günü planlamak yardımcı olabilir. Günü planlama konusunda çocuğun fikrini almak, yapmak istediği aktiviteleri göz önünde bulundurmak ve planlama sürecine katılımını sağlamak güven ortamı sağlamak için yardımcı bir adımdır." ifadelerini kullandı.
Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzaktan eğitim sürecine tıpkı olağan okul sürecinde olduğu gibi yaklaşılmalı; okul rutinini tekrar sağlamaya özen gösterilmelidir. Sabah erken saatte uyanmak ve kahvaltı yapmak iyi bir başlangıç olacaktır. Ev ortamı fiziksel açıdan öğrenme sürecine uygun hale getirilmeli, çocuğun rahat hissedebilmesi için uygun koşullar sağlanmalıdır. Çocuk, ders için gerekli araç-gereçleri tıpkı okula gider gibi hazırlamalı, gerekli olabilecek tüm materyalleri öğrenme sürecinin gerçekleşeceği odada hazır bulundurmalıdır.
Öğrenme süreci boyunca çocukların bağımsız olmalarına izin verilmeli, eğer mümkünse bu süreçte çocuk odada yalnız olmalıdır. Desteğe ihtiyaç duyan çocuklar için ise, ebeveyn gözlemci konumunda olmalı; sürece olabildiğince az müdahalede bulunmalıdır. Gün öncesi ve gün sonunda öğrenme süreci ile ilgili değerlendirme yapmak; çocuğa sorular sormak, ödevleri ile ilgili
bilgi almak, neler öğrendiğini tartışmak sürece pozitif bir katkı sağlayacaktır. Uzaktan eğitim süresi boyunca çocukların ekran başında geçirecekleri süre artacağı için; ders dışında televizyon, tablet ve telefon gibi cihazların kullanımında dikkatli olunmalı ve kullanım süreleri yapılandırılmalıdır.
Bu noktada aileler çocuklara model olmalı; kendilerinin teknolojik cihazlarla geçirdikleri süreyi asgari düzeyde tutmalıdır. Evden çalışan ve teknolojik cihazlarla yoğun vakit geçirmek zorunda olan aileler ise çocuklarına bunun bir gereklilik olduğundan söz etmeli; birlikte olunan yemek yeme, aile aktiviteleri gibi zaman dilimlerinde teknolojik cihazlardan uzak durmaya özen göstermelidir. Tüm bu süreç, ebeveynlerin üstün bir çabasını gerektirmekte ve yaşam stillerini oldukça etkilemektedir. Bu noktada ebeveynler kendilerini ihmal etmemeli ve kendileri için serbest zaman dilimleri oluşturmalıdır. Hoşlandıkları aktiviteler ile vakit geçirmek, kendilerine zaman ayırmak, rahatlatıcı egzersizler yapmak, yakınlarıyla uzaktan da olsa vakit geçirebileceği keyifli yollar bulmak stres yönetimi konusunda yardımcı olacaktır."