Akdeniz'de it dalaşı dönemi
İsrail'e karşı uygulanacak "Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi" kapsamında 3 Türk firkateyni Akdeniz'e çıkıyor.
Türk Donanması'nın Akdeniz'de görev yapması için Güney Deniz Saha Komutanlığı'nda hazırlıklar başladı. İsrail'e karşı uygulanacak "Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi" yaptırımı kapsamında 3 Türk firkateynin görev yapması planlanıyor. 3 firkateyn, Gazze'ye yardım götürecek sivil gemilere de koruma sağlayacak. Doğu Akdeniz'de devriye görevi yapacak gemilerin seyrüsefer serbestisi, Ege hava sahasında Yunanistan'a karşı uygulanan politikanın benzeri şeklinde gerçekleşecek. İsrail, kara sularının bittiği 12 mil dışında herhangi bir gemiye müdahale ederse Türk donanması devreye girecek. Türk gemileri, Türkiye'nin uluslararası sular olarak kabul ettiği 12 mil dışındaki bölgede İsrail donanmasından bir gemiyle karşı karşıya gelinmesi durumunda uzaklaşmak yerine 100 metreye kadar ilerleyecek. Karşı geminin silah sistemlerini kilitleyecek. Böylece Ege Hava sahasında savaş uçaklarıyla yaşanan it dalaşlarının bir benzeri Doğu Akdeniz'de gemiler arasında gerçekleşecek. Ege'deki 'it dalaşının' ardında iki ülkenin hava sahası sınırları ve FIR hattını farklı yorumlaması yatıyor. Yunanistan, karasuları 6 mil olan adaların hava sahasının 10 mil olduğu iddiasında. Türkiye ise karasuları ile hava sahasının aynı genişlikte olması gerektiğini, Yunanistan'ın "egemenlik hattı" olarak gördüğü alanın uluslararası hava sahası olduğunu savunuyor.
SAYI VE TEKNOLOJİ
Başbakan Erdoğan'ın Gazze'ye gidecek olası yardım gemilerine Türk Donanması'nın eşlik edeceği açıklamasından sonra dikkatler Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine çevrildi. 4 değişik sınıfta 17 fırkateyni olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın 6 korveti ve 14 adet denizaltısı bulunuyor. Deniz araçları ve personel açısından Türkiye, İsrail'den daha üstün. İsrail'in ise 13 torpido gemisi, 3 denizaltısı, 2 anti denizaltı gemisi ve 3 hava destek gemisi var. Ancak İsrail'in silah sistemleri son teknolojiyle donatılmış durumda. Güdümlü mermilerle donatılan gemiler 120 mil öteden hedef vurabiliyor.
DIŞ BASIN: İsrail yalnız
La Repubblica: İsrail hükümeti bölgede yaşanan son gelişmeler sonrası daha yalnız kaldı. Mavi Marmara saldırısı için Türkiye'den özür dilememesine, Suriye'deki karışık durum ve Mısır ile yaşadığı gerilimlere son olarak Mısırlı protestocuların İsrail'in Kahire Büyükelçiğine girmesi eklenince İsrail'in bölgesinde giderek izole oldu.
Corriere della Sera: Başbakan Erdoğan Mısır'da başlayarak 'Arap baharı' turunu çıkıyor. Mısır, Libya ve Tunus gibi ülkeleri uzun yıllardır yöneten liderlerin devrilmesinden sonra Erdoğan bölgeye giden ilk lider oldu.
Haaretz: İsrail'in, Türkiye ve Mısır ile yaşadığı krizler Gazze savaşının bedeli. Şok dalgaları şimdi geliyorlar ve çok büyükler. Her gün, yeni tehlikeler içeriyor. Bazıları da, İsrail'in saldırganlığının, küstahlığının ve dikkatsizliğinin ürünüdür. Sonucu şudur: Bölgede İsrail'i kabul eden yegane iki ülke Türkiye ve Mısır, İsrail ilişkilerini yakıyorlar. Birincisi bir hükümet kararıyla, ikincisi ile öfkeli bir kalabalığının aracılığıyla.
Jerusalem Post: Akdeniz'de "seyrüfeser serbestisi"nin sağlanacağı açıklaması yapan Erdoğan'ı bir tek frenleyebilecek unsur, üzerinde yapılacak uluslararası baskıdır. Bu strateji, daha kuvvetli bir Amerikan tutumu talep edilerek başlamalıdır, özellikle, Erdoğan'ı, Türk donanmasını gerçek bir askeri çatışmayı tetikleyebilecek bir biçimde konuşlandırılmasından vazgeçirmek için.
LİEBERMAN: ÇATIŞMA İSTEMİYORUZ
Önceki gün yaptığı açıklamalarla şimşekleri üzerine çeken İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, dün İsrail ordu radyosunda Türkiye ile çatışma yaşamak istemediklerini söyledi. Lieberman, "beyaz bayrak sallamayacaklarını", ancak yine de Türkiye ile ilişkilerini onarmayı umduklarını belirtti. Lieberman, kendisine yöneltilen Türkiye'yi cezalandırmak için terör örgütü PKK'ya destek verip vermeyecekleri yönündeki soruları ise geçiştirdi.